باب: في
الزكاة، وأن
لا يفرَّق بين
مجتمع، ولا
يُجمع بين
متفرق، خشية
الصدقة.
3. ZEKATTA HiLE. ZEKAT ARTAR VE EKSİLİR KORKUSUYLA DAĞINIK
BULUNANLAR TOPLANMAZ, TOPLU BULUNANLAR AYRILMAZ
حدثنا محمد
بن عبد الله
الأنصاري: حدثنا
أبي: حدثنا
ثمامة بن عبد
الله ابن أنس:
أن أنساً حدثه:
أن
أبا بكر كتب
له فريضة
الصدقة التي
فرض رسول الله
صلى الله عليه
وسلم: (ولا
يُجمع بين
متفرِّق، ولا
يُفرَّق بين
مجتمع، خشية
الصدقة)
[-6955-] Enes b. Malik r.a.'in nakline göre Ebu Bekir
r.a., Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in takdir buyurduğu zekat
miktarlarına dair Enes b. Malik'e bir mektup yazdı. Bu mektupta zekat (artar)
korkusuyla dağınık olan zekat malı biraraya toplanmaz, toplu bulunanlar da
dağıtılmaz diyordu.
حدثنا قتيبة:
حدثنا
إسماعيل بن
جعفر، عن أبي
سهيل، عن
أبيه، عن طلحة
بن عبيد الله:
أن
أعرابياً جاء
إلى رسول الله
صلى الله عليه
وسلم ثائر
الرأس، فقال:
يا رسول الله،
أخبرني ماذا
فرض الله علي
من الصلاة؟
فقال:
(الصلوات الخمس
إلا أن تطوَّع
شيئاً). فقال:
أخبرني بما فرض
الله علي من
الصيام؟ قال:
(شهر رمضان
إلا أن تطوَّع
شيئاً). قال:
أخبرني بما فرض
الله علي من
الزكاة؟ قال:
فأخبره رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
بشرائع
الإسلام. قال:
والذي أكرمك،
لا أتطوَّع
شيئاً، ولا
أنقص مما فرض
الله عليَّ
شيئاً. فقال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم: (أفلح إن
صدق، أو: أدخل
الجنة إن صدق).
[-6956-] Talha b. Ubeydullah şöyle anlatmıştır: Saçı başı
darmadağın bir bedevi Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in huzuruna geldi
ve
"Ya Resulallah! Allah'ın benim üzerime namazda neyi farz
kıldığını bana haber ver" dedi. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem
''Allah beş vakit namazı farz kıldı. Ancak gönülden gelerek yaptığın nafile
ibadet/eri yapabilirsin" buyurdu. Bedevi "Allah'ın benim üzerime
oruçtan neyi farz kıldığını haber ver" dedi. Resulullah Sallallahu Aleyhi
ve Sellem "Ramazan ayında oruç tutmayı farz kıldı, ancak gönlünden geldiği
kadar oruç tutabilirsin" buyurdu. Bedevi ''Allah'ın bana zekattan neyi
farz kıldığını haber ver!" dedi. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem de
ona'islam'ın öngördüğü dini, dünyevi hükümleri haber verdi. Bedevi "Sana
ikramda bulunan Allah'a yemin ederim ki ben gönüllü olarak hiçbir şey yapmam ve
Allah'ın bana farz kılmış olduğu hiçbir şeyi de eksik bırakmam" dedi.
Bunun üzerine Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Eğer doğru söylüyorsa
felah buldu" ya da "Eğer doğru söylüyorsa cennete girdi" dedi.
وقال بعض
الناس: في
عشرين ومائة
بعير حِقَّتان،
فإن أهلكها
متعمداً، أو
وهبها، أو
احتال فيها
فراراً من
الزكاة، فلا
شيء عليه.
Birileri (Ebu Hanıfe) şöyle demiştir: 120 devede üç yaşına basmış
iki deve zekat vardır. Eğer develerin sahibi bilerek bu 120 deveyi yok eder
yahut hibe eder veyahut zekattan kaçmak için bir hile yaparsa artık ona hiçbir
zekat yoktur.
حدثني إسحق:
حدثنا عبد
الرزاق: حدثنا
معمر، عن
همَّام، عن
أبي هريرة رضي
الله عنه قال:
قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم: (يكون
كنز أحدكم يوم
القيامة
شجاعاً أقرع،
يفرُّ منه صاحبه،
فيطلبه ويقول:
أنا كنزك،
قال: والله لن
يزال يطلبه،
حتى يبسط يده
فيلقمها فاه).
[-6957-] Ebu Hureyre r.a.'in nakline göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem şöyle buyurdu:
"(Zekatı verilmeden saklanmış) servetiniz, kıyamet gününde
çok zehirli erkek bir yılan (kılığında) olur, sahibi ondan kaçar, o da
sahibinin peşine düşer ve
'Ben senin (dünyadaki) servetinim!' der durur." Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdu ki:
"VAllahi o yılan sahibinin peşinden aynlmaz. Nihayet mal
sahibi elini uzatır da kendi elini onun ağzına verip yutturur."
وقال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم:
(إذا ما ربُّ
النَّعَم لم
يعط حقَّها
تُسلَّط عليه
يوم القيامة،
فتخبط وجهه
بأخفافها).
[-6958-] Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem yine
şöyle buyurdu:
"Hakkını (yani zekatım) vermeyen deve sahibine de kıyamet
günü o develer kendisinesaldırtılır da onlar tabanlanyla sahibinin yüzü üstüne
basıp çiğnerler."
وقال بعض
الناس: في رجل
له إبل، فخاف
أن تجب عليه
الصدقة،
فباعها بإبل
مثلها أو بغنم
أو ببقر أو بدراهم،
فراراً من
الصدقة بيوم
احتيالاً،
فلا شيء عليه.
وهو يقول: إن
زكَّى إبله
قبل أن يحول الحول
بيوم أو بستة
جازت عنه.
Birileri (Numan b. Sabit) şöyle demişlerdir: Bir adamın çok
develeri olup da kendisine zekat vacip olacağından korkarak bu develerini
onların benzeri olan başka develerle yahut koyunlarla veya sığırlarla (trampa
tarzında) satsa veya zekat yılı dolmadan bir gün önce zekattan kaçmak için
onları bir hlle yaparak dirhem (para) mukabili satsa o kimsenin üzerine
zekattan hiçbir şey gerekmez. Halbuki bunu söyleyen kişi "Bu develerin
sahibi eğer zekat yılı tamam olmadan bir gün yahut altı ay önce develerinin
zekatlarını verse bu onun zekaİ! yerine geçer" demektedir.
حدثنا قتيبة
بن سعيد:
حدثنا ليث، عن
ابن شهاب، عن
عبيد الله بن
عبد الله بن
عتبة، عن ابن
عباس أنه قال:
استفتى
سعد بن عبادة
الأنصاري
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم في نذر
كان على أمه،
توفيت قبل أن
تقضيه، فقال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم: (اقضه
عنها).
[-6959-] İbn Abbas şöyle demiştir: Sa'd b. Ubade
el-Ensari anası üzerinde bir adak borcu olduğunu ve bu adağını yerine
getiremeden vefat ettiğini ifade edip, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve
SellemIden bunun fetvasını istedi. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem de
ona:
''Anan adına o adağı yerine getir" buyurdu.
وقال بعض
الناس: إذا
بلغت الإبل
عشرين ففيها أربع
شياه، فإن
وهبها قبل
الحول أو
باعها فراراً
أو احتيالاً
لإسقاط
الزكاة، فلا
شيء عليه،
وكذلك إن
أتلفها فمات،
فلا شيء في
ماله.
Birileri (Ebu Hanife) şöyle demiştir: Develer yirmiye ulaşınca
dört koyun zekatı vardır. Deve sahibi bu develeri zekat yılı tamam olmadan önce
bağışlar veya zekatı düşürmek için bir hile yapar ya da zekattan kaçarak onları
satarsa üzerine zekat borcu olmaz. Eğer develeri itlaf eder ve develer ölürse
yine böyledir. O kimseye malı hakkında bir şey yoktur.
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"Zekatta hile." Yani zekatı düşürme konusunda hileleri
terk etme.
"Birileri (Ebu Hanife) şöyle demiştir: 120 devede üç yaşına
basmış iki deve zekat vardır ... " İbn Battal şöyle demiştir:
Bilginler, bir kimsenin -zekattan kaçma niyeti olmadığı
takdirde- senesi dolmadan satış yapmak, bağışta bulunmak ve onu kesmek gibi
malı üzerinde bir tasarrufta bulunmasının caiz olduğu noktasında icma
etmişlerdir. Yine bilginler, malın üzerinden bir yıl geçtiğinde toplu olan
maııarı dağıtarak veya dağınıkları toplamak suretiyle hile yapmanın helal
olmadığı noktasında da görüş birliğine varmışlardır. Bundan sonra ise ihtilaf
etmişlerdir. İmam Malik şöyle der:
Bir kimse zekattan kaçmak maksadıyla senenin dolmasına bir ay
veya benzeri bir süre kala malının bir kısmını elinden çıkaracak olursa sene
dolduğunda zekatını vermekle yükümlüdür. Çünkü Ebu Bekir mektubunda "zekat
(artar) korkusuyla" demektedir. İmam Ebu Hanife şöyle demiştir:
Kişi senenin dolmasına bir gün kala zekattan kaçmak maksadıyla
malının bir kısmını elindençıkarmaya niyet ederse, bu niyet kendisine
zararvermez. Çünkü zekat ancak sene dolunca gerekli olur. Dolayısıyla bu kimse zekattan
kaçmış durumuna düşmez. "Zekat (artar) korkusuyla." Bu sakınca ancak
zekat artar korkusu taşındığında sözkonusudur. Müheııeb şöyle demiştir:
Buhari'nin demek istediği şudur:
Zekatı düşürmek maksadıyla insanın yapmış olduğu bütün hilelerin
günahı o kimsenin üzerinedir. Çünkü Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem
zekat korkusuyla koyunları bir araya toplama veya dağıtmayı yasaklamıştır. Bu
yasaklıktan anlaşılan budur. Talha hadisindeki "Eğer doğru söy/üyorsa
fe/ah bu/du" ifadesinden anlaşılan, Allah'ın koyduğu farzlardan herhangi
birini bir hile yaparak eksiltmeye yönelen kimsenin iflah olmayacağıdır.
Müheııeb şöyle der:
Fıkıh bilginlerinin mal sahibinin sene dolmadan önce malı
üzerinde tasarrufta bulunması ve bununla zekattan kaçmayı istemesi meselesinde
verdikleri hüküm şudur:
Bir kimse buna niyet edecek olursa üzerinden günah sakıt olmaz.
Böyle bir kimse, Ramazan hilalini görmeden bir gün önce Ramazan orucu tutmaktan
kaçmak için orucu yemek maksadıyla hiç ihtiyaç yokken yolculuğa çıkan kimseye
benzer. Böyle bir kişi ilahi tehdide maruz kalır.