SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-İKRAH

<< 2257 >>

باب: لا يجوز نكاح المكره.

3. ZORLANAN KİMSENİN NİKAHININ CAİZ OLMAMASI

 

{ولا تكرهوا فتياتكم على البغاء إن أردن تحصُّناً لتبتغوا عرض الحياة الدنيا ومن يكرههنَّ فإن الله من بعد إكراههنَّ غفور رحيم} /النور: 33/.

Allahu Teala şöyle buyurmuştur: "Dünya hayatının geçici menfaatlerini elde edeceksiniz diye namuslu kalmak isteyen cariyelerinizi fuhşa zorlamayın. Kim onları zor altında bırakırsa bilmelidir ki zorlanmalarından sonra Allah (onlar için) çok bağışlayıcı ve merhametlidir."(Nur 33)

 

حدثنا يحيى بن قزعة: حدثنا مالك، عن عبد الرحمن بن القاسم، عن أبيه، عن عبد الرحمن ومجمِّع ابني يزيد بن جارية الأنصاري، عن خنساء بنت خذام الأنصارية:

 أن أباها زوجها وهي ثيِّب فكرهت ذلك، فأتت النبي صلى الله عليه وسلم فردَّ نكاحها.

 

[-6945-] Hansa binti Hizam el-Ensari'nin nakline göre "Babası rızasını almaksızın kendisini evlendirmişti. Halbuki Hansa dul bir kadındı. Hansa Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e gelerek bu nikahı reddetti."

 

 

حدثنا محمد بن يوسف: حدثنا سفيان، عن ابن جريج، عن ابن أبي مليكة، عن أبي عمرو، وهو ذكوان، عن عائشة رضي الله عنها قالت:

 قلت: يا رسول الله، يستأمر النساء في أبضاعهن؟ قال: (نعم). قلت: فإن البكر تستأمر فتستحي فتسكت؟ قال: (سكاتها إذنها).

 

[-6946-] Aişe r.anha şöyle anlatmıştır: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e "Ya Resulallah! Nikah akitleri hususunda kadınların görüşleri alınır mı?" diye sordum. Bana

 

"Evet" buyurdu. Ben "(Ya Resulallah!) Bakirenin evleneceği kimse hakkında görüşüne başvurulursa utanır, susar" dedim. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Onun sükutu iznidir" buyurdu.

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Dünya hayatının geçici menfaatlerini elde edeceksiniz diye namuslu kalmak isteyen cariyelerinizi fuhşa zorlamayın." Ayette cariyelerin "namuslu kalmak istemeleri" şeklinde kayıtlanmasının hikmeti şudur: Zorlama, ancak namuslu kalmak isteme ile gerçekleşir. Zira gönüllü ilişkiye giren kadına zorlanmış denmez. Buna göre ayeti şöyle anlamak gerekir: Dünya hayatının geçici menfaatlerini . elde edeceksiniz diye adetleri fuhuş yapmak olan cariyelerinizi fuhşa zorlamayın. Bu gerçek bazı müfessirler tarafından anlaşılmamış ve "namuslu kalmak isteyen ... " ifadesini bundan önceki "aranızdaki bekarları evlendirin" ayeti ile irtibatlandırmışlardır. Bu ayetle ilgili kalan açıklama iki başlık sonra gelecektir.

 

İbn Battal şöyle demiştir: Çoğunluk, zorlanan kimsenin nikahının batıl olduğu kanaatine varmışlardır. Kt1feli fıkıh bilginleri ise buna cevaz vermişler ve "Bir kimse bir kadınla on bin dirhem karşılığında evlenmeye zorlansa ve bu kadının mehr-i misli bin dirhem olsa bu nikah sahihtir ve o kişinin bin dirhem vermesi gerekir. Bunun dışındaki miktar batıl olur" demişlerdir. İbn Battal şöyle devam eder: KOfe bilginleri fazla olan miktarı zorlama dolayısıyla iptal edince, aynı zorlama nedeniyle nikah da kökünden b atıl olmuş olur. Erkek nikaha razı olup, mehre zorlansa mesele üzerinde ittifak edilen mesele haline gelir. Bu durumda nikah akdi sahih olup, erkeğin gerdeğe girmekle birlikte belirlenen mehri vermesi gerekir. Erkek nikahlanmaya ve kadınla ilişkiye zorlansa kendisine had cezası uygulanmaz ve hiçbir şey vermesi gerekmez. Buna karşılık akde razı olmaksızın gönüllü olarak ilişkiye girse had cezası gerekir. İmam Buhari bu başlık altında iki hadise daha yer vermiştir. Bunlardan birisi Hansa binti Haddam hadisidir. Bu hadisin açıklaması Nikah bölümünde geçmişti.

 

باب: إذا أكره حتى وهب عبداً أو باعه لم يجز.

4. ZORLAMA NETİCESİNDE KÖLE BAĞIŞLAMA VEYA SATMANIN CAİZ OLMADIĞI

 

حدثنا أبو النعمان: حدثنا حمَّاد بن زيد، عن عمرو بن دينار، عن جابر رضي الله عنه:

 أن رجلاً من الأنصار دبر مملوكاً، ولم يكن له مال غيره، فبلغ ذلك رسول الله صلى الله عليه وسلم، فقال: (من يشتريه مني). فاشتراه نعيم بن النحَّام بثمانمائة درهم. قال: فسمعت جابراً يقول: عبداً قبطياً، مات عام أول.

 

[-6947-] Cabir r.a. şöyle anlatmıştır: Ensar'dan bir adam "Ben öldükten sonra hürsün" diye kölesini müdebber olarak azad etmişti. Halbuki bu kişinin o köleden başka hiçbir malı yoktu. Yaptığı butasarruf Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in kulağına gidince

 

"Bunu benden kim satın almak ister" diye sordu. Bunun üzerine o köleyi Nuaym b. en"Nahham 800 dirheme satın aldı. Hadisi rivayet eden ra vi şöyle devam etti: "Ben Cabir'i 'o köle kıpti olup, evvelki yıl öldü' derken işittim.

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Zorlama neticesinde köle bağışlama veya satmanın caiz olmadığı." Yani bu satış Ve hibe caiz değildir. Dolayısıyla köle o kimsenin mülkiyetinden çıkmaz.

 

Bazı bilginler bu doğrultuda görüş beyan etmişlerdir. Buna göre müşteri o konuda adakta bulunsa bu caizdir yani adak, adağı yapan kimse hakkında geçerlidir. Zorlamayla birlikte yapılan satış sahihtir, hibe de böyledir.

 

"........." yani onun nezdinde demektir. "Za'm" çoğunlukla "söz" anlamında kullanılır.

"Müdebber yaparsa da böyledir." Yani zorlama altında kölesini müdebber yapması geçerlidir. İbn Battal'ın nakline göre Muhammed b. Sahnun şöyle demiştir: Kufe fıkıh bilginleri zorlanan kimseninyaptığı satışın batıl olduğu noktasında çoğunluğa uymuşlardır. Bu, zorlamayla birlikte yapılan satışın mülkiyeti nakletmemesini gerektirir.

 

Mühelleb şöyle der: Bilginler satış ve hibeye zorlama olduğu takdirde satış caiz değildir. Ebu Hanife'nin "Müşteri buna inanırsa veya kölesini müdebber yaparsa bu caizdir. Kendisine bir şey bağışlanan da müşteri gibidir" dediği nakledilmiştir. Ebu Hanife bu meseleyi fasit satışa mukayese ediyor gibidir. Çünkü onlar fasit satışta müşterinin tasarrufunun geçerli (nafiz) olduğunu söylerler.