SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’D-DİYAT

<< 2236 >>

باب: إذا مات في الزحام أو قُتِل.

16. KALABALIK İÇİNDE ÖLME VEYA ÖLDÜRÜLME

 

حدثني إسحق بن منصور: أخبرنا أبو أسامة قال: هشام أخبرنا عن أبيه، عن عائشة قالت:

 لما كان يوم أحد هزم المشركون، فصاح إبليس: أي عباد الله أخراكم، فرجعت أولاهم فاجتلدت هي وأخراهم، فنظر حذيفة فإذا هو بأبيه اليمان، فقال: أي عباد الله أبي أبي، قالت: فوالله ما احتجزوا حتى قتلوه، قال حذيفة: غفر الله لكم  .قال عروة: فما زالت في حذيفة منه بقية خير حتى لحق بالله.

 

[-6890-] Aişe r.anha şöyle anlatmıştır: Uhud savaşı günü müşrikler yenildiler. İblis

 

"Ey Allah'ın kulları! Arkanıza dikkat!" diye bağırdı. Bunun üzerine önde bulunanlar arkaya döndüler ve onlarla arkadakiler çatışmaya başladılar. Huzeyfe etrafa bakarken bir de ne görsün, babası el-Yeman Huzeyfe "Ey Allah'ın kulları! Babam o, babam o!" diye bağırdı. Hz. Aişe r.anha şöyle devam eder: Allah'a yemin olsun ki onu kurtaramadılar ve sonunda öldürdüler.

 

Huzeyfe "Allah sizi affetsin" dedi. Urve şöyle demiştir: Huzeyfe babasını öldüren Müslümanlara son nefesini verinceye kadar dua ve istiğfar etti durdu.

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Kalabalık içinde ölme veya öldürülme." İmam Buhari burada Huzeyfe'nin babası el-Yeman'ın öldürülmesi olayını konu alan Aişe r.anha hadisine yer vermiştir. İbn Battal şöyle der: Hz. Ali ve Ömer bu durumda ölen kimsenin beytü'l-malden diyetini vermek gerekir mi yoksa gerekmez mi diye ihtilaf etmişlerdir. İshak, verilmesi gerektiğini söylemiştir. Onun bakış açısı şöyledir: Ölen kişi,

 

. Müslüman bir topluluğun fiili neticesinde ölmüş bir Müslümandır. Dolayısıyla beytü'l-malden diyetini vermek gerekir. Biz de şunu ekleyelim: Herhalde İshak'ın delili Huzeyfe olayının rivayet yollarından birinde yer alan ifadedir. Bunu Ebü'!Abbas es-Serrac, Tarih'inde İkrime'den şöyle nakleder: Uhud günü Huzeyfe'nin babasını bir Müslüman müşriklerden zannederek öldürdü. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Sallallahu Aleyhi ve Sellem onun diyetini ödedi. Bu haberin ravileri -mürsel olmakla birlikte- sikadır. Söz konusu haberin yanlışlıkla öldürmede af konusunda mürsel bir şahidi geçmişti. Müsedded'in Müsned'inde Yezid b. Mezkur'dan rivayetine göre adamın biri bir Cuma günü kalabalık tarafından sıkıştırıldı ve öldü. Bunun üzerine Hz. Ali onun diyetini beytü'l-malden ödedi. Bu konuda başka görüşler de vardır. Bunlardan birisi Hasen-i Basrl'ye aittir. Buna göre ölen kişinin diyeti orada bulunan herkes tarafından ödenmelidir. Bu bir önceki görüşten daha özeldir. Bu görüşün dayanağı şu anlayıştır: O kişi orada bulunanların fiilleri neticesinde ölmüştür. Dolayısıyla yaptıkları fiilin neticesi kendilerinden öteye geçip, başkalarını etkilemez. Bu konudaki görüşlerden birisi de İmam Şafiı ve ona tabi olanlara aittir. Buna göre ölen kişinin velisine "Dilediğin bir kimseden davacı 01. Eğer yemin edersen diyeti hak edersin, yeminden kaçınırsan davalı kimse gerçeğin böyle olmadığına dair yemin eder ve böylece dava düşer" denir. Bu yaklaşımın düşünce tarzına gelince, alen kimsenin kan bedeli ancak talep neticesinde ödenmesi gerekli olan bir yükümlülük haline gelir. Bir başka görüş ise İmam Malik' e aittir. Ona göre bu durumda ölen kimsenin kanı heder olmuştur. Bu yaklaşımın düşünce tarzı ise şöyledir: Ölen kimsenin katilinin kim olduğu bilinmediğine göre herhangi bir kimseyi sorumlu tutmak imkansızdır. Bu görüşlerden hangisinin tercihe değer olduğuna "Yanlışlıkla Öldürmede Af" başlığı altında işaret edilmiştir.

 

باب: إذا قتل نفسه خطأ فلا دية له.

17. KENDİSİNİ YANLIŞLIKLA ÖLDÜREN KİMSENİN DİYETİ YOKTUR

 

حدثنا المكِّيُّ بن إبراهيم: حدثنا يزيد بن أبي عبيد، عن سلمة قال:

 خرجنا مع النبي صلى الله عليه وسلم إلى خيبر، فقال رجل منهم: أسمعنا يا عامر من هُنيَّاتك، فحدا بهم، فقال النبي صلى الله عليه وسلم: (من السائق). قالوا: عامر، فقال: (رحمه الله). فقالوا: يا رسول الله، هلا أمتعتنا به، فأصيب صبيحة ليلته، فقال القوم: حبط عمله، قتل نفسه، فلما رجعت وهم يتحدثون أن عامراً حبط عمله، فجئت إلى النبي صلى الله عليه وسلم فقلت: يا نبي الله، فداك أبي وأمي، زعموا أن عامراً حبط عمله، فقال: (كذب من قالها، إن له لأجرين اثنين، إنه لجاهد مجاهد، وأي قتل يزيده عليه).

 

[-6891-] Seleme şöyle demiştir: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'la birlikte Hayber'e çıkmıştık. Onlardan birisi "Ey Amir! Bize kısa şiirlerinden bir şeyler söyle" dedi. O kişi de bunları şiir söyleyerek götürdü. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Sevkeden kimdir?" diye sordu. Oradakiler "Amir' dir" dediler. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem 'Iillah ona rahmet eylesin" dedi. İnsanlar "Ya Resulallah! Keşke bizi ondan biraz daha yararlandırsaydınız!" dediler. Amir, o gecenin sabahında yaralandı. İnsanlar "Amir'in ameli boşa gitti. Kendi kendini öldürdü" dediler. Onlar Amir'in ameli boşa gitti derken ben döndüm ve Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e dedim ki:

 

"Ya Resulallah! Anam babam sana feda olsun! İnsanlar Amir'in amelinin boşa gittiğini söylüyorlar." Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Bunu söyleyenler yalan söylerler. Onun iki sevabı var. O hem cahid ve hem de mücahiddir. Hangi katil onun ecrine ecir katabilir" dedi.

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Kendisini yanlışlıkla öldürenin diyetinin olmadığı" konusunda İsma1li şöyle der: Kendisini teammüden öldüren e de diyet yoktur. Netice olarak "yanlışlık" kelimesinin anlama kattığı herhangi bir farklılık mevcut değildir. Öyle anlaşılıyor ki İmam BuhM' öldürmeyi "yanlışlık" kelimesiyle bu konunun ihtilaflı olması dolayısıyla kayıtlamışhr. İbn Battal şöyle der: Evzaı, Ahmed b. Hanbel ve İshak, bu durumdaki kimsenin akilesinin diyetini ödemesi gerekir demişlerdir. Böyle bir kimse yaşadığı takdirde bu diyeti onlardan alır, öldüğü takdirde diyeti varislerinindir. Çoğunluğu oluşturan fıkıh bilginleri şöyle der: Bu konuda herhangi bir şey vermek gerekli değildir. Burada yer verdiğimiz Amir olayı çoğunluğu destekleyen bir delildir. Zira Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in bu olayda Amir için herhangi bir şey vermesi gerektiğine hükmettiği nakledilmemiştir. Şayet bir şey vermek gerekseydi, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bunu açıklardı. Zira ihtiyaç anında açıklamayı ertelerrek caiz değildir. Bilginler bir kimse teammüden veya yanlışlıkla bir tarafını kestiği takdirde ona herhangi bir şey vermek gerekmediği noktasında görüş birliği etmişlerdir.

 

İbn Battal şöyle demiştir: Bu rivayet yolunda Amir'in kendisini ne şekilde öldürdüğü belirtilmemektedir. Bu konu Edep bölümünde daha önce geçmişti. Orada şöyle demiştik: "Amir'in kılıcı kısaydı. Bir yahudiye saldırmak üzere kılıcını eline almıştı. Kılıcın ucu döndü ve onun dizine geldi."