باب: ميراث
الملاعنة.
17. KARŞILIKLI LiAN YAPAN KARl-KOCANIN BiRBiRiNE MiRASÇı OLMASI
حدثني يحيى
بن قزعة:
حدثنا مالك،
عن نافع، عن ابن
عمر رضي الله
عنهما:
أن
رجلاً لاعن
امرأته في زمن
النبي صلى
الله عليه
وسلم وانتفى
من ولدها،
ففرق النبي
صلى الله عليه
وسلم بينهما،
وألحق الولد
بالمرأة.
[-6748-] İbn Ömer r.a.'in nakline göre adamın biri Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in zamanında hanımıyla mülaane yaptı ve kadının
çocuğunu (n kendinden olduğunu) kabul etmedi. Bunun üzerine Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem aralarını ayırdı, boşanmalarına hükmetti, çocuğa da kadının
nesebini verdi.
Fethu'l-Bari Açıklaması:
İmam Buharl'nin bu başlığı kullanmaktan maksadı kadının
kocasıyla mülaanesine konu olan çocuğa mirasçı olup olmayacağıdır. İmam Buhari
burada İbn Ömer' in mülaane konusundaki muhtasar hadisine yer vermiştir. Bu
hadisin açıklaması lian bölümünde daha önce geçmişti.
Burada hadise yer verilmesinin amacı "çocuğa da kadının
nesebini verdi" cümlesidir. Selef bilginleri bir kimsenin nesebini kabul
etmediği çocukla arasında miras cereyan etmeyeceği noktasında ittifak etmekle
birlikte, onun nesebinin annesine verilmesinin ne anlama geldiği meselesinde
ihtilaf etmişlerdir. Hz. Ali ve İbn Mesud kocasıyla mülaane yapmış kadının oğlu
hakkında şöyle demişlerdir:
"Bu çocuğun asabesi annesinin asabesidir.Çocuk onlara,
onlar da çocuğa mirasçı olurlar." Bu haberi İbn Ebi Şeybe rivayet
etmiştir. İbrahim en-Nehaı ve Şa'bl'nin görüşü de bu doğrultudadır. Hz. Ali ve
İbn Mesud'un sadece çocuğun annesini asabe kabul ettikleri ve malın tamamının
ona verileceğini söyledikleri, naklediimiştir. Anne, çocuktan önce öldüğü
takdirde çocuğun malı annenin asabesine aittir. Aralarında Hasan-ı Basrl, İbn
Sırın, Mekhul, Sevrı, -bir rivayete göre- Ahmed b. Hanbel'in de bulunduğu bir
topluluk bu doğrultuda hüküm vermişlerdir. Hz. Ali'den nakledilen bir rivayete
göre mülaane yapmış olan kadın çocuğuna mirasçı olur. Anneden olan erkek
kardeşleri de anneye mirasçı olur. Mirastan herhangi bir şeyarttığında o kısım
da beytü'l-male intikal eder. Zeyd b. Sabit, bilginlerin çoğunluğu ve belli
başlı büyük şehirlerdeki fıkıh bilginlerinin (fukahu'l-emsar) ekseriyeti bu
görüştedir. İmam Malik şöyle demiştir:
Ben ilim ehli bilginleri bu yaklaşımı benimser gördüm. Şa'bl'nin
şöyle dediği naklediImiştir: KufeIiler, Hz. Osman zamanında Hicaz' a birisini
göndererek mülaane yapmış kadının' oğlunun miras hükmünü sordular. Hicazlılar
onlara çocuğun mirasının annesine ve annesinin asabesine kalacağını haber
verdiler.