SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-FERAİZ

<< 2191 >>

باب: ذوي الأرحام.

16. ZEVİ'L.ERHAM

 

حدثني إسحق بن إبراهيم قال: قلت لأبي أسامة: حدثكم إدريس: حدثنا طلحة، عن سعيد بن جبير، عن ابن عباس:

 {ولكلٍّ جعلنا موالي}. {والذين عاقدت أيمانكم}. قال: كان المهاجرون حين قدموا المدينة يرث الأنصاري المهاجري دون ذوي رحمه، للأخوَّة التي آخى النبي صلى الله عليه وسلم بينهم، فلما نزلت: {ولكلٍّ جعلنا موالي}. قال: نسختها: {والذين عاقدت أيمانكم}.

 

[-6747-] İbn Abbas "(Erkek ve kadından) her biri için, ana, baba ve akrabanın bıraktığından (hisselerini alacak olan) varisler kıldık. "(Nisa 33) ayetini okumuş ve şöyle demiştir:

 

Muhacirler Medine'ye geldikleri zaman Ensara -Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in aralarında kurmuş olduğu kardeşlik sebebiyle- kendi hısımları değil, bunlar mirasçı olurlardı. Nihayet "(Erkek ve kadından) her biri için, ana, baba ve akrabanın bıraktığından (hisselerini alacak olan) varisler kıldık" ayeti,devamındaki "yeminlerinizin bağladığı kimselere de paylarını verin" ayetini nesh etmiştir.

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

İmam Buharl'nin bu başlığı atmaktaki geyesi, zevi'l-erham'ın mirastan pay alıp, alamayacaklarını açıklamaktır. Zevi'l-erham on sınıf olup şunlardır: Dayı, teyze, ananın babası, kızın oğlu, kız kardeş oğlu, erkek kardeşin kızı, amca kızı, hala, ana bir amca, ana bir erkek kardeşin oğlu ve ölene bu bunlardan herhangi biriyle bağlanan kimse. Zevi'l-erham'ın mirastan payalacağını söyleyen bilginler, bunların içerisinde en öncelikli olanın kızın oğuııarı, sonra kız kardeş oğuııarı, sonra erkek kardeş kızları, sonra sırasıyla amca, hala, dayı ve teyze olduklarını söylemişlerdir. Zevi'l-erham'dan iki kişi birbiriyle eşit olduğunda ashab-ı feraiz veya asabeye daha yakın olana öncelik verilir. Burada hadise yer verilmesinin sebebi "(Erkek ve kadından her biri için, ana, baba ve akrabanın bıraktığından (hisselerini alacak olan) varis kıldık" ayetinin "yeminlerinizin bağladığı kimselere de paylarını verin" ifadesini nesh etmiş olduğunu vurgulamaktır. İbn Battal şöyle demiştir: Müfessirlerin çoğunluğuna göre "(Erkek ve kadından) her biri için ... " ayetini nesh eden, Enfal suresindeki "Allah'ın kitabına göre yakın akrabalar birbirlerine (varis olmağa) daha uygundur"(Enfal 75) ayet-i kerimesidiL Ebu Ubeyd, enNasih ve'l-Mensuh'ta bunu kesin bir dille ifade etmektedir. Biz de şunu ekleyelim: Ebu Davud hasen bir isnadla İbn Abbas'tan bu hadisi rivayet etmitir.

 

İbn Battal şöyle demiştir: Fıkıh bilginleri zevi'!-erham'ın mirastan payalıp, almayacağı noktasında farklı görüşler ortaya koymuşlardır. Zevi'l-erham ayette kendilerine hisse takdir edilmemiş ve asabe de olmayan kimselerdir. Hicaz ve Şam bilginleri, onların mirastan pay alamayacakları kanaatine varmışlardır. KCıfe fıkıh bilginleriyle Ahmed b. Hanbel ve İshak ise, miras alacakları hükmünü benimsemiştir. Bunlar, görüşlerini "Allah 'ın kitabına göre yakın akrabalar birbirlerine (varis olmağa) daha uygundur" ayetine dayandırmışlardır. Diğerleri ise şöyle demişlerdir: Bu.ndan maksat, Allah'ın kitabında kendilerine herhangi bir hisse ayrılan kimselerdir. Çünkü Enfal ayeti mücmeldir. Miras ayeti ise onu tefsir etmektedir. Bu bilginlerin hadisten delilleri ise "Her kim ölür de arkasında bir mal bırakırsa, o asabesine aittir." Bu bilginler ifadeyi zahiri üzere bırakma noktasında görüş birliği etmişler ve azad edilen kölenin öldüğünde geride bıraktığı malın mevlalarına (onu azad edenlere) değil, asabelerine miras kalacağını, asabeleri olmadığı takdirde zevi'l-erhamına• değil, mevlalarına intikal edeceğini ifade etmişlerdir ve zevi'l-erham'ın mirastan payalıp almayacağı noktasında ihtilaf etmişlerdir.

 

Ebu Ubeyd şöyle demiştir: Irak bilginlerine göre ashab-ı feraiz hissesini aldıktan sonra ölenin asabesi olmadığı takdirde kalan miras ashab-ı feraize reddedilir. Asabe olduğu takdirde ise hem ashab-ı feraize ve h.em de asabeye red yapılır. Bunlarolmadığı takdirde miras zevi'l-erhama verilir. ıbn Mesud zevi'l-erhamdan her birini, ölüye kimin vasıtası ile mirasçı oluyorsa onun yerine ko'yardı. Sahih bir isnadla nakledilen bir habere göre İbn Mesud halayı baba, teyzeyi anne gibi kabul eder ve mirası aralarında ikili birli taksim ederdi. Hz. Ali'nin anne dururken kıza mirası reddetmediği nakledilir. Bu grup bilginlerin delillerinden birisi de "Dayı varisi olmayanın varisidir"(Tirmizi, Feraiz) hadisidir. Bu hadis hasen olup, Tirmizi ve başkaları tarafından nakledilmiştir.