SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-FERAİZ

<< 2190 >>

باب: {يستفتونك قل الله يفتيكم في الكلالة إن امرؤ هلك ليس له ولد وله أخت فلها نصف ما ترك وهو يرثها إن لم يكن لها ولد فإن كانتا اثنتين فلهما الثلثان مما ترك وإن كانوا إخوة رجالاً ونساء فللذكر مثل حظ الأنثيين يبين الله لكم أن تضلوا والله بكل شئ عليم} /النساء: 176/.

14: ALLAH TEALA'NIN "Senden fetva istiyorlar. Deki: "Allah size kelale (babasız ve çocuksuz kimse) nin mirası hakkında hükmünü açıklıyor: Çocuğu olmayan, fakat kız kardeşi bulunan bir kişi ölürse, bıraktığı malın yarısı o (kız kardeşi)nundur. Çocuğu olmayan kız kardeş ölürse, erkek kardeş ona varis olur. Eğer (ölenin) iki kız kardeşi varsa, bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer kardeşler erkek ve kız olurlarsa, erkeğin hissesi, iki kızın hissesi kadardır. Şaşırmamanız için Allah size (hükümlerini) açıklıyor. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir. "AYETİ (Nisa 176)

 

حدثنا عبيد الله بن موسى، عن إسرائيل، عن أبي إسحق، عن البراء رضي الله عنه قال:

 آخر آية نزلت خاتمة سورة النساء: {يستفتونك قل الله يفتيكم في الكلالة}.

 

[-6744-] Bera’ şöyle demiştir: En son inen ayet Nisa suresinin sonundaki "Senden fetva isterler. Deki: Allah; babası ve çocuğu olmayan kimsenin mirası hakkındaki hükmü şöyle açıklıyor" ayetidir.

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

İmam Buhari bu konuda Bera hadisine yer vermiştir. Ebu Davud'un elMerasil'inde nakline göre Ebu Seleme b. Abdurrahman şöyle anlatmıştır: Adamın biri Nebi s.a.v.'e gelerek "Ya Resulallah! Kelale nedir?" diye sordu. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Babası ve çocuğu olmayan bir kimsenin varisleri kelaledir" buyurdu. Müslim'in Sahih'inde nakline göre Hz. Ömer bir Cuma hutbesinde şöyle demiştir: "Benden sonraya kanaatimce kelaleden daha önemli bir şey bırakmıyorum. Nebi s.a.v.'e kelale hakkında_başvurduğum kadar, başka bir konuda başvurmuş değilim. Sonunda Resulullah s.a.v. parmağı ile göğsümü dürterek şöyle dedi: "Nisa suresinin sonundaki yazın inen ayet sana yetmiyor mu?" Kelalenin açıklaması konusunda bilginler ihtilaf etmişlerdir. Çoğunluğa göre kelale, çocuğu ve babası olmayan kişidir. Fıkıh bilginleri, ölünün kızıyla birlikte mirasçı olarak kalan kız kardeşin onunla birlikte mirastan payalıp alamayacağı noktasında ihtilaf etmişlerdir. Bilginler aynı şekilde dedenin baba gibi kabul edilip, onun mirasçı olarak bulunması durumunda kardeşlerin mirastan payalıp alamayacağı noktasında da ihtilafa düşmüşlerdir. İbnü'l-Müneyyir şöyle der: Kelale ayetine dayanarak kız. kardeşlerin asabe olacakları sonucunu çıkarmak son derece hoştur. Feraiz ayetlerinde yerleşen usul şöyledir: Kız kardeşler hakkında zikri geçen şart, mirasçı olup olmadıkları ile ilgili değil, onların alacakları hissenin miktarı ile ilgilidir. Buradan anlaşılan şudur: Miras miktarının değişmesi için şart bulunmadığı takdirde bu sözkonusu usuldendir.

 

Ana-babanın miras paylarını düzenleyen ayette mirasın miktarı değişirken, mirasçı olmak durumu değişmemektedir. Aynı durum koca ve karı için de geçerlidir .. Buna kıyas ederek kız kardeş hakkında şöyle bir kural çıkarılabilir: Ölenin çocuğu olmadığı takdirde kız kardeş mirasın yarısını alır. çocuğu olduğu takdirde miktarı değişir ama mirasçı olma durumu değişmez. Bu konuda asabe olmaktan başka değişikliğin sözkonusu olan bir başka miktar yoktur. Bundan kız kardeşin ölen kişinin oğluyla birlikte bulunması durumunda mirastan payalacağı sonucu çıkarılmamalıdır. Çünkü o bilginlerin İcmaı ile istisnadır. Dolayısıyla onun dış ındakiler aslı üzere kalırlar. Doğruyu en iyi Allahu Teala bilir.

 

باب: ابني عم: أحدهما أخ للأم، والآخر زوج.

15. BiRi ANA BİR ERKEK KARDEŞ, DiĞERi KOCA OLAN MiRASÇI İKİ AMCAOĞLU

 

وقال علي: للزوج النصف، وللأخ من الأم السدس، وما بقي بينهما نصفان.

Ali r.a. şöyle demiştir: Bu durumda koca mirasın yarısını alır. Ana bir erkek kardeş altıda birini alırken, geriye kalan aralarında ortaklaşa bölünür.

 

حدثنا محمود: أخبرنا عبيد الله، عن إسرائيل، عن أبي حصين، عن أبي صالح، عن أبي هريرة رضي الله عنه قال:

 قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (أنا أولى بالمؤمنين من أنفسهم، فمن مات وترك مالاً فماله لموالي العصبة، ومن ترك كلاً أو ضياعاً فأنا وليه، فلأدعى له).

 

[-6745-] Ebu Hureyre r.a.'in nakline göre Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

 

"Ben mu'minlere kendi öz nefislerinden daha yakınımdır. Her kim ölür de arkasında bir mal bırakırsa, malı mirasçılarına, asabesine aittir. Her kim de arkasında borç veya kendi ihtiyaçlarını göremeyen aciz kimseler bırakırsa ben onun velisiyim. Ben o kimse için çağrıImm."

 

 

حدثنا أمية بن بسطام: حدثنا يزيد بن زريع، عن روح، عن عبد الله بن طاوس، عن أبيه، عن ابن عباس،

 عن النبي صلى الله عليه وسلم قال: (ألحقوا الفرائض بأهلها، فما تركت الفرائض فلأولى رجل ذكر).

 

[-6746-] İbn Abbas'ın nakline göre Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

 

"Miras paylarını sahiplerine veriniz. Bu paylardan geri kalan herhangi bir şey de baba tarafından en yakın olan erkek kişiye aittir."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

İmam Buharl'nin attığı başlığı şu şekilde açıklamak mümkündür: Bir adam bir kadınla evlenir. Kadın ondan bir erkek çocuk dünyaya getirir. Sonra aynı adam, başka bir kadınla evlenir. O kadın da bundan bir erkek çocuk doğurur. Sonra adam ikinci kadından ayrılır. O ikinci kadınla bu kişinin erkek kardeşi evlenir. Kadın ondan da bir kız doğurur. Bu kız, ikinci oğlanın ana bir kız kardeşi ve amcasının kızıdır. Sonra bu kız da amcaoğlu olan birinci oğlanla evlenir. Sonra bu kadın ölür, geriye birisi ana bir erkek kardeş, diğeri de kocası olan iki amcaoğlu bırakmış olur.

 

Hz. Ali'nin yaptığı taksime göre koca mirasın yarısını alır. Ana bir erkek kardeş altıda birini alırken, geriye kalan aralarında ortaklaşa bölünür. Kısacası erkeğe kadının kocası olduğu için mirasın yarısı verilirken, diğerine ana bir erkek kardeşi olduğu için altıda biri verilir. Geriye mirasın üçte biri kalır. Bu da asabe olma hasebiyle aralarında böıüştürüıür. Böylece koca mirastan kocalık hissesi ve asabe olması hasebiyle üçte ikisini alırken, diğeri miras hissesi ve asabe olarak üçte birini alır.

 

İbn Battal şöyle demiştir: Zeyd b. Sabit ve çoğunluğu oluşturan fıkıh bilginleri bu konuda Hz. Ali'ye katılmışlardır. Hz. Ömer ve İbn Abbas ise şöyle demişlerdir: Kocanın hissesinden arta kalan malın tamamı, iki akrabalığı kendisinde bulundurana verilir. O kişi altıda birini normal hissesi olarak alırken, kalan üçte birini asabe olarak alır. Hasan-ı Basrı, Ubey, Sevr, Zahirilerin görüşü bu doğrultudadır. Bu görüşü savunanlar birisi ana baba bir, diğeri baba bir olan iki erkek kardeş hakkında var olan icmaı delil .olarak göstermişlerdir. İcmaa göre bu durumda ana baba bir erkek kardeş annesi hasebiyle daha yakın olduğu için malın tamamını alır. Çoğunluğu oluşturanların delilleri ise Buharl'nin Ebu Hureyre hadisinde işaret ettiği husustur. "Her kim ölür de arkasında bir mal bırakırsa onun malı mirasçılarına, asabesine aittir" hadisinde "mevali'l-asabe" amcaoğullarıdır. Hadiste Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem amcaoğullarını eşit tutmuş, birini diğerine üstün tutmamıştır. "Ben o kimse için çağrı lı rı m " cümlesini İbn Battal şöyle açıklamıştır: Borcunu ödemek ve geride bıraktığı ihtiyaçlarını göremeyen acizlerin ihtiyaçlarını gidermek için beni çağırın.