SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-EYMAN VE’N-NUZUR

<< 2179 >>

باب: هل يدخل في الأيمان والنذور الأرض والغنم والزروع والأمتعة.

33.YEMİNLERE VE NEZİRLERE ARAZİ, KOYUN, EKİN VE EŞYANıN GİRİP GİRMEYECEĞİ

 

وقال ابن عمر: قال عمر للنبي صلى الله عليه وسلم: أصبت أرضاً لم أصب مالاً قط أنفس منه؟ قال: (إن شئت حبَّست أصلها وتصدَّقت بها).

İbn Ömer'in nakline göre Hz. Ömer, Nebi s.a.v.'e "Öyle bir toprak parçası elime geçti ki daha önce bundan daha nefis bir mala sahip olmadım" demiştir. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem de ona "Dilersen aslını elinde tutar, onu tasadduk edersin" demiştir. Ebu Talha, Nebi s.a.v.'e "Mescidin karşı tarafında bulunan bahçesini kastederek bence mallarımın en sevimlisi Beyruha'da bulunanlardır" demiştir.

 

حدثنا إسماعيل قال: حدثني مالك، عن ثور بن زيد الديلي، عن أبي الغيث، مولى ابن مطيع، عن أبي هريرة قال:

 خرجنا مع رسول الله صلى الله عليه وسلم يوم خيبر، فلم نغنم ذهباً ولا فضة، إلا الأموال والثياب والمتاع، فأهدى رجل من بني الضُّبَيب، يقال له رفاعة بن زيد، لرسول الله صلى الله عليه وسلم غلاماً، يقال له مِدعَم، فوجه رسول الله صلى الله عليه وسلم إلى وادي القرى، حتى إذا كان بوادي القرى، بينما مِدعَم يحط رحلاً لرسول الله صلى الله عليه وسلم إذا سهم عائر فقتله، فقال الناس: هنيئاً له الجنة، فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (كلا، والذي نفسي بيده، إن الشملة التي أخذها يوم خيبر من المغانم، لم تصبها المقاسم، لتشتعل عليه ناراً). فلما سمع ذلك الناس جاء رجل بشراك أو شراكين إلى النبي صلى الله عليه وسلم، فقال: (شراك من نار، أو: شراكان من نار).

 

[-6707-] Ebu Hureyre şöyle anlatmıştır: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e birlikte Hayber günü yola çıktık Ne altın, ne gümüş ganimet aldık. Biz oradan birçok mallar (hayvan sürüleri), elbise, eşya ganimeti aldık. Dubeyb oğullarından Rifaa b. Zeyd, Mid'am adında bir köleyi Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e hediye etti. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem onu Vadi'l-Kura'ya gönderdi. Mid'am oraya vardığında Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in eşyasını indirirken kendisine kimin attığı bilinmeyen bir ok isabet etti ve onu öldürdü. İnsanlar "Cennet ona mübarek olsunı" dediler. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem; "Hayır! Hayber gününde ganimetler bölüşülmeden almış olduğu bir örtü şimdi onun üzerinde bir ateş o/up yanmaktadır" dedi. İnsanlar korktu. Bunun üzerinebirisi bir veya iki ayakkabı tasmasını geri getirdi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Ateşten bir ayakkabı tasması veya iki ayakkabı tasması" dedi.

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

İbn Abdülberr ve onun görüşünde olan bazıları şu görüşü benimsemişlerdir.

 

Ebu Hureyre'nin kabilesi olan Dev's lehçesinde "el-mal" kelimesi mal ve kumaş gibi ayn olmayan şeylere denir. Bir grup bilgine göre "el-mal" altın ve gümüş gibi ayn denilen maddelere verilen isimdir. Arapların kullanımından bilinen, insanın malolarak mülkiyetine geçirdiği ve malik olduğu her şeye "mal" denilir. İmam Buhari attığı başlıkta zikrettiği hadislerle birlikte bu görüşü tercih ettiğine işaret etmektedir. Hz. Ömer'in "Öyle bir toprak parçası elime geçti ki daha önce bundan daha nefis bir mala sahip olmadım", Ebu Talha'nın" Bence mallarımın en sevimlisi Beyruha'da bulunanlardır" ve Ebu Hureyre'nin "Ne altın, ne gümüş ganimet aldık" cümleleri buna örnektir. Bu görüşü Allahu Teala'ın "Allah'ın geçiminize dayanak kı/dığı mallarınızı aklı ermez/ere vermeyin"(Nisa 5) ayet-i kerimesi de bu görüşü teyid etmektedir. Çünkü ayette geçen "mal" kelimesi insanın malik olduğu her şeyi kapsamaktadır. Dilcilerin "Araplar mal kelimesini mutlak olarak kullandıklarında nazarlarında şerefli olduğu için sadece deve için kullanırlar" şeklindeki ifadelerine gelince, bu cümle onların deveden başkasına mal demelerini ortadan kaldırmaz. Araplar deve dışındaki diğer hayvanlara da mal demişlerdir.