باب: {قل لن
يصيبنا إلا ما
كتب الله لنا}
/التوبة: 51/: قضى.
15. DE Ki: "ALLAH'IN BiZiM iÇiN YAZDIĞINDAN BAŞKASI ASLA
BiZE iSABET ETMEZ" (Tevbe, 51)
قال مجاهد:
{بفاتنين}
/الصافات: 162/:
بمضلِّين إلا ما
كتب الله أنه
يصلى الجحيم.
{قدَّر فهدى}
/الأعلى: 3/:
قدَّر الشقاء
والسعادة،
وهدى الأنعام
لمراتعها.
Mücahid şöyle dedi: ... Siz onun aleyhine (insanları) fitneye
sürükleyemezsiniz. "(Saffat, 162) ayetinde yer alan........ (fitneye sürüklemek)
kelimesi ..... (delalete düşürmek) anlamındadır. "Kendisi cehenneme
girecek olan müstesna"(Saffat, 162) ayeti ise 'Allah'ın cehenneme
gireceğini yazdığı kimse müstesna' anlamındadır. "O ki takdir edip hidayet yolunu
gösterendir."(A'la, 3) Bedbahtlığı ve mutluluğu takdir etmiş, hayvanlara
otlak yerlerini göstermiştir.
حدثني إسحق
بن إبراهيم
الحنظلي:
أخبرنا النضر:
حدثنا داود بن
أبي الفرات،
عن عبد الله
بن بريدة، عن
يحيى بن يعمر:
أن عائشة رضي
الله عنها
أخبرته:
أنها
سألت رسول
الله صلى الله
عليه وسلم عن
الطاعون،
فقال: (كان
عذاباً يبعثه
الله على من
يشاء، فجعله
الله رحمة
للمؤمنين، ما
من عبد يكون
في بلد يكون
فيه، ويمكث
فيه لا يخرج
من البلد،
صابراً
محتسباً،
يعلم أنه لا
يصيبه إلا ما
كتب الله له،
إلا كان له
مثل أجر شهيد).
[-6619-] Aişe r.anha Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e
veba hakkında soru sorduğunu, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in kendisine
şöyle cevap verdiğini nakletmiştir:
"Veba Allah'm dilediği kimseye göndereceği bir azaptır. Ancak
Allah bu hastalığı mu'minler için bir azap değil rahmet kılmıştır. İçinde veba
salgını olan bir beldeye giren kimse Allah'ın onun için yazdığından başkasının
başına gelmeyeceğini bilerek orada kalsın, sabretsin, ecrini Allah'tan
bekleyerek oradan çıkmasın. Buna rağmen (hastalığa yakalanır da ölürse) ona
şehit sevabı verilecektir.
Fethu'l-Bari Açıklaması:
De ki: "Allah'ın bizim için yazdığından başkası asla bize
isabet etmez": Ayette yer alan yazmak kelimesi takdir etmek anlamında
tefsir edilmiştir. Takdir etmek yazmanın ihtiva ettiği manalardan biridir.
et-Taberi de Tefsirinde bu manayı vermiştir.
Rağıb el-Isfahani şöyle demiştir: Yazgı ile 'gerçekleşen kader'
kastedilir." Eğer Allah'ın geçmiş bir yazgısı olmasaydı" (el-Enfal,
8/68) ayeti de bu anlamda olup yazgı ile kader kastedilmiştir. " Rabbiniz
kendi üzerine rahmeti yazdı. "(En'am, 54) ayetinde de bu mana
kastedilmiştir. "De ki: "Allah'ın bizim için yazdığından başl<ası
asla bize isabet etmez" yani onun kaderi ve kazası dışında bir şeyolmaz.
Ragıb şöyle demiştir: Ayette bizim için anlamında L:.J kelimesi
kullanılmış, kelimesi kullanılmamıştır.
Bu da Allah'tan geleni nimet kabul etmek, zorluk addetmemek anlamındadır. Bir
sonraki ayet bu tefsiri desteklemektedir: "De ki:
"Bize iki güzel şeyin birinden başkasının gelmesini
migözetir durursunuz?»(Tevbe, 52) Bu ayette iki güzel şeyle fetih ve şehitlik
kastedilmektedir. Bunların ikisi de nimettir.
İbn Battal şöyle demiştir: Bu ayetin kulların kendi irade ve
kesbiyle başlarına gelen olaylar hakkında olmadığı söylenir. Bu ayet insanların
kendi kendilerine elde etmeye güçleri yetmeyen, sadece Allah'ın fiili
olabilecek sebeplerden dolayı başlarına gelenler hakkındadır.
Ben buna şöyle cevap veririm: Genellemek daha doğrudur.
İnsanların kendi kesp ve iradeleri ile başına gelen olaylar Allah'ın takdirine
bağlıdır, O'nun iradesi ile gerçekleşir. Doğrusunu Allah bilir.
Ragıb şöyle demiştir: Allah'ın kullara hidayet vermesi dört
şekilde olur. Birincisi: Herkese payına düşen miktarda verilen hidayettir.
Nitekim buna şöyle işaret etmiştir: "Rabbimiz bütün her şeye hilkatini
verip, sonra da doğru yolu gösterendir"(Taha, 50)
İkincisi: Nebilerin dua etmesiyle verilen hidayettir. Buna da
şöyle işaret edilmiştir: "Onları emrimizle doğru yolu gösteren önderler
kıldık. "(Enbiya, 73)
Üçüncüsü: Kendisine doğru yol gösterilen kimsenin muvaffak olup
doğru yolu bulmasıdır. Bu durum da şu ayetlerde açıklanmıştır: "Kim
Allah'a iman ederse onun kalbine hidayet verir.'' "Allah hidayete
erenlerin hidayetini artınr.»(Meryem,76)
Dördüncüsü: Ahirette cennete ulaştırmaktır. Bu duruma da şu
ayette işaret edilmiştir: "Bizi buna ileten Allah'a hamdolsun, Allah bizi
bu yola iletmeseydi, kendiliğimizden bunu bulmuş olamazdık.(A'raf, 43)
Bu dört hidayet aşama aşamadır. Birinciyi elde edemeyen
ikinciye, ikinciyi elde edemeyen üçüncüye, dördüncüye erişemez. Üçüncüyü elde
edemeyen dördüncüye erişemez. Üçüncü aşamada olan hidayeti elde etmek için
önceki iki aşamayı elde etmek gereklidir. Ancak ikinci olmadan birinci, üçüncü
olmadan da ikinci elde edilir. İnsan bir başkasını ancak dua etmek ve yolları
tarif etmekle hidayete ulaştırabilir. Diğer aşamalarda olan hidayetlere
ulaştıramaz. Bu duruma şöyle işaret edilmiştir: "Ve muhakkak ki sen
dosdoğru yola iletirsin» (Şura, 52) Diğer hidayetlere ise şu ayette işaret edilmiştir:
"Muhakkak ki sen sevdiğini hidayete erdiremezsin. Fakat Allah dilediğine
hidayet verir.''(Kasas, 56)
Musannif daha sonra veba hakkında Aişe r.anha'nın rivayet ettiği
hadisi nakletmiştir. Bu hadis daha önce Tıp Bölümünde (5734 numaralı hadis)
yeterince şerh edilmişti. Burada yer verilme amacı Hz. Nebi Sallallahu Aleyhi
ve Sellem'in bu rivayette "Allah'ın onun için yazdığından başkasının
başına gelmeyeceğini bilerek" demiş olmasıdır.
باب: {وما كنا
لنهتدي لولا
أن هدانا
الله} /الأعراف:
43/.
16. ALLAH BİZİ BU YOLA İLETMESEYDİ, KENDİLİĞİMİZDEN BUNU BULMUŞ
OLAMAZDIK (A'raf, 43)
{لو
أن الله هداني
لكنت من
المتقين}
/الزمر: 57/.
"Veya: "Eğer Allah bana hidayet etse idi elbette
takvalılardan olurdum" demesin"(Zümer, 43)
حدثنا أبو
النعمان:
أخبرنا جرير،
هو ابن حازم،
عن أبي إسحق،
عن البراء ابن
عازب قال:
رأيت
النبي صلى
الله عليه
وسلم يوم
الخندق ينقل
معنا التراب،
وهو يقول:
(والله
لولا الله ما
اهتدينا - ولا
صمنا ولا صلينا فأنزلن
سكينة علينا -
وثبِّت
الأقدام إن
لاقينا
والمشركون
قد بغوا علينا
- إذا أرادوا
فتنة أبينا).
[-6620-] Bera' b. A'zib şöyle demiştir: Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem Hendek Savaş'ında bizimle beraber toprak taşıyor ve şu
beyitleri söylüyordu:
Allah'a and olsun ki, Allah bize hidayet etmeseydi biz doğru yolu
bulamazdık Ne oruç tutar ne de namaz kılardık
O bize sükunet verdi Başımıza gelenler karşısında bize sebat verdi
Müşrikler bize karşı taşkınlıklar yapmışlardı Onlar fitne çıkarmak isteyince
biz yüz çevirdik
Fethu'l-Bari Açıklaması:
Musannif başlıktan sonra içinde Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem'in" Allah'a and olsun ki, Allah bize hidayet etmeseydi biz doğru
yolu bulamazdık" dediği nakledilen Bera'nın bu rivayetine yer vermiştir.
Bu beyitlerin şerhine daha önce Hendek Gazvesi ile ilgili başlıklarda yer
verilmişti.