باب: جف القلم
على علم الله .{وأضلَّه
الله على علم}
/الجاثية: 23/.
2. "KALEM ALLAH'IN İLMİ ALTINDA KURUDU" SÖZÜ VE
"ALLAH ONU BİR İLİM ÜZERE ŞAŞIRTTI"(Casiye,23) AYETİ
وقال أبو
هريرة: قال لي
النبي صلى
الله عليه وسلم:
جفَّ القلم
بما أنت لاق
Ebu Hureyre şöyle demiştir: Nebi s.a.v. bana "Başına
gelecekler konusunda kalem kurumuştur" dedi.
قال ابن عباس:
{لها سابقون}
/المؤمنون: 61/:
سبقت لهم
السعادة.
İbn Abbas "Onun için ileri giderler"(Mu'minun,61)
ayetinin "onlar hakkında önceden saadet belirlenmiştir" anlamında
olduğunu söylemiştir.
حدثنا آدم:
حدثنا شعبة:
حدثنا يزيد
الرِّشك قال:
سمعت مطرِّف
بن عبد الله
بن
الشِّخِّير
يحدِّث، عن
عمران بن حصين
قال:
قال
رجل: يا رسول
الله، أيعرف
أهل الجنة من
أهل النار؟
قال: (نعم). قال:
فلم يعمل
العاملون؟
قال: (كل يعمل
لما خلق له،
أو: لما
ييسَّر له).
[-6596-] İmran b. Husayn şöyle rivayet etmiştir: Bir adam "Ey Allah'ın
Resulü, cennet ehlinin ve cehennem ehlinin kimler oldukları bilinebilir
mi?" diye sordu. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem:
"Evet" diye cevap verdi. Bunun
üzerine adam:
"O halde neden amel ediliyor?" dedi. Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem:
"Herkes ne için yaratıldıysa onun için amel ediyor" yada
"herkes kendisi için kolaylaştırılan şekilde amel ediyor" diye cevap
verdi.
Hadisin geçtiği diğer yerler: 7551
Fethu'l-Bari Açıklaması:
Kalem kurudu: Artık yazılacak her şey tamamlandı anlamındadır.
Burada levh-i mahfuzda yazılanlara işaret vardır. Burada yazılanların hükmü
değişmez. Yazının tamamlanması anlamında kinayedir. Çünkü sahife de kalem de,
yazı yazıldığında tamamen ya da kısmen nemli olur. Yazı yazma işlemi
tamamlanınca hem yazı hem de kalem kurur.
Iyad; kalemin kuruması artık bir şey yazılmayacağı anlamındadır,
demiştir.
Allah'ın yazısı, levhi ve kalemi gayb bilgisidir ve Allah'ın
ilminde gizlidir. Biz buna iman etmekle yükümlüyüz. Ancak sıfatlarını bilmemiz
gerekmez. Biz söz verdiğimiz konularla muhatap tutuluruz. Yazı işi bitince
kaleme ihtiyaç duyu lmadığından kalem kurur.
Allah 'ın bilgisi altında: Onun verdiği hükümler doğrultusunda
anlamındadır.
Çünkü onun bildiği şey mutlaka gerçekleşir. Onun bir şeyi
bilmesi o şeyin gerçekleşmesini gerektirir.
Rivayete göre, Halife Me'mun'un Horasan emiri Abdullah b. Tahir,
elHüseyn b. el-Fadl'a "O, her gün (her an) bir iştedir"(Rahman,29)
ayetinin manasını ve bu hadisi sormuştu. El-Hüseyn: "Bunlar Allah'ın
yarattığı işlerdir. İlk defa yapmaya başladığı işler değildir" diye cevap
vermiştir. Bu cevap karşısında Abdullah yerinden kalkıp el-Hüseyn'in başını
öpmüştür.
Cennet ehlinin ve cehennem ehlinin kimler oldukları bilinebilir
mi: Bu soruda melekler veya Allah'ın bu bilgiye muttali kılacağı kimseler
kastedilmiştiL Aıimin ya da bu kimseyi görenin bilmesi ise amelle olur.
Herkes ne için yaratıldıysa onun için amel ediyor ya da herkes
kendisi için kolaylciştınlan şekilde amel ediyor: Hadiste varılacak yerin
mükelleften saklandığına, mükellefe düşenin amel etmek ve emredileni yerine
getirmek için çalışmak olduğuna işaret edilmiştir. İbn Mesud'dan ve başka
sahabilerden nakledilen bir hadise göre bazı kimselerin son anları daha farklı
olabilse de kişinin ameli ve genel hali varacağı yerin bir göstergesidir. Ancak
insan varacağı yeri bilemez. Ona düşen gayret göstermek, itaatkar olmak için
ndsiyle mücadele etmek, varacağı yerin belirli olmasına dayanmamaktıL
Emredileni yapmayı terk ederse kınanır ve cezayı hak eder.