SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’R-RİKAK

<< 2143 >>

باب: في الحوض.

53. AHİRETTE NEBİ S.A.V.'E AİT OLACAK HAVUZ

 

وقول الله تعالى: {إنا أعطيناك الكوثر} /الكوثر: 1  /.وقال عبد الله بن زيد: قال النبي صلى الله عليه وسلم: (اصبروا حتى تلقوني على الحوض).

Allahu Teala "(Resulüm!) Kuşkusuz biz sana kevseri verdik"(Kevser 1) buyurmuştur. Abdullah b. Zeyd'in nakline göre Resulullah s.a.v. "Havuz ba- şında bana kavuşana kadar sabrediniz" buyurmuştur.

 

حدثني يحيى بن حماد: حدثنا أبو عوانة، عن سليمان، عن شقيق، عن عبد الله،  عن النبي صلى الله عليه وسلم: (أنا فرطكم على الحوض).

 

[-6575-] Abdullah b. Mesud'un nakline göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Ben havuz başına sizden önce varacak olan öncünüzüm" buyurmuştur.

 

 

وحدثني عمرو بن علي: حدثنا محمد بن جعفر: حدثنا شعبة، عن المغيرة قال: سمعت أبا وائل، عن عبد الله رضي الله عنه،  عن النبي صلى الله عليه وسلم قال: (أنا فرطكم على الحوض، وليرفعنَّ رجال منكم ثم ليختلجنَّ دوني، فأقول: يا رب أصحابي؟ فيقال: إنك لا تدري ما أحدثوا بعدك).

تابعه عاصم، عن أبي وائل.

وقال حصين، عن أبي وائل، عن حذيفة، عن النبي صلى الله عليه وسلم.

 

[-6576-] Abdullah b. Mesud'un nakline göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Ben sizin havuz üzerine ilk erişeninizim ve muhakkak orada benim yanımda sizlerden birtakım adamlar kaldırılacaklar, sonra onlar muhakkak benim önümden sürüklenecekler (de havuzdan uzaklaştınlacaklardır.) Ben 'Ya Rab! Onlar benim ashabımdır!' derim. Bana 'Sen onların senden sonra (dinde) ne bid'atler çıkardıklarını bilmezsin!' denilecektir."

 

 

حدثنا مسدد: حدثنا يحيى، عن عبيد الله: حدثني نافع، عن ابن عمر رضي الله عنهما،  عن النبي صلى الله عليه وسلم قال: (أمامكم حوض كما بين جرباء وأذرح).

 

[-6577-] İbn Ömer'in nakline göre Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Önünüzde bir havuz vardır ki (büyüklüğü) Cerba ile Ezruh arası gibidir" buyurmuştur.

 

 

حدثني عمرو بن محمد: حدثنا هشيم: أخبرنا أبو بشر وعطاء بن السائب، عن سعيد بن جبير، عن ابن عباس رضي الله عنه قال: الكوثر: الخير الكثير الذي أعطاه الله إياه. قال أبو بشر: قلت لسعيد: إن أناساً يزعمون أنه نهر في الجنة؟ فقال سعيد: النهر الذي في الجنة من الخير الذي أعطاه الله إياه.

 

[-6578-] Ebu Bişr ile Ata b. es-Saib'in Said b. Cubeyr'den nakillerine göre İbn Abbas "Kevser, Allah Teala'nın ona (Resulüne) ihsan buyurmuş olduğu çok hayırdır" demiştir. Ebu Bişr dedi ki: Ben Said b. Cubeyr'e "Birçok kimse, kevserin cennette bir nehir olduğunu söylüyorlar" dedim. Bunun üzerine Said b. Cubeyr "Cennetteki o nehir de Allah Teala'nın ona ihsan buyurduğu hayırdandır" cevabını verdi.

 

 

حدثنا سعيد بن أبي مريم: حدثنا نافع بن عمر، عن ابن أبي مليكة قال: قال عبد الله بن عمرو: قال النبي صلى الله عليه وسلم: (حوضي مسيرة شهر، ماؤه أبيض من اللبن، وريحه أطيب من المسك، وكيزانه كنجوم السماء، من شرب منها فلا يظمأ أبداً).

 

[-6579-] Abdullah b. Amr'ın nakline göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Benim havuzum bir aylık yol genişliğindedir. Onun suyu sütten daha beyaz, kokusu miskten daha hoştur. Bardakları da gökyüzünün yıldızları gibi çoktur. Her kim ondan içerse, o kimse artık ebediyyen susamaz."

 

 

حدثنا سعيد بن عفير قال: حدثني ابن وهب، عن يونس: قال ابن شهاب: حدثني أنس بن مالك رضي الله عنه: أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال: (إنَّ قدر حوضي كما بين أيلة وصنعاء من اليمن، وإن فيه من الأباريق كعدد نجوم السماء).

 

[-6580-] Enes b. Malik'in nakline göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz havuzumun sahası Eyle ile Yemen'in San'd şehri arasındaki mesafe gibidir. Muhakkak ki havuzda semanın yıldızları sayısınca ibrikler vardır. "

 

 

حدثنا أبو الوليد: حدثنا همَّام، عن قتادة، عن أنس، عن النبي صلى الله عليه وسلم. وحدثنا هدبة بن خالد: حدثنا همَّام: حدثنا قتادة: حدثنا أنس بن مالك،  عن النبي صلى الله عليه وسلم قال: (بينما أنا أسير في الجنة، إذا أنا بنهر، حافتاه قباب الدر المجوف، قلت: ما هذا يا جبريل؟ قال: هذا الكوثر، الذي أعطاك ربك، فإذا طينه، أو طيبه، مسك أذفر). شك هدبة.

 

[-6581-] Enes b. Malik'in nakline göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle anlatmıştır: "Ben cennette yürürken bir nehir gördüm. İki tarafında inciden oyulmuş kubbeler vardı. 'Ya Cibril! Bu nedir?' diye sordum. Cebrail 'Bu nehir Rabbinin sana vermiş olduğu kevserdir' diye cevap verdi. Gördüm ki onun toprağı -yahut kokusu- keskin ve temiz misk idi."

 

 

حدثنا مسلم بن إبراهيم: حدثنا وهيب: حدثنا عبد العزيز، عن أنس،  عن النبي صلى الله عليه وسلم قال: (ليردن علي ناس من أصحابي الحوض، حتى عرفتهم اختلجوا دوني، فأقول: أصيحابي؟ فيقول: لا تدري ما أحدثوا بعدك).

 

[-6582-] Enes'in nakline göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle demiştir: "Sahabilerimden (usayhabİ) birtakım insanlar muhakkak havuz başında benim yanıma.geleceklerdir. Nihayet ben onları görüp tanıdığım zaman onlar benim önümden çekilip götürüıürler. Ben 'Onlar benim ashabımdır!' derim. (Allah tarafından görevli melek) bana 'Sen onların senden sonra neler uydurduklarını bilmezsin ı' der. "

 

 

حدثنا سعيد بن أبي مريم: حدثنا محمد بن مطَّرف: حدثني أبو حازم، عن سهل بن سعد قال: قال النبي صلى الله عليه وسلم: (إني فرطكم على الحوض، من مر علي شرب، ومن شرب لم يظمأ أبدا، ليردنَّ علي أقوام أعرفهم ويعرفونني، ثم يحال بيني وبينهم).

 

[-6583-] Sehl b. Sa'd'ın nakline göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Ben sizin havuz başında öncünüzüm. Benim yanıma gelen ondan içer, ondan içen de ebediyyen susamaz ve muhakkak benim yanıma birtakım kavimler gelecekler ki ben onları tanırım, onlar da beni tanırlar. Sonra benimle onlann arasına bir perde konulur."

 

 

قال أبو حازم: فسمعني النعمان بن أبي عياش فقال: هكذا سمعت من سهل؟ فقلت: نعم، فقال: أشهد على أبي سعيد الخدري، لسمعته وهو يزيد فيها: (فأقول: إنهم مني، فيقال: إنك لا تدري ما أحدثوا بعدك، فأقول: سحقاً سحقاً لمن غيَّر بعدي).

 

[-6584-] Ebu Hazim r.a. şöyle dedi: Ben bu hadisi kendilerine rivayet ederken bunu benden Numan b. Ebi Ayyaş işitti ve "Sen bu hadisi Sehl'den bu şekilde söylerken işittin mi?" diye sordu. Ben de "Evet, böylece işittim" dedim. Bunun üzerine en-Nu'man "Ben Ebu Said el-Hudri üzerine şehadet ediyorum ki muhakkak ben de ondan bu hadisi işitmişimdir. O bu hadiste şunları da ekleyerek Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu naklediyordu dedi ve hadisi nakletti: "Ben, 'Onlar bendendirier' derim. Bana 'Sen onlann senin ardından neler uydurduklannı bilmezsin' denilir. Ben de 'Benden sonra dinde değiştirme yapanlar uzak olsunlar, uzak olsunlar!' derim."

 

 

وقال أحمد بن شبيب بن سعيد الحبطي: حدثنا أبي، عن يونس، عن ابن شهاب، عن سعيد بن المسيَّب، عن أبي هريرة: أنه كان يحدث: أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال: (يرد علي يوم القيامة رهط من أصحابي، فيجلون عن الحوض، فأقول: يا رب أصحابي؟ فيقول: إنك لا علم لك بما أحدثوا بعدك، إنهم ارتدوا على أدبارهم القهقرى).

 

[-6585-] Ebu Hureyre r.a.'in nakline göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle demiştir: "Kıyamet günü benim yanıma sahabilerimden bir zümre gelecek ve onlar benim havuzumdan geri döndürülüp kovulacaklardır. Ben de 'Ya Rab' (Onlar benim) sahabilerim!' derim. Allah 'Senden sonra onlann ne bid'atler ortaya Çıkarmış olduklan hakkında senin hiçbir bilgin yoktur. Muhakkak onlar arkalan üzere dönüp gerisin geri dinden çıkmışlardır' buyurur."

 

 

حدثنا أحمد بن صالح: حدثنا ابن وهب قال: أخبرني يونس، عن ابن شهاب، عن ابن المسيَّب أنه كان يحدث، عن أصحاب النبي صلى الله عليه وسلم: أن النبي صلى الله عليه وسلم قال: (يرد علي الحوض رجال من أصحابي، فيحلَّؤون عنه، فأقول: يا رب أصحابي؟ فيقول: إنك لا علم لك بما أحدثوا بعدك، إنهم ارتدوا على أدبارهم القهقرى).

وقال شعيب: عن الزُهري: كان أبو هريرة يحدث عن النبي صلى الله عليه وسلم: (فيجلون). وقال عقيل: (فيحلَّؤون).

وقال الزبيدي، عن الزُهري، عن محمد بن علي، عن عبيد الله بن أبي رافع، عن أبي هريرة، عن النبي صلى الله عليه وسلم.

 

[-6586-] Said b. el-Müseyyeb'in Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in sahabilerinden birinden nakline göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Havuz başına sahabilerimden birtakım adamlar gelecekler ve havuzdan uzaklaştınlıp kovulacaklardır. Ben de 'Ya Rab! Onlar benim sahabilerimdirı' derim. Bana 'Senin ardından onlann (dinde) çıkardıkları bid'atler hakkında senin hiçbir bilgin yoktur. Onlar arkalarına dönüp gerisin geri dinden çıkmış kimselerdir' buyurur. "

 

 

حدثني إبراهيم بن المنذر الحزامي: حدثنا محمد بن فليح: حدثنا أبي قال: حدثني هلال، عن عطاء بن يسار، عن أبي هريرة،  عن النبي صلى الله عليه وسلم قال: (بينا أنا نائم إذا زمرة، حتى إذا عرفتهم خرج رجل من بيني وبينهم، فقال: هلم، فقلت: أين؟ قال: إلى النار والله، قلت: وما شأنهم؟ قال: إنهم ارتدوا بعدك على أدبارهم القهقرى. ثم إذا زمرة، حتى إذا عرفتهم خرج رجل من بيني وينهم، فقال: هلم، قلت أين؟ قال: إلى النار والله، قلت: ما شأنهم؟ قال: إنهم ارتدوا بعدك على أدبارهم القهقرى، فلا أراه يخلص منهم إلا مثل همل النعم).

 

[-6587-] Ebu Hureyre r.a.'in nakline göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle anlatmıştır: "Ben (havuz başında) dikilip durduğum sırada bir zümre görürüm. Nihayet onları tanıdığım zaman benimle onlar arasından bir adam ortaya çıktı ve onlara 'Geliniz!' dedi. Ben de ona 'Bunları nereye götürüyorsun?' dedim. Melek: 

'VAllahi cehenneme götürüyorum!' diye cevap verdi. 'Bunların hali, günahı nedir?' dedim. Melek 'Bunlar senin ardından kıçları üzerine dönüp (dinlerine) arkalarını çevirerek irtidad ettiler!' dedi. Sonra ben havuz başında bir zümre daha gördüm. Nihayet onları tanıdığım zaman yine benimle onlar arasından bir adam ortaya çıktı ve bu topluluğa 'Geliniz!' dedi. Ben de ona 'Bunları nereye götürüyorsun?' diye sordum. 'VAllahi ateşe götürüyorum' diye cevap verdi. 'Bunların günahı nedir?' dedim. O 'Senden sonra bunlar kıçları üzerine dönüpdinlerine arkalarını çevirerek gerisin geri dinden çıkmışlardır!' dedi. Ben havuza yaklaşıp da geriye çevrilenlerden hiç kimsenin cehennemden kurtulacağını sanmıyorum. Ancak çobansız yolunu şaşıran deve sürüsünden yolunu bulanlar misali bunlardan da (tek tük) cehennemden kurtulanlar olabilir!"

 

 

حدثني إبراهيم بن المنذر: حدثنا أنس بن عياض، عن عبيد الله، عن خبيب، عن حفص بن عاصم، عن أبي هريرة رضي الله عنه: أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال: (ما بين بيتي ومنبري روضة من رياض الجنة، ومنبري على حوضي).

 

[-6588-] Ebu Hureyre r.a.'in nakline göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Evimle minberim arasındaki saha, cennet bahçelerinden bir bahçedir, minberim de havuzumun üzerindedir." buyurmuştur.

 

 

حدثنا عبدان: أخبرني أبي، عن شعبة، عن عبد الملك قال: سمعت جندباً قال: سمعت النبي صلى الله عليه وسلم يقول: (أنا فرطكم على الحوض).

 

[-6589-] Cündeb'in nakline göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Ben havuz başında sizin öncünüzüm" buyurmuştur.

 

 

حدثنا عمرو بن خالد: حدثنا الليث، عن يزيد، عن أبي الخير، عن عقبة رضي الله عنه: أن النبي صلى الله عليه وسلم خرج يوماً، فصلى على أهل أحد صلاته على الميت، ثم انصرف على المنبر، فقال: (إني فرط لكم، وأنا شهيد عليكم، وإني والله لأنظر إلى حوضي الآن، وإني أعطيت مفاتيح خزائن الأرض، أو مفاتيح الأرض، وإني والله ما أخاف عليكم أن تشركوا بعدي، ولكن أخاف عليكم أن تنافسوا فيها).

 

[-6590-] Ukbe b. Amir şöyle anlatmıştır: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir gün dışarı çıkıp Uhud şehitleri üzerine ölüye cenaze namazı kılar gibi namaz kıldı. Sonra (Medine'ye) dönüp minbere çıktı ve şöyle buyurdu: "Ben sizin havuz başına ilk ulaşanınız olacağım ve sizin hak yolundaki hizmetlerinize şehadet edeceğim. VAllahi ben şu anda muhakkak (cennetteki) havuzuma bakıp görüyorum. Şüphesiz bana arzın hazinelerinin anahtarları -yahut arzın anahtarları- verilmiştir. VAllahi ben, benden sonra sizin üzerinize müşrikliğe dönmenizden korkmam. Lakin ben sizin bu hazineler (yahut dünya) hususunda birbirinizle nefsaniyet yarışma girip didişmenizden korkarım."

 

 

6219 - حدثنا علي بن عبدالله: حدثنا حرمي بن عمارة: حدثنا شعبة، عن معبد بن خالد: أنه سمع حارثة بن وهب يقول: سمعت النبي صلى الله عليه وسلم وذكر الحوض فقال: (كما بين المدينة وصنعاء).

 

[-6591-] Harise b. Vehb şöyle demiştir: Ben Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den işittim. Kendisi havuzdan söz etti ve "(Onun büyüklüğü) Medine ile San'a arasındaki saha gibidir" dedi.

 

 

وزاد ابن أبي عدي، عن شعبة، عن معبد بن خالد، عن حارثة: سمع النبي صلى الله عليه وسلم قوله: (حوضه ما بين صنعاء والمدينة).

فقال له المستورد: ألم تسمعه؟ قال: الأواني؟ قال: لا، قال المستورد: (ترى فيه الآنية مثل الكواكب).

 

[-6592-] Harise'nin nakline göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Onun havuzu Medine ile San'a arasındaki mesafe sahası kadardır" demiştir. el-Müstevrid hadisin ravisine "Sen ondan 'kapları' söylediğini işittin mi?" dedi. Ravi 'hayır' diye cevap verdi. Bunun üzerine el-Müstevrid "Orada yıldızlar gibi kaplar görülür" dedi.

 

 

حدثنا سعيد بن أبي مريم، عن نافع بن عمر قال: حدثني ابن أبي مليكة، عن أسماء بنت أبي بكر رضي الله عنهما قالت: قال النبي صلى الله عليه وسلم: (إني على الحوض حتى أنظر من يرد علي منكم، وسيؤخذ ناس دوني، فأقول: يا رب مني ومن أمتي، فيقال: هل شعرت ما عملوا بعدك، والله ما برحوا يرجعون على أعقابهم). فكان ابن أبي مليكة يقول: اللهم إنا نعوذ بك أن نرجع على أعقابنا، أو نفتن عن ديننا.

 

[-6593-] İbn Ebi Müleyke'nin Esma bnt. Ebi Bekir'den nakline göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle anlatmıştır: "Ben hauuz başında olacağım hatta sizden bana gelmekte olanları gözetlerken benim önümde birtakım insanlar yakalanacak. Bunun üzerine ben 'Ya Rab' (Onlar) benden ve benim ümmetimdendir' derim. Bana 'Sen onların senden sonra neler yaptıklarını biliyor musun? VAllahi onlar senden sonra ayak topukları üzerine dönmekten hiç mi hiç ayrılmadılar' denilir." Abdullah b. Ebi Müleyke şöyle derdi: "Ya Rabbi! Biz topuklarımız üzerine dönmemizden yahut dinimizden fitnelere uğratılmamızdan sana sığınırızı"

 

"Ala a'kabikum tenkisune" topuklarınızın üzerine geri dönüyorsunuz demektir.

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Ahirette Nebi s.a.v.'e Ait Olacak Olan Havuz." Yani Hz. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in havuzu. "el-Havd" kelimesi "hıyad" ve "ahvad" şeklindedir. Havuz, suyun biriktiği alan demektir. Buhari'nin şefaat hadislerinden ve sıratın kurulacağını ifade eden hadislerden sonra havuz hadislerine yer vermesi, havuza gitmenin sıratın kurulmasından ve üzerinden geçilmesinden sonra olacağına işaret etmek içindir.

 

"Allahu Teala'ın (Resulüm!) 'Kuşkusuz biz sana keuseri verdik' sözü" İmam Buhari'nin buna yer vermekle "Kevser" kelimesinden maksadın havza dökülen nehir olduğuna işaret etmektedir. Bu, burada yer verdiğimiz yedinci hadiste açıkça görüldüğü üzere havzın ana unsurudur. Kevser suresinin tefsirinde bu konuda daha fazla açıklamayla birlikte Aişe hadisi geçmişti. Yine İbn Abbas hadisi açıklanırken kevserin "çok hayır" anlamına olduğu ifade edilmiştir. el-Muhtar b. Fülfül'ün Kevser hakkında Enes'ten yaptığı nakle göre hadiste havuza Kevser denilmiştir: "o, ümmetimin üzerine geleceği hauuzdur." (Müslim, Salat)Havuzun bizim Nebiimize ait olduğu meşhurdur.

 

Kurtubi el-Müfhim'de Kadi iyad'a tabi olarak şöyle demiştir: Her mükellefin amel etmesi ve tasdik etmesi gereken şeylerden birisi, Allahu Teala'ın Nebii Muhammed'e havzı vermiş olduğudur. Sözkonusu havzın ismi, sıfatı, içecek maddesi toplamı kesin bilgi oluşturan meşhur ve sahih hadislerde yer almaktadır. Zira bu hadisleri Hz. Nebi'den otuz civarında sahabi rivayet etmiştir. Bu ravilerin yirmi kadarı Buhari ve Müslim'in, kalanı diğer hadis kitaplarının ravileridir. Bu da hadisin naklinin sahih, ravilerinin meşhur olduğunu gösterir. Sonra bu hadisi sözü geçen sahabilerden tabiun ve onların benzerİ, onların ardından da onların kat kat fazlası ravi nakletmiştir Bunun sabit olduğuna selef ve haleften ehl-i sünnet ittifak etmişlerdir

 

"Ve le yurfeanne = Sizlerden birtakım adamlar kaldırılacaklar" yani Allah kendilerini göreyim diye onları bana açık edecektir.

 

"Sümme le yuhtelecunne =benim önümden sürüklenecekler" yani önümden çekilecekler veya benden çekilip alınacaklar.

 

"Kokusu miskten daha hoştur." Müslim'in Ebu Zerr ve Sevban'dan yaptığı nakilde "baldan daha tatlıdır"(Müs!im, Fadail) cümlesi de yer almaktadır. Aynı cümle Ahmed'in, Ubeyy b. Kab'dan yaptığı rivayette de yer almaktadır.

 

Tirmizl'de İbn Ömer'in naklettiği hadiste ise "Suyu kardan daha soğuktur" ifadesi geçmektedir.

 

"Bardakları da gökyüzünün yıldızları gibi çoktur." Bundan sonraki Enes hadisinde "Muhakkak ki o havuzda semanın yıldızları sayısınca ibrikler vardır"• cümlesi yer almaktadır.

 

Bölümün sonlarına doğru gelen el-Müstevrid hadisinde ise "Orada yıldızlar gibi kablar görülür" denilmektedir.

 

"Her kim ondan" bardaklardan "içerse" Küşmıhenı'nin rivayetinde "her kim ondan" havuzdan "içerse" denilmektedir.

 

"Ben suhkan, suhkan derim." Suhkan "bu' den = uzak olsunlar" anlamınadır. Kelimenin "suhkan" şeklinde mansub olması, başında "elzemehu'l-lahu zalike = Allah bunu onların başına getirsin" şeklinde bir gizli WL olmasından dolayıdır.

 

"Bir zümre görürüm. Nihayet onları tanıdığım zaman benimle onlar arasından bir adam ortaya çıktı ve onlara 'geliniz!' dedi." Bu ifadede yer alan "adam" kelimesinden maksat, buna "görevli melek" demektir.

 

"Senden sonra bunlar kıçları üzerine dönüp dinlerine arkalarına çevirerek gerisin geri dinden çıkmışlardır." Yani arkalarına geri dönmüşlerdir.

 

'Ancak çobansız yolunu şaşıran deve sürüsünden yolunu bulanlar misali bunlardan da" yani havuza yaklaşan ve neredeyse oraya varmak üzere olanlardan da (tek tük) "cehennemden kurtulanlar olabilir!" Ancak onlar havuzdan geri çevrilirler. Hadis metninde geçen "el-hemel" çobansız deve sürüsü demektir.

 

Bu, onların içinden havuza çok az kimsenin geleceği anlamına gelir. Zira deve sürüsü içinde çobansız olanı diğerlerine nispeten azdır.