SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’R-RİKAK

<< 2102 >>

باب: الانتهاء عن المعاصي.

26. MASİYETLERDEN VAZGEÇME

 

حدثنا محمد بن العلاء: حدثنا أبو أسامة، عن بريد بن عبد الله بن أبي بردة، عن أبي بردة، عن أبي موسى قال:

 قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (مثلي ومثل ما بعثني الله، كمثل رجل أتى قوماً فقال: رأيت الجيش بعيني، وإني أنا النذير العُريان، فالنجاء النجاء، فأطاعه طائفة فأدلجوا على مهلهم فنجوا، وكذبته طائفة فصبَّحهم الجيش فاجتاحهم).

 

[-6482-] Ebu Musa el-Eş'ari'nin nakline göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

 

"Benim benzerim ve beni kendisiyle Allah'ın (Nebii olarak) gönderdiği şeyin benzeri şu kimsenin misali gibidir ki o bir kavme gelmiş ve 'Ben şurada gözlerimle bir ordu gördüm. Ben çıplak bir korkutucuyum. Hemen kurtulmaya, hemen kaçmaya bakm!' demiştir. Bu haber üzerine bir zümre ona itaat edip, sözünü tutarak bütün gece vakar içinde kaçıp kurtuldu. Bir zümre de onu yalanladı. Bunun üzerine sabahleyin ansızın ordu onları basıp hepsini öldürdü."

 

 

حدثنا أبو اليمان: أخبرنا شعيب: حدثنا أبو الزناد، عن عبد الرحمن أنه حدثه: أنه سمع أبا هريرة رضي الله عنه:

 أنه سمع رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول: (إنما مثلي ومثل الناس كمثل رجل استوقد ناراً، فلما أضاءت ما حوله جعل الفراش وهذه الدواب التي تقع في النار يقعن فيها، فجعل ينزعهن ويغلبنه فيقتحمن فيها، فأنا آخذ بحجزكم عن النار، وأنتم تقحَّمون فيها).

 

[-6483-] Ebu Hureyre'nin nakline göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem;

 

"Benim durumumla insanların durumu ancak şu adamın durumu gibidir: o, bir ateş yakar da ateşin ışığı etrafını aydınlattığı zaman küçük kelebekler ve onun içine düşen şu hayvancıklar içine düşmeye başlarıar. O adam da bu hayvancıkları geri çekmeye başlar. Fakat onlar bu davetçiye galip gelip hepsi de ateşin içine düşerler. İşte ben de sizlerin izar bağlarınızdan tutuyor ve sizleri ateşten çekip kurtarmaya çalışıyorum. İnsanlar ise ateşe giriyorlar!"

 

 

حدثنا أبو نعيم: حدثنا زكرياء، عن عامر قال: سمعت عبد الله بن عمرو يقول:

 قال النبي صلى الله عليه وسلم: (المسلم من سلم المسلمون من لسانه ويده، والمهاجر من هجر ما نهى الله عنه).

 

[-6484-] Abdullah İbn Amr'ın nakline göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem

 

"Müslüman, dilinden ve elinden Müslümanların selamette kaldığı kimsedir. Muhacir de Allah'ın yasakladığı şeyleri terk edendir" buyurmuştur.

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Masiyetlerden vazgeçme." Yani onları kesin ve nihai olarak terk etmek, içine düştükten sonra onlardan yüz çevirmek.

 

"Ben çıplak uyarıcıyım." İbn Battal şöyle demiştir: "Çıplak uyarıcı" deyimi Has'am kabilesinden bir adamdan çıkmıştır. Zülhalasa günü birisi ona hamle yapar ve onunla karısının elini keser. Bu kişi kavmine geri döner ve onları uyarıro

 

Bir haberin araştırılması ve tahkiki uğrunda bu kimse "çıplak uyarıcı" şeklinde darb-ı mesel haline gelir.

 

"Fe edlecu" gecenin ilk başında veya manasındaki farklılığa göre bütün gece

boyu yürüdüler.

 

"Ala mehelihim" vakar ve sükun içinde demektir.

 

"Fe ceale'r-raculu yez'uhunne" yani onları geri çekmeye başladı. "Fe yaktahimne flha" yani onun içine giriyorlardı.

 

 

Hadisten Çıkan Sonuçlar

 

1 - Hadis insanoğlunun müjdeciden çok uyarıcıya ihtiyaç olduğuna işaret etmektedir. Çünkü insanın yaratılışı ileride verilecek nasibe değil, peşinen verilecek olan haz ve paya meyyaldir.

 

2- Hadis Hz. Nebi'in şefkati, rahmeti ve ümmetinin kurtuluşuna olan hırsını göstermektedir. Nitekim Allahu Teala aynı manada "O, size çok düşkün, mu'minlere karşı çok şefkatlidir, merhametlidir"(Tevbe 128) demektedir.

 

"Bi hucezikum" yani izar bağladığınız yerden demektir.