SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’D-DEAVAT

<< 2069 >>

باب: الدعاء إذا علا عقَبَةً.

50. YÜKSEK YERE ÇIKINCA YAPILACAK DUA

 

حدثنا سليمان بن حرب: حدثنا حمَّاد بن زيد، عن أيوب، عن أبي عثمان، عن أبي موسى رضي الله عنه قال:

 كنا مع النبي صلى الله عليه وسلم في سفر، فكنا إذا علونا كبَّرنا، فقال النبي صلى الله عليه وسلم: (أيها الناس اربعوا على أنفسكم، فإنكم لا تدعون أصم ولا غائباً، ولكن تدعون سميعاً بصيراً). ثم أتى علي وأنا أقول في نفسي: لا حول ولا قوة إلا بالله، فقال: (يا عبد الله بن قيس، قل: لا حول ولا قوة إلا بالله، فإنها كنز من كنوز الجنة). أو قال: (ألا أدلك على كلمة هي كنز من كنوز الجنة؟ لا حول ولا قوة إلا بالله).

 

[-6384-] Ebu Musa el-Eş'ari r.a. şöyle demiştir: Biz Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile bir seferdeydik.

 

Yüksek bir yere çıkınca bağırarak tekbir getirirdik. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem

 

"Ey insanlar! Kendinize acıyın. Sağır ya da gaibe dua etmiyorsunuz. Gören ve işiten Allah'a dua ediyorsunuz" buyurdu. Sonra yanıma geldi ve benim "Kudret ancak Allah'a aittir" diye zikrettiğimi duydu. Bana:

 

"Ey Abdullah İbn Kays! Böyle zikretmeye deuam et. Çünkü bu cennet hazinelerindendir" dedi. "Sana cennet hazinelerinden birini öğreteyim mi? 'La havle vela kuvvete illa billah' de" demiş de oıa:bilir.

 

 

AÇiKLAMA :

 

Bu hadiste öğretilen dua güzelliği ve insanların nazarından koruduğu için hazine olarak isimlendirilmiştir.

 

باب: الدعاء إذا هبط وادياً.

51. VADİYE İNİNCE OKUNACAK DUA

 

فيه حديث جابر.

Bu babda Cabir İbn Abdullah'dan nakledilen hadis cihat bölümünde geçen "Tepelere çıktığımızda tekbir getirir, indiğimizde Allah'ı tesbih ederdik" lafzıyla rivayet edilen hadistir.  O Hadis için buraya tıkla Yukarı çıkıldığında tekbir getirmek üst mevkilere çıkmanın büyüklük duygusu vermesi sebebiyle nefsin bundan hoşlanması ve her şeyden daha büyük olan Allah'ı zikretmek suretiyle bu duygunun yenilmesi arzusu sebebiyledir. Aşağı inildiğinde Allah'ı tespih etmek ise vadilerin dar mekanlar olması ve tesbihin de ferahlık sebebi sayılmasındandır. Örneğin Hz. Yunus karanlıklar içerisindeyken Allah'ı tespih etmiş ve üzüntüden kurtulmuştur.

 

باب: الدعاء إذا أراد سفراً أو رجع.

52. YOLCULUK DUASI

 

فيه يحيى بن أبي إسحق، عن أنس.

 

حدثنا إسماعيل قال: حدثني مالك، عن نافع، عن عبد الله بن عمر رضي الله عنهما:

 أن رسول الله صلى الله عليه وسلم كان إذا قفل من غزو أو حج أو عمرة يكبِّر على كل شرف من الأرض ثلاث تكبيرات، ثم يقول: (لا إله إلا الله، وحده لا شريك له، له الملك وله الحمد، وهو على كل شيء قدير. آيبون تائبون عابدون، لربنا حامدون. صدق الله وعده. ونصر عبده، وهزم الأحزاب وحده).

 

[-6385-] Abdullah İbn Ömer'den nakledildiğine göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem savaş, hac veya umreden dönerken yükseğe çıktığı her yerde üç kere tekbir getirir sonra şöyle derdi:

 

"Ortağı bulunmayan Allah'tan başka ilah yoktur. Mülk de onundur hamd de ona mahsustur. O her şeye kadirdir. Bizler ona döneceğiz. Ona tövbe edip ibadet etmekte ve hamd etmekteyiz. Allah'ın vaadi hak yardımı kesindir. O tek başına düşmanlarını yok edebilecek kudrete sahiptir"

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

Bu hadiste her ne kadar yalnızca savaş, hac ve umre zikredilse de alimlerin çoğuna göre söz konusu dua başka amaçlarla yapılan yolculuklar için de geçerlidir. Ancak bu yolculuğun akraba ziyareti ya da ilim talebi gibi meşru sebeplerle yapılması şarttır. Çünkü bunların her biri Allah'a itaat kavramına dahildir. Hatta mubah yolculuklar için dahi bu dua geçerlidir. Zira hakkında sevap vaadi bulunmayan yolculuklara çıkanlar sevap elde edecekleri filleri yapmaktan men edilmemişlerdir.

 

Allah'ın vaadinden maksat İslam dininin yayılması ve müslümanların güçlenmesidir. Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurulmaktadır "Allah size pek çok ganimetler vaat etmektedir", "Allah içinizden iman edip makbul ve güzel işler işleyenlere kesin olarak vaat buyurur ki: Daha önce mu'minleri dünyada hakim kıldığı gibi kendilerini de hakim kılacak, kendileri için beğenip seçtiği İslam dinini tatbik etme gücü verecek ve yaşadıkları korkulu dönemin arkasından, kendilerini tam bir güvene erdirecektir. Çünkü onlar, yalnız Bana ibadet edip hiçbir şeyi Bana şerik yapmazlar. Artık bundan sonra kim küfrana saparsa, işte onlar yoldan Çıkıp Allah'a karşı gelmiş olurlar". Bu ayetler savaş yolculukları ile ilgilidir. Hac ve umre ile ilgili ise "Allah dilerse mescidi harama güven içinde gireceksiniz" buyurulmuştur. Hadis metninde Allah'ın yardımından bahsedilirken Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem kendisine yapılan yardımı kastetmektedir. Allah düşmanlarını hiç bir insanoğlunun katkısı olmaksızın hezimete uğratmaya muktedirdir. Düşman ifadesiyle kimlerin kastedildiğine dair farklı görüşler vardır. Bir görüşe göre bunlar hendek savaşında müslümanlara karşı birleşen Kureyşli kafirler ve onlara tabi olan Arap ve yahudi kabilelerdir. Bunlar hakkında Ahzab suresi nazil olmuştur. Bu konudaki rivayet savaş bölümünde ayrıntısıyla nakledilmiştir.

 

باب: الدعاء للمتزوج.

53. EVLİLİK DUASI

 

حدثنا مسدَّد: حدثنا حمَّاد بن زيد، عن ثابت، عن أنس رضي الله عنه قال:

 رأى النبي صلى الله عليه وسلم على عبد الرحمن بن عوف أثر صفرة، فقال: (مهيم، أو مه). قال: قال: تزوجت امرأة على وزن نواة من ذهب، فقال: (بارك الله لك، أولم ولو بشاة).

 

[-6386-] Enes İbn Malik'den nakledildiğine göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Abdurrahman İbn Avf'ın güzel koktuğunu fark edince bunun sebebini sormuş; o da ufak bir altın parçası mehir vererek evlendiğini söylemiştir. Bunun üzerine Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem

 

"Allah mubarek kılsın. Bir koyun dahi olsa kesip insanlara ziyafet ver" buyurmuştur.

 

 

حدثنا أبو نعمان: حدثنا حمَّاد بن زيد، عن عمرو، عن جابر رضي الله عنه قال:

 هلك أبي وترك سبع أو تسع بنات، فتزوجت امرأة، فقال النبي صلى الله عليه وسلم: (تزوجت يا جابر). قلت: نعم، قال: (بكراً أم ثيباً). قلت: ثيباً، قال: (هلا جارية تلاعبها وتلاعبك، أو تضاحكها وتضاحكك). قلت: هلك أبي فترك سبع أو تسع بنات، فكرهت أن أجيئهن بمثلهن، فتزوجت امرأة تقوم عليهن، قال: (فبارك الله عليك).

لم يقل ابن عيينة ومحمد بن مسلم، عن عمرو: (بارك الله عليك).

 

[-6387-] Cabir İbn Abdullah r.a. şöyle demiştir: Babam vefat ettiğinde yedi yahut dokuz kız çocuğu vardı. Daha sonra ben bir kadınla evlendim. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bana evlenip evlenmediği mi sorduğunda ona olumlu cevap verince bana "Kız mı dul mu?" diye sordu. Ben de dulolduğunu söyledim. Bunun üzerine

 

"Oynaşacağın ya da birlikte güleceğin bir kız yok muydu?" dedi. Ben de dedim ki "Babam yedi yahut dokuz kız bırakıp öldü. Onların başına onlar gibi birisini getirmek istemedim. Onlara bakacak birisiyle evlenmek istedim". Bunun üzerine Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Allah mübarek kılsın" diye dua etti.

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

İbn Uyeyne ve Muhammed İbn Müslim'in Ömer'den yaptıkları nakilde "Allah mübarek kılsın" ibaresi yoktur. Nebi s.a.v.'in Abdurrahman İbn Avf için yaptığı dua yalnızca onun eşiyle ilgili bereket niyazı anlamına gelmekte iken Cabir İbn Abdullah için yaptığı dua da ise kız kardeşlerinin masıahatını kendi nefsine tercih ettiği için onun aklına bereket niyazı söz konusudur. Çünkü Cabir kardeşleri sebebiyle genelde genç bir erkeğin tercih edeceği bir kızla evlenmek yerine dul bir kadınla evlenmeyi yeğlemiştir.