SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’D-DEAVAT

<< 2037 >>

باب: أفضل الاستغفار.

2. EN FAZİLETLİ İSTİGFAR

 

وقوله تعالى: {استغفروا ربكم إنه كان غفاراً. يرسل السماء عليكم مدراراً. ويمددكم بأموال وبنين ويجعل لكم جنات ويجعل لكم أنهاراً} /نوح: 10 - 12/ .{والذين إذا فعلوا فاحشة أو ظلموا أنفسهم ذكروا الله فاستغفروا لذنوبهم ومن يغفر الذنوب إلا الله ولم يصروا على ما فعلوا وهم يعلمون} /آل عمران: 135/.

Bu başlık altında "Dedim ki onlara: Rabbinizden af dileyiniz. Zira o Ğafurdur.

Mağfiret dileyin ki üzerinize bol bol yağmur indirsin. Size mal ve evlad ihsan buyursun, size bahçeler, ırmaklar, su kanalIarı nasib etsin" ve "O müttakiler ki çirkin bir iş yaptıklarında veya kendi nefislerine zulmettiklerinde, peşinden hemen Allah'z anar, günahlarının affedilmesini dilerler. Zaten günahları AlIah'tan başka kim affeder ki? Bir de onlar, bile bile işledikleri günahlarda ısrar etmez, o günahları sürdürmezler" ayetlerinin anlamını açıklayan hadisler yer alacaktır.

 

حدثنا أبو معمر: حدثنا عبد الوارث: حدثنا الحسين: حدثنا عبد الله بن بريدة، حدثني بشير بن كعب العدوي قال: حدثني شداد بن أوس رضي الله عنه،

 عن النبي صلى الله عليه وسلم: (سيد الاستغفار أن تقول: اللهم أنت ربي لا إله إلا أنت، خلقتني وأنا عبدك، وأنا على عهدك ووعدك ما استطعت، أعوذ بك من شر ما صنعت، أبوء لك بنعمتك علي وأبوء لك بذنبي فاغفر لي، فإنه لا يغفر الذنوب إلا أنت. قال: ومن قالها من النهار موقنا بهاً، فمات من يومه قبل أن يمسي، فهو من أهل الجنة، ومن قالها من الليل وهو موقن بها، فمات قبل أن يصبح، فهو من أهل الجنة).

 

[-6306-] Şeddad İbn Evs'ten nakledildiğine göre Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Seyyidu'l-istiğfar = İstiğfarların efendisi şöyledir:

 

اللهم أنت ربي لا إله إلا أنت، خلقتني وأنا عبدك، وأنا على عهدك ووعدك ما استطعت، أعوذ بك من شر ما صنعت، أبوء لك بنعمتك علي وأبوء لك بذنبي فاغفر لي، فإنه لا يغفر الذنوب إلا أنت.

Allahım! Sen benim rabbimsin. 'Senden başka ilah yoktur. Beni sen yarattın ue ben senin kulunum. Ben gücüm yettiğince seninle yaptığımız ahde sadık kalacağım ue vaadine ulaşmaya çalışacağım. Yaptıklarımın şerrinden sana sığınırım. Bana verdiğin nimetleri de benim işlediğim günahları da biliyor ue kabul ediyorum. Beni affet. Çünkü günahları senden başka bağışlayacak kimse yoktur.

 

Kim bu duayı içeriğine gerçekten inanarak gündüz söyler ve akşam olmadan gün içinde ölürse cennete girer. Yine kim bu duayı içeriğine iman ederek gece yapar ue sabah olmadan öennete girer"

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

Bab başlığı ile müellif iki ayeti kullanarak istiğfar etmeye teşvik etmenin meşruluğunu göstermek istemiş gibidir. Başlık altında yer verdiği hadis ile de istiğfar edilirken söylenecek sözlerin en güzelini sunmuş ve bu sebeple bab başlığında "en faziletli istiğfar" ifadesini kullanmıştır.

 

Hadis metninde "Seyyidu'l-İstiğfar = istiğfarların efendisi" denilmiş olmakla birlikte burada kastedilen şey "istiğfarların en faziletlisi ve söyleyenine en fazla yararı alandır". İstiğfarın fazileti hakkında Tirmizi ve başka musanniflerin Yesar'dan naklettikleri şu hadis oldukça açıktır: "Ordudan kaçmış bir kimse dahi olsa bir kimse "Kendisinden başka ilah bulunmayan hay ue kayyum olan yüce rabbimden mağfiret diliyorum" derse günahları bağışlanır". Ebu Nuaym el-İsbehani'ye göre bu hadis bazı büyük günahların salih ameller sebebiyle affedildiğini göstermektedir. Ancak burada kastedilen büyük günahlar işleyeninin canı ya da malı hakkında bir hüküm verilmesini gerektirmeyenlerdir. Çünkü aziz Nebiimiz büyük günahlardan sayılan "ordudan kaçma" örneğini vermiştir. Yani ancak ordudan kaçma günahına denk ve daha aşağı seviyedeki günahlar bağışlanabilmektedir. Bunlar ise işleyeninin can ve malı konusunda hüküm verilmesini gerektirmemektedir.

 

"O müttakiler ki çirkin bir iş yaptıklarında veya kendi nefislerine zulmettiklerinde, peşinden hemen Allah'ı anar, günahlarının affedilmesini dilerler" ayetinde geçen "Allah'ı anar" ifadesi hakkında farklı tefsirler yapılmıştır. Bazı müfessirlere göre "günahlarının affedilmesini dilerler" cümlesi Allah'ı anmanın nasılolması gerektiğini açıklamaktadır. Bu ifadenin A1lah'ın cezasının hatırlanması anlamına geldiği de söylenmiştir. Yani ayetin manası günahlarının hesabının sorulacağını düşünerek tevbe ve istiğfar ederler şeklindedir. Bu ayette zikri geçen istiğfarın nasıl yapılacağı Ahmed İbn Hanbellin Müsned'i ve dört Sünen'de nakledilip İbn Hibban tarafından sahih diye nitelenen hasen derecesindeki bir hadiste şöyle beyan edilmiştir: IIGünah işleyen bir kimse güzelce abdest alıp Allah'a istiğfarda bulunursa günahı bağışlanırll. Allah Resulü s.a.v. bu sözünü takiben 110 müttakiler ki çirkin bir iş yaptıklarında veya kendi nefislerine zulmettiklerinde, peşinden hemen AllaM anar, günahlarının affedilmesini dilerlerli ayetini okumuştur.

 

''Bir de onlar, bile bile işledikleri günahlarda ısrar etmez, o günahları sürdürmezlerll ayeti istiğfarın kabul edilmesi için günahtan kesin olarak dönmenin şart olduğunu; aksi halde bir yandan günah işlerken diğer taraftan istiğfar etmenin bir nevi oyun olacağını göstermektedir.

 

İstiğfar etmeyi teşvik eden ve Allahltan af ve mağfiret niyaz etmenin faziletine delalet eden pek çok ayet ve hadis zikredilebilir. Bunlardan biri Ebu Saıd el-Hudrı tarafından nakledilen şu hadistir: IIİblis: IIRabbimi onlar yaşadığı sürece yoldan saptırmak için elimden geleni yapacağımIl deyince Allah Teala IIİzzetim üzerine yemin ederim ki affımı diledikleri sürece ben de onları bağışlayacağım'I buyurmuşturll. Bu hadis Ahmed İbn Hanbel tarafından rivayet edilmiştir. Yine Ebu Davud ve TirmizıInin naklettiği bir hadiste Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: IIBir kimse günah işledikten sonra istiğfar ediyorsa yetmiş kez de o günahı işlese günahta ısrar eden kişi olarak değerlendirilmezll. Bu hadiste geçen lIyetmiş kerell ifadesi mubalağa içindir. Bu kitabın Tevhid bölümünde geçen bir hadiste ise şu ifadeler yer almaktadır: IIGünah işleyen bir kimse IIRabbim! Günah işledim beni bağışla!" derse günahı affedilirll. Bu hadisin son kısmında ise Allah Teala'nın şu sözleri aktarılmaktadır: IIKulum, günahlarını bağışlayan ya da onu sorguya çekecek olan bir Rabbi olduğunu bilmiştir. İstediğini yapabilirsin ben onları bağışlıyorum!''

 

Hadis metninde yer alan IIseninle yaptığımız ahde sadık kalacağımil ifadesi(:-n,n anlamı hakkında HattabıliBen sana verdiğim söze sadığım. Sana iman etme ve gücüm yettiğince yalnız sana ibadet etme konusunda yaptığımız anlaşmadan da dönmüş değilim'' açıklamasını kaydetmiştir.

 

Bu ifadenin IIVerdiğin emirlere bağlıyım ve yaptığım amellerin karşılığı olarak vereceğin sevapıarı ummaktayımll anlamına gelmesi de muhtemeldir.

 

Kişinin amelleri gücü yettiğince yapacak olması Allah Teala ile alakalı bütün gerekli amelleri yapabilme istitaatının olmadığını bilmesi ve aciz olması sebebiyledir.

 

''Bana verdiğin nimetleri de benim işlediğim günahları da biliyor ve kabul ediyorum" cümlesinde geçen •. y'ilEbuu kelimesi "itiraf etmek, kabul etmek" anlamlarına gelmektedir.

 

"Beni affet. Çünkü günahlan senden başka bağışlayacak kimse yoktur" ifadesi günahını kabul edenlerin bağışlanacağına bir işarettir. Ayrıca ifk hadisesiyle ilgili uzun rivayette "Kul günahını kabul edip tevbe ederse Allah tevbş!sini kabul eder" cümlesi yer almıştır.

 

"Kim bu duayı içeriğine gerçekten inanarak" ifadesi "kalben ihlas ile sevabına inanarak" anlamına gelmektedir.