SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-EDEB

<< 2014 >>

باب: إذا تثاوب فليضع يده على فيه.

128. ESNEDİGİ ZAMAN ELİNİ AĞZINA KOYSUN

 

حدثنا عاصم بن علي: حدثنا ابن أبي ذئب، عن سعيد المقبري، عن أبيه، عن أبي هريرة،

 عن النبي صلى الله عليه وسلم قال: (إن الله يحب العطاس ويكره التثاؤب، فإذا عطس أحدكم وحمد الله، كان حقاً على كل مسلم سمعه أن يقول له: يرحمك الله، وأما التثاؤب: فإنما هو من الشيطان، فإذا تثاءب أحدكم فليرده ما استطاع، فإن أحدكم إذا تثاءب ضحك منه الشيطان).

 

[-6226-] Ebu Hureyre'den rivayete göre; "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

 

"Şüphesiz Allah aksırmayı sever, esnemeyi de hoş görmez. Bu sebeple sizden herhangi bir kimse aksırıp da Allah'a hamdederse onu işiten her Müslüman üzerine ona yerhamukellah demesi bir haktır. Esnemek ise, ancak şey tandandır. Bu sebeple sizden bir kimsenin esnemesi gelirse, gücü ye ttiği kadar onu geri çevirsin. Çünkü sizden bir kimse esnediğinde şeytan ona güler."

 

Diğer tahric edenler: Tirmizi Edeb; Müslim, Zühd

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Esnediği zaman". İbn Cüreyc dedi ki: (Esnemek anlamındaki tesaub lafzı) aslı "seibe"dendir. Gevşeyip tembelliğe kapıldığı zaman kişiye "mesllib" denilir.

 

"Esnemek ise, ancak şeytandandır." İbn Battal dedi ki: Esnemenin şeytana izafe edilmesi, razı oluş ve isteme anlamında bir izafedir. Yani şeytan, insanın esnediğini görmekten hoşlanır. Çünkü bu, insanın suretinin değişikliğe uğradığı bir haldir. Bu sebeple de şeytan ona güler. Yoksa, bu esneme şeytanın fiilidir, denilmek istenmemiştir.

 

İbnu'l-Arabi dedi ki: Şeriatın hoş görülmeyen her bir işi şeytana nispet ettiğini açıklamış bulunuyoruz. Çünkü o işin vasıtası şeytandır. Şeriatın her güzel işi de meleğe nispet ettiğini görüyoruz. Çünkü o güzel işin vasıtası odur. (Devamla) dedi ki: Esnemek tıbbasa dolmanın bir sonucudur ve bu da tembelliği doğurur. Bu iş de şeytanın vasıtasıyla olur. Aksırmak ise gıdayı azaltmaktan ileri gelir. Bu da çalışkanlığı doğurur. Çalışkanlık da melek vasıtasıyla olur.

 

Nevevi de şöyle demektedir: Esnemek şeytana izafe edilmiştir. Çünkü arzu ve şehvetleri yerine getirmeye davet eden odur ve esnemek bedenin ağırlaşmasından, gevşemesinden, (midenin) dolmasından ileri gelir. Maksat da bu hali doğuran sebepten sakındırmaktır. O da çokça yemeğe kendisini kaptırmaktır.

 

İbnu'I-Arabi dedi ki: Esnemenin her durumda tutulması gerekir. Özellikle de namazda buna dikkat edilmesinin istenmesi, esnemenin ôncellikle namazda engellenmesi gereken haloluşundan dolayıdır. Çünkü esnemek, mutedil halin dışına bir çıkış ve hilkatin şeklinin bozulması sonucunu doğurur. Elbiseyi ve maksadı gerçekleştiren benzeri şeyleri ağzın üzerine koymak da, elin ağzın üzerine konulması gibidir. Bu husustaki emir bakımından, namaz kılmakta olan ile başkası arasında bir fark yoktur. Hatta namaz halinde bu daha da pekişir. Esneyen bir kimseye namazda iken verilmiş emirler arasında, kıraatiningerçek şeklinin değişikliğe uğramaması için esneme hali geçinceye kadar kıraati kesmesi emri de vardır.