SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-EDEB

<< 2007 >>

EK SAYFA – 2007-3

باب: قول الرجل للرجل: اخسأ.

97. BİR KİMSENİN BİR DİĞERİNE: "İHSE' DEFOL, GİT" DEMESİ

 

حدثنا أبو الوليد: حدثنا سليم بن زرير: سمعت أبا رجاء: سمعت ابن عباس رضي الله عنهما:

 قال رسول الله صلى الله عليه وسلم لابن صياد: (قد خبأت لك خبأ، فما هو). قال: الدخ، قال: (اخسأ).

 

[-6172-] İbn Abbas r.a.'dan rivayete göre; "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, İbn Said'e:

 

Ben senin için bir şey saklayıp gizledim, o nedir, dedi. İbn Said:

 

ed-Duh'tur deyince, Allah Rasulü ona:

 

İhse': Defol, git, buyurdu."

 

 

حدثنا أبو اليمان: أخبرنا شعيب، عن الزُهري قال: أخبرني سالم بن عبد الله: أن عبد الله بن عمر أخبره:

 أن عمر بن الخطاب: انطلق مع رسول الله صلى الله عليه وسلم في رهط من أصحابه قبل ابن صياد، حتى وجده يلعب مع الغلمان في أطم بني مغالة، وقد قارب ابن صياد يومئذ الحلم، فلم يشعر حتى ضرب رسول الله صلى الله عليه وسلم ظهره بيده، ثم قال: (أتشهد أني رسول الله). فنظر إليه فقال: أشهد أنك رسول الأميين، ثم قال ابن صياد: أتشهد أني رسول الله، فرضه النبي صلى الله عليه وسلم ثم قال: (آمنت بالله ورسله). ثم قال لابن صياد: (ماذا ترى). قال: يأتيني صادق وكاذب، قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (خلط عليك الأمر). قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (إني خبأت لك خبيئاً). قال: هو الدخ، قال: (اخسأ، فلن تعدو قدرك). قال عمر: يا رسول الله، أتأذن لي فيه أضرب عنقه، قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (إن يكن هو لا تسلط عليه، وإن لم يكن هو فلا خير لك في قتله).

 

[-6173-] Abdullah İbn Ömer'den rivayete göre; "Ömer İbn el-Hattab, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ve ashabından birkaç kişi ile beraber İbn Seyyad'ın bulunduğu tarafa doğru gittiler. Sonunda onu Meğale oğulları kalesinde diğer çocuklarla birlikte oynarken buldu. -O gün İbn Seyyad ergenlik yaşına yaklaşmıştı.- Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem eliyle İbn Seyyad'ın sırtına vuruncaya kadar fark etmedi. Daha sonra Allah Rasulü: Benim gerçekten Allah'ın Rasulü olduğuma şehadet ediyor musun, diye sordu. İbn Sayyad ona bir baktıktan sonra: Senin ümmilerin rasulü olduğuna şehadet ederim, dedi.

 

Daha sonra İbn Seyyad: Peki, sen benim gerçekten Allah'ın Rasulü olduğuma şehadet eder misin, dedi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem böyle dediği için onu itti, sonra da: Ben Allah'a ve rasullerine iman ettim, buyurdu. Sonra İbn Seyyad'a: Ne görüyorsun, diye sordu. İbn Seyyad: Bana doğru söyleyen de gelir, yalancı da gelir, dedi. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem:

 

O halde iş senin için içinden çıkılamaz bir hale getirilmiştir, buyurdu.

Daha sonra Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem:

 

Ben sana bir şey sakladım, dedi.

 

İbn Sayyad: O ed-duh'tur deyince, Allah Rasulü:

 

Defol, git, sen haddini asla aşamayacaksın, dedi.

 

Ömer: Ey Allah'ın Rasulü, bunun boynunu vurmama izin verir misin deyince, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem: Eğer bu, o ise sen ona musallat edilmezsin, eğer o değilse onu öldürmende senin için bir hayır yoktur, buyurdu."

 

 

قال سالم: فسمعت عبد الله بن عمر يقول: انطلق بعد ذلك رسول الله صلى الله عليه وسلم وأبي بن كعب الأنصاري، يؤمان النخل التي فيها ابن صياد، حتى إذا دخل رسول الله صلى الله عليه وسلم، طفق رسول الله صلى الله عليه وسلم يتقي بجذوع النخل، وهو يختل أن يسمع من ابن صياد شيئاً قبل أن يراه، وابن صياد مضطجع على فراشه في قطيفة له فيها رمرمة، أو زمزمة، فرأت أم ابن صياد النبي صلى الله عليه وسلم وهو يتقي بجذوع النخل، فقالت لابن صياد: أي صاف، وهو اسمه، هذا محمد، فتناهى ابن صياد، قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (لو تركته بين).

 

[-6174-] Abdullah İbn Ömer'den, diyor ki: "Bundan sonra Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile ensardan Ubey İbn Ka'b, İbn Sayyad'ın içinde bulunduğu hurmalıklara doğru gittiler. Nihayet Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem hurmalığa girince, hurma gövdeleriyle gizlenip saklanmaya çalıştı. Böyle yaparak İbn Sayyad kendisini görmeden ondan bir şeyler işitmeye çalışıyordu. İbn Sayyad döşeği üzerinde bir kadife içerisinde uzanmış yatıyordu. Kadifenin altından da hınltılı bir ses geliyordu. İbn Sayyad'ın annesi hurma ağaçlarının gövdeleri arkasında saklanırken Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i gördü. İbn Sayyad'a:

 

Ey Safi! -ki Safi onun adı idi- İşte Muhammed (geldi), dedi.

 

Bunun üzerine İbn Sayyad bulunduğu hale son verdi. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem: Eğer annesi onu o halinde bırakmış olsaydı, o da ne olduğunu açıkça ortaya koymuş olurdu, dedi."

 

 

قال سالم: قال عبد الله: قام رسول الله صلى الله عليه وسلم في الناس، فأثنى على الله بما هو أهله، ثم ذكر الدجال فقال: (إني أنذركموه، وما من نبي إلا وقد أنذره قومه، لقد أنذره نوح قومه، ولكني سأقول لكم فيه قولاً لم يقله نبي لقومه، تعلمون أنه أعور، وأن الله ليس بأعور).

 

[-6175-] Abdullah dedi ki: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem insanlar arasında ayağa kalktı. Allah'a layık olduğu şekilde övgülerde bulundu. Sonra Deccal'i sözkonusu ederek şöyle dedi:

 

Ben sizi ondan sakındırarak uyarıyorum. Esasen Deccal'i hatırlatarak kavmini korkutup uyarmamış hiçbir Nebi de yoktur. And olsun Nuh onu hatırlatarak kavmini korkutup uyarmıştır. Ama ben sizlere onun hakkında hiçbir Nebiin kavmi ne söylememiş olduğu bir söz söyleyeceğim. Şunu biliniz ki, onun bir tek gözü kördür. Allah'ın ise gözü kör değildir."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Bir kimsenin bir diğerine: Defol, git, demesi." İbn Battal dedi ki: "İhsa':

 

Defol, git" sözü, köpeği azarlamak ve uzaklaştırmak için söylenen bir sözdür. Bu sözün asıl anlamı budur. Araplar bunu yüce Allah'ın gazap ettiği ve söylememesi gereken bir sözü söyleyen yahut yapmaması gereken bir işi yapan herkes hakkında kullanmaya başladılar.

 

Bu rivayette geçen "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem onu itti" ifadesi hakkında el-Hattabi şunları söylemektedir: Burada bu lafız "radda" şeklinde noktalı dat ile gelmiştir. Ancak bu yanlıştır. Doğrusu ise bunun noktasız sad ile olmasıdır. Yani Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem elbisesinin kenarlarını birbirine yaklaştırarak onu yakaladı, demektir.

 

İbn Battal da şöyle demiştir: Bunu noktalı (dat) ile rivayet edenin bu rivayeti:

 

Onu itti ve düşüp kırıldı, anlamındadır.