باب:
الانبساط إلى
الناس.
81. İNSANLARA KARŞI GÜLEÇ OLMAK
وقال ابن
مسعود: خالط
الناس، ودينك
لا تَكْلِمَنَّهُ .والدعابة مع
الأهل.
İbn Mesud: Sen insanlarla içli dışlı ol. Bununla birlikte dinini
de asla yaralama, demiştir. Ayrıca
kişinin aile halkı ile latife yapıp şakalaşması.
حدثنا آدم:
حدثنا شُعبة:
حدثنا أبو
التياح قال:
سمعت أنس بن
مالك رضي الله
عنه يقول:
إن
كان النبي صلى
الله عليه
وسلم
ليخالطنا، حتى
يقول لأخ لي
صغير: (يا أبا
عمير، ما فعل
النغير).
[-6129-] Enes r.a.'dan, dedi ki: "Şüphesiz Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem bizimle beraber oturup kalkardı. Öyle ki benim
küçük bir kardeşime:
Ey Ebu Umeyr, ne yaptı nuğayr, derdi."
Bu Hadis 6203 numara ile de geçiyor
حدثنا محمد:
أخبرنا أبو
معاوية: حدثنا
هشام، عن
أبيه، عن
عائشة رضي الله
عنها قالت:
كنت
ألعب بالبنات
عند النبي صلى
الله عليه وسلم،
وكان لي صواحب
يلعبن معي،
فكان رسول
الله صلى الله
عليه وسلم إذا
دخل يتقمعن
منه، فيسربهن
إلي فيلعبن
معي.
[-6130-] Aişe r.anha'dan, dedi ki: "Ben Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem'in yanında oyuncak bebeklerle oynardım. Benimle birlikte
oynayan kız arkadaşlarım da vardı. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem içeri
girdi mi ondan saklanırlar, perde arkasına çekilirlerdi. O da onları benimle
oynasınlar diye yanıma gönderirdi."
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"İbn Mesud: İnsanlarla oturup kalk, ama sakın dinini
yaralama, demiştir.
Aile halkı ile şakalaşıp latife yapmak." Şakalaşmak ve benzeri
sözler ile latife yapmak kastedilmektedir. Tirmizi, İbn Abbas'tan merfu olarak
"kardeşin ile tartışma ve onunla şakalaşma" hadisini de rivayet
etmektedir. Bu iki hadisin bir arada açıklaması şöyledir:
Yasaklanan, aşırıya kaçan yahut sürekli olan türüdür. Çünkü
böylesi, kişiyi Allah'ı zikretmekten ve dinin önemli işleri üzerinde tefekkür
etmekten alıkoyar, çoğunlukla da kalp katılığı, eziyet, kin, heybet ve vakarın
ortadan kalkması neticesine ulaşır. Bunlardan uzak kalan kısmı ise mubah
olanıdır. Eğer muhatabın gönlünü hoş etmek ve ona teselli vermek gibi bir
masıahat sözkonusu ise müstehap olur.
GazzaH dedi ki: Mizahı bir meslek edinmek ve bunun için Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in mizah yapmış olduğunu delil göstermek bir
yanlışlıktır. Böylesi, rüzgarın estiği tarafa giden kimseye benzer. Onların
(mizah yapanların) oyunlarını seyretmeye Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in,
Aişe'nin Habeşlilerin oyunlarını seyretmesine izin vermesini delil göstermesi
de bunun gibidir.
"Benim, benimle oynayan" ve benim yaşıtım olan
"kız arkadaşlarım vardı." "Perdenin arkasına çekilip
saklanırlardı." Bu hadis, bebek suretlerinin ve oyuncakların kız
çocukların onlarla oynaması için edinilmesinin caiz olduğuna delil gösterilmiş
ve suret edinmeye dair genel yasaktan tahsis edildiği kabul edilmiştir. Iyad
bunu bu şekilde açıkça ifade etmiş ve bunu cumhurun bir görüşü olarak
nakletmiştir.Cumhurun ayrıca kız çocuklarına bebek satmayı caiz gördüğünü de
nakletmiştir. Bundan maksat ise kız çocuklarını küçüklükten itibaren ev ve
çocuk yetiştirme işlerine alıştırmaktır. Kadı !yad der ki: Bazılarının görüşüne
göre bu neshedilmiştir. İbn Battal da bu eğilimdedir. İbn Ebi Zeyd ise
Malik'ten, kişinin kızına suret satın almasını mekruh gördüğünü nakletmiştir.
Bu sebeple ed-Davudi' bunun mensuh olduğu görüşünü tercih etmiştir. İbn Hibban
ise küçük kızlar ve kadınlar için oyuncaklarla oynamanın mubah oluşunu ifade
eden başlık açmıştır. Nesai de bu hadise "kocanın hanımının oyuncak
bebekle oynamasına müsaade etmesinin mubahlığı" diye başlık açmıştır.
Ancak burada "küçük yaşta olma" kaydını zikretmemiş olması tartışılır
bir konudur.
Beyhaki bu hadisi tahric ettikten sonra unları söylemektedir:
Suret edinmeye dair nehiy sabittir. O halde bu hususta Aişe'ye verilmiş olan
ruhsatın haram kılmadan önce olduğu şeklinde yorumlanması gerekir. İbnu'l-Cevzi
de bunun böyle olduğunu ifade etmiştir.
el-Münziri dedi ki: Eğer oyuncaklar suretler gibi ise bu, haram
kılma hükmünden öncedir. Aksi takdirde suret olmayana da oyuncak adı
verilebilir. elHalimi de bunu böylece ifade etmiş ve: Şayet suret put gibi ise
caiz değildir, aksi takdirde caiz olur, demiştir.
باب:
المداراة مع
الناس.
82.iNSANLARLA GÜZEL GEÇiNMEK
ويذكر عن أبي
الدرداء: إنا
لنكشر في وجوه
أقوام، وإن
قلوبنا
لتلعنهم.
Ebu'd-Derda'dan: Bizler birtakım kimselerin yüzlerine gülmekle
birlikte kalplerimiz onları lanetlemektedir, dediği nakledilmiştir.
حدثنا قتيبة
بن سعيد:
حدثنا سفيان،
عن ابن المنكدر:
حدثه عن عروة
بن الزبير: أن
عائشة أخبرته:
أنه
استأذن على
النبي صلى
الله عليه
وسلم رجل
فقال: (ائذنوا
له، فبئس ابن
العشيرة، أو
بئس أخو
العشيرة).
فلما دخل ألان
له الكلام،
فقلت له: يا
رسول الله،
قلت ما قلت: ثم
ألنت له في
القول؟ فقال:
(أي عائشة، إن
شر الناس منزلة
عند الله من
تركه، أو ودعه
الناس، اتقاء فحشه).
[-6131-] Aişe r.anha'dan, dedi ki: "Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem'in huzuruna girmek üzere bir adam izin istemişti. Allah Rasulü
de: Ona izin veriniz. O, aşiretinin ne kötü oğludur -yahut, aşiretinin ne kötü
kardeşidir- buyurdu.
Adam içeri girince, onunla yumuşak sözlerle konuştu. Daha sonra
ben ona:
Ey Allah'ın Rasulü, o adam hakkında dediklerini dedin, sonra da
onunla yumuşak konuştun, diye sordum.
Allah Rasulü: Ey Aişe' Şüphesiz Allah nezdinde mevkii insanlar arasında
en kötü olan kişi, diğer insanların haddi aşan davranışlarından korunmak için
terk ettiği -yahut da ona ilişmediği- kimsedir, buyurdu.
حدثنا عبد
الله بن عبد
الوهاب:
أخبرنا ابن
علية: أخبرنا
أيوب، عن عبد
الله بن أبي
مليكة:
أن
النبي صلى
الله عليه
وسلم أهديت له
أقبية من
ديباج، مزررة
بالذهب،
فقسمها في ناس
من أصحابه،
وعزل منها
واحداً لمخرمة،
فلما جاء قال:
(خبأت هذا لك).
قال أيوب بثوبه
وأنه يريه
إياه، وكان في
خلقه شئ.
رواه حمَّاد
بن زيد عن
أيوب. وقال
حاتم بن وردان:
حدثنا أيوب،
عن ابن أبي
مليكة، عن المسور:
قدمت على
النبي صلى
الله عليه
وسلم أقبية.
[-6132-] Eyyub'dan, o Abdullah İbn Ebi Müleyke'den
rivayete göre; "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e kalın ipekten altın
düğmeli kaftanlar hediye edilmişti. O da bunları ashabından bazı kimseler
arasında paylaştırdı, onlardan birisini de Mahreme için ayırdı. Mahreme
gelince: İşte sana da bunu sakladım, dedi."
Eyyub: Elbisesi ile göstererek, (Nebi) o kaftanı Mahreme'ye
gösteriyordu. Mahreme'nin de huyu bir parça sertti, dedi.
el-Misver'den de: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e
kaftanlar gelmişti" demiştir, diye nakledilmiştir.
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"insanlarla iyi geçinmek." Bundan maksat, onlardan
gelecek zararları yumuşak bir şekilde önlemektir.
"Ebu'd-Derda'dan: GÜleriz ... dediği nakledilmiştir."
Burada (gülmek anlamında kullanılan) el-keşru: gülmenin başlangıç safhasında
dişlerin görünmesi ne denir. Çoğunlukla gülmek hakkında kullanılır.
İbn Battal dedi ki: Müdarat (iyi geçinmek), mu'minlerin
huyundandır. Bu da insanlara karşı alçak gönüllü, yumuşak sözlü davranıp onlara
kaba ve sert sözler söyIememektir. Bu yoI, kaIpIeri ısındırmanın en güçIü
sebepIerindendir. Bazıları mudarat ile müdahenenin aynı şey oIduğunu zannederek
hataya düşmüştür. Çünkü müdarat mendubdur, teşvik edilmiştir, müdahene ise
haram kıIınmıştır. Aradaki farka gelince, müdahene, dihandan geImektedir. Bu da
bir şeyin üzerinde görüIen ve iç tarafını gizIeyen tabakaya denilir. İlim
adamIarı bunu fasık kimse ile birlikte oturup kaIkıp onun haline razı oIduğunu
göstererek, onun yaptığına tepki göstermemek oIarak tanımIamışIardır. Mudarat
ise öğretirken cahile, yaptığı işten vazgeçmesini söyIerken fasıka yumuşak
davranmak ve yaptığı işi açığa vurmadığı hallerde ona sert davranmamaktır. Onun
yaptığını yumuşak söz ve davranışIarla reddetmektir. ÖzellikIe de kaIbinin
ısındırıImasına ihtiyaç duyu Iması ve benzeri hallerde buna dikkat etmektir.
Buhari daha sonra önceden geçmiş şu iki hadisi zikretmektedir:
Birincileri Aişe radıyal11\hu anha'nın rivayet ettiği "Bir adam Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in huzuruna girmek üzere izin istedi. AIIah RasuIü
de: Ona izin veriniz, o aşiretinin ne kötü kardeşidir... diye buyurdu"
hadisidir. Bu hadisin açıkIanması gereken yerIeri daha önce: "Fesad ehIi
kimsenin gıybetini yapmanın caiz oluşu" başlığında (6054.hadiste) geçmiş
buIunmaktadır.
İkinci hadis ise eI-Misver İbn Mahreme'nin rivayet ettiği:
"Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e kaftanIar geImişti." hadisidir.
Bu hadiste de eI-Misver'in babası Mahreme'nin oIayl nakIedilmektedir. Buna dair
açıkIamaIar da Libas (giyim) böIümünde (5862.hadiste) geçmiş buIunmaktadır.