EK SAYFA – 2002-3
باب: قول
النبي صلى
الله عليه
وسلم: (يسروا
ولا تعسروا ).وكان
يحب التخفيف
واليسر على
الناس.
80. NEBİ S.A.V.'İN: " KOLAYLAŞTIRIN, ZORLAŞTIRMAYIN"
BUYRUĞU AYRICA O İNSANLARIN YÜKÜNÜ HAFİFLETMEVİ VE ONLARI RAHATLATMAYI SEVERDİ
حدثني إسحق:
حدثنا النضر:
أخبرنا
شُعبة، عن سعيد
بن أبي بردة،
عن أبيه، عن
جده قال:
لما
بعثه رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
ومعاذ بن جبل
قال لهما:
(يسرا ولا
تعسرا، وبشرا
ولا تنفرا،
وتطاوعا). قال
أبو موسى: يا
رسول الله، إنا
بأرض يصنع
فيها شراب من
العسل، يقال
له البتع،
وشراب من الشعير،
يقال له
المزر؟ فقال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم: (كل مسكر
حرام).
[-6124-] Said İbn Ebu Burde'den, o babasından, o
dedesinden (Ebu Musa el-Eş'ari'den) dedi ki: "Resulullah Sallallahu Aleyhi
ve Sellem, kendisini Muaz İbn Cebel ile birlikte gönderince, kendilerine:
Kolaylaştırın, zorlaştırmayın, müjdeleyin, uzaklaştırmayın.
Birbirinizle de uyumlu hareketlerde bulunun, buyurdu.
Ebu Musa dedi ki: Ey Allah'ın Rasulü, bizler baldan yapılan ve
kendisine elbit' adı verilen bir şarabın yine arpadan yapılan ve kendisine
el-mizr adı verilen bir şarabın (içkinin) yapıldığı bir ülkede bulunuyoruz.
(Bunların hükmü nedir?) dedi. Bu sefer Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem:
Sarhoşluk verici herbir şey haramdır, buyurdu."
حدثنا آدم:
حدثنا شُعبة،
عن أبي التياح
قال: سمعت أنس
بن مالك رضي
الله عنه قال:
قال
النبي صلى
الله عليه
وسلم: (يسروا
ولا تعسروا،
وسكنوا ولا
تنفروا).
[-6125-] Enes İbn Malik r.a.'dan, dedi ki: "Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem:
Kolaylaştırın, zorlaştırmayın, sükuna kavuşturun ve nefret ettirip
uzaklaştırmayın, buyurdu."
حدثنا عبد
الله بن
مسلمة: عن
مالك، عن ابن
شهاب، عن
عروة، عن
عائشة رضي
الله عنها
أنها قالت:
ما
خير رسول الله
صلى الله عليه
وسلم بين أمرين
قط إلا أخذ
أيسرهما ما لم
يكن إثماً،
فإن كان إثماً
كان أبعد
الناس منه،
وما انتقم
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم لنفسه في
شيء قط إلا أن
تنتهك حرمة
الله، فينتقم
بها لله.
[-6126-] Aişe r.anha'dan, dedi ki: "Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem, iki iş arasında dilediğini seçmekte serbest
bırakılmışsa, -günah olmadığı takdirde- mutlaka onların en kolayalanını
yapardı. Eğer günah ise insanlar arasuıda ondan en uzak kişi o olurdu.
Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem hiçbir şey dolayısı ile kendi adına asla
intikam almış değildir. Allah'ın haramlarının çiğnenmesi hali müstesna. O
takdirde Allah için onların intikamını alırdı (cezalandırırdı)."
حدثنا أبو
النعمان:
حدثنا حمَّاد
بن زيد، عن الأزرق
بن قيس قال:
كنا
على شاطيء نهر
بالأهواز، قد
نضب عنه الماء،
فجاء أبو برزة
الأسلمي على
فرس، فصلى
وخلى فرسه،
فانطلقت الفرس،
فترك صلاته
وتبعها حتى
أدركها،
فأخذها ثم جاء
فقضى صلاته،
وفينا رجل له
رأي، فأقبل يقول:
انظروا إلى
هذا الشيخ،
ترك صلاته من
أجل فرس،
فأقبل فقال:
ما عنفني أحد
منذ فارقت
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم، وقال:
إن منزلي متراخ،
فلو صليت
وتركت، لم آت
أهلي إلى الليل.
وذكر أنه صحب
النبي صلى
الله عليه
وسلم فرأى من
تيسيره.
[-6127-] el-Ezrak İbn Kays'tan, dedi ki: "Ehvaz'da,
bir nehir kıyısında idik.
Nehrin suyu kurumuş, çekilmişti. Ebu Berze el-Eslemi bir at
üzerinde geldi. Namaza durup atını serbestçe salıverdi. At da çekip gidince,
namazını bıraktı ve atın arkasından gitti. Nihayet ata yetişip onu yakaladı.
Sonra da gelip namazını tamamladı. Aramızda da kendisine göre görüşleri olan
bir adam vardı. Bu kişi:
Şu yaşlı adama bakınız. Bir at için namazını bıraktı, dedi.
Daha sonra Ebu Berze ona yönelerek: Resulullah Sallallahu Aleyhi
ve Sellem'den ayrıldığımdan bu yana hiçbir kimse beni azarlamamıştı. Daha sonra
şunları ekledi:
Benim evim oldukça uzaktır. Eğer namazımı kılıp da atımı
bıraksaydım, geceye kadar ailemin yanına varamazdım. Sonra da Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem ile arkadaşlık yaptığını ve onun yaptığını gördüğü
kolaylıkları anlattı."
حدثنا أبو
اليمان:
أخبرنا شعيب،
عن الزُهري (ح).
وقال الليث:
حدثني يونس،
عن ابن شهاب:
أخبرني عبيد
الله بن عبد
الله بن عتبة:
أن أبا هريرة
أخبره:
أن
أعرابياً بال
في المسجد،
فثار إليه
الناس ليقعوا
به، فقال لهم
رسول الله صلى
الله عليه وسلم:
(دعوه،
وأهريقوا على
بوله ذنوباً
من ماء، أو
سجلاً من ماء،
فإنما بعثتم
ميسرين ولم تبعثوا
معسرين).
[-6128-] Ebu Hureyre'den rivayete göre; "Bir bedevi
gelip mescidde küçük abdest bozdu. İnsanlar üzerine atılmak üzere ona doğru
kalktılar, ama Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem onlara:
Ona ilişmeyiniz, onun sidiği üzerine de bir kova su dökünüz.
Şüphesiz sizler kolaylaştırıcılar olarak gönderildiniz, zorlaştırıcılar olarak
gönderilmediniz, buyurdu."
Fethu’l-Bari Açıklaması:
"Kolaylaştırın." Bu, kolaylaştırma emridir. Bundan
maksat kimi zaman teskin etmek, kimi zaman da kolaylık sağlamak yolunu seçmektir.
Çünkü nefret ettirip uzaklaştırmak çoğunlukla zorluk ile karşılaşan kişi
hakkında sözkonusu olur. Bu da teskinin zıttıdır. Müjdelemek de çoğunlukla
sükunet halinde olan için sözkonusudur. Bu da nefret ettirmenin zıttıdır.
Ebu Musa ile Muaz İbn Cebel radıyalliihu anh'ın Yemen'e
gönderilme zamanlarıyla ilgili açıklamalar, Megazi bölümünün son taraflarında
geçmiş bulunmaktadır. Eşribe (içecekler) bölümünde de el-bit' denilen içkiye
dair açıklamalar geçmişti.
Taberi der ki: Kolaylaştırmanın emredilmesi, ağır gelen
nafileler hakkındadır. Böylelikle bu nafileler kişiye usanç verip büsbütün
onları terke sebep teşkil etmesin yahut gücü yetmeyen kimsenin farz namazı
oturarak kılması, yolcunun ramazanda oruç açması gibi ruhsat verilen hususlarda
amelini beğenerek büsbütün ecrinin boşa çıkmasına ve bu halin de kendisi için
meşakkat teşkil etmesine sebep olmasın.
Başkası ise mutlaka ikisinden birisi kaçınılmaz ise, iki
zarardan daha hafif olanın işleneceği hususunu ek olarak açıklamıştır. Mescidde
küçük abdest bozan bedevi alayında görüldüğü gibi
Üçüncü hadis olan Aişe radıyalliihu anhii'nın dediği şekilde
IIResulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem iki işten birisini seçmek hususunda
serbest bırakılırsa ... " hadisi olup buna dair açıklamalar "Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in niteliği, sıfatı" bölümünde geçmiş
bulunmaktadır.
Başlıktaki dördüncü hadis, Ebıl Berze'nin rivayet ettiği
hadistir.
"Aramızda kendine has görüşü olan bir adam vardı." Bu
kişinin adını tespit edemedim. Bu hadis Namaz bölümünün son taraflarında
(1211.hadiste) şu lafızia geçmiş bulunmaktadır: "Haricilerden bir adam
şöyle demeye koyuldu ... " İşte dayanak olarak alınan ifade de budur.
"Görüş"ten maksat da Haricilerin görüşüdür. Bozuk görüşlü birisi
vardı, demektir. Hadisin şerhi de belirtilen yerde geçmiş bulunmaktadır.
Başlıktaki beşinci hadis, Ebıl Hureyre'nin mescidde küçük
abdestini bozan bedevi arabın olayı ile ilgili hadistir. Bu hadise de daha önce
"Rıfk" başlığında işaret edilmiş ve şerhinin de Taharet bölümünde
geçtiği belirtilmiş idi.
Bu hadislerden anlaşıldığına göre, ibadet ve başka şeylerde
aşırıya kaçmak ve itidal sınırını aşmak, yerilmiş bir şeydir. Bütün bu
hususlarda övülen şey, devamlı yapılabilecek ve kişinin kendisini beğenmekten
ve diğer helak edici hallerden yana emin hissettiği kadarıdır.