DEVAM: 39. GÜZEL AHLAK, CÖMERTLİK. VE CİMRİLİĞİN HOŞ GÖRÜLMEMESİ
حدثنا موسى
بن إسماعيل:
سمع سلام بن
مسكين قال:
سمعت ثابتاً
يقول: حدثنا
أنس رضي الله
عنه قال:
خدمت
النبي صلى
الله عليه
وسلم عشر
سنين، فما قال
لي: أف، ولا: لم
صنعت؟ ولا:
ألا صنعت.
[-6038-] Enes r.a.'dan, dedi ki: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e
on yıl hizmet ettim. Bana ne öf, ne niye yaptın, ne de niye yapmadın,
dedi."
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"Güzel ahlak, cömertlik ve cimriliğin hoş
görülmemesi." Bu başlık altında bu üç hususu bir arada zikretmiş
bulunmaktadır. Çünkü cömertlik güzel ahlak arasında sayılır. Hatta güzel
huyların en büyüklerindendir. Cimrilik ise onun zıttıdır. Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem de: "Allah'ım, yaratılışımı güzelleştirdiğin gibi,
ahlakımı da güzelleştir" diye dua ederdi. Bunu Ahmed rivayet etmiş olup
İbn Hibban sahih olduğunu söylemiştir.
Müslim'in naklettiği "iftitah duası"na dair Ali'nin
rivayet ettiği uzunca hadiste şöyle denilmektedir: "Ve sen beni en güzel
ahlaka ilet. Ona da senden başka hiç kimse iletemez."
Kurtubi, el-Mufhim adlı eserinde şöyle diyor: Ahlak, insanın
başkası ile ilişkilerinde sahip olduğu niteliklere denilir. Bu nitelikler
övülen ve yerilen kısımlarına ayrılır. Övülenler özetle kendi aleyhine dahi
olsa başkasının yanında yer alarak kendindeki hakkı alıp vermek fakat kendi
nefsin için başkasından hak istemeye kalkışmamaktır. Bunun etraflı bir şekilde
dökümü de şöyledir: Affetmek,
hilim göstermek (cahilce davranışları bağışlayıp intikam almaya
kalkışmamak), cömertlik, sabır, eziyetlere tahammül, merhamet, şefkat,
ihtiyaçları karşılamak, sevgi göstermek, yumuşak davranmak ve benzeri
hallerdir. Yerilen huylar ise bunların zıttıdır. Cömertlik (seha) de cCıd
(cömertlik) ile aynı anlamdadır. Bu da sahip olunup saklanılan bir şeyi
karşılıksız olarak vermektir. Cömertliğin güzel ahlaka atfedilmesi ise özelin
genele atfedilmesi kabilindendir. Müfred olarak zikredilmesi ise şanının
yüceliğine dikkat çekmek içindir.
"İbn Abbas dedi ki: Nebi s.a.v. insanların en cömerdi
idi."
Buna dair açıklamalar daha önce Oruç bölümünde (1902.hadiste)
geçmişti.
Başlıkta yer alan üçüncü hadis (6033 nolu hadis)te geçen:
"Nebi s.a.v. insanların en güzeli idi" ifadesi hem yaratılış, hem
ahlak itibariyle en güzeli idi, demektir.
"İnsanların en cömerdi idi" ifadesi, verebildiği
şeyleri karşılıksız en çok veren kimseydi demektir. "İnsanların en
kahramanı idi." Yani kaçmamakla birlikte herkesten çok en ileri atılan
idi. Sözü geçen bu hadisin şerhi:
"Medine halkı korkmuştu." Yani geceleyin bir ses
işitmişler, bir düşmanın kendilerine hücum edeceğinden korkmuşlardı.
"Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem onları karşıladı. Çünkü o
diğer insanlardan önce sesin geldiği tarafa gitmişti." Yani o onlardan
önce gitmiş, durumun mahiyetini açıkça öğrenmiş ve korkulacak bir şeyolmadığını
görüp, geri dönüp onları teskin etmeye başlamıştı.
"Korkmayınız" lafzı ise karşıdakinin korkusunu teskin
etmek, onu yatıştırmak ve muhatap kimseye karşı yumuşaklığını izhar etmek için
söylenen bir sözdür.
"Ölçüyü kaçıran değildi." Bu hadiste: "Şüphesiz
sizin en hayırlılarınız ahlakı en güzel olanlarınızdır" ifadesi de
geçmektedir. Ebu Ya'la, Enes'ten Nebie şu hadisi merfu olarak zikretmiştir:
"mu'minler arasında imanı en kamil olanlar ahlakı en güzelolanlardır."
Tirmizi de, Cabir'den Nebi s.a.v.'in şu buyruğunu rivayet
etmektedir: "Aranızda ahlakı en güzelolanlarınız aranızda en çok sevdiğim
kimselerden ve kıyamet gününde oturacağı meclisi bana en yakın olacak
olanlarınızdandırlar." Hadisi Buh21.ri de el-Edebu'I-Müfred adlı eserinde
zikretmiştir. Yine Buhari el-Edebu'I-Müfredlde, İbn Hibban, Hakim ve Taberani
de Usame İbn Şeriklten şu hadisi rivayet etmektedirler: "Ashab: Ey
Aııah'ın Rasulü! Allah'ın kulları arasında, Allah'ın en sevdiği kimlerdir, diye
sordular. Aııah Rasulü: Ahlak itibariyle en güzelleri olanlardır,
buyurdu."
Yine ondan gelen bir başka rivayette şöyle denilmektedir:
"İnsana verilen en hayırlı şey nedir (diye soruldu). Allah Rasulü: Güzel
ahlaktır, buyurdu."
Güzel ahlaka dair sahih hadislerden birisi de en-Newas İbn
Sem'an'ın rivayet ettiği, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in: "Birr
(iyilik) güzel ahlaktır" hadisidir. Bu hadisi Müslim ve
el-Edebu'I-Müfred'de Buhari rivayet etmiştir.
Ebu'd-Derda'nın rivayet ettiği hadiste de Nebi efendimiz şöyle
buyurmuştur: "Güzel ahlaktan daha çok mizanda ağır basacak hiçbir şey
yoktur." Bu hadisi Buhari el-Edebu'I-Müfred'de, Ebu Davud, sahih olduğunu
belirterek Tirmizi ve İbn Hibban da rivayet etmişlerdir. Bu hadiste Tirmizi -ki
el-Bezzar'da da vardır- bu fazlalığı da zikretmektedir: "Şüphesiz güzel
ahlak sahibi (güzel ahlakı sayesinde) oruç tutan, namaz kılan kimsenin
mertebesine kadar ulaşır."
Tirmizi ve İbn Hibban -ki sahih olduğunu da belirtirler- aynı
zamanda Buhari'nin el-Edebu'I-Müfred'inde de yer alan Ebu Hureyre yoluyla gelen
hadiste şöyle denilmektedir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e
insanların cennete girmelerine en çok neyin sebep olduğuna dair soru soruldu.
O: Allah'a karşı takvalı olmak ve güzel ahlak, diye cevap verdi."
el-Bezzar hasen bir sened ile Ebu Hureyre'den, Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir: "Sizin
mallarınız (gönüllerini hoş etmek için) bütün insanlara asla yetişemez. Fakat
sizin göstereceğiniz güler yüz ve güzel ahlak ile hepsine
yetişebilirsiniz."
Bu hususta hadisler pek çoktur.
Altıncı hadis (6036 nolu hadis) Sehl İbn Sa 'd radıyalliihu
anh'ın Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e verilen burdeyi bir sahabinin kefeni
olması için istemesi olayı ile ilgilidir. Bu hadisin bu başlıkta
zikredilmesinden maksat ise, o burdeyi isteyen kimseye, hazır bulunan
sahabilerin: "Sen ondan o burdeyi istedin, oysa onun kendisinden bir şey
isteyene vermezlik etmediğini de biliyorsun" şeklindeki sözleridir.
Hadisin yeteri kadar şerhi Cenazeler bölümünün baş taraflarında geçmiş
bulunmaktadır.
"Ne niye yaptın, ne de niye yapmadın, dedi." Bu
hadisten, geçmiş işler dolayısıyla sitemde bulunmama yolunun seçilmesinin
uygunluğu anlaşılmaktadır. Çünkü gerek duyulması halinde işin yeniden
yapılabilme imkanı vardır. Dilin azarlamaktan, yermekten uzak tutulmasının
faydası ise, hizmetçiye sitemde bulunmayı terk etmek suretiyle kalbini
kazanmak, ısındırmaktır. Bütün bunlar kişinin kendi payı ile ilgili olan
hususlardadır, ama şer'an yapılması gerekli olan hususlarda herhangi bir
müsamaha sözkonusu olmaz. Çünkü bunlar (bu gibi hallerde gerekeni söylemek)
iyiliği emredip kötülükten alıkoymak kabilinden olur.