SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-EDEB

<< 1987 >>

EK SAYFA – 1987-3

باب: المقة من الله تعالى.

41. SEVGİ ALLAH TEALA'DANDIR

 

حدثنا عمرو بن علي: حدثنا أبو عاصم، عن ابن جريج قال: أخبرني موسى بن عقبة، عن نافع، عن أبي هريرة،

 عن النبي صلى الله عليه وسلم قال: (إذا أحب الله العبد نادى جبريل: إن الله يحب فلاناً فأحبه، فيحبه جبريل، فينادي جبريل في أهل السماء: إن الله يحب فلاناً فأحبوه، فيحبه أهل السماء، ثم يوضع له القبول في أهل الأرض).

 

[-6040-] Ebu Hureyre'den rivayete göre "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: Allah bir kulu sevdi mi Cibril'e: Şüphesiz Allah filanı sever. Bu sebeple sen de onu sev, diye nida eder. Bunun üzerine Cibril de o kişiyi sever. Sonra Cibril de semadakiler arasında:

 

Şüphesiz Allah filanı sever, siz de onu seviniz, diye nida eder. Semadakiler de o kişiyi sever. Sonra da yerde bulunanlar arasında o kişiye (karşı) kabul (sevgi) yerleştirilir."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Sevgi Allah'tandır." Yani başlangıcı Allah'tandır. (Başlıktaki): "el-Mikatu" kelimesi sevgi demektir. Bu başlık, aslında başlıkta yer alan bu hadise yakın bir rivayette vaki olmuş bir ziyadenin lafzıdır, ama bu fazlalık Buhari'nin şartına uygun olmadığından adeti üzere başlıkta ona işaret etmiştir. Bu fazlalığı ile hadisi Ahmed ve Taberani, Ebu Umame'den Nebie ref ederek şöylece rivayet etmişlerdir: "Sevgi (el-mikatu) Allah'tandır, güzel bir şekilde anılış da semadandır. Allah bir kulu sevdi mi ... " deyip hadisi zikretmişlerdir.

 

"Allah bir kulu sevdi mi". Bu hadisin bazı rivayet yollarında bu sevginin sebebi ve bununla neyin kastedildiği de zikredilmiştir. Sevban'ın rivayet ettiği hadiste şöyle denilmektedir: "Şüphesiz kul yüce Allah'ın razı olacağı işleri araştırır, durur. O bu halini sürdürüp gider. Nihayet (yüce Allah) şöyle buyurur: Ey Cibril, benim filan kulum beni razı etmenin yollarını arıyor. Dikkat edin ki şüphesiz benim rahmetim onun hakkında galip gelmiştir." Bu hadisi Ahmed ve el-Evsat'ta Taberani rivayet etmişlerdir. Daha sonra er-Rikak bölümünde gelecek olan Ebu Hureyre'nin rivayet ettiği hadis de buna şahitlik eder. Bu hadiste şu ifadeler geçmektedir: "Kul bana nafilelerle yaklaşıp durur ve nihayet onu severim ... "

 

"Sonra da yerdekiler arasında o kişiye (karşı) kabul (sevgi) yerleştirilir." Bu başlıktaki hadiste geçen "kabul"den kasıt, kalplerin sevgi ile, ona meyletmekle ve ondan razı olmakla ona yönelmeleridir.

 

Bu hadisten insanların birisini kalpten sevmelerinin, Allah'ın da o kimseyi sevdiğinin alameti olduğu anlaşılmaktadır. Daha önce Cenazeler bölümünde geçmiş olan: "Sizler yeryüzünde Allah'ın şahitlerisiniz"(1367.hadis) hadisi bunu desteklemektedir.

 

Allah'ın sevgisinden maksat, kul için hayrı murat etmesi ve onun için sevabın has ıl olmasıdır. Meleklerin sevgisinden maksat, meleklerin o kimseye mağfiret, iki dünya hayrını dilemeleri, yüce Allah'a itaat eden ve onu seven bir kişi olduğundan ötürü de kalplerinin ona meyletmesidir. Kulların onu sevmeleri de onda hayır olduğuna inanmaları, mümkün olduğu kadar ona gelecek kötülükleri önlemek istemeleridir.