SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-LİBAS

<< 1948 >>

EK SAYFA – 1948-3

باب: لبس الحرير وافتراشه للرجال، وقدر ما يجوز منه.

25. ERKEKLERİN İPEK GİYİNMELERİ VE KULLANILMASI CAİZ OLAN İPEK MİKTARI

 

حدثنا آدم: حدثنا شعبة: حدثنا قتادة قال: سمعت أبا عثمان النهدي:

 أتانا كتاب عمر، ونحن مع عتبة بن فرقد بأذربيجان: أن رسول الله صلى الله عليه وسلم نهى عن الحرير إلا هكذا، وأشار بإصبعيه اللتين تليان الإبهام، قال: فيما علمنا أنه يعني الأعلام.

 

[-5828-] Ebu Osman en-Nehdl'den, dedi ki: "Bizler Utbe b. Ferkad ile birlikte Azerbaycan'da iken Ömer'in mektubu bize ulaştı. Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şunun gibi olanı dışında ipeği nehyettiğini belirtiyordu. -Bu arada baş parmağına bitişikalan iki parmağı jle işaret etti-."

 

Ebu Osman en-Nehdı dedi ki: "Bildiğimize göre o, bu miktar ile elbiseye konulacak alametleri kastetmiştir. "

 

Bu Hadis 5829, 5830, 5834 ve 5835 numara ilede var

 

 

حدثنا أحمد بن يونس: حدثنا زهير: حدثنا عاصم، عن أبي عثمان قال:

 كتب إلينا عمر ونحن بأذربيجان: أن النبي صلى الله عليه وسلم نهى عن لبس الحرير إلا هكذا، وصفَّ لنا النبي صلى الله عليه وسلم إصبعيه، ورفع زهير الوسطى والسبابة.

 

[-5829-] Ebu Osman'dan, dedi ki: "Bizler Azerbaycan'da iken Ömer bize şöyle bir mektup yazdı: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, şöyle olması dışında ipek giyinmeyi nehyetmiştir. -Bu arada Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bize parmaklarını bir hizada tutarak gösterdi. - Zuheyr el-Vasitı de orta ve şehadet parmağını kaldırarak gösterdi."

 

 

حدثنا مسدَّد: حدثنا يحيى، عن التيمي، عن أبي عثمان قال: كنا مع عتبة، فكتب إليه عمر رضي الله عنه:

 أن النبي صلى الله عليه وسلم قال: (لا يلبس الحرير في الدنيا إلا لم يلبس منه شيء في الآخرة). وأشار أبو عثمان بإصبعيه: المُسَبِّحَةِ والوسطى.

حدثنا الحسن بن عمر: حدثنا معتمر: حدثنا أبي: حدثنا أبو عثمان، وأشار أبو عثمان بإصبعيه: المُسَبِّحَةِ والوسطى.

 

[-5830-] Ebu Osman'dan, dedi ki: "Biz Utbe ile birlikte idik. Ömer r.a. ona şu mektubu yazdı: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: Dünyada ipeği ancak ahirette ondan hiçbir şey giyinmeyecek olan kimseler giyer."

 

 

حدثنا سليمان بن حرب: حدثنا شعبة، عن الحكم، عن ابن أبي ليلى قال:

 كان حذيفة بالمداين، فاستسقى، فأتاه دِهقان بماء في إناء من فضة، فرماه به وقال: إني لم أرمه إلا أني نهيته فلم ينته، قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (الذهب والفضة، والحرير والديباج، هي لهم في الدنيا، ولكم في الآخرة).

 

[-5831-] İbn Ebi Leyla'dan, dedi ki: "Huzeyfe Medain'de bulunuyordu. Kendisine su getirilmesini istedi. Bir dihkan ona gümüş bir kap içerisinde su getirdi. Huzeyfe o kabı ona doğru attı ve:

 

Benim bu kabı atışımın tek sebebi, ona bunu yapmamasını söylediğim halde bu işten vazgeçmeyişidir. Oysa Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem: Altın, gümüş, ipek ve atlas dünyada onlara aittir, ahirette de sizindir, diye buyurmuştur, dedi."

 

 

حدثنا آدم: حدثنا شعبة: حدثنا عبد العزيز بن صهيب قال: سمعت أنس بن مالك. قال شعبة: فقلت: أعن النبي صلى الله عليه وسلم؟ فقال شديداً:

 عن النبي صلى الله عليه وسلم قال: (من لبس الحرير في الدنيا فلن يلبسه في الآخرة).

 

[-5832-] Enes b. Malik'ten -Şu'be, dedi ki: Ben ona (Abdulaziz b. Suhayb'e):

 

Enes bunu Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den diye mi rivayet etti, dedim. Bunun üzerine Abdulaziz şiddetli bir şekilde dedi ki: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den şöyle buyurdu: "Kim dünyada ipek giyinirse, ahirette onu giyinmeyecektir."

 

 

حدثنا سليمان بن حرب: حدثنا حمَّاد بن زيد، عن ثابت قال: سمعت ابن الزبير يخطب يقول:

 قال محمد صلى الله عليه وسلم: (من لبس الحرير في الدنيا لم يلبسه في الآخرة).

 

[-5833-] İbnu'z-Zubeyr'den, hutbe verirken şöyle dedi: Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem:

 

"Kim ipeği dünyada giyinirse, ahirette onu asla giyinemeyecektir" buyurdu.

 

 

حدثنا علي بن الجعد: أخبرنا شعبة، عن أبي ذبيان خليفة بن كعب قال: سمعت ابن الزبير يقول: سمعت عمر يقول:

 قال النبي صلى الله عليه وسلم: (من لبس الحرير في الدنيا لم يلبسه في الآخرة).

وقال لنا أبو معمر: حدثنا عبد الوارث، عن يزيد: قالت معاذة: أخبرتني أم عمرو بنت عبد الله: سمعت عبد الله بن الزبير: سمع عمر: سمع النبي صلى الله عليه وسلم.

 

[-5834-] Ömer'den, şöyle dedi: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem:

 

"Kim ipeği dünyada giyinirse, ahirette onu asla giyinemeyecektir" buyurdu.

 

 

حدثني محمد بن بشار: حدثنا عثمان بن عمر: حدثنا علي بن المبارك، عن يحيى بن أبي كثير، عن عمران بن حِطَّان قال:

 سألت عائشة عن الحرير فقالت: ائت ابن عباس فسله، قال: فسألته فقال: سل ابن عمر، قال: فسألت ابن عمر فقال: أخبرني أبو حفص، يعني عمر بن الخطاب: أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال: (إنما يلبس الحرير في الدنيا من لا خلاق له في الآخرة). فقلت: صدق، وما كذب أبو حفص على رسول الله صلى الله عليه وسلم

وقال عبد الله بن رجاء: حدثنا حرب، عن يحيى، حدثني عمران، وقص الحديث.

 

[-5835-] Ebu Hafs'tan -yani Ömer b. el-Hattab'dan- rivayete göre Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

 

"İpeği dünyada ancak ahirette hiçbir payı olmayan kimseler giyinir."

 

Ben (ravilerden İmran b. Hittan) derim ki:

 

"Ebu Hafs, Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem hakkında doğru söylemiştir, ona yalan söylememiştir."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Erkeklerin ipek giyinmesi ve" bazı elbiselerde bulunması halinde "kullanı}ması caiz olan miktar,"

 

İbn Battal dedi ki: İpek hakkında görüş ayı'ılığı vardır. Kimisi: Kadınlar için de dahil olmak üzere her durumda giyilmesi haramdır, demiştir. Bu açıklama Ali, İbn Ömer, Huzeyfe, Ebu Musa ve İbnu'z-Zubeyr'den, tabilnden el-Hasen ve İbn Sırın'den naklediimiştir. Kimileri de giyilmesi mutlak olarak caizdir, demiş ve yasağa dair varid olmuş olan hadisleri, onu böbürlenmek için giyen kimseler hakkında ya da tenzihı kerahet olarak yorumlamışlardır.

 

Derim ki: İkinci görüş onu giyinmeye karşılık tehdidin sabit oluşu dolayısıyla kabul edilemez. Iyad'ın söylediği: Bazıları bu husustaki genel nehyi haram olarak değil, kerahet olarak anlamışlardır, şeklindeki sözlerine İbn Dakiki'l-'Id itiraz ederek şunları söylemektedir: Kadı Iyad şöyle demiştir: İbnu'z-Zubeyr ve ona uygun kanaat belirtenlerden sonra ipeği n erkeklere haram, kadınlar için de mubah olduğu hususu üzerinde icma' gerçekleşmiş bulunmaktadır. İpeğin haram kılınışının illeti ile ilgili olarak da meşhur iki farklı görüş vardır. Birincisi böbürlenmek ve kibirlenmektir, ikincisi ise süs ve müreffehlik elbisesi oluşundan dolayıdır. Bu sebeple erkeklerin mertliği ile bağdaşmayıp kadınların kılığına daha uygun görülmüştür. Üçüncü bir illetin olma ihtimali de vardır. O da müşriklere benzemeye çalışmaktır.

 

İbn' Dakiki'l-'Id dedi ki: Bu da birinci illete raci olabilir. Çünkü tekebbür de müşriklerin alametlerindendir. Her iki anlamın da göz önünde bulundurulmuş olma ihtimali de vardır. Ancak ikinci husus haram olmasını gerektirmez. Çünkü Şafil el-Um m adlı eserinde şöyle demektedir: Ben ipek giyinmeyi mekruh görmüyorum. Ama edebe aykırıdır. Çünkü kadınların kılığı kapsamındadır.

 

Bununla birlikte erkeklerden kadınlara benzemeye çalışan kimseler hakkında lanetin. sabit görülmesi sebebiyle bu açıklama zor kabul edilir görülmüştür. ÇünKÜ bu lanet okuyuş, cinsi ve şekli itibariyle kadınlara özelolan şeylerin de yasaklanmasını gerektirmektedir.

 

Kimisi bir başka illet olarak israfı da söz konusu etmiştir. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.

 

"Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ... nehyetti." el-İsmail! bu rivayette Ali b. elCa'd yoluyla Şu'be'den, Utbe b. Ferkad ile birlikte idik, sözünden sonra şu fazlalığı da zikretmektedir: "Bundan sonra söylemek istediklerime gelince: Izar giyinin, rida giyinin, nalın giyinin. Mestleri ve sirvalieri bırakın. Atanız İsmail'in elbisesi gibi giyinmeye bakın. Nimet ve refahtan, Acemlerin kılıklarına bürünmekten de sakının. Güneşte kalmaya bakın. Çünkü o Arapların hamamıdır. Rahatlığa alışmayın, kaba elbiseler giyinin, dizlerinizde derman kalmayıncaya kadar yorulun, ileriye atılın, hedeflere ok atın. Çünkü Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem: ... " diye hadisin geri kalan bölümünü zikretmektedir.

 

"Bildiğimiz kadarıyla o, bununla alametleri kastediyordu." Yani biz şunu öğrendik ki, istisna edilen şeyden kasıt, alametler idi. Bu da elbiselerde bulunan saçak, dikilen parçalar ve benzeri şeylerdir.

 

"Huzeyfe" b. el-Yeman "idi." Onun rivayet ettiği bu hadisin şerhi Eşribe (içecek şeyler) bölümünde (5632.hadiste) geçmiş bulunmaktadır. Üzerinde ipek şeritlerin dikildiği elbisenin (el-mutarraz) giyilmesinin caiz oluşuna delil gösterilmiştir. İpek parçaları şeritlerle dikilene mutarraf denilir. Aynı şekilde sözü edilen miktarda ipek saçaklarla etrafı saçaklandırılana el-Mutarraf da denilir. Tatriz, bazen dokumadan sonra elbisenin üzerinde de yapılabilir. Ona işaret edilmiş olma ihtimali de vardır. Aynı şekilde bu ister bir arada, ister dağılmış şekilde bu miktarda ipek karışımı bulunan elbiselerin giyilmesinin caiz olduğuna da delil gösterilmiştir ki, bu da güçlü bir istidlaldir. İleride iki bab sonra el-Kassi denilen ipek başlığında da buna dair açıklamalar gelecektir.

 

باب: من مس الحرير من غير لبس.

26. iPEK KUMAŞI GiYiNMEKSiZiN ELiYLE DOKUNMAK

 

ويروى فيه عن الزبيدي، عن الزُهري، عن أنس، عن النبي صلى الله عليه وسلم.

Bu hususta Zubeydi'den, o Zühri'den, o Enes'ten, o da Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den diye bir hadis rivayet edilmektedir.

 

حدثنا عبيد الله بن موسى: عن إسرائيل، عن أبي إسحق، عن البراء رضي الله عنه قال:

 أهدي للنبي صلى الله عليه وسلم ثوب حرير، فجعلنا نلمسه ونتعجب منه، فقال النبي صلى الله عليه وسلم: (أتعجبون من هذا). قلنا: نعم، قال: (مناديل سعد بن معاذ في الجنة خير من هذا).

 

[-5836-] Bera r.a.'dan şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e ipekten bir elbise hediye edildi. Biz de ona dokunmaya ve ondan dolayı hayrete başladık. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem:

 

Siz buna (hayran kalarak) şaşıyor musunuz, buyurdu. Biz: Evet deyince o: Sa'd b. Muaz'ın cennet- . teki mendilleri bundan daha hayırlıdır, buyurdu."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

İbn Battal dedi ki: İpek giyinmenin yasaklanması, onun aynı ile (yani ipeği n kendisi) necis oluşundan dolayı değildir. Takva sahiplerinin giyiminden olmadığından dolayı yasaklanmıştır. Bununla birlikte tahirdir, ona dokunmak, onu satmak ve bedelinden yararlanmak caizdir. Sözü geçen bu hadis ile ilgili bazı açıklamalar daha önceden Hibe bölümünde geçmiş bulunmaktadır.

 

باب: افتراش الحرير.

27. İPEK YAYGI EDİNMEK

 

وقال عبيدة: هو كلبسه.

Abide (b. Amr es-Selman): İpeği yaygı edinmek, onu giymek gibidir, demiştir.

 

حدثنا علي: حدثنا وهب بن جرير: حدثنا أبي قال: سمعت ابن أبي نجيح، عن مجاهد، عن ابن أبي ليلى، عن حذيفة رضي الله عنه قال:

 نهانا النبي صلى الله عليه وسلم أن نشرب في آنية الذهب والفضة، وأن نأكل فيها، وعن لبس الحرير والديباج، وأن نجلس عليه.

 

[-5837-] Huzeyfe r.a.'dan, dedi ki: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, bize altın ve gümüş kaplardan içmeyi, onlarda yemek yemeyi, ayrıca ipek ve atlas giyinmeyi ve bunların üzerine oturmayı yasakladı."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"İpek yaygı edinme"nin helal ve haram oluşu bakımından hükmü.

 

"İpek ve atlas giyinmeyi ve üzerine oturmayı." Buradaki "ve üzerine oturmayı" fazlalığı, ipeği n üzerine oturmanın yasak olduğunu kabul edenler lehine güçlü bir delildir. Zaten bu, cumhCırun da görüşüdür. Bu hususta İbnu'l-Macişun ile Kufelilerle bazı ŞafiIler muhalefet etmişlerdir. BÇ'lZı Hanefiler "nehyetti" lafzının haram kılmak hükmünde açık olmadığını söyleyerek cevap vermişler, bazıları da nehyin hem giymek, hem de oturmak hakkında varid olduğunu, tek başına oturmak için söz konusu olmadığının ihtimal dahilinde olduğunu söylemişlerdir. Bu da İbn Battal'ın hadisin ipek üzerinde oturmanın haram oluşu hususunda nas olduğuna dair iddiasını reddetmektedir. Çünkü bu hususta nas değildir. Sadece zahir olan odur.

 

Ayrıca bu hadis, kadınların ipek yaygı kullanmaktan alıkonulacağına da delil gösterilmiştir. Ancak bu, zayıf bir değerlendirmedir. Çünkü erkeklere yapılan hitap, tercih edilen görüşe göre dişileri kapsamaz.

 

Yasak olduğunu söyleyen kimseler, onların altını süs olarak takınmaları caiz olmakla birlikte, altın kaplan kullanmalarının yasaklandığına kıyası delil göstermiş de olabilirler. O halde kadınların ipek giyinmeleri caiz olmakla birlikte, onu (yaygı ve benzeri şekillerde) kullanmaları yasaklanır. Bu açıklama şeklini er-Ram doğru kabul etmiştir. Nevevı ise caiz oluşunu doğru kabul etmiş ve erkeğin hanımı ile beraber hanımının döşeği üzerinde ipeği yayıp kullanmasını yasakladığını delil göstermiştir.

 

Malikilerden bunun caiz olduğunu kabul edenlerin görüşü ise şöyle açıklanır: Kadın erkeğin firaşı (yatağı)dır. Hanımının üzerinde altın süs eşyası ve ipek bulunduğu halde onunla yatması caiz olduğu gibi, hanımı ile beraber hanımı için mubah olan döşeği üzerinde oturması ve onunla beraber uyuması da caizdir.

 

Bir Uyarı:

 

Üzerine oturması yasak olan şey, giyilmesi yasak olan şeydir. Bu da -daha önce açıklandığı gibi- katıksız ipekten yapılan yahut ipeğin diğer dokumalardan daha çok bulunduğu kumaşlardır.

 

باب: لبس القَسِّيِّ.

28. EL-KASSi DENİLEN ELBİSEYİ GİYİNMEK

 

وقال عاصم، عن أبي بردة قال: قلت لعلي: ما القسية؟ قال: ثياب أتتنا من الشأم، أو من مصر، مضلعة فيها حرير فيها أمثال الأترج، والميثرة: كانت النساء تصنعه لبعولتهن، مثل القطائف يصفونها.

وقال جرير: عن يزيد في حديثه: القسية: ثياب مضلعة يجاء بها من مصر فيها الحرير، والميثرة: جلود السباع.

قال أبو عبد الله: عاصم أكثر وأصح في الميثرة.

Asım, Ebu Burde'den naklen dedi ki: Ben Alilye: el-Kassı nedir, diye sordum. O: el-Kassı bize Şam'dan -yahut Mısır'dan- gelen, arasında ipek bulunan çizgili kumaşlardı. Bunlarda turunç gibi yollu çizgiler de vardı. "el-Mısera"yı kadınlar, kadifeler gibi dizip kocalarına yaparlardı. Cerir b. Yezid de rivayet ettiği hadisinde şunları söylemektedir: el-Kassı denilen elbiseler, içinde ipek bulunan, Mısır'dan getirilen çizgili elbiselerdir. Mısera ise yırtıcı hayvanların derileridir.

 

Ebu Abdullah el-Buhari dedi ki: Asım'ın rivayet yolu daha çok ve mısera ile ilgili açıklamaları daha sahihtir.

 

حدثنا محمد بن مقاتل: أخبرنا عبد الله: أخبرنا سفيان، عن أشعث بن أبي الشعثاء: حدثنا معاوية بن سويد بن مقرن، عن البراء بن عازب قال:

 نهانا النبي صلى الله عليه وسلم عن المياثر الحمر والقسي.

 

[-5838-] İbn Azib'den, dedi ki: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bizlere kırmızı mıseraları ve el-Kassı denilen elbiseleri yasakladı."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"el-Kassı denilen elbiseyi giyinmek." Bu "el-Kass" denilen bir beldeye nispettir. Çoğunluk bu şekilde bunun Mısır'da bulunan bir kasaba olan el-Kass'e nispet olduğunu söylemiştir ki et-Taberi ve İbn Sıde bunlardandıriar.

 

"İçinde ipek bulunan çizgili elbise", yani kaburga kemikleri gibi enli çizgileri olan ipek elbise demektir.

 

"Onda turunç gibi", yani onlarda bulunan kaburga kemiği ni andıran bu çizgiler, enli ve eğik idi.

 

"Mısera" ve el-Vesır yüksek olmayan, alçak döşek demektir.

 

"Kadınlar el-mısera'yı kadife gibi dizip kocalarına yaparlard!." Yani onlar bunları belli bir şekilde dizerlerdi.

 

et-Taberı dedi ki: el-Mısera atın eğeri yahut devenin binilen eğeri üzerine konulan bir çeşit döŞekçik ya da yastıktır. Kadınlar bunları kırmızı arguvandan ve kalın ipekten kocaları için yaparlardı. Bunlar ise Acemlerin (Arap olmayanların) binekleri üzerinde olan şeylerdi.

 

Bunların eğerler üzerine örtülen ipek örtüler olduğu söylendiği gibi, atlastan eğerler olduğu da söylenmiştir. Böylelikle el-mısera'nın açıklamasına dair şu dört görüş ortaya çıkmaktadır: Bu, bineğin üzerine konulan bir şey midir, yoksa bineğin üzerine binen için midir, yoksa bizzat eğer midir yoksa eğerin örtüsü müdür?

 

Ebu Ubeyd de şöyle demektedir: Kırmızı mıseralar, Acemlerin eğer takımlarından olup ipek ya da atlastan yapılırdJ.

 

Ebu Davud, Nesai ve Ahmed tarafından Buhari ve Müslim'in şartına göre sahih bir sened ile rivayet edilmiş, Ubeyde b. Amr yoluyla Ali'den gelen hadiste de böyle açıklanmıştır. Ali radıyallflhu anh dedi ki: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bana el-kassı'yi ve ipeği nehyetti." Aradaki farkın tür farkı olma ihtimali vardır. Bu durumda kalın ipeğin (atlasın), ipek üzerine atfedilmiş -az önce geçen Huzeyfe yoluyla gelmiş bulunan hadiste görüldüğü üzere- ve hepsi ipekten yapılan şeyler olurlar. Ama hadisin el-kassı'nin açıklamasını ihtiva eden rivayet yollarının ifadelerinden açıkça görüldüğü kadarıyla el-kassı ipek karışımıdır. Katıksız ipek değildir. Buna göre ipeğin karışmış olduğu elbiseyi giyme k haram olur. İbn Ömer gibi bazı sahabenin ve İbn Sırın gibi kimi tabi/nin görüşü budur. Cumhurun görüşü ise ipek olmayan kumaşın daha çok olması halinde ipek karışımının giyilmesinin caiz olduğudur. Bu hususta onların dayanakları ise daha önce siyera türü elbisenin açıklaması konusunda kaydedilen hususlar ile buna ek olarak daha önce Ömer'in hadisinde açıklandığı üzere elbisede alametlerin ipekten olması halinde giyilmesine ruhsat bulunduğuna dair rivayetlerdir.

 

باب: ما يرخص للرجال من الحرير للحكة.

29. KAŞINTI DOLAYISIYLA ERKEKLERE İPEK GİYİNME RUHSATI

 

حدثني محمد: أخبرنا وكيع: أخبرنا شعبة، عن قتادة، عن أنس قال:

 رخص النبي صلى الله عليه وسلم للزبير وعبد الرحمن في لبس الحرير، لحكة بهما.

 

[-5839-] Katade'den, o Enes'ten, dedi ki: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Zübeyr ile Abdurrahman'a vücutlarındaki kaşıntı dolayısıyla ipek giymeleri ruhsatını verdL"

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Kaşıntı dolayısıyla erkeklere ipek giyme ruhsatı." Kaşıntı, yüce Allah'ın bizi kendisinden korumasını dilediğimiz bir tür uyuzdur.

 

"ez-Zubeyr ile Abdurrahman'a vücutlarındaki bir kaşıntı dolayısı ile ipek giymelerine ruhsat verdi." Taberi dedi ki: Bu hadiste ipek giyme nehyinin kapsamına ipeğin azalttığı bir rahatsızlığı bulunan kimselerin girmediğine bir delalet vardır.

 

Sıcak yahut soğuktan koruyacak başka bir şey bulunmadığı takdirde koruyacak kadarı da bunun kapsamına girer. Cihad bölümünde kimi Şafil alimlerin bunun caizliğini hazarda değil de sadece seferde olmakla tahsis etmiş, İbnu'sSalah da bunu tercih etmiştir. Nevevı, er-Ravda adlı eserinde bununla beraber ayrıca kaşıntı olma hali ile de tahsis etmiş, er-Ram de bunu aynı şekilde bit hakkında da nakletmiş bulunmaktadır .

 

باب: الحرير للنساء.

30. KADINLARIN iPEK GiYMELERi

 

حدثنا سليمان بن حرب: حدثنا شعبة (ح) وحدثني محمد بن بشار: حدثنا غندر: حدثنا شعبة، عن عبد الملك بن ميسرة، عن زيد بن وهب، عن علي بن أبي طالب رضي الله عنه قال:

 كساني النبي صلى الله عليه وسلم حلة سيراء، فخرجت فيها، فرأيت الغضب في وجهه، فشققتها بين نسائي.

 

[-5840-] Ali b. Ebi Talib r.a.'dan, dedi ki: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bana yollu olarak dokunmuş, siyera denilen bir kumaştan bir elbiseyi hediye olarak verdi. Ben de onu giyinip dışarı çıktım. Yüzünden kızdığını anladım, ben de bu sebeple onu etrafımdaki hanımlara parçalayıp böldüm."

 

 

حدثنا موسى بن إسماعيل قال: حدثني جويرية، عن نافع، عن عبد الله:

 أن عمر رضي الله عنه رأى حلة سيراء تباع، فقال: يا رسول الله، لو ابتعتها فلبستها للوفد إذا أتوك والجمعة؟ قال: (إنما يلبس هذه من لا خلاق له).

وأن النبي صلى الله عليه وسلم بعث بعد ذلك إلى عمر حلة سيراء حريراً كساها إياه، فقال عمر: كسوتنيها، وقد سمعتك تقول فيها ما قلت؟ فقال: (إنما بعثت إليك لتبيعها، أو تكسوها).

 

[-5841-] Abdullah b. Ömer'den rivayete göre "Ömer r.a. satışa arz edilen yollu ipek bir elbise gördü. Ey Allah'ın Rasulü, onu satın alırsan, sana gelen heyetlere karşı ve Cuma günü giyersin, dedi.

 

Allah Rasulü: Böyle bir elbiseyi (ahirette) bir payı olmayan kimseler giyinir, dedi. Bundan sonra Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Ömer'e ipek yollu bir elbiseyi (hulletu siyera) hediye olarak gönderdi. Ömer bunun üzerine:

 

Onu bana giyilsin diye mi verdin? Oysa ben senin o elbise hakkında neler söylediğini de işitmiş bulunuyorum deyince, Allah Rasulü: Ben onu sana satasın yahut başkasına giyinmesi için veresin diye gönderdim, buyurdu."

 

 

حدثنا أبو اليمان: أخبرنا شُعَيب، عن الزُهري قال: أخبرني أنس بن مالك:

 أنه رأى على أم كلثوم عليها السلام، بنت رسول الله صلى الله عليه وسلم، برد حرير سيراء.

 

[-5842-] Enes b. Malik'ten rivayete göre "O, Rasulu!lah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in kızı Ümmü Külsum aleyhesselam üzerinde ipek siyera (çizgili) bir burd görmüştür."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Kadınların ipek giyinmesi." Buhari'ye göre nehyin açık bir şekilde erkeklere mahsus olduğuna dair rivayet edilen meşhur iki hadis sabit olmamıştır. Bu sebeple o, buna delalet eden rivayetlerle yetinmiş bulunmaktadır.

 

Ahmed ve Sünen sahipleri ile sahih olduğunu belirterek İbn Hibban ve Hakim Ali r.a.'dan şu hadisi rivayet etmektedirler:

 

"Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir parça ipek ve bir miktar altın alıp: Bu ikisi ümmetimin erkeklerine haram, dişilerine helaldir, buyurdu."

 

Şeyh Ebu Muhammed b. Ebi Cemra dedi ki: Eğer bizler bu yasak, bir hikmet dolayısıyla erkeklere hastır görüşünü kabul edecek olursak, zahir olduğuna göre şam yüce Allah kadınların süslenmeden edemeyeceklerini bildiğinden ötürü, onu onlara mubah kılmak suretiyle lütufta bulunmuştur. Ayrıca onların süslenmeleri çoğunlukla kocaları içindir. Diğer taraftan "kocaya karşı güzel görünmek imandandır" rivayeti de varid olmuştur. İbn Ebi Cemra devamla der ki: İşte bundan şu hüküm de çıkartılmaktadır: Er kişinin lezzet verici şeyleri kullanmakta aşırıya gitmesi uygun değildir. Çünkü bu, dişilerin niteliklerindendir.

 

"Siyera hulle." Ebu Ubeyd der ki: Hulle, Yemen burdleridir. Hulle, izar ve ridadan ibarettir. Siyera ise -Malik'in dediği üzere- ipekten çizgiler demektir.

 

''Yüzünden kızdığını anladım." Müslim, Ebu Salih yoluyla gelen rivayette şu fazlalığı da zikretmektedir: "Buyurdu ki: Ben onu sana kendin giyesin diye göndermedim. Ben onu (yakınların olan) kadınlar arasında başörtüleri halinde bölüp ayırasın diye göndermiştim." Bir başka rivayette de: "Onu Fatıma'lar arasında başörtüleri halinde parçaladı" denilmektedir.

 

"Ben de onu yakınım olan kadınlar arasında paylaştırdım." Onu parçalayıp onlara başörtüleri halinde dağıttım, demektir. (Hadiste geçen el-humur)'un tekili "himar" olup kadının kendisiyle başını örttüğü örtüye derler.

 

"(Ahirette) payı olmayan kimseler" (pay diye tercüme edilen "halak"ın olmaması) aynı zamanda haramlık ve din hakkında da kullanılır. Bununla, ahirette payı olmayan kimseleri kastetmiş olma ihtimali vardır. Yani ipek elbise giyen kimsenin ahirette payı yoktur.

 

et-Tıbi der ki: Bu Başlıktaki hadisler, kadınların ipek giymelerinin caiz olduğuna; elbisenin tamamıyla ipek olması ile bir kısmının ipek olması arasında fark olmadığına delil gösterilmiştir.

 

 

Hadislerden Çıkan Diğer Sonuçlar

 

1- Mescidin kapısı önünde alışveriş yapmak caizdir.

2- Salih ve faziletli kimseler de doğrudan alışveriş yapabilirler.

3- Erkeklerin, satmak ve giyinmek dışında, hibe ve hediye yoluyla ipekte tasarrufta bulunmaları caizdir.

4- Kafir olan akrabanın akrabalık bağlarını gözetmek ve hediye ile ona iyilikte bulunmak caizdir