SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’Z-ZEBAİH VE’S-SAYD

<< 1878 >>

باب: أكل الجراد.

13. ÇEKİRGE YEMEK

 

حدثنا أبو الوليد: حدثنا شعبة، عن أبي يعفور قال: سمعت ابن أبي أوفى رضي الله عنهما قال:

 غزونا مع النبي صلى الله عليه وسلم سبع غزوات أو ستاً، كنا نأكل معه الجراد.

قال سفيان وأبو عوانة وإسرائيل، عن أبي يعفور، عن ابن أبي أوفى: سبع غزوات.

 

[-5495-] İbn Ebi Evfa r.a.'dan, dedi ki: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte yedi -yahut altı- gazve yaptık, onunla birlikte çekirge yerdik."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Çekirge yemek." İlim adamları çekirgeleri tezkiyesiz olarak yemenin caiz olduğunu icma' ile kabul etmişlerdir. Ancak Malikilerin meşhur olan görüşüne göre tezkiyeleri şarttır. Fakat bu tezkiyenin şekli hususunda görüş ayrılığı vardır. Başının kesilmesi ile olacağı söylendiği gibi, bir tencereye yahut ateşe düşerse helal olur da denilmiştir. İbn Vehb de: Çekirgeyi yakalamak onun tezkiye edilmesidir, demiştir. Malikilerden Mutarrif, Cumhurun, çekirgenin tezkiye edilmesine ihtiyacı yoktur görüşüne muvafakat etmiştir. Çünkü İbn Ömer'in rivayet ettiği hadiste şöyle denilmektedir: "Bize iki ölü ve iki kan helal kılınmıştır: Balık ve çekirge ile karaciğer ve dalak." Bunu Ahmed ve Darekutnı merfu olarak rivayet etmişlerdir. Darekutnı ayrıca: Mevkuf ıivayet daha sahihtir, demiştir. Beyhak! de aynı şekilde mevkuf rivayeti tercih etmekle birlikte: Bu da merfu hükmündedir, demiştir. Nevevı de çekirge yemenin helal olduğu hususunda icma' bulunduğunu nakletmiş bulunmaktadır.

 

باب: آنية المجوس والميتة.

14. MECUSİLERİN KULLANDIĞI KAPLAR VE MEYTE(NİN DURUMU)

 

حدثنا أبو عاصم، عن حَيْوَة بن شُرَيح قال: حدثني ربيعة بن يزيد الدمشقي قال: حدثني أبو إدريس الخولاني قال: حدثني أبو ثعلبة الخُشَني قال:

 أتيت النبي صلى الله عليه وسلم فقلت: يا رسول الله، إنا بأرض أهل الكتاب، فنأكل في آنيتهم، وبأرض صيد، أصيد بقوسي، وأصيد بكلبي المعلَّم وبكلبي الذي ليس بمعلَّم؟ فقال النبي صلى الله عليه وسلم: (أمَّا ما ذكرت أنك بأرض أهل كتاب: فلا تأكلوا في آنيتهم إلا أن لا تجدوا بُدًّا، فإن لم تجدوا بُدًّا فاغسلوها وكلوا. وأما ما ذكرت أنك بأرض صيد: فما صدت بقوسك فاذكر اسم الله وكل، وما صدت بكلبك المعلَّم فاذكر اسم الله وكل، وما صدت بكلبك الذي ليس بمعلَّم فأدركت ذكاته فكله).

 

[-5496-] Ebu Sa'lebe el-Huşeni'den, dedi ki: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in huzuruna varıp dedim ki: Ey Allah'ın Rasulü, biz kitap ehli diyarındayız. Onların kaplarında yemek yiyoruz. Ayrıca biz bir av diyarındayız. Yayımla avlandığım gibi, eğitilmiş köpeğimle de, eğitilmemiş köpeğimle deavlanırım.

 

Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: Sözünü ettiğin kitap ehli kimselerin yurdu ile ilgili olarak diyorum ki: Başka bir kap bulamamamz ve çaresiz olarak onların kaplarını kullanmak zorunda kalmanız hali dışında onların kaplarında yemek yemeyiniz. Eğer kaçınılmaz olarak onları kullanmak zorunda kalırsanız, o kapları yıkayınız ve böylece onlarda yemek yiyiniz. Sizlerin bir av diyarında oluşunuza gelince, yayın la avladığını Allah'ın adını anarak ye. Eğitilmiş köpeğinle avladığını Allah'ın adını anarak ye. Fakat eğitilmemiş köpeğin ile avladığını ancak yetişip tezkiye edebilirsen yiyebilirsin."

 

 

حدثنا المَكِّيُّ بنُ إبراهيم قال: حدثني يزيد بن أبي عبيد، عن سلمة بن الأكوع قال:

 لما أمسوا يوم فتحوا خيبر، أوقد النيران، قال النبي صلى الله عليه وسلم: (علام أوقدتم هذه النيران). قالوا: لحوم الحمر الإنسية؛ قال: (أهريقوا ما فيها، واكسروا قدورها). فقام رجل من القوم فقال: نهريق ما فيها ونغسلها، فقال النبي صلى الله عليه وسلم: (أوْ ذاك).

 

[-5497-] Seleme b. el-Ekva'dan, dedi ki: "Hayber'in fethedildiği gün akşam olduğunda askerler ateşleri yaktılar. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem:

 

Bu ateşleri ne için yaktınız, diye sordu. Onlar: Ehli (evcil) merkep etleri(ni pişirmek) için dediler. Allah Rasulü: İçinde bulunanları dökünüz, çömleklerini de kırınız diye buyurdu. Orada bulunanlardan birisi ayağa kalkarak: İçinde bulunanları dökelim ama bu çömlekleri yıkayalım (olmaz mı), diye sordu. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem:

 

Yahut bunu yapınız, diye buyurdu."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Mecusilerin kapları." İbnu'l-Müneyyir dedi ki: Buhari Mecusiler lafıını başhkta zikretmekle birlikte, hadisler kitap ehli hakkındadır. Çünkü o her ikisinin de sakıncalı tarafının aynı olduğuna dayanarak böyle yapmıştır. Bu sebep de onların necis şeylerden sakınmamalarıdır.

 

el-Kermani der ki: Ya da Buhari, bunların birini diğerine kıyas ederek hüküm vermiş yahut Mecusilerin kitap ehli olduklarını iddia etmelerini göz önünde bulundurarak böyle demiştir.

 

Derim ki: Bundan da güzeli, onun böylelikle hadisin rivayet yollarından birisinde Mecusilerin açıkça söz konusu edilmiş olduklarına da işaret etmekte olduğunu gerekçe göstermektir. Çünkü Tirmizi'de bir başka yoldan, Ebu Salebe'den şöyle dediği rivayet edilmektedir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e Mecusilerin çömlekleri hakkında soruldu da o: Onları iyice yıkayıp tertemiz ettikten sonra o kaplarda pişirebilirsiniz" diye buyurdu.

 

Mecusilerin kapları ile ilgili hüküm kitap ehlinin kapları hakkındaki hükümden farklı değildir. Çünkü eğer hükmün illeti, onların da kestiklerinin kitap ehlinin kestikleri gibi helal olduğu ise anlaşılmayacak bir taraf yoktur. Yahut birkaç başlık sonra araştırılacağı üzere helal değildir. Bu durumda Mecusilerin kesti klerini, içinde pişirdikleri ve ondan kepçe ile aldıkları kaplar, meyte ile karşı karşıya kaldıkları için necis olurlar. Kitap ehli de aynı durumdadır. Çünkü onların dini anlayışlarına göre necis şeylerden sakınmak söz konusu değildir. Ayrıca kaplarında domuz eti de pişirirler, kaplarına şarap ve benzeri şeyler de koyarlar.