SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-AKİKA

<< 1872 >>

باب: الفَرَع.

3. FERA'

 

حدثنا عبدان: حدثنا عبد الله: أخبرنا مَعْمَر: أخبرنا الزُهري، عن ابن المسيَّب، عن أبي هريرة رضي الله عنه، عن النبي صلى الله عليه وسلم قال:

 (لا فَرَعَ ولا عَتِيرَةَ). والفرع: أول النتاج، كانوا يذبحونه لطواغيتهم، والعتيرة في رجب.

 

[-5473-] Ebu Hureyre r.a.'dan rivayete göre Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

 

"Fera' da yoktur, atire de yoktur."

 

Fera' devenin ilk yavrusudur. Onlar bunu kendi tağutlarına, putlarına keserlerdi. Anre ise Receb ayında kesilen bir kurbanlıktır.

 

Bu Hadis 5474 numarada da geçiyor

 

Diğer tahric edenler: Tirmizi Kurban; Müslim, Edâhî

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Fera'" el-Muhkem adlı eserde nakledildiğine göre devenin ve koyunun ilk doğurduğu yavruya denilir. Cahiliye dönemi insanları bunları putları adına keserıerdi.

 

Fera' kesilen bir hayvan adı olup, develer, sahiplerinin arzu ettikleri sayıya ulaştığı takdirde kesilirdi. Aynı şekilde develer yüzü bulduğu takdirde her yıl onlardan bir deve anre olarak kesilirdi. Ondan ne develerin sahibi, ne de aile halkı yerdi.

 

Fera' aynı şekilde doğum dolayısıyla yenilen yemek gibi, develerin doğumu dolayısıyla yapılan bir yemek çeşidinin adıdır.

 

İşte buradan Buhari'nin fera' hadisini akIka ile birlikte zikretmesinin münasebeti de ortaya çıkmaktadır.

 

باب: العَتِيرَةِ.

4. ATiRE

 

حدثنا علي بن عبد الله: حدثنا سفيان: قال الزُهري: حُدِّثْنَا عن سعيد بن المسيَّب، عن أبي هريرة، عن النبي صلى الله عليه وسلم قال:

 (لا فَرَعَ ولا عَتِيرَةَ). قال: والفَرَعُ: أول نتاج كان يُنتج لهم، كانوا يذبحونه لطواغيتهم، والعتيرة في رجب.

 

[-5474-] Ebu Hureyre r.a.'den rivayete göre Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem:

 

"Feral da yoktur, atlre de yoktur" diye buyurmuştur.

 

(Zührl) dedi ki: Fera' develerin ilk doğurduğu yavrunun adı idi. Onlar bunu tağutlarına (putlarına) keserlerdi. Atlre ise Receb ayında olurdu.

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Onlar bunları tağutlarına keserlerdi." Ebu Davud ravilerin bazısından şu fazlalığı zikretmiştir: "Sonra onu yerler ve derisi de ağaçların üzerine bırakılırdı."

 

Hadiste nehyin illetine de işaret vardır. Şafiı buradan, kesimin Allah için olması halinde caiz olacağı hükmünü çıkarmıştır. Böylelikle bu hadis ile: "Fera' bir haktır" hadisini bir arada telif etmiş olmaktadır. Bu da Ebu Davud, Nesai ve Hakim'in rivayet ettiği bir hadistir. Hakim'in rivayetinde de aynı şekilde şöyle denilmektedir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e ferala dair soru soruldu da o; Fera' bir haktır, senin deveni iki yaına basmış bir dişi deve olana yahut üç yaşına basmış bir erkek deve olana kadar bırakıp Allah yolunda ona yük taşıtman, yahut dul bir kadına onu vermen, senin için eti tüyüne yapışacak halde iken kesme nden ve böylece dişi devenden onu ayırmandan daha hayırlıdır."

 

Şafii, Beyhakl'nin, el-Müzenı'nin ondan diye, onun yoluyla naklettiğine göre şöyle demiştir; Fera' cahiliye dönemi insanlarının kestikleri ve bu yolla mallarının bereketlenmesini diledikleri bir işti. Onlardan herhangi birisi dişi devesinin ya da koyununun ilk yavrusunu daha sonra geleceklerde bereket ihsan edilir ümidiyle keserdi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e bunun hükmüne dair soru sordular. O da onlara bu hususta onlar için bir kerahet bulunmadığını haber verdiği gibi, Allah yolunda sırtına yük vurulacak hale gelinceye kadar onu bırakmalarımmüstehap olmak üzere emir vermiştir.

 

Hadisteki "bir haktır" buyruğu ise, batıl değildir anlamınadır. Bu da soranın sorusuna göre veriImiş bir cevaptır. Bu hadis ile "fera' da yoktur, anre de yoktur" şeklindeki diğer hadis arasında da bir muhalefet söz konusu değildir. Çünkü hadis vacip bir fera' da yoktur, vacip bir anre de yoktur anlamındadır.

 

Nevevl şöyle demiştir: Şafiı "Harmele"de fera' ve anrenin müstehap olduğunu açıkça ifade etmiştir. Ebu. Davud, Nesai, İbn Mace'nin sahih olduğunu belirterek Hakim ve İbnu'I-Münzir'in Nubeyşe'den şöyle dediğine dair naklettikleri rivayet de bunu desteklemektedir: "Bir adam Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e:

 

Bizler cahiliye döneminde iken Receb ayında bir anre keserdik. Bize ne emredersin, diye sordu. Allah Rasulü:

 

Siz hangi ayda olursa olsun Allah için kesebilirsiniz, diye buyurdu. Adam: Biz cahiliye döneminde fera' diye bir kurban keserdik, dedi. Allah Rasulü:

 

Her bir saimede (meralarda yayılan davarlarda) senin davarlarının arasında beslenen bir fera' vardır. Bu yük taşıyabilecek hale geldiği vakit sen de onu keser, etini tasadduk edersin, böylesi daha hayırlıdır, diye buyurdu."

 

Bu hadis-i şeriften anlaşıldığına göre Hz. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem fera' ve anreyi kökünden iptal etmemiştir. Bunların her birisine dair bazı nitelikleri kaldırmıştır. Fera'ın iptal ettiği niteliği, ilk doğduğu sırada kesilmesi niteliğidir. Anrenin iptal ettiği niteliği ise özellikle Receb ayında kesilmesi niteliğidir.