EK SAYFA – 1843-2
باب: وجوب
النفقة على
الأهل
والعيال.
2. EHİL VE IYALE NAFAKANIN VACİB OLUŞU
حدثنا عمر بن
حفص: حدثنا
أبي: حدثنا
الأعمش: حدثنا
أبو صالح قال:
حدثني أبو
هريرة رضي
الله عنه قال:
قال
النبي صلى
الله عليه وسلم:
(أفضل الصدقة
ما ترك غنى،
واليد العليا
خير من اليد
السفلى،
وابدأ بمن
تعول). تقول
المرأة: إما
أن تطعمني،
وإما أن
تطلقني،
ويقول العبد
أطعمني
واستعملني،
ويقول الابن:
اطعمني إلى أن
تدعني.
فقالوا: يا
أبا هريرة،
سمعت هذا من
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم؟ قال: لا،
هذا من كيس
أبي هريرة.
[-5355-] Ebu. Hureyre r.a.'dan, dedi ki: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem şöyle buyurdu:
"Sadaka'nın en faziletlisi geriye bir zenginlik bırakandır.
Üstteki el de, aşağıdaki elden hayırlıdır. Sen (nafaka vermeye) geçindirmekle
yükümlü olduğun kimselerden başla.
(Çünkü) kadın: Ya bana yedirirsin yahut beni boşarsın, der. Köle
ya bana yemek yedirirsin yahut beni kazanabileyim diye çalıştırırsın, der.
Çocuk bana yemek yedir, değilse beni kime bırakacaksın, der."
Mecliste bulunanlar: Ey Ebu Hureyre, sen bunu Rasulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den mı dinledin diye sordular. o: Yok, bu Ebu
Hureyrelnin kendisinin yaptığı güzel bir çıkarımdır. " dedi.
حدثنا سعيد
بن عفير قال:
حدثني الليث
قال: حدثني
عبد الرحمن بن
خالد بن
مسافر، عن ابن
شهاب، عن ابن
المسيب، عن
أبي هريرة:
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال: (خير
الصدقة ما كان
عن ظهر غنى،
وابدا بمن
تعول).
[-5356-] Ebu Hureyre r.a.'dan rivayete göre Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem şÖyle buyurdu:
"Sadakanın hayırlısı geriye bir zenginlik bırakandır ve sen
(infaka) geçindirmekle yükümlü olduklarından başla."
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"Ehil ve ıyale nafakanın vüco.bu." Zahiren
anlaşıldığına göre başlıkta geçen "ehi!"den kasıt zevcedir.
"Iyal" de özelden sonra genelin atfedilmesi kabilindendir ya da
"ehil"den maksat zevce ve akrabafar,' "ıyal"den kasıt ise
zevce ve hizmetçilerdir. Böylelikle zevcenin hakkı, tekid edilmesi için iki
defa zikredilmiş olmaktadır.
Zevceye nafakanın vacip oluşunun delili Nafakalar bölümünün baş
taraflarında geçmiş bulunmaktadır. Sünnetten delili de Müslim'in zikrettiği
Cabir yoluyla gelen şu hadistir: "Zevcelerinizin de sizin üzerinizde
rızıklarını ve giyimlerini maruf bir şekilde sağlamanız hakları vardır."
Mana cihetiyle deliline gelince, kadın kocasının hakkı dolayısı
ile kazanç sağlama yollarına gidememektedir. Kadının nafakasının kocasına ait
olduğu üzerinde icma' olmuştur. Fakat bunun miktarını tespit etmekte farklı
görüşler vardır. Cumhur bunun yetecek kadar olacağı kanaatindedir. Şafil ve bir
kesim de -İbnu'lMünzir'in dediği gibi- bunun miktarının müdlerle belirleneceği
ni söylemişlerdir. Şafıllerin cumhuru ise İbn Huzeyme ve İbnu'l-Münzir gibi
hadis ashabına uygun kanaat belirtmişlerdir.
"En faziletli sadaka geriye zenginlik bırakandır."
Buna dair açıklamalar Zekat bölümünün baş taraflarında geçmiş bulunmaktadır.
İbnu'l-Münzir der ki: Erkek çocuklardan büluğa erişip, malı ve kazancı olmayan
kimselerin nafakası hususunda görüş ayrılığı vardır. Bir kesimin kanaatine göre
eğer çocukların kendilerini ihtiyaçtan kurtaracak kadar malları yoksa küçük
yahut büluğa ermiş olsunlar erkek ya da dişi olsunlar, hepsine nafaka vaciptir.
Cumhurun kanaatine göre ise vacip olan nafaka, erkek için büluğ yaşına
ulaşıncaya kadar, dişi için de evleninceye kadardır. Bundan sonra da babanın
bunlara nafaka yükümlülüğü -kötürüm olmaları hali dışında- yoktur. Eğer
bunların malları varsa babanın nafakalarını vermek vücubu da kalmaz. Şafil bu
hususta istediği kadar aşağıya insin çocuğun çocuğunu da buna katmıştır.
Sözü geçen, el-İsmam yoluyla gelen rivayette şu ibareler yer
almaktadır: "Ey Ebu Hureyre, sen bunu kendi görüşüne göremi söylüyorsun
yoksa Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in söylediği sözlerden midir, diye
sordular. O: Bu benim kendi çıkarımımdır, diye cevap verdL" Ebu
Hureyre'nin: "Bu benim çıkarımımdır (min klsl)" sözü kefin kesresi
ile okunur. Yani bu onun çıkardığı bir sonuçtur. Bununla onun merfu hadisten
vakıayı da göz önünde bulundurarak anladıklarından Çıkardığı, istinbat ettiği
bir sonuçtur. el-Asm yoluyla gelen rivayette ise "kef' harfi üstün olarak
okunmuştur ki, onun zekasından çıkarttığına işarettir.
Rivayetteki "ya bana yedirirsin yahut beni boşarsın"
sözü de erkek, karısının nafakasını karşıiamakta zorlanır, kadın da ondan
ayrılmayı seçtiği takdirde erkek ile karısının ayrılmasına hüküm verilir,
diyenler tarafından. delil gösterilmiştir. Bu, alimlerin cumhurunun görüşüdür.
Kufeli alimler ise: Bu durumda kadının sabretmesi gerekir; ama nafaka da
kocanın zimmetinde bir borç olur demişlerdir.