SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’T-TALAK

<< 1837 >>

EK SAYFA – 1837-4

باب : الظهار

23.  ZİHAR

 

وقول الله تعالى: {قد سمع الله قول التي تجادلك في زوجها - إلى قوله  - فمن لم يستطع فإطعام ستين مسكينا} /المجادلة: 1 - 4/.

Ve yüce Allah'ın: "Kocası hakkında seninle mücadele eden ve Allah'a şikayet etmekte olan kadının sözünü elbetteki Allah işitmiştir ... Kim güç yetiremezse o zaman altmış yoksul doyurmalıdır. "(Mücadele, 1-4)

 buyruğu.

 

وقال لي إسماعيل: حدثني مالك: أنه سأل ابن شهاب عن ظهار العبد، فقال: نحو ظهار الحر، قال مالك: وصيام العبد شهران.

İsmail bana dedi ki: Malik'in bana tahdis ettiğine göre o İbn Şihab'a kölenin zihfuı hakkında soru. sormuş. İbn Şihab da: Hür kimsenin ziharı gibidir, diye cevap vermiştir. Malik dedi ki: Kölenin tutacağı oruç da iki aydır.

 

وقال الحسن بن الحر: ظهار الحر والعبد، من الحرة والأمة، سواء.

el-Hasen İbn el-Hurr dedi ki: Hür erkeğin de, kölenin de hür kadın ve cariyeye zihar yapmasının hükmü aynıdır.

 

وقال عكرمة: إن ظاهر من أمته فليس بشيء، إنما الظهار من النساء  .وفي العربية "لما قالوا": أي فيما قالوا، وفي نقض ما قالوا، وهذا أولى، لأن الله لم يدل على المنكر وقول الزور.

İkrime dedi ki: Eğer cariyesinden zihar yaparsa bunun hiçbir kıymeti yoktur.

Çünkü zihar ancak hür kadınlardan yapılır.

 

Arapçada: "Uma kaaluu" fima kaaluu ve fi nakdi ma kaaluu demektir. Bu anlamda olması da daha uygundur. Çünkü yüce Allah, haram kılınan münkere ve yalan söze delalet etmez.

 

AÇIKLAMA :

 

"Zihar" erkeğin karısına: Sen bana annemin sırtı gibisin, demesidir. Diğer azalar arasında özellikle sırtın söz konusu edilmesi, çoğunlukla binme yerinin orası oluşundan dolayıdır. Bundan dolayı binilen bineğe de "zahr (sırt)" denilmiştir. Zevcenin buna benzetilmesi ise erkeğin onun üstüne çıkmasından dolayıdır. Eğer ziharı sırtın dışında -mesela karna- izafe edecek olursa Şafiilerce kabul edilen daha güçlü görüşe göre, bu da zihar olur.

 

Anneyi tayin etmeyerek, -mesela- kız kardeşimin sırtı gibisin diyecek olursa hükmün ne olacağı hakkında görüş ayrılığı vardır.

 

Şafii'den bunun zihfu olmayacağı nakledilmiştir. Aksine zihar Kur'an-ı Kerim'de varid olduğu gibi özelolarak anne hakkında söz konusu olur. Cedid (yeni) mezhebinde ise zihfu olur demiştir. CumhUl'un görüşü de budur.

 

Ama fukaha ebediyyen kendisine haram olmayan kadını zikrederek zihfu yapmasının hükmü hakkında ihtilaf etmişlerdir. Şafii: Zihfu olmaz, demiştir. Maliklten zihfu olduğu nakledilmiş, ancak bu hususta Ahmed'den konu ile ilgili iki farklı rivayet vardır.

 

Zevcenin haram kılınmasına deıaıet eden her bir lafız ile zihar gerçekleşir.

 

Ancak beraberinde niyetin de bulunması şarttır. Yüce Allah'ın buyurduğu gibi zihfu sözünü söyleyene de keffarette bulunmak icap eder, ama cumhura göre hanımına dönmesi bunun için şarttır. es-Sevri'ye göre ve Mücahid'den rivayete göre mücerred zihar yapmak sebebiyle de keffaret vacip olur.

 

Yüce Allahlın: "Şüphe yok ki bunlar elbette çirkin ve yalan bir söz söylüyorlar. "ll buyruğu da zihfuın haram olduğuna delil gösterilmiştir.

 

Şafii der ki: Kurlan'ı bilen ve benim kendilerinden razı olduğum bir kimseyi şöyle derken dinlemişimdir: Cahiliye dönemi insanları zihar, ıla ve talak olmak üzere üç türlü talak veriyorlardı. Yüce Allah talakı, talak olarak kabul etti, ıla ve zihfu hakkında da Kur'an-ı Kerim'de beyan ettiği şekilde hüküm koydu.

 

"Kölenin tutacağı oruç süresi de iki aydır." İbn Battal kölenin zihar yapması halinde onun için bağlayıcı olacağı hususunda ve oruç tutmak suretiyle kefffuette bulunacak olursa hür gibi iki ay oruç tutacağı üzerinde icma' bulunduğunu nakletmiştir. Bununla birlikte yemek yedirmek ve köle azad etmek suretiyle keffaret hususunda farklı görüşlere sahiptirler. Kufeli fukaha ile Şafii şöyle demektedir:

 

Köle için ancak oruç ile kefffuette bulunmak söz konusu olabilir.

 

İbnu'l-Kasım, Malik'ten şöyle dediğini nakletmektedir: Eğer efendisinin izni ile yemek yedirecek olursa keffaretinde bulunmuş olur. (İbn Battal'ın) ileri sürdüğü icma' iddiası kabul edilmemiştir. Çünkü Şeyh Muvaffakuddin, el-Muğnl adlı eserinde bazı fakihlerden kölenin zihar yapmasının sahih olmayacağını nakletmiştir. Çünkü yüce Aııah: " ... Bir köle azad etmektir" diye buyurmuştur. Kölenin ise kölelere sahip olması söz konusu değildir. Ancak buna şöylece cevap verilmiştir: Köle azad etmek yükümlülüğü, onu bulabilen kimseler içindir. Bu durumda o ödeme zorluğu çeken birisine benzer. O halde onun için farz olan, oruç tutarak keffarette bulunmaktır.

 

Tahav! "İhtilafu'l-ulema" adlı eserinde bu rivayeti "el-Hasen İbn Hayy"dan diye zikretmiştir. Said İbn Mansur da sahih bir sened ile İbrahim en-Nehai'den şöyle dediğini rivayet etmektedir: "Cariyeye yapılan zihfu, hür kadına yapılan zihfu gibidir."

 

Fiilen keffarette bulunmak şart mıdır? Zihfu yaptığı kadına keffarette bulunmadan önce ilişki kurması caiz olmaz mı? Yoksa onunla cima' yapmayı kararlaştırması yeterli midir? Yoksa onu nikahı altında tutmayı ve ondan ayrılmamayı kararlaştırmak yeterli midir, hususlarında ilim adamlarının farklı görüşleri vardır. Birincisi Leys'in görüşüdür, ikincisi ise Hanefilerin ve Malik'in görüşüdür.