SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’N-NİKAH

<< 1829 >>

باب: طلب الولد.

121. ÇOCUK İSTEMEK

 

حدثنا مسدد: عن هشيم، عن سيار، عن الشعبي، عن جابر قال:

 كنت مع رسول الله صلى الله عليه وسلم في غزوة، فلما قفلنا، تعجلت على بعير قطوف، فلحقني راكب من خلفي، فالتفت فإذا أنا برسول الله صلى الله عليه وسلم، قال: (ما يعجلك). قلت: إني حديث عهد بعرس، قال: (فبكرا تزوجت أم ثيبا). قلت: بل ثيبا، : (فهلا جارية تلاعبها وتلاعبك). قال: فلما قدمنا ذهبنا لندخل، فقال: (امهلوا، حتى تدخلوا ليلا - أي عشاء - لكي تمتشط الشعثة، وتستحد المغيبة).

قال: وحدثني الثقة: أنه قال في هذا الحديث: (الكيس الكيس يا جابر). يعني الولد

 

[-5245-] Cabir'den, dedi ki: "Bir gazvede Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte idim. Geri döndüğümüzde ben ağır yürüyen bir deve üzerinde acele etmek istedim. Arkamdan bir binekli bana yetişti. Dönüp baktığımda Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i gördüm. Acele etmene sebep ne, diye sordu. Ben yeni evlenmiş birisiyim, dedim.

 

O: Bakire birisi ile mi evIendin yoksa duI ile mi evIendin, diye sordu. Ben:

Hayır, duI ile dedim. O: Niçin kendisiyIe oynaşacağın ve seninIe oynaşacak bir kız ile evIenmedin ki, diye sordu.

 

(Cabir devamIa) dedi ki: Medine'ye vardığımızda evIerimize girmek için gittik. O: GeceIeyin -yani akşam vaktinde- girmek üzere biraz aceIe etmeyin ki, kocasından ayrı kaImış saçı başı karışık oIan kadın taransın ve etek traşı oIup temizIensin. "

 

 

حدثنا محمد بن الوليد: حدثنا محمد بن جعفر: حدثنا شعبة، عن سيار، عن الشعبي، عن جابر بن عبد الله رضي الله عنهما:

 أن النبي صلى الله عليه وسلم قال: (إذا دخلتم ليلا، فلا تدخل على أهلك، حتى تستحد المغيبة، وتمتشط الشعثة). قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (فعليك بالكيس الكيس).

تابعه عبيد الله، عن وهب، عن جابر، عن النبي صلى الله عليه وسلم: في الكيس.

 

[-5246-] Cabir İbn Abdullah r.a.'dan rivayete göre Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyIe buyurdu:

 

"GeceIeyin şehre girdiğin takdirde hemen ailenin yanına girme. Kocasından ayrıImış buIunan kadın etek traşı oIuncaya, saçı başı karışık kadın da taranıncaya kadar bekle. DevamIa RasuIuIlah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyIe buyurdu: Fe aIeyke bi'I-keysi eI-keysi."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Çocuk istemek," yani zevceyIe çokça cima' etmek suretiyIe çocuk sahibi oImak istemek demektir ya da cima'dan kasıt çocuk sahibi olmaya teşviktir. Yoksa sadece zevkle yetinmek olmamalıdır. Bu husus başlıkta zikredilen hadisten açıkça anIaşıImamakla birlikte, biraz sonra belirteceğimiz gibi "el-keys" lafzını açıklarken buna işaret etmiş buIunmaktadır.

 

"Geceleyin yani akşam vakti girinceye kadar ... " Bu hadiste geceleyin girme emri ile yine geceleyin ansızın girme yasağının bir arada zikredilmesi suretiyle gecenin ilk vakitlerinde girmenin emredildiğine, geceleyin geç saatlerde girmenin ise yasaklandığına işaret edilmektedir. Umre ile ilgili bahislerin sonlarında (1801.hadiste) bu iki hadisin bir arada telif edilme yoIu geçmiş ve şöyle açıklanmıştı: Geceleyin girme emri, ailesine geleceğini bildirip onu karşılamak için hazırlananlar hakkındadır. Yasak ise bunu yapmayan kimseIer hakkında sözkonusudur.

 

"Geceleyin (şehre) girdiği n takdirde hanımının yanına girme." Birinci girişten kasıt vanştır. Yani şehre girdiğin vakit eve girme.

 

elHattabi dedi ki: Burada "el-keys", dikkatli anlamındadır. el-Keys yumuşaklık ve güzel bir şekilde teenni anlamına da gelebilir.

 

İbnu'l-A'rabi dedi ki: el-Keys, akıl demektir. Sanki çocuk istemeyi akıllılık olarak değerlendirmiş gibidir. Başkalan ise şöyle demiştir: Bununla cima'dan aciz düşmekten çekinmeyi kastetmiştir. Yani cima' yapmaya teşvik etmiş gibidir.

 

Derim ki: İbn Hibban Sahih'inde bu hadisi tahriç ettikten sonra "el-keys"in cima' olduğunu kat'i olarak ifade etmiş ve belirtilen şekilde bunu açıklamıştır. Muhammed İbn İshak'ın rivayetindeki şu ifadeler de bunu desteklemektedir:

 

"Eve vardığın takdirde güzel bir şekilde bir iş yap." Yine orada Cabir'in şöyle dediği rivayet edilmektedir: "Akşamı ettiğimizde Medine'ye girdik. Ben hanımıma: Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bana keys bir amel işlememi emir buyurdu dedim. O, dinledim ve itaat ettim, haydi gel emrindeyim, dedi. Cabir dedi ki:

 

Sabah oluncaya kadar geceyi onunla geçirdim." Hadisi İbn Huzeyme Sahih'inde rivayet etmiş bulunmaktadır.

 

İyad dedi ki: Buhari ve başkalan el-keys'i çocuk ve nesil sahibi olmayı istemek diye açıklamışlardır. Bu açıklama da doğru bir açıklamadır.

 

باب: تستحد المغيبة وتمتشط الشعثة.

122. KOCASI YANINDA BULUNMAYAN KADIN ETEK TRAŞI OLUR, SAÇI BAŞI KARIŞMIŞ OLAN KADIN DA SAÇLARINI TARAR

 

حدثني يعقوب بن إبراهيم: حدثني هشيم: أخبرنا سيار، عن الشعبي، عن جابر بن عبد الله قال:

 كنا مع النبي صلى الله عليه وسلم في غزوة، فلما قفلنا، كنا قريبا من المدينة، تعجلت على بعير لي قطوف، فلحقني راكب من خلفي، فنخس بعيري بعنزة كانت معه، فسار بعيري كأحسن ما أنت رأء من الإبل، فالتفت فإذا أنا برسول الله صلى الله عليه وسلم، فقلت: يا رسول الله إني حديث عهد بعرس، قال: (أتزوجت). قلت: نعم، قال (أبكرا أم ثيبا). قال: قلت: بل ثيبا، : (فهلا بكرا تلاعبها وتلاعبك). قال: فلما قدمنا ذهبنا لندخل، فقال: (امهلوا، حتى تدخلوا ليلا - أي عشاء - لكي تمتشط الشعثة، وتستحد المغيبة).

 

[-5247-] Cabir İbn Abdullah'tan, dedi ki: "Bir gazvede Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte idik. Geri dönüp de Medine'ye yaklaştığımız vakit ben pek hızlı gitmeyen bir deve üzerinde, varmak için acele ettim. Arkamdan binekli birisi bana yetişti. Devemi beraberindeki küçük bir harbe ile güttü. Bunun üzerine devem gördüğüm en güzel bir deve gibi yol almaya başladı. Dönüp baktığımda Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'ı görüverdim. Ey Allah'ın Rasulü, ben henüz yeni evliyim, dedim.

 

O: Evlendin mi diye sordu. Evet, dedim. Bakire ile mi yoksa dul ile mi diye sordu. Ben: Hayır, dul ile dedim.

 

Allah Rasulü: Ne diye bakire ile evlenmedin ki? Sen onunla oynaşırdın, o da seninle oynaşırdı.

 

(Cabir devamla) dedi ki: (Medine'ye) yaklaştığımızda (evlerimize) girmek üzere gittik. Allah Rasulü: Geceleyin yani akşam vakti girinceye kadar bekleyin iz ki böylelikle saçı başı karışık olan taransın, kocası yanından uzun süre ayrılmış bulunan kadın da etek traşı olsun, diye buyurdu."

 

باب: {ولا يبدين زينتهن إلا لبعولتهن - إلى قوله - لم يظهروا على عورات النساء} /النور: 31/.

123. "ZİYNETLERİNİ KOCALARINDAN ... KADINLARIN AVRET YERLERİNi HENÜZ ANLAMAYAN ERKEK ÇOCUKLARDAN BAŞKASINA GÖSTERMESİNLER. "(Nur, 31)

 

حدثنا قتيبة بن سعيد: حدثنا سفيان، عن أبي حازم قال:

 اختلف الناس بأي شيء دووي رسول الله صلى الله عليه وسلم يوم أحد، فسألوا سهل بن سعد الساعدي، وكان من آخر من بقي من أصحاب النبي صلى الله عليه وسلم بالمدينة، فقال: وما بقي من الناس أحد أعلم به مني، كانت فاطمة عليها السلام تغسل الدم عن وجهه، وعلي يأتي بالماء على ترسه، فأخذ حصير فحرق، فحشي به جرحه.

 

[-5248-] Ebu Hazim'den, dedi ki: "Uhud günü Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yarasının hangi şey ile tedavi edildiği hususunda insanlar ihtilaf ettiler. Bunun üzerine Sehl İbn Sa'd es-Saidi'ye sordular -ki Sehl o sırada Medine'de Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in ashabından geriye kalan son şahıslardan birisi idi-o

 

Dedi ki: İnsanlar arasında bu işi benden daha iyi bilen bir kimse kalmamıştır.

Fatıma r.anha yüzünün üzerindeki kanı yıkıyor, Ali de kalkanı üzerinde ona su getiriyordu. Sonra bir hasır parçası alınıp yakıldı ve yarası onunla dolduruldu."

 

باب: {والذين لم يبلغوا الحلم منكم} /النور: 58/.

124. "VE SİZDEN BALİĞ OLMAYANLAR"(Nur, 58)

 

حدثنا أحمد بن محمد: أخبرنا عبد الله: أخبرنا سفيان، عن عبد الرحمن بن عابس، سمعت ابن عباس رضي الله عنهما سأله رجل:

 شهدت مع رسول الله صلى الله عليه وسلم العيد، أضحى أو فطرا؟ قال: نعم، ولولا مكاني منه ما شهدته، يعني من صغره، قال: خرج رسول الله صلى الله عليه وسلم فصلى ثم خطب، ولم يذكر أذانا ولا إقامة، ثم أتى النساء فوعظهن وذكرهن وأمرهن بالصدقة، فرأيتهن يهوين إلى آذانهن وحلوقهن، يدفعن إلى بلال، ثم ارتفع هو وبلال إلى بيته.

 

[-5249-] Abdurrahman İbn Abis'ten rivayete göre "İbn Abbas r.a.'a bir adam'ın şunu sorduğunu dinledim: Sen Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte kurban ya da ramazan bayramında bulundun mu? O, evet, eğer benim ona yakınlığım da olmasaydı asla onda -yaşının küçüklüğünden dolayı demek istiyorhazır bulunamazdım.

 

İbn Abbas (devamla) dedi ki: Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bayram namazı için dışarı çıktı. Namaz kıldı, sonra hutbe verdi. Ne ezandan, ne de kametten söz etti. Sonra hanımların bulunduğu tarafa gitti. Onlara öğüt verdi, hatırlatmalarda bulundu. Sadaka vermelerini emretti. Onların ellerini kulaklarına, gerdanlarına götürüp (zınetlerini) Bilaı'e verdiklerini gördüm. Daha sonra o ve Bilal evine gitti."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

Bu hadise dair yeterli açıklamalar daha önce 'ldeyn (iki bayram) bölümünde geçmiş bulunmaktadır. Bu hadisin burada delil olma ciheti, İbn Abbas'ın o vakit kadınların neler yaptıklarına tanık oluşudur. O sırada da yaşı küçüklli. Bu sebeple ondan ötürü hicabın arkasına çekilmemişlerdi.

 

باب: قول الرجل لصاحبه: هل أعرستم الليلة؟ وطعن الرجل ابنته في الخاصرة عند العتاب.

125. KİŞİNİN ARKADAŞINA: BU GECE ZİFAFA GİRDİNİZ Mİ DEMESİ VE ERKEĞİN SİTEM HALİNDE KIZININ BÖĞRÜNÜ DÜRTMESİ

 

حدثنا عبد الله بن يوسف: أخبرنا مالك، عن عبد الرحمن بن القاسم، عن أبيه، عن عائشة قالت:

 عاتبني أبو بكر، وجعل يطعنني بيده في خاصرتي، فلا يمنعني من التحرك إلا مكان رسول الله صلى الله عليه وسلم، ورأسه على فخذي.

 

[-5250-] Aişe r.anha'dan, dedi ki: "Ebu Bekr bana sitem etti ve eliyle böğrümü dürtmeye koyuldu. Beni hareket etmekten alıkoyan tek sebep de Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yeri ve başının baldırımın üzerinde bulunması idi."