باب: طلب
الولد.
121. ÇOCUK İSTEMEK
حدثنا مسدد:
عن هشيم، عن
سيار، عن
الشعبي، عن جابر
قال:
كنت
مع رسول الله
صلى الله عليه
وسلم في غزوة،
فلما قفلنا،
تعجلت على
بعير قطوف،
فلحقني راكب
من خلفي،
فالتفت فإذا
أنا برسول
الله صلى الله
عليه وسلم،
قال: (ما يعجلك). قلت:
إني حديث عهد
بعرس، قال:
(فبكرا تزوجت
أم ثيبا). قلت:
بل ثيبا، :
(فهلا جارية
تلاعبها
وتلاعبك). قال:
فلما قدمنا
ذهبنا لندخل،
فقال: (امهلوا،
حتى تدخلوا
ليلا - أي عشاء -
لكي تمتشط
الشعثة،
وتستحد
المغيبة).
قال: وحدثني
الثقة: أنه
قال في هذا
الحديث: (الكيس
الكيس يا
جابر). يعني
الولد
[-5245-] Cabir'den, dedi ki: "Bir gazvede Rasulullah Sallallahu Aleyhi
ve Sellem ile birlikte idim. Geri döndüğümüzde ben ağır yürüyen bir deve
üzerinde acele etmek istedim. Arkamdan bir binekli bana yetişti. Dönüp
baktığımda Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i gördüm. Acele etmene sebep
ne, diye sordu. Ben yeni evlenmiş birisiyim, dedim.
O: Bakire birisi ile mi evIendin yoksa duI ile mi evIendin, diye
sordu. Ben:
Hayır, duI ile dedim. O: Niçin kendisiyIe oynaşacağın ve seninIe
oynaşacak bir kız ile evIenmedin ki, diye sordu.
(Cabir devamIa) dedi ki: Medine'ye vardığımızda evIerimize girmek
için gittik. O: GeceIeyin -yani akşam vaktinde- girmek üzere biraz aceIe
etmeyin ki, kocasından ayrı kaImış saçı başı karışık oIan kadın taransın ve
etek traşı oIup temizIensin. "
حدثنا محمد
بن الوليد:
حدثنا محمد بن
جعفر: حدثنا
شعبة، عن
سيار، عن
الشعبي، عن
جابر بن عبد
الله رضي الله
عنهما:
أن
النبي صلى
الله عليه
وسلم قال: (إذا
دخلتم ليلا،
فلا تدخل على
أهلك، حتى
تستحد
المغيبة، وتمتشط
الشعثة). قال:
قال رسول الله
صلى الله عليه
وسلم: (فعليك
بالكيس الكيس).
تابعه عبيد
الله، عن وهب،
عن جابر، عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم: في
الكيس.
[-5246-] Cabir İbn Abdullah r.a.'dan rivayete göre Nebi Sallallahu Aleyhi
ve Sellem şöyIe buyurdu:
"GeceIeyin şehre girdiğin takdirde hemen ailenin yanına
girme. Kocasından ayrıImış buIunan kadın etek traşı oIuncaya, saçı başı karışık
kadın da taranıncaya kadar bekle. DevamIa RasuIuIlah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem şöyIe buyurdu: Fe aIeyke bi'I-keysi eI-keysi."
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"Çocuk istemek," yani zevceyIe çokça cima' etmek
suretiyIe çocuk sahibi oImak istemek demektir ya da cima'dan kasıt çocuk sahibi
olmaya teşviktir. Yoksa sadece zevkle yetinmek olmamalıdır. Bu husus başlıkta
zikredilen hadisten açıkça anIaşıImamakla birlikte, biraz sonra belirteceğimiz
gibi "el-keys" lafzını açıklarken buna işaret etmiş buIunmaktadır.
"Geceleyin yani akşam vakti girinceye kadar ... " Bu
hadiste geceleyin girme emri ile yine geceleyin ansızın girme yasağının bir
arada zikredilmesi suretiyle gecenin ilk vakitlerinde girmenin emredildiğine,
geceleyin geç saatlerde girmenin ise yasaklandığına işaret edilmektedir. Umre
ile ilgili bahislerin sonlarında (1801.hadiste) bu iki hadisin bir arada telif
edilme yoIu geçmiş ve şöyle açıklanmıştı: Geceleyin girme emri, ailesine geleceğini
bildirip onu karşılamak için hazırlananlar hakkındadır. Yasak ise bunu yapmayan
kimseIer hakkında sözkonusudur.
"Geceleyin (şehre) girdiği n takdirde hanımının yanına
girme." Birinci girişten kasıt vanştır. Yani şehre girdiğin vakit eve
girme.
elHattabi dedi ki: Burada "el-keys", dikkatli
anlamındadır. el-Keys yumuşaklık ve güzel bir şekilde teenni anlamına da
gelebilir.
İbnu'l-A'rabi dedi ki: el-Keys, akıl demektir. Sanki çocuk
istemeyi akıllılık olarak değerlendirmiş gibidir. Başkalan ise şöyle demiştir:
Bununla cima'dan aciz düşmekten çekinmeyi kastetmiştir. Yani cima' yapmaya
teşvik etmiş gibidir.
Derim ki: İbn Hibban Sahih'inde bu hadisi tahriç ettikten sonra
"el-keys"in cima' olduğunu kat'i olarak ifade etmiş ve belirtilen
şekilde bunu açıklamıştır. Muhammed İbn İshak'ın rivayetindeki şu ifadeler de
bunu desteklemektedir:
"Eve vardığın takdirde güzel bir şekilde bir iş yap."
Yine orada Cabir'in şöyle dediği rivayet edilmektedir: "Akşamı ettiğimizde
Medine'ye girdik. Ben hanımıma: Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bana
keys bir amel işlememi emir buyurdu dedim. O, dinledim ve itaat ettim, haydi
gel emrindeyim, dedi. Cabir dedi ki:
Sabah oluncaya kadar geceyi onunla geçirdim." Hadisi İbn
Huzeyme Sahih'inde rivayet etmiş bulunmaktadır.
İyad dedi ki: Buhari ve başkalan el-keys'i çocuk ve nesil sahibi
olmayı istemek diye açıklamışlardır. Bu açıklama da doğru bir açıklamadır.
باب: تستحد
المغيبة
وتمتشط
الشعثة.
122. KOCASI YANINDA BULUNMAYAN KADIN ETEK
TRAŞI OLUR, SAÇI BAŞI KARIŞMIŞ OLAN KADIN DA SAÇLARINI TARAR
حدثني يعقوب
بن إبراهيم:
حدثني هشيم:
أخبرنا سيار،
عن الشعبي، عن
جابر بن عبد
الله قال:
كنا
مع النبي صلى
الله عليه
وسلم في غزوة،
فلما قفلنا،
كنا قريبا من
المدينة،
تعجلت على
بعير لي قطوف،
فلحقني راكب
من خلفي، فنخس
بعيري بعنزة
كانت معه،
فسار بعيري
كأحسن ما أنت
رأء من الإبل،
فالتفت فإذا
أنا برسول
الله صلى الله
عليه وسلم،
فقلت: يا رسول
الله إني حديث
عهد بعرس،
قال: (أتزوجت).
قلت: نعم، قال
(أبكرا أم
ثيبا). قال: قلت:
بل ثيبا، : (فهلا
بكرا تلاعبها
وتلاعبك). قال:
فلما قدمنا ذهبنا
لندخل، فقال:
(امهلوا، حتى
تدخلوا ليلا -
أي عشاء - لكي
تمتشط
الشعثة،
وتستحد
المغيبة).
[-5247-] Cabir İbn Abdullah'tan, dedi ki: "Bir gazvede Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem ile birlikte idik. Geri dönüp de Medine'ye yaklaştığımız vakit
ben pek hızlı gitmeyen bir deve üzerinde, varmak için acele ettim. Arkamdan
binekli birisi bana yetişti. Devemi beraberindeki küçük bir harbe ile güttü.
Bunun üzerine devem gördüğüm en güzel bir deve gibi yol almaya başladı. Dönüp
baktığımda Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'ı görüverdim. Ey Allah'ın
Rasulü, ben henüz yeni evliyim, dedim.
O: Evlendin mi diye sordu. Evet, dedim. Bakire ile mi yoksa dul
ile mi diye sordu. Ben: Hayır, dul ile dedim.
Allah Rasulü: Ne diye bakire ile evlenmedin ki? Sen onunla
oynaşırdın, o da seninle oynaşırdı.
(Cabir devamla) dedi ki: (Medine'ye) yaklaştığımızda (evlerimize)
girmek üzere gittik. Allah Rasulü: Geceleyin yani akşam vakti girinceye kadar
bekleyin iz ki böylelikle saçı başı karışık olan taransın, kocası yanından uzun
süre ayrılmış bulunan kadın da etek traşı olsun, diye buyurdu."
باب: {ولا
يبدين زينتهن
إلا لبعولتهن
- إلى قوله - لم
يظهروا على
عورات النساء}
/النور: 31/.
123. "ZİYNETLERİNİ KOCALARINDAN ...
KADINLARIN AVRET YERLERİNi HENÜZ ANLAMAYAN ERKEK ÇOCUKLARDAN BAŞKASINA
GÖSTERMESİNLER. "(Nur, 31)
حدثنا قتيبة
بن سعيد:
حدثنا سفيان،
عن أبي حازم
قال:
اختلف
الناس بأي شيء
دووي رسول
الله صلى الله
عليه وسلم يوم
أحد، فسألوا
سهل بن سعد
الساعدي،
وكان من آخر
من بقي من أصحاب
النبي صلى
الله عليه
وسلم
بالمدينة،
فقال: وما بقي
من الناس أحد
أعلم به مني،
كانت فاطمة
عليها السلام
تغسل الدم عن
وجهه، وعلي
يأتي بالماء
على ترسه،
فأخذ حصير
فحرق، فحشي به
جرحه.
[-5248-] Ebu Hazim'den, dedi ki: "Uhud günü Rasulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem'in yarasının hangi şey ile tedavi edildiği hususunda insanlar ihtilaf
ettiler. Bunun üzerine Sehl İbn Sa'd es-Saidi'ye sordular -ki Sehl o sırada
Medine'de Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in ashabından geriye kalan son
şahıslardan birisi idi-o
Dedi ki: İnsanlar arasında bu işi benden daha iyi bilen bir kimse
kalmamıştır.
Fatıma r.anha yüzünün üzerindeki kanı yıkıyor, Ali de kalkanı
üzerinde ona su getiriyordu. Sonra bir hasır parçası alınıp yakıldı ve yarası
onunla dolduruldu."
باب: {والذين
لم يبلغوا
الحلم منكم}
/النور: 58/.
124. "VE SİZDEN BALİĞ
OLMAYANLAR"(Nur, 58)
حدثنا أحمد
بن محمد:
أخبرنا عبد
الله: أخبرنا سفيان،
عن عبد الرحمن
بن عابس، سمعت
ابن عباس رضي
الله عنهما
سأله رجل:
شهدت
مع رسول الله
صلى الله عليه
وسلم العيد، أضحى
أو فطرا؟ قال:
نعم، ولولا
مكاني منه ما
شهدته، يعني
من صغره، قال:
خرج رسول الله
صلى الله عليه
وسلم فصلى ثم
خطب، ولم يذكر
أذانا ولا
إقامة، ثم أتى
النساء
فوعظهن
وذكرهن وأمرهن
بالصدقة،
فرأيتهن
يهوين إلى
آذانهن وحلوقهن،
يدفعن إلى
بلال، ثم
ارتفع هو
وبلال إلى بيته.
[-5249-] Abdurrahman İbn Abis'ten rivayete göre "İbn Abbas r.a.'a bir
adam'ın şunu sorduğunu dinledim: Sen Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile
birlikte kurban ya da ramazan bayramında bulundun mu? O, evet, eğer benim ona
yakınlığım da olmasaydı asla onda -yaşının küçüklüğünden dolayı demek
istiyorhazır bulunamazdım.
İbn Abbas (devamla) dedi ki: Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem bayram namazı için dışarı çıktı. Namaz kıldı, sonra hutbe verdi. Ne
ezandan, ne de kametten söz etti. Sonra hanımların bulunduğu tarafa gitti.
Onlara öğüt verdi, hatırlatmalarda bulundu. Sadaka vermelerini emretti. Onların
ellerini kulaklarına, gerdanlarına götürüp (zınetlerini) Bilaı'e verdiklerini
gördüm. Daha sonra o ve Bilal evine gitti."
Fethu'l-Bari Açıklaması:
Bu hadise dair yeterli açıklamalar daha önce 'ldeyn (iki bayram)
bölümünde geçmiş bulunmaktadır. Bu hadisin burada delil olma ciheti, İbn
Abbas'ın o vakit kadınların neler yaptıklarına tanık oluşudur. O sırada da yaşı
küçüklli. Bu sebeple ondan ötürü hicabın arkasına çekilmemişlerdi.
باب: قول
الرجل لصاحبه:
هل أعرستم
الليلة؟ وطعن
الرجل ابنته
في الخاصرة
عند العتاب.
125. KİŞİNİN ARKADAŞINA: BU GECE ZİFAFA
GİRDİNİZ Mİ DEMESİ VE ERKEĞİN SİTEM HALİNDE KIZININ BÖĞRÜNÜ DÜRTMESİ
حدثنا عبد
الله بن يوسف:
أخبرنا مالك،
عن عبد الرحمن
بن القاسم، عن
أبيه، عن
عائشة قالت:
عاتبني
أبو بكر، وجعل
يطعنني بيده
في خاصرتي،
فلا يمنعني من
التحرك إلا
مكان رسول
الله صلى الله
عليه وسلم،
ورأسه على
فخذي.
[-5250-] Aişe r.anha'dan, dedi ki: "Ebu Bekr bana sitem etti ve eliyle
böğrümü dürtmeye koyuldu. Beni hareket etmekten alıkoyan tek sebep de
Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yeri ve başının baldırımın üzerinde
bulunması idi."