باب: لا يطرق
أهله ليلا إذا
أطال الغيبة،
مخافة أن
يخونهم أو
يلتمس
عثراتهم.
120. ERKEK AİLESİNDEN UZUN SÜRE AYRI KALDIĞI TAKDİRDE ONLARIN
HAİNLİK ETTİKLERİNİ DÜŞÜNDÜĞÜ YAHUT KUSURLARINI ARAŞTIRDlĞI ENDİŞESİNİ
UYANDIRMAMASI İÇİN AİLESİNİN YANINA GECELEYİN ANSIZIN GİRMESİN
حدثنا أدم:
حدثنا شعبة:
حدثنا محارب
بن دثار قال:
سمعت جابر بن
عبد الله رضي
الله عنهما
قال:
كان
النبي صلى
الله عليه
وسلم يكره أن
يأتي أهله
طروقا.
[-5243-] Cabir İbn Abdullah r.a.'dan, dedi ki: "Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem, erkeğin hanımına geceleyin baskın yaparcasına
(evine) girmesini hoş görmezdL"
حدثنا محمد
بن مقاتل:
أخبرنا عبد
الله: أخبرنا
عاصم بن
سليمان، عن
الشعبي: أنه
سمع جابر بن عبد
الله يقول:
قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم: (إذا
أطال أحدكم
الغيبة فلا
يطرق أهله
ليلا).
[-5244-] Şa'bi'den rivayete göre o Cabir İbn Abdullah
r.a.'ı şöyle derken dinlemiştir: "Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem
şöyle buyurdu:
Siz'den biriniz evinden uzun süre ayrılmış ise ailesinin yanına
geceleyin ansızın girmesin."
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"Erkeğin, hanımına geceleyin baskın yaparcasına (evine)
girmesini mekruh görürdü." Enes yoluyla gelen hadiste "Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem geceleyin ansızın evine hanımlarının yanına
girmezdi. Onlara sabahleyin ya da öğleden sonra giderdi" denilmektedir. Bu
hadisi de Müslim rivayet etmiştir.
Dilbilginleri şöyle der: Turuuk; geceleyin yolculuktan ya da bir
başka yerden habersizce gelmek demektir.
Asım'ın, eş-Şa'bi'den, onun Cabir'den diye gelen rivayet
yolundaki: "Sizden herhangi bir kimse uzun bir süre evinden ayrı kalmışsa
hanımının yanına geceleyin ansızın girmesin" ifadesinde "uzunca
ayrılık" kaydı, nehyin illetinin ancak bu durumda var olabileceğine işaret
etmektedir. Hüküm varlık ve yokluk bakımından illetiyle beraber sözkonusu olur.
Dolayısıyla -mesela- ihtiyacını karşılamak için gündüzün çıkıp geceleyin dönen
bir kimse hakkında uzunca bir süre ayrılan kimse için sözkonusu olan sakıncalar
bulunmamaktadır. Çünkü uzunca ayrılığın ertesinde ansızın baskın yaparcasına
girmekten yana kişi kendisini güvenlik içerisinde hisseder. Böyle bir durumda,
(uzunca ayrıldıktan sonra ansızın giren bir kimse) çoğunlukla hoşuna gitmeyecek
şeylerle karşılaşabilir. Hanımını kadından istenen şekilde temizlenmek,
süslenmek gibi hususlarda hazırlıksız bulur, bu ise ikisi arasında nefret ve
uzaklaşmaya sebep olur. Nitekim buna, bundan sonraki başlıkta gelecek olan
hadiste şu buyruğu ile işaret etmiş bulunmaktadır: "Ta ki uzun süreden
beri kocası ayrılmış olan kadın etek traşı olsun, saçı başı birbirine karışmış
olan kadın da taransın."
Hadisten Çıkan Sonuçlar
1- Kadının temiz olmayan bir durumda olması halinde onunla
mübaşerette bulunmak mekruhtur. Böylelikle erkek, hanımının ondan uzaklaşmasına
sebep teşkil edecek herhangi bir halini görmemiş olur. Aksi takdirde hanımını
hoşlanılmayan bir halde bulabilir. Şeriat. ise kusurların örtülmesini teşvik
etmiştir. Nebi efendimiz de buna: "Onları hainlikle itham edercesine,
kusurlarını bulmak istercesine ... " sözleriyle işaret etmiş
bulunmaktadır. Buna göre ailesine ne zaman varacağını ve -mesela- şu şu vakitte
ulaşacağını söyleyen bir kimse, bu nehyin kapsamına girmez.
2- Karşılıklı sevgi, özellikle eşler arasında muhabbet teşvik
edilmiştir. Çünkü şeriat, eşlerin her birisinin adeten örtülmesi, saklanması
gereken her birinin haline diğerinin muttali olmamasına dikkat etmiştir.
Onların hallerine bir kusuru çoğunlukla diğerine gizli saklı kalmamakla
birlikte bu böyledir. Buna rağmen şeriat kişinin nefret etmesine sebep olacak
şeyleri görmemesi için kocanın, geceleyin evine ansızın dönüp girmesini
yasaklamıştır. O halde eşlerin dışındakilerin bu hususa riayet etmeleri
öncelikle söz konusudur.
3- Kadının etek traşı yapması ve buna benzer süslenmesi
kabilinden olan işleri yapması, hilkatin değiştirilmesine dair nehyin kapsamına
girmez.
4- Müslüman hakkında kötü zan beslemeyi gerektiren işleri
yapmayı terk etmek, teşvik edilmektedir.