SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’N-NİKAH

<< 1828 >>

باب: لا يطرق أهله ليلا إذا أطال الغيبة، مخافة أن يخونهم أو يلتمس عثراتهم.

120. ERKEK AİLESİNDEN UZUN SÜRE AYRI KALDIĞI TAKDİRDE ONLARIN HAİNLİK ETTİKLERİNİ DÜŞÜNDÜĞÜ YAHUT KUSURLARINI ARAŞTIRDlĞI ENDİŞESİNİ UYANDIRMAMASI İÇİN AİLESİNİN YANINA GECELEYİN ANSIZIN GİRMESİN

 

حدثنا أدم: حدثنا شعبة: حدثنا محارب بن دثار قال: سمعت جابر بن عبد الله رضي الله عنهما قال:

 كان النبي صلى الله عليه وسلم يكره أن يأتي أهله طروقا.

 

[-5243-] Cabir İbn Abdullah r.a.'dan, dedi ki: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, erkeğin hanımına geceleyin baskın yaparcasına (evine) girmesini hoş görmezdL"

 

 

حدثنا محمد بن مقاتل: أخبرنا عبد الله: أخبرنا عاصم بن سليمان، عن الشعبي: أنه سمع جابر بن عبد الله يقول:

 قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (إذا أطال أحدكم الغيبة فلا يطرق أهله ليلا).

 

[-5244-] Şa'bi'den rivayete göre o Cabir İbn Abdullah r.a.'ı şöyle derken dinlemiştir: "Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

 

Siz'den biriniz evinden uzun süre ayrılmış ise ailesinin yanına geceleyin ansızın girmesin."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Erkeğin, hanımına geceleyin baskın yaparcasına (evine) girmesini mekruh görürdü." Enes yoluyla gelen hadiste "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem geceleyin ansızın evine hanımlarının yanına girmezdi. Onlara sabahleyin ya da öğleden sonra giderdi" denilmektedir. Bu hadisi de Müslim rivayet etmiştir.

 

Dilbilginleri şöyle der: Turuuk; geceleyin yolculuktan ya da bir başka yerden habersizce gelmek demektir.

 

Asım'ın, eş-Şa'bi'den, onun Cabir'den diye gelen rivayet yolundaki: "Sizden herhangi bir kimse uzun bir süre evinden ayrı kalmışsa hanımının yanına geceleyin ansızın girmesin" ifadesinde "uzunca ayrılık" kaydı, nehyin illetinin ancak bu durumda var olabileceğine işaret etmektedir. Hüküm varlık ve yokluk bakımından illetiyle beraber sözkonusu olur. Dolayısıyla -mesela- ihtiyacını karşılamak için gündüzün çıkıp geceleyin dönen bir kimse hakkında uzunca bir süre ayrılan kimse için sözkonusu olan sakıncalar bulunmamaktadır. Çünkü uzunca ayrılığın ertesinde ansızın baskın yaparcasına girmekten yana kişi kendisini güvenlik içerisinde hisseder. Böyle bir durumda, (uzunca ayrıldıktan sonra ansızın giren bir kimse) çoğunlukla hoşuna gitmeyecek şeylerle karşılaşabilir. Hanımını kadından istenen şekilde temizlenmek, süslenmek gibi hususlarda hazırlıksız bulur, bu ise ikisi arasında nefret ve uzaklaşmaya sebep olur. Nitekim buna, bundan sonraki başlıkta gelecek olan hadiste şu buyruğu ile işaret etmiş bulunmaktadır: "Ta ki uzun süreden beri kocası ayrılmış olan kadın etek traşı olsun, saçı başı birbirine karışmış olan kadın da taransın."

 

 

Hadisten Çıkan Sonuçlar

 

1- Kadının temiz olmayan bir durumda olması halinde onunla mübaşerette bulunmak mekruhtur. Böylelikle erkek, hanımının ondan uzaklaşmasına sebep teşkil edecek herhangi bir halini görmemiş olur. Aksi takdirde hanımını hoşlanılmayan bir halde bulabilir. Şeriat. ise kusurların örtülmesini teşvik etmiştir. Nebi efendimiz de buna: "Onları hainlikle itham edercesine, kusurlarını bulmak istercesine ... " sözleriyle işaret etmiş bulunmaktadır. Buna göre ailesine ne zaman varacağını ve -mesela- şu şu vakitte ulaşacağını söyleyen bir kimse, bu nehyin kapsamına girmez.

 

2- Karşılıklı sevgi, özellikle eşler arasında muhabbet teşvik edilmiştir. Çünkü şeriat, eşlerin her birisinin adeten örtülmesi, saklanması gereken her birinin haline diğerinin muttali olmamasına dikkat etmiştir. Onların hallerine bir kusuru çoğunlukla diğerine gizli saklı kalmamakla birlikte bu böyledir. Buna rağmen şeriat kişinin nefret etmesine sebep olacak şeyleri görmemesi için kocanın, geceleyin evine ansızın dönüp girmesini yasaklamıştır. O halde eşlerin dışındakilerin bu hususa riayet etmeleri öncelikle söz konusudur.

 

3- Kadının etek traşı yapması ve buna benzer süslenmesi kabilinden olan işleri yapması, hilkatin değiştirilmesine dair nehyin kapsamına girmez.

 

4- Müslüman hakkında kötü zan beslemeyi gerektiren işleri yapmayı terk etmek, teşvik edilmektedir.