SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’N-NİKAH

<< 1814 >>

باب: حق أجابة الوليمة والدعوة، ومن أولم سبعة أيام ونحوه.

71- DÜĞÜN YEMEĞİ DAVETİNE VE DAVETE İCABET HAKKI

 

ولم يوقت النبي صلى الله عليه وسلم يوما ولا يومين.

Yedi gün ve buna yakın bir süre düğün yemeği veren kimse ve Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in bir gün ya da iki gün gibi bir süre tayin etmemiş olduğu

 

حدثنا عبد الله بن يوسف: أخبرنا مالك، عن نافع، عن عبد الله ابن عمر رضي الله عنهما:

 أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال: (إذا دعي أحدكم إلى وليمة فليأتها).

 

[-5173-] Abdullah İbn Ömer r.a.'dan rivayete göre Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

 

"Sizden bir kimse düğün yemeğine davet edilecek olursa, ona gitsin. "

 

Bu Hadis 5179 numara ile gelecektir inşaallah

 

 

حدثنا مسدد: حدثنا يحيى، عن سفيان قال: حدثني منصور، عن أبي وائل، عن أبي موسى عن النبي صلى الله عليه وسلم قال:

 (فكوا العاني، وأجيبوا الداعي، وعودوا المريض).

 

[-5174-] Ebu Musa r.a.'dan rivayete göre Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

 

"Esiri çözün, davetçinin davetine icabet edin, hastanın ziyaretine gidin."

 

 

حدثنا الحسن بن الربيع: حدثنا أبو الأحوص، عن الأشعث، عن معاوية بن سويد: قال البراء بن عازب رضي الله عنهما:

 أمرنا النبي صلى الله عليه وسلم بسبع ونهانا عن سبع: أمرنا بعيادة المريض، واتباع الجنازة، وتشميت العاطس، وإبرار القسم ونصر المظلوم، وإفشاء السلام، وإجابة الداعي، ونهانا عن خواتم الذهب، وعن أنية الفضة، وعن المياثر، والقسية، والإستبرق، والديباج.

تابعه أبو عوانة، والشيباني، عن أشعث: في إفشاء السلام.

 

[-5175-] Muaviye İbn Suveyd'den, el-Sera İbn Azib r.a. dedi ki: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bize yedi şeyi emir buyurdu, yedi şeyden de nehyetti:

 

Size hastayı ziyaret etmeyi, cenazenin arkasından gitmeyi, aksırıp elhamdulillah diyene yerhamukellah demeyi, yemin edenin yemininde durmasını sağlamak için ona yardımcı olmayı, mazluma yardım etmeyi, selamlaşmayı yaygınlaştırmayı, davetçiye icabet etmeyi emir buyurdu. Yine bize altın yüzükleri (takınmayı), gümüş kapları (kullanmayı), eğerlerin üzerine oturulan kısımlarının ipekle kaplanmasını, kasiyye, istebrak ve dibac (diye anılan ipeklileri kullanmayı) bize yasakladı. "

 

 

حدثنا قتيبة بن سعيد: حدثنا عبد العزيز بن أبي حازم، عن أبي حازم، عن سهل بن سعد قال:

 دعا أبو أسيد الساعدي رسول الله صلى الله عليه وسلم في عرسه، وكانت امرأته يومئذ خادمهم، وهي العروس، قال سهل: تدرون ماسقت رسول الله صلى الله عليه وسلم؟ أنقعت له تمرات من الليل، فلما أكل سقته إياه.

 

[-5176-] Sehl İbn Sa'd'dan, dedi ki: "Ebu Useyd es-Saidi düğününde Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i davet etti. O gün onlara hizmet eden de, gelin de onun hanımı idi. Sehl dedi ki:

 

Gelinin Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e ne ikram ettiğini biliyor musunuz? (Gelin) geceden birkaç hurma ıslatmıştı. Rasulullah yedikten sonra o ıslattığı hurmaların suyunu ona içirdi. "

 

Bu Hadis 5182,5183,5591,5597,6685 numara ile gelecektir

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Düğün yemeğine ve davete icabet hakkı." el-Muhkem müellifi der ki: Velime, düğün ve evlilik dolayısıyla verilen yemeğin adıdır. Düğün ya da başka bir maksatla ziyafet olarak verilen her yemeğin adı olduğu da söylenmiştir.

 

İyad, el-Meşarik adlı eserinde şöyle demektedir: Velime nikah dolayısıyla verilen yemektir. Evlendirme dolayısıyla verilen yemek olduğu söylendiği gibi, özelolarak sadece düğün yemeği olduğu da söylenmiştir. Şafii ve mezhebine mensup ilim adamları şöyle demektedir: Velime; nikah, sünnet ve buna benzer sevinçli her bir olay dolayısıyla verilen her ziyafete davet için kullanılır. Ancak mutlak olarak kullanılması halinde nikah dolayısıyla verilen yemek için daha meşhurdur. Başka amaçla verildiği takdirde kayıtlı olarak zikredilir ve sünnet velimesi ve buna benzer şeyler söylenir.

 

İbn Abdiiben, sonra Iyad, daha sonra Nevevi de düğün velimesi davetine icabetin vacib olduğu üzerinde ittifak bulunduğunu nakletmiş iseler de, bu ittifak iddiası su götürür. Evet, ilim adamlarının meşhur görüşü, vacib olduğudur. Şafiilerin ve Hanbelilerin cumhuru ise açık bir şekilde farz-ı ayn olduğunu ifade etmişler, Malik de bunu böylece belirtmiştir. Kimi Şafii ve Hanbeliler ise bu davete icabetin müstehab olduğunu söylemişlerdir. el-lahmi, Malikilerden bunun mezhebi n mutemed görüşü olduğunu zikretmektedir. el-Hidaye sahibinin ifadeleri sünnet olduğunu açıkça ifade etmekle birlikte vacip olmasını gerektirmektedir. O, bu sözleriyle sünnetten delil ile vacib olduğunu kastetmek istemiş gibidir. Onların (Hanefilerin) bu husustaki kaidelerinden anlaşıldığı üzere farz olmadığını söylemek istemiştir.

 

İbn Dakiki'l-'ld de Şerhu'l-İlmam adlı eserinde daveti n umumi olması halinde hükmün böyle olacağını, ancak herkese özelolarak davette bulunulduğu takdirde davete icabetin muayyen olarak sözkonusu olacağını nakletmiş bulunmaktadır. Davetin vacip oluşunun şartı ise davet edenin mükellef, hür ve reşid olması, ayrıca fakirleri dışarıda tutarak özellikle zenginleri davet etmemesi ve davet edenin de -sahih görüşe göre- Müslüman olması, ondan önce bir başkasının davette bulunmaması gerekir. Daha önce kimin daveti ulaşmış ise o davete icabet gerekir, sonrakine değiL. Her iki davetçi birlikte gelecek olurlarsa akrabalık bağı daha yakın olan, komşu olarak daha yakın olana -daha sahih kabul edilen görüşe göre- takdim edilir. Eğer eşit olurlarsa kura çeker.

 

Ayrıca davet mahallinde hazır olan kimseyi rahatsız edecek münker ve daha başka bir hususun da olmaması, gitmemekte de bir mazeretinin bulunmaması gerekir. el-Maverdi, mazeret için cemaati terk etmeye ruhsat teşkil edecek hususları ölçü olarak tespit etmiştir.

Bütün bunlar düğün yemeği ile ilgilidir. Düğün sözkonusu olmadan yapılan davet/ere dair açıklamalar ise bundan iki başlık sonra gelecektir.

 

باب: من ترك الدعوة فقد عصى الله ورسوله.

72. DAVETİ TERK EDEN BİR KİMSE ALLAH'A VE RASULÜNE İSYAN ETMİŞ OLUR

 

حدثنا عبد الله بن يوسف: أخبرنا مالك، عن أبي شهاب، عن الأعرج، عن أبي هريرة رضي الله عنه أنه كان يقول:

 شر الطعام طعام الوليمة، يدعى لها الأغنياء ويترك الفقراء، ومن ترك الدعوة فقد عصى الله تعالى ورسوله صلى الله عليه وسلم.

 

[-5177-] Ebu Hureyre r.a.'dan rivayete göre, o şöyle derdi:

 

"En şerli yemek zenginlerin davet edilip, fakir/erin terk edildiği velime yemeğidir. Daveti (icabeti) terk eden bir kimse Allah'a ve Rasulüne isyan etmiş olur."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

İbn Battal dedi ki: Eğer davet eden, zenginlerle fakirleri birbirinden ayırarak her bir gruba ayrıca yemek yedirecek olursa bunda bir sakınca yoktur. İbn Ömer de bunu yapmıştır.

"Daveti" yani davete icabeti "terk eden bir kimse ... " Sözü geçen İbn Ömer yoluyla gelen rivayette: "Kim davet edilir de icabet etmezse ... " şeklindedir.

 

"Allah'a ve Rasulüne isyan etmiş olur." Bu, davete icabetin vacip oluşuna bir delildir. Çünkü isyan kelimesi ancak vacibin terki hakkında kullanılır.

 

باب: من أجاب إلى كراع.

73. SIĞIR VE DAVAR AYAĞI YEMEĞİNE İCABET EDEN

 

دثنا عبدان، عن أبي حمزة، عن الأعمش، عن أبي حازم، عن أبي هريرة، عن النبي صلى الله عليه وسلم قال:

 (لو دعيت إلى كراع لأجبت، ولو أهدي إلي كراع لقبلت)

 

[-5178-] Ebu Hureyre r.a.'den rivayete göre Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

 

"Sığır ve koyun ayağı yemeğine davet olunsam, elbette icabet ederim. Bana sığır veya koyun bacağı hediye edilse elbette kabul ederim."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Sığır veya koyun ayağı yemeğine davete icabet eden."  Ayak (kura') ön ve arka bacakların ayaktan başlayan ince kısmına denilir.

 

Koyun ve ine k türünden olanların bu bölümüne kura', at ve deve türününkine ise el-vazıf denilir.

 

"Bana bir sığır veya koyun ayağı hediye edilecek olursa kabul ederim."

Cumhur burada "kura'" ile kastedilenin koyun ayağı olduğu kanaatindedir.

Hadis-i şerifte Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in ahlakının güzelliğine, alçak gönüllülüğüne, insanların kalplerini kırmadığına, hediyenin kabul edileceğine, kişiyi evine davet eden kimsenin davetine -davet edenin kendisini oldukça az bir şeye davet etmiş olduğunu bilse bile- icabet edileceğine delil bulunmaktadır.

 

el-Mühelleb dedi ki: Yemeğe davet etmeye iten tek sebep, samimi bir sevgi, davet edenin davet ettiği kimsenin yemek yemesine sevinmesi, beraber yemek suretiyle sevgilerinin artması ve bu yolla onunla hukukunun pekişmesidir. Bundan dolayı Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem basit bir yemek için davet olunsa dahi davete icabette bulunmaya teşvik etmiştir.

 

Hadiste ayrıca ilişkileri gözetmeyi, karşılıklı birbirlerini sevmeyi ve birbiriyle kaynaşmayı, az ya da çok olsun davete icabet etmeyi ve aynı şekilde az ya da çok olsun hediyenin kabul edilmesini teşvik etmektedir.