SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’N-NİKAH

<< 1813 >>

باب: الوليمة الحق.

67. VELİME (DÜĞÜN ZİYAFETİ) BİR HAKTIR

 

وقال عبد الرحمن بن عوف: قال لي النبي صلى الله عليه وسلم: (أولم ولو بشاة).

Abdurrahman İbn Avf da: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bana: Bir koyun ile dahi olsa düğün ziyafeti ver diye buyurdu" demiştir

 

حدثنا يحيى بن بكير قال: حدثني الليث، عن عقيل، عن ابن شهاب قال: أخبرني أنس بن مالك رضي الله عنه:

 أنه كان ابن عشر سنين، مقدم رسول الله صلى الله عليه وسلم المدينة، فكان أمهاتي يواظبنني على خدمة النبي صلى الله عليه وسلم فخدمته عشر سنين، وتوفي النبي صلى الله عليه وسلم وأنا ابن عشرين سنة، فكنت أعلم الناس بشأن الحجاب حين أنزل، وكان أول ما أنزل في مبتنى رسول الله صلى الله عليه وسلم بزينب بنت جحش: أصبح النبي صلى الله عليه وسلم بها عروسا، فدعا القوم فأصابوا من طعام، ثم خرجوا وبقي رهط منهم عند النبي صلى الله عليه وسلم، فأطالوا المكث، فقام النبي صلى الله عليه وسلم فخرج، وخرجت معه لكي يخرجوا، فمشى النبي صلى الله عليه وسلم ومشيت، حتى جاء عتبة حجرة عائشة، ثم ظن أنهم خرجوا فرجع ورجعت معه، حتى إذا دخل على زينب فإذا هم جلوس لم يقوموا، فرجع النبي صلى الله عليه وسلم ورجعت معه، حتى إذا بلغ عتبة حجرة عائشة وظن أنهم خرجوا فرجع ورجعت معه فإذا هم قد خرجوا، فضرب النبي صلى الله عليه وسلم بيني وبينه بالسر، وأنزل الحجاب.

 

[-5166-] İbn Şihab'dan, dedi ki: "Enes İbn Malik r.a.'ın bana haber verdiğine göre Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in Medine'ye geldiği esnada o, on yaşında idi. (O dedi ki):

 

Annelerim beni Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in hizmetinde bulunmaya çokça teşvik ederlerdi. On yıl süreyle ona hizmette bulundum. Ben yirmi yaşında iken Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem vefat etti. Bundan dolayı hicabın indirilişi hususunu insanlar arasında en iyi bilen kişi ben idim. Hicabın ilk nazil oluşu Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in Cahş kızı Zeyneb ile zifafa girişi sırasında olmuştu.

 

Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem onunla zifafa girip, sabahleyin damat olarak Müslümanları ziyafete davet etti, onlar da yemekten yiyeceklerini yediler. Daha sonra da çıkıp gittiler. Geriye onlardan birkaç kişi Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanında kaldı. Kalışıarını uzattıkça uzattılar. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem kalkıp dışarı çıktı. Ben de onlar da çıkıp gitsinler diye onunla beraber dışarı çıktım. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem yürüdü, ben yürüdüm. Nihayet Aişe'nin odasının eşiğine kadar geldi. Daha sonra onların çıkıp gittiklerini zannettiğinden geri döndü. Ben de onunla beraber geri döndüm. Nihayet Zeyneb'in yanına girdiğinde hala oturmakta olduklarını, kalkmadıklarını gördük. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bunun üzerine geri döndü, ben de onunla beraber geri döndüm. Nihayet Aişe'nin odasının eşiğine varıp, çıkıp gittiklerini anlayınca geri döndü. Ben de onunla birlikte geri döndüm. Çıkmış olduklarını gördük. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem benimle kendisi arasına perdeyi indirdi ve hicab (emri) nazil oldu."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Velime (düğün ziyafeti) bir haktır."   Bu başlık Taberanı'nin zikrettiği bir hadisin lafzıdır. Sözkonusu bu hadisi Vahşi İbn Harb rivayet edip Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e şöylece ref' etmiş bulunmaktadır: "Velime bir haktır. İkincisi bir maruftur, üçüncüsü ise bir övünmedir." Müslim'de ez-Zühri yoluyla el-A'rec'den, o Said İbn el-Müseyyeb'den, o Ebu Hureyre'den şöyle dediğini rivayet etmektedir: "En kötü yemek, zenginin davet olunduğu, yoksulun çağınlmadığı velime yemeğidir. O, bir haktır."

 

Ebu'ş-Şeyh ve el-Evsat'ta Taberfmi, Mücahid'den, o Ebu Hureyre'den Nebie merfu olarak şöyle dediği rivayet edilmektedir: "Velime bir haktır ve sünnettir. Kim ona davet olunup da icabet etmezse, asi olur."

 

İbn Battal dedi ki: "Veli me bir haktır" sözü, bir batıl değildir, demektir. Aksine velime vermek mendubdur, o bir sünnettir, bir fazilettir. Bir hak oluşundan kasıt, vacib olduğu anlamına gelmez. Daha sonra şunları söylemektedir: Onun vacib olduğunu söyleyen kimse olduğunu bilmiyorum. O böyle demiş ama kendi mezhebinde Kurtubi'nin naklettiği vacib oluşuna dair bir rivayetin bulunduğunu da hatırlamamıştır. Ayrıca Kurtubi: Mezhebin meşhur olan görüşü velimenin mendub olduğu şeklindedir demektetir. İbnu't-Tin de, Ahmed'den böylece nakletmiş olmakla birlikte el-Muğni'deki ifadeye göre velime sünnettir. Hatta bu hususta ilim ehli arasında görüş ayrılığının bulunmadığını ifade ederek İbn Battal'a uygun kanaat belirtmiş ve şunları eklemiştir: Bazı Şafil alimleri bunun vacib olduğunu söylemiştir. Çünkü Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Abdurrahman İbn Avf'a velime vermesini emir buyurmuştur. Ayrıca velime davetini kabul edip icabet etmek de vacibdir. Dolayısıyla velime vermek de vacibtir.

 

Selef velimenin vakti hususunda ihtilaf etmişlerdir. Velimenin vakti akdin yapıldığı zaman mıdır, akdin hemen akabinde midir, zifafa girildiği sırada mıdır, zifaftan sonra mıdır yoksa akdin yapılışından itibaren başlayıp zifafın sona ermesine kadar devam eder mi? Değişik görüşleri vardır. Nevevi der ki: Bu hususta ihtilaf etmişlerdir. Iyad'ın naklettiği rivayet edoğrultusunda Malikilere göre en sahih olan zifafa girişten sonra müstehab oluşudur. Bir topluluktan da velimenin akid esnasında verilmesinin müstehap olduğunu nakletmiştir.

 

İbnu's-Sübki'nin zikrettiğine göre babası da şöyle demiştir: Ben bizim mez. hep alimlerimizin sözleri arasında vakit tayinine dair bir görüş görmedim. Ayrıca o el-Beğavi'nin: Nikahta, akit vaktinde, zifafta, öncesinde ve sonrasında def çalmak şeklindeki sözlerinden hareketle, velimenin akdin yapıldığı zamandan itibaren vaktinin geniş olduğu neticesini çıkarmış ve şöyle demiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in fiill uygulaması ile ilgili olarak nakledilen, velimenin zifafa girişten sonra verildiğidir. O bu sözleriyle Cahş kızı Zeyneb ile ilgili olaya işaret eder gibidir. Beyhaki de bu hadisin bulunduğu bölümde "velimenin vakti" diye başlık açmıştır.

 

İbnu's-Sübkl'nin Şafil mezhebi alimleri arasında bu konuda bir şey söylemediğine dair açıklamasına el-Maverdi'nin, velimenin zifafa giriş esnasında verileceğine dair açık ifadelerinin bulunduğu belirtilerek itiraz edilmiştir.

 

باب: الوليمة ولو بشاة.

68. BİR KOYUN İLE DAHİ OLSA VELİME (DÜĞÜN ZAYAFETİ) VERMEK

 

حدثنا علي: حدثنا سفيان قال: حدثني حميد: أنه سمع أنسا رضي الله عنه قال:

 سأل النبي صلى الله عليه وسلم عبد الرحمن بن عوف، وتزوج امرأة من الأنصار: (كم أصدقتها). قال: وزن نواة من ذهب.

وعن حميد: سمعت أنسا قال: لما قدموا المدينة، نزل المهاجرون على الأنصار، فنزل عبد الرحمن بن عوف على سعد بن الربيع، فقال: أقاسمك مالي، وأنزل لك عن إحدى امرأتي، قال: بارك الله لك في أهلك مالك، فخرج إلى السوق فباع واشترى فأصاب شيئا من أقط وسمن، فتزوج، فقال النبي صلى الله عليه وسلم: (أولم ولو بشاة).

 

[-5167-] Enes radıyalliıhu anh'dan dedi ki: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Abdurrahman İbn Avf'a -ki ensardan bir kadın ile evlenmişti-: Ona ne kadar mehir verdin? diye sordu. O: Bir çekirdek ağırlığı altın diye cevap vermişti."

 

Humeyd'den, dedi ki: Ben Enes'i şöyle derken dinledim: "Muhacirler Medine'ye varınca ensara misafir oldular. Abdurrahman İbn Avf da, Sa'd İbn er-Rabi'in misafiri oldu.

 

Sa'd, Abdurrahman'a: Seninle malımı yarı yarıya böıüşeyim. Senin için de hanımlarımdan birini boşayayım, dedi. Abdurrahman: Allah senin aileni de, malını da mübarek kılsın deyip pazara çıktı. Alışveriş yaptı ve bir miktar keş ve yağ kar etti.

 

Sonra evlendi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: Bir koyun ile dahi olsa velime ver, diye buyurdu."

 

 

حدثنا سليمان بن حرب: حدثنا حماد، عن ثابت، عن أنس قال:

 ما أولم النبي صلى الله عليه وسلم على شيء من نسائه كما أولم على زينب، أولم بشاة.

 

[-5168-] Enes r.a.'den, dedi ki: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in, Zeyneb ile evliliği dolayısıyla verdiği velimeyi hanımlarından hiçbirisi dolayısıyla vermiş değildir. Onunla evliliği dolayısıyla bir koyun ile düğün yemeği vermişti."

 

 

حدثنا مسدد: عن عبد الوارث، عن شعيب، عن أنس:

 أن رسول الله صلى الله عليه وسلم أعتق صفية وتزوجها وجعل عتقها صداقها، وأولم عليها بحيس.

 

[-5169-] Enes'ten, dedi ki: "Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Safiye'yi kölelikten azad etti ve onunla evlendi. Ona hürriyetini vermesini mehri yaptı. Onunla evlenmesi dolayısıyla da hays ikram ederek velime verdi. "

 

5163 no'lu hadiste Enes (r.a), Haysın yapılışı için kullanılan malzemeyi belirtmiş bulunuyor.

 

 

حدثنا مالك بن إسماعيل: حدثنا زهير، عن بيان قال: سمعت أنسا يقول:

 بنى النبي صلى الله عليه وسلم بامرأة، فأرسلني فدعوت رجالا إلى الطعام.

 

[-5170-] Beyan'dan, dedi ki: Enes'i şöyle derken dinledim:

 

"Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir hanımı ile zifafa girdi. Beni gönderdi, ben de bazı adamları yemeğe davet ettim."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Bir koyun ile dahi olsa velime (düğün yemeği) vermek."  İleride konunun araştırılmasında görüleceği gibi bu, varlıklı olan kimseler içindir.

 

Hadisteki "bir çekirdek" sözünden kastın ne olduğu hususunda görüş ayrılığı vardır. Bununla bir hurma çekirdeği kastedildiği söylenmiştir. Nitekim keçi boynuzu çekirdeği de tartı olarak kullanılır. O güri için bunun kıymeti beş dirhem idi. O gün için değerinin çeyrek dinar olduğu da söylenmiştir. Buradaki "bir altın çekirdek" lafzının gümüş olarak beş dirhem değerinden ibaret olduğu da söylenmiştir. el-Hattabı bunu kat'i bir ifade olarak belirtmiş, el-Ezherı de bunu tercih etmiş, Iyad da bunu ilim adamlarının birçoğundan nakletmiş bulunmaktadır.

 

İkinci rivayetin sonlarındaki: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: Bir koyun ile dahi olsa düğün yemeği ver, diye buyurdu" ibaresinden anlaşıldığına göre, gücü yeten için verilecek olan ziyafetin çok kişiye yetecek kadar olması istenmektedir.

 

İyad dedi ki: Düğün yemeğinin azami miktarının bir sınırı yoktur. Asgari miktarı ise böyledir ve mümkün olan ne ise o da yeterlidir. Müstehab olan, düğün yemeğinin kocanın durumuna göre verileceğidir. Varlıklı kimse için bir koyun ve daha fazlasından kalayına geleni ile ikram yapılır.

 

Hadis-i şerifte SaId İbn er-Rebi'in sözü edilen hususları dile getirerek kardeşini kendisine tercih etmesi, üstün bir menkıbedir. Aynı şekilde Abdurrahman İbn Avf'ın da haya ve insaf ile kaçınılması gereken bir hususu -muhtaç olmakla birlikte- istemeyişi ve iffetli davranması da onun için bir menkıbe özelliğini taşır.

 

 

Hadisten Çıkarılan Diğer Sonuçlar

 

1- Kardeşlik ve zenginin, fakiri hanımlarından birisini onun için boşamak suretiyle dahi olsa, kendisine güzel bir şekilde tercih etmesi müstehabdır.

 

2- Böyle bir tercihte bulunan kimsenin bu teklifinin kabul edilmemesi müstehabdır. Çünkü adeten bu gibi hallerin yapılabilmesi çoğunlukla bir kısım zorlukları gerektirir. Eğer böyle bir teklifin yerine getirilmesinde zorluk olmadığı kat'i olarak anlaşılırsa caizdir ..

 

3- Güzel bir maksatla böyle bir teklifi kabul etmeyen kimseye Allah onun yerine ondan hayırlısını verir.

 

4- Kazanç yollarına başvurmak müstehabdır. Bir kimsenin kendi kişiliği ile bağdaşan birtakım alışverişierde bulunmasında eksik ve kusur sözkonusu değildir.

 

5- Kişiyi zelil düşürme ihtimali bulunan bağış ve benzeri şeyleri kabul etmek mekruhtur. Ticaret ya da bir zenaat icra ederek kişinin kendi el emeğinden geçinmesi, hibe ve benzeri şeylerle geçinmekten, ahlakın nezihliği açısından daha uygundur.

 

6- Evlenene dua etmek müstehabdır. İmamın ve yaşı ve mevkii itibariyle büyük olan bir kimsenin arkadaşlarına ve kendisine uyanlara durumlarını sorması, özellikle de onlarda alışılmadık bir hal gördüğü vakit buna özen göstermesi yerindedir.

 

7 - Aynı şekilde damadın üzerinde koku ve buna benzer düğün etkileri bulunduğu halde dışarı çıkması da caizdir.

 

باب: من أولم على بعض نسائه أكثر من بعض.

69. HANIMLARINDAN BİRİSİ İÇİN VERDİĞİ DÜĞÜN YEMEĞİNDEN DAHA FAZLASINI BİR DİĞERİ İÇİN VEREN KİMSE

 

حدثنا مسدد: حدثنا حماد بن زيد، عن ثابت قال: ذكر تزويج زينب بنت جحش عند أنس فقال: ما رأيت النبي صلى الله عليه وسلم أولم على أحد نسائه ما أولم عليها، أولم بشاة.

 

[-5171-] Sabit'ten, dedi ki: "Enes'in huzurunda Cahş kızı Zeyneb'in evIendirilmesi sözkonusu edilince, dedi ki:

 

Ben Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in onun için verdiği düğün ziyafeti gibi hanımIarından herhangi birisi için verdiğini görmedim. Onun için bir koyun ile ziyafet vermiştL"

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"HanımIarından birisi için verdiği düğün ziyafetinden daha fazIasını bir diğeri için veren kimse."

 

Bu başlık altında Enes'in Cahş kızı Zeyneb ile evIenmesi doIayısıyIa bir koyun ile düğün ziyafeti vermiş oIduğuna dair hadisini zikretmektedir. Bu hadiste anIatıIanIar doIayısıyla başlıkla arasındaki uygunIuk gayet açıktır. İbn Battal şu hususa işaret etmiştir: Böyle bir fazlalık, hanımlardan birisini diğerine üstün tutmak maksadı ile yapıImamıştır. Aksine o sırada mevcut imkanlara göre böyle olmuştur. Eğer onIarın her birisi ile evIendiği sırada bir koyun bulmuş oIsaydl, hiç şüphesiz onu da ziyafet oIarak verirdi. Çünkü o, insanIarın en cömerdi idi ama dünya işIerinde hoşa gidecek şeyIerIe alakalı hususlarda mübaIağa etmezdi. Başkası, onun bu davranışı, caiz oIuşunu beyan etmek için yapmış olabileceğini de söylemiştir.

el-Kermanı dedi ki: Zeyneb için verdiği velimenin diğer hanımIarınınkine göre daha üstün oluşundaki sebebin, şanı yüce AlIah'ın Zeyneb'i onunIa vahiy yoIuyIa evIendirmesi nimetine şükretmek için oIma ihtimali de vardır.

 

Derim ki: Enes'in Zeyneb için verdiği düğün yemeğinden daha fazIasınl başkası için vermemiş olduğunu söylemesi, bu hususta onun sahip olduğu bilgiye göredir ya da onun düğününde meydana gelmiş olan berekete dayanarak böyle söylemiş olabilir. Çünkü bir tek koyun ile ziyafete gelen bütün Müslümanlar doyuncaya kadar ekmek ve et yediler; ama göründüğü kadarıyla Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Kaza umresinde el-Haris kızı Meymune ile evlenip Mekke halkından da düğün ziyafetine gelmelerini istediği halde, bu teklifi kabul etmediklerinde koyundan daha fazlası ile düğün ziyafeti vermiş olmalıdır. Çünkü o sırada maddi imkanları bakımından bir genişlik sözkonusu olmuştu. Zira bu, Hayber'in fethinden sonra gerçekleşmişti. Yüce Allah da Mekke'nin fethinden itibaren Müslümanlara maddi imkanlar bakımından bir genişlik vermişti.

 

باب: من أولم بأقل من شاة.

70. BİR KOYUNDAN DAHA AZI İLE VELİME VEREN KİMSE

 

حدثنا محمد بن يوسف: حدثنا سفيان، عن منصور بن صفية، عن أمه صفية بنت شيبة قالت:

 أولم النبي صلى الله عليه وسلم على بعض نسائه بمدين من شعير.

 

[-5172-] Mansur İbn Safiyye'den, o annesi Şeybe kızı Safiyye'den şöyle dediğini nakletmektedir:

 

"Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem,hanımlarından birisi için iki mud arpa ile düğün ziyafeti vermişti."