SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’N-NİKAH

<< 1810 >>

EK SAYFA – 1810-3

باب: من أحب البناء قبل الغزو.

58. GAZAYA ÇiKMADAN ÖNCE ZİFAFA GİRMEK İSTEYEN KİMSE

 

حدثنا محمد بن العلاء: حدثنا عبد الله بن مبارك، عن معمر، عن همام، عن أبي هريرة رضي الله عنه، عن النبي صلى الله عليه وسلم قال:

 (غزا نبي من الأنبياء، فقال لقومه: لا يتبعني رجل ملك بضع امرأة، وهو يريد أن يبني بها، و لم يبن بها).

 

[-5157-] Ebu Hureyre r.a.'dan rivayete göre Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

 

"Nebilerden birisi gazaya çıktı. Kavmine şöyle dedi:

 

Bir kadın ile evlenmiş bulunup da henüz daha onunla zifafa girmemiş olduğu halde onunla zifafa girmek isteyen hiçbir kimse, benim arkamdan gelmesin."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Gazadan önce zifafa girmek isteyen kimse."  Zihnin i toparlayabilmesi için cihad esnasında kendisi ile zifafa girmemiş olduğu zevcesiyle zifafa girmek isteyen kimse, demektir.

 

İbnu'l-Müneyyir der ki: İffetini korumak ancak hacdan sonra sağlam bir hale gelir, kanaati ile haccı evlenmekten öne geçirmek şeklindeki avam kanaatinin reddedilmesi gerektiği, bu hadisten de anlaşılmaktadır.

 

باب: من بنى بامرأة، وهي بنت تسع سنين.

59. DOKUZ YAŞINDAKİ HANIMI İLE ZİFAF'A GİREN

 

حدثنا قبيصة بن عقبة: حدثنا سفيان، عن هشام بن عروة، عن عروة:

 تزوج النبي صلى الله عليه وسلم عائشة وهي ابنة ست سنين، وبنى بها وهي ابنة تسع، ومكثت عنده تسعا.

 

[-5158-] Urve'den rivayete göre "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Aişe ile altı yaşında iken evlenmiş ve dokuz yaşında iken onunla zifafa girmiş, onunla beraber de dokuz yıl kalmıştır."

 

باب: البناء في السفر.

60. YOLCULUKTA ZİFAFA GİRME

 

حدثنا محمد بن سلام: أخبرنا إسماعيل بن جعفر، عن حميد، عن أنس قال:

 أقام النبي صلى الله عليه وسلم بين خيبر والمدينة ثلاثا، يبنى عليه بصفية بنت حيي، فدعوت المسلمين إلى وليمته، فما كان فيها من خبز ولا لحم، أمر بالأنطاع فألقي فيها من التمر والأقط والسمن، فكانت وليمته، فقال المسلمون: إحدى أمهات المؤمنين، أو مما ملكت يمينه، فقالوا: إن حجبها فهي من أمهات المؤمنين، وإن لم يحجبها فهي مما ملكت يمينه، فلما ارتحل وطى لها خلفه، ومد الحجاب بينها و بين الناس.

 

[-5159-] Enes r.a.'den, dedi ki: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hayber ile Medine arasında üç gün süre ile ikamet etti. Bu süre zarfında Huyey kızı Safiye ile evlendi. Ben Müslümanları onun düğün yemeğine davet ettim. Ziyafette ekmek ve etten başka bir şey yoktu. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem sofraların yayılmasını emretti. Oraya hurma, keş ve yağ konulmuştu. Bu, onun düğün yemeği olmuştu.

 

Müslümanlar, Safiye mu'minlerin annelerinden birisi midir, yoksa onun sağ elinin malik olduklarından (cariyelerinden) birisi midir diye (kendi aralarında) konuştular.

Bir kısmı şöyle dedi: Eğer onu hicabın arkasına alırsa o, mu'minlerin annelerinden birisi demektir. Eğer onu hicabın arkasına almazsa sağ elinin malik olduklarından birisi olacaktır.

 

Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem yolculuğa koyulmak üzere hareket edince, bineğinin arkasını onun için hazırladı ve onun ile sair insanlar arasına da hicabı gerdi."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Yolculukta" kadın ile "zifafa girme."  Bu başlık altında Enes R.A.'ın Huyey kızı Safiye kıssası ile ilgili olarak rivayet ettiği hadisi zikretmektedir. Hadis daha önce nikah bölümünün baş taraflarında(5085.hadis) geçmiş bulunmaktadır.

 

"Üç gün kaldı ve Safiye ile evlendi." Hadiste dul kadın, yanında (evlilikten hemen sonra) kalma süresi ile ilgili sünnetin sadece ikamet haline has olmadığına ve başka hanım ı olan koca ile kayıtlı bulunmadığına işaret vardır.

 

Yine hadisten, eğer herhangi bir maksadın elden kaçma ihtimali yoksa, özel meşguliyet dolayısıyla kamu işlerinin geciktirilmesinin caiz olduğu, bu süre içerisinde düğün yemeği ve ilan edilmesi suretiyle nikah sünnetinin yerine getirilmesi gibi işlerle uğraşılabileceği anlaşılmaktadır.

 

باب: البناء بالنهار بغير مركب ولا نيران.

61. DüCiüN ALAYI OLMAKSIZIN, ATEŞ YAKMAKSIZIN GÜNDÜZÜN ZİFAFA GİRMEK

 

حدثنا فروة بن أبي المغراء: حدثنا علي بن مسهر، عن هشام،

عن أبيه، عن عائشة رضي الله عنها قالت:

 تزوجني النبي صلى الله عليه وسلم، فأتتني أمي فأدخلتني الدار، فلم يرعني إلا رسول الله صلى الله عليه وسلم ضحى.

 

[-5160-] Aişe r.anha'dan, dedi ki: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem benimle evlendi. Annem yanıma geldi ve beni alıp eve getirdi. Aniden Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in kuşluk vakti yanıma geldiğini gördüm."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Düğün alayı olmaksızın ve ateş yakmaksızın gündüzün zifafa girmek."

Bu hususta çeşitli rivayet yollarıyla Aişe R.A.a'ın Nebiin kendisi ile evlenmesine dair hadisini zikretmiş bulunmaktadır.

 

"Gündüzün" sözü ile zevce ile zifafa girmenin geceye has olmadığına "düğün alay i olmaksızın ve ateş yakmaksızın" sözleri ile de Said İbn Mansur'un -ve onun rivayet yoluyla Kitabu'n-Nikah'ta Ebu'ş-Şeyh'in- Urve İbn Ruveym yoluyla naklettiği şu rivayete işaret etmiş bulunmaktadır: "Ömer R.A.'ın Hıms Valiliği'ni yapan Abdullah İbn Kuraz es-Sumali'nin yanından, beraberindekiler tarafından önünde ateş yakılmış bir gelin geçiyordu. Elindeki küçük kamçı ile onlara gelinlerinin etrafından dağılıneaya kadar vurdu. Daha sonra bir hutbe vererek şöyle dedi: "Sizin düğün alayınızdakiler ateş yaktılar ve kafirlere benzemeye çalıştılar. Allah ise onların nurunu söndürendir."

 

باب: الأنماط ونحوها للنساء.

62. KADıNLARIN ETRAFI SAÇAKLI YAYGILAR VE BENZERi ŞEYLER (EDiNMELERi)

 

حدثنا قتيبة بن سعيد: حدثنا سفيان، حدثنا محمد بن المنكدر، عن جابر بن عبد الله رضي الله عنهما قال:

 قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (هل اتخذتم أنماطا). قلت: يا رسول الله وأنى لنا أنماط؟ قال: (أنها ستكون).

 

[-5161-] Cabir İbn Abdullah r.a.'dan dedi ki: "RasuluIlah Sallallahu Aleyhi ve Sellem: Etrafı saçaklı döşekler, yaygılar edindiniz mi, diye sordu. Ben:

 

Ey Allah'ın Rasulü, nereden etrafı saçaklı döşeklerimiz, yaygllarımlZ olsun ki, diye cevap verdim .. O:

 

Bunlar olacaktır, diye buyurdu."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Kadınların etrafı saçaklı yaygılar ve benzeri (şeyler edinmeleri)." Cibinlikler, perdeler, döşekler ve bu kabilden olan her şey.

 

Buradaki "el-enmat" namat (yaygı, döşek ve bu gibi)ın çoğuludur. Bunları edinmenin caiz olmasıyla ilgili istidlal şekline dair açıklama, daha önceden geçmiş bulunmaktadır. Muhtemelen musannıf, Müslim'in zikrettiği, Aişe'nin şöyle dediğine dair zikrettiği hadise işaret etmiştir: "Rasuluilah bir gazaya çıkmıştı. Ben de saçaklı bir yaygı edinip, onu kapının üzerine gerdim. Geri döndüğünde bu saçaklı yaygıyı (perdeyi) gerdim. Ondan hoşlanmadığını yüzünden anladım. Onu hızlıca çekip parçaladı ve şöyle buyurdu: Allah bizlere taşları ve sıvaları örtmemizi emir buyurmadı. (Ravi) dedi ki: (Aişe dedi ki:) Ondan iki tane yastık biçtim. Benim bu yaptığımı da ayıplamadı."

 

Bu hadisten anlaşıldığına göre bizatihi saçaklı yaygılar edinmek mekruh değildir. Onların ne için kullanıldığı ile (kerahet) alakalı olabilir.

 

ileride duvarların perde ile örtülmesine dair açıklamalar "vellme (düğün ziyafeti)" ile ilgili bahislerde "bir münker gördüğü vakit geri döner mi" başlığı altında (5181.hadiste) gelecektir.