SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’T-TEFSİR

<< 1758 >>

EK SAYFA – 1758-6

BELED SURESİ

وقال مجاهد: {وأنت حل بهذا البلد} /2/: مكة، ليس عليك ما على الناس فيه من الإثم. {ووالد} آدم {وما ولد} /3/. {لبدا} /6/: كثيرا. و{النجدين} /10/: الخير والشر. {مسغبة} /14/: مجاعة. {متربة} /16/: الساقط في التراب، يقال: {فلا اقتحم العقبة} /11/: فلم يقتحم العقبة في الدنيا، ثم فسر العقبة فقال: {وما أدراك ما العقبة. فك رقبة. أو إطعام في يوم ذي مسغبة} /12 - 14/.

Mücahid şöyle demiştir: وأنت حل بهذا البلد ve ente hillun bihaze'l-beled(Beled 2) [ayetinde geçen beled lafzı ile] Mekke'kastedilmiştir. [Bu ayetle Hz. Nebi'e şu mesaj verilmiştir:] Burada başkalarına günah olan şeyler sana günah değildir. ووالد ve valid (Beled 3) [ifadesindeki valid / baba ile] "Hz. Adem" kastedilmiştir. Lubeda (Beled 6) "çok" نجدين necdeyn (Beled 10) "hayır ve şer " مسغبة mesğabe (Beled 14) "açlık" متربة metrabe (Beled 16) "topraşa düşen" anlamına gelir. فلا اقتحم العقبة Felaktehame'l-akabe(Beled 11) "dünyadaki engeli aşamadı" anlamına gelir. Alla Teala daha sonra dünyadaki yokuşu şu şekilde açıkladı: "Sarp yokuş, bilir misin nedir? Sarp yokuş; bir köleyi, bir esiri hürriyetine kavuşturmaktır. Kıtlık zamanında yemek yedirmektir."(Beled 12-14)

 

AÇiKLAMA :

 

Firyabı, İbn Ebı Nüceyh kanalıyla Mücahid'in şöyle söylediğini senedi olarak nakletmiştir: "Bu belde de sen, yaptıklarından dolayı sorumlu tutulmazsm. Burada diğer insanlara günah olan şeyler sana günah değildir."

 

Hakim, Mansur kanalıyla Mücahid'den bu rivayeti nakletmiştir. Söz konusu rivayette şu ziyade yer almaktadır: İbn Abbas da şöyle demiştir: "Allah Teala bu beldede dilediğini yapmanı sana helal kıldı."

 

İbn Merduye, İkrime kanalıyla İbn Abbas'ın şöyle söylediğini nakletmiştir:

 

"Bu beldede savaşmak sana helal kılındı." Buna göre ayetin sıgası şimdiki zamanı göstermekle birlikte, manası gelecek zamana aittir. Olaym gerçekleşmesi kesin olduğu için bu şekilde şimdiki zaman sıgası ile gelecek zaman ifade edilmiştir. Çünkü bu sure Mekkı bir suredir. Mekke'nin fethi ise hicretten sekiz yıl sonra gerçekleşmiştir.

 

İmam Buharı bu surenin tefsirinde merru bir hadise yer vermedi. Ancak Bera'dan nakledilen şu hadis bu surenin tefsirine girmektedir: Bir bedevı gelip;

 

- Ey Allah'ın elçisi! Beni cennete girdirecek bir ameli bana öğret! dedi. Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem de:

 

- 'Sözü kısa tutmak istemiş olsan bile, meseleyi olduğu gibi ortaya koydun.

Ya bir canı özgürlüğüne kavuşturur, ya da bir köleyi azdd edersin,' buyurdu. Adam:

 

- İkisi de aynı şey değil mi? diye sordu. Allah ResLılü Sallallahu Aleyhi ve Sellem:

 

- 'Hayır. "Bir canı özgürlüğe kavuşturmak/ıtk-ı neseme" bir köleyi tek başına

azot ettiğin zaman olur. "Bir köleyi azod etmek ise/fekkü rakabe" onun özgürlüğüne kavuşması için katkıda bulunmanla olur'

 

Bu rivayeti Ahmed İbn Hanbel ile İbn Merduye tahriç etmiştir. İbn Hıbban da bu rivayetin sahih olduğunu söylemiştir.