SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’T-TEFSİR

<< 1750 >>

TALAK SURESİ

وقال مجاهد: {إن ارتبتم} /4/: إن لم تعلموا: أتحيض أم لا تحيض، فاللائي قعدن عن المحيض واللائي لم يحضن بعد: فعدتهن ثلاثة أشهر. {وبال أمرها} /9/: جزاء أمرها.

Mücahid şöyle demiştir: إن ارتبتم  İn irtebtum(Talak 4) "hayız olup olmayacaklarını bilmiyorsanız" anlamına gelir. Hayızdan kesilmiş veya henüz hayız görmemiş kadınların iddeti üç aydır. وبال أمرها vebale emriha(Talak 9) "yaptıklarının karşılığı" anlamına gelir.           '

 

 

1. BAB

 

حدثنا يحيى بن بكير: حدثنا الليث قال: حدثني عقيل، عن ابن شهاب قال: أخبرني سالم: أن عبد الله بن عمر رضي الله عنهما أخبره:

 أنه طلق امرأته وهي حائض، فذكر عمر لرسول الله صلى الله عليه وسلم، فتغيظ فيه رسول الله صلى الله عليه ثم قال: (ليراجعها، ثم يمسكها حتى تطهر، ثم تحيض فتطهر، فإن بدا له أن يطلقها فليطلقها طاهرا قبل أن يمسها، فتلك العدة كما أمره الله).

 

[-4908-] İbn Şihab'dan rivayet edildiğine göre, o şöyle demiştir: Bana Salim'in haber verdiğine göre,

 

Abdullah İbn Ömer kendisine hayız halinde olan hanımını boşadığını, Hz. Ömer'in durumu Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e anlattığını, Allah Resulü'nün bu olaydan dolayı çok kızıp onun için:

 

"Tekrar eşine dönsün! Hayız hali bitip tekrar hayız olup hayızdan çıkıncaya kadar onu eş olarak tutsun. Sonra kendisinde boşama düşüncesi oluşursa, eşiyle birlikte olmadan hayızdan çıkmış bir halde iken onu boşasm. Bu, iddettir. Nitekim Allah Tea/a bunu emretmiştir, " buyurduğunu bildirmiştir.

 

Hadisin geçtiği diğer yerler: 5251, 5252

 

 

باب: {وأولات الأحمال أجلهن أن يضعن حملهن ومن يتق الله يجعل له من أمره يسرا} /4/.

2 . "HAMİLE OLANLARIN BEKLEME SÜRESİ İSE, YÜKLERİNİ BIRAKMALARI (DOĞUM YAPMALARI)DIR. KİM ALLAH'TAN KORKARSA, ALLAH ONA İŞİNDE BİR KOLAYLIK VERİR, "(Talak 4) AYETİNİN TEFSİRİ

 

وأولات الأحمال: واحدها: ذات حمل.

أولات الأحمال Ulatu'l-ahmal ifadesinin tekili ذات حمل zatu hamlin şeklinde gelir.

 

:حدثنا سعد بن حفص: حدثنا شيبان، عن يحيى قال: أخبرني أبو سلمة قال:

 جاء رجل إلى ابن عباس، وأبو هريرة جالس عنده، فقال: أفتني في امرأة ولدت بعد زوجها بأربعين ليلة؟ فقال ابن عباس: آخر الأجلين، قلت أنا: {وأولات الأحمال أجلهن أن يضعن حملهن}. قال أبو هريرة: أنا مع ابن أخي، يعني أبا سلمة، فأرسل ابن عباس غلامه كريبا إلى أم سلمة يسألها، فقالت: قتل زوج سبيعة الأسلمية وهي حبلى، فوضعت بعد موته بأربعين ليلة، فخطبت، فأنكحها رسول الله صلى الله عليه وسلم، وكان أبو السنابل فيمن خطبها.

 

[-4909-] Ebu Seleme'nin şöyle söylediği rivayet edilmiştir: Ebu Hureyre yanında oturuyorken bir adam İbn Abbas'a gelip "kocası öldükten kırk gün sonra doğum yapan kadının [beklemesi gereken iddet] hakkında bana fetva ver" dedi. İbn Abbas da

 

"O, iki iddetten süresinin sonunu bekler," şeklinde cevap verdi. Ebu Seleme ise şöyle demiştir: Ben, "Hamile olanların bekleme süresi ise, yüklerini bırakmaları (doğum yapmaları)dır," ayetini okudum.

 

Ebu Hureyre Ebu Seleme'yi kastederek şöyle demiştir: Yeğenim ile birlikteyim. Derken İbn Abbas kölesi Kureyb'i soru sormak üzere Ümmü Seleme'ye gönderdi. O da şöyle cevap verdi:

 

Eslem kabilesinden SUbey'a'nın eşi öldürülmüştü. O esnada SUbey'a hamile idi, kocasının ölümünden kırk gün sonra doğum yaptı. Sonra onu istemeye başladılar. En sonunda Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem onu kendisine nikahladı. Ebu's-Senabil de onu isteyenler arasında idi.

 

Hadisin geçtiği yer: 5318.

 

 

وقال سليمان بن حرب وأبو النعمان: حدثنا حماد بن زيد، عن أيوب، عن محمد قال:

 كنت في حلقة فيها عبد الرحمن بن أبي ليلى، وكان أصحابه يعظمونه، فذكر آخر الأجلين، فحدثت بحديث سبيعة بنت الحارث عن عبد الله بن عتبة، قال فضمز لي بعض أصحابه، قال محمد: ففطنت له، فقلت: إني إذا لجريء إن كذبت على عبد الله بن عتبة وهو في ناحية الكوفة، فاستحيا وقال: لكن عمه لم يقل ذاك. فلقيت أبا عطية مالك بن عامر فسألته، فذهب يحدثني حديث سبيعة، فقلت: هل سمعت عن عبد الله فيها شيئا؟ فقال: كنا عند عبد الله، فقال: أتجعلون عليها التغليظ، ولا تجعلون عليها الرخصة؟ لنزلت سورة النساء القصرى بعد الطولى: {وأولات الأحمال أجلهن أن يضعن حملهن}.

 

[-4910-] Muhammed [İbn Sirinl'den rivayet edildiğine göre, o şöyle demiştir:

 

Abdurrahman İbn Ebi Leyla'nın da bulunduğu bir ilim meclisinde idim. Onun etrafındaki insanlar kendisine son derece saygı gösteriyoriardı. [Mecliste kocası ölen kadının iddetini tartışıyorlardı.] Bu esnada onun etrafındakiler kendisine görüşlerini söylediler. O da iki iddet süresinin sonuna kadar beklenmesini gerektiğini ifade etti. Ben de SUbey'a İbnu'I-Haris hadisini Abdullah İbn Utbe'den tahdis etmeye başladım. Bunun üzerine etrafındaki insanlardan biri dudaklarını ısırarak bana susmamı işaret etti. Onun bu görüşü inkar ettiğini fark ettim ve "Kufe'nin bir bucağında bulunan Abdullah İbn Utbe'ye yalan söz nispet ettiğim takdirde ben, gerçekten sınırı aşmış kimseyim," dedim. Bana işaret eden adam utandı. Bunun üzerine İbn Ebi Leyla şöyle dedi:

 

Fakat onun amcası böyle bir şey demedi. Ebu Atiyye Malik İbn Amir ile karşılaştım ve bu meseleyi ona sordum. O da Subey'a hadisini nakletmeye başladı. Bunun üzerine ona; "Bu konuda Abdullah [İbn Mes'udl'dan bir rivayet işittin mi?" diye sordum. Biz Abdullah [İbn Mes'udl'un yanında idik. O şöyle söyledi:

 

"Siz kadınlar için ruhsatı bırakıp ağır olan hükmü mü kabul ediyorsunuz? Allah'a yemin ederim ki, kadınlar hakkındaki kısa suref[alak Suresi uzun olan sureden/Bakara Suresinden daha sonra inmiştir. [Bu surede Allah Teala şöyle buyurmuştur:] Hamile olanlann bekleme süresi ise, yüklerini bırakmalan (doğum yapmalan)dır." (Talak 4)

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

أولات الأحمال Ulatu'l-ahmal ifadesinin tekili ........zatu hamlin şeklinde gelir. Bu yorum Ebu Ubeyde'ye aittir.

 

İddeti dolmadan önce doğum yapan kadın dört ay on gün iddet bekler.

 

İddet süresi sona erdiği halde doğum yapmayan kadın çocuğunu doğuruncaya kadar bekler. İbn Abbas'ın bu görüşünü Muhammed İbn Abdirrahman İbn Ebi Leyla da benimsemiştir. Bu görüş, Sahn6.n'dan da nakledilmiştir.

 

İsmaili rivayetinde şöyle geçmektedir: "İbn Abbas'a 'Kocası vefat ettikten yirmi gün sonra doğum yapan kadının evlenip evlenemeyeceği' meselesi soruldu. O da şu cevabı verdi: Hayır, iki iddet süresinin sonu dolmadan evlenemez. Ebu Seleme şöyle demiştir: "Allah Teala 'Hamile o/an/ann bekleme süresi ise, yük/erini bırakma/an (doğum yapma/an)dır. '(Talak 4) buyuruyor" dedim. Bunun uzerine o şöyle dedi: Bu ayet, Talak suresindedir.

 

Bu rivayetin akışı bab başlığının gayesine daha uygundur. Ancak İmam Buhari adeti gereği kapalı olanı açık olana tercih eder.

 

Taberi ve İbn Ebi Hatim çeşitli yollarla Ubey İbn Ka'b'ın Hz. Nebi'e; "Hamile o/an/ann bekleme süresi ise, yük/erini bırakma/an (doğum yapma/an)dır, "(Talak 4) ayeti üç talak ile boşanan kadınlar hakkında mı, eşi vefat eden kadınlar hakkında mı geçerlidir? diye sorduğunu, Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in de:

 

- "Bu ayetteki hüküm, hem üç ta/ak ile boşanan, hem de eşi uefat eden kadın/ar hakkındadır," buyurarak cevap verdiğini nakletmiştir.

 

Bu merf6.' hadisin senedierinin tamamı eleştirilse de, birçok senetle nakledilmiş olması bir aslının bulunduğunu göstermektedir. Yukarıda zikredilen SUbey'a kıssası da bunu desteklemektedir.

 

Hadiste geçen "K6.fe'nin bir bucağında bulunan Abdullah İbn Utbe'ye yalan söz nispet ettiğim takdirde ben, gerçekten sınırı aşmış kimseyim," ifadesi bu olay yaşandığı zaman Abdullah İbn Utbe'nin hayatta olduğunu gösterir.

 

Abdullah İbn Utbe'nin amcası, Abdullah İbn Mes'6.d'dur. İbn Mes'6.d'dan•• nakledilen meşhur görüşe göre o, İbn Ebi Leyla'nın naklettiği görüşün tersini söylemiştir. Muhtemelen o bu görüşü dile getirmiş, sonra bundan vazgeçmiş ya da kendisinden nakilde bulunan kimse hata etmiştir.

 

Ebu Nuaym, Haris İbn Umeyr ve Eyyub kanalıyla Ebu Atiyye'nin şöyle söylediğini nakletmiştir: O, bu görüşünü İbn Mes'o.d'un yanında dile getirdi. Bunun• üzerine İbn Mes'ud: "Siz, dört ay on günlük iddetini tamamlayan, ancak doğum yapmayan bir kadının iddetinin dolduğunu mu düşünüyorsunuz?" diye sordu. Oradakiler "Hayır" diye cevap verince de şöyle dedi: "O halde siz kadınlar için ağır olan hükmü kabul ediyorsunuz."

 

Kadınlar hakkındaki kısa surerralak Suresi uzun olan sureden/Bakara Suresinden daha sonra inmiştir. Burada surelerin tamamı zikredilip bir bölümü kastediimiştir. Şöyle ki; Bakara Suresi ile "Sizden ölenlerin geride bıraktıkları eşleri, kendi başlarına (evlenmeden) dört ay on gün beklerler,"(Bakara 234) ayeti; Talak Suresi ile "Hamile olanların bekleme süresi ise, yüklerini bırakmaları (doğum yapma/arı) dır, "(Talak 4) ayeti kastedilmiştir. İbn Mes'o.d bu sözüyle şunu hedeflemiştir: Eğer bu ayetler arasında bir nesh varsa, sonra inen ayetin nasih olması lazımdır. Ancak kesin olan şu ki, burada nesh yoktur. Umo.m ifade taşıyan Bakara Suresi'ndeki ayet, Talak Suresi'ndeki ayet ile tahsis edilmiştir.

 

Ebu Davı1d ve İbn Ebi Hatim Mesruk'un şöyle söylediğini nakletmişlerdir:

 

"İbn Mes'o.d'a, Hz. Ali'nin kadının iki iddet süresinin sonuna kadar beklemesi gerektiğine dair görüşü ulaştı. Bunun üzerine o: "Kadınlar hakkındaki kısa suredeki ayetin Bakara Suresi'ndeki ayetten daha sonra indiği konusunda herkes ile mülaaneye hazırım" dedi ve şu ayeti okudu: "Hamile o/an/arın bekleme süresi ise, yüklerini bırakma/arı (doğum yapma/arı)dır."(Talak 4) Böylece Hz. Ali'nin "kadınlar hakkındaki kısa sure" ile neyi kastettiği anlaşılmıştır.

 

Bu rivayete göre, Talak Suresi'nden bu şekilde bahsetmek caizdir.