KAMER SURESİ
قال مجاهد:
{مستمر} /2/: ذاهب.
{مزدجر} /4/: متناه.
{وازدجر} /9/:
فاستطير
جنونا. {دسر} /13/:
أضلاع
السفينة. {لمن
كان كفر} /14/:
يقول: كفر له
جزاء من الله.
{محتضر} /28/: يحضرون
الماء.
Mücahid şöyle demiştir: مستمر Müstemir, (Kamer 2) "geçici," مزدجر
müzdecer, (Kamer 4) "önleyecek," وازدجر ve'z-ducir,(Kamer 9) "aklı başından alınmış," دسر dusur, "geminin
kaburgası" anlamına gelir. : لمن كان
كفر Limen kane kufir,(Kamer
14) "İnkar edilene Allah'tan bir ödülolarak" manasındadır. محتضر
Muhtadar,(Kamer 28) onların suya gelmesini ifade eder.
وقال ابن
جبير: {مهطعين} /8/:
النسلان:
الخبب السراع.
İbn Cübeyr şöyle demiştir: مهطعين Muhti'in [kelimesinin masdarı] "koşarak gelmek" demek
olup buna خبب habeb de denir.
وقال غيره:
{فتعاطى} /29/:
فعاطها بيده
فعقرها.
{المحتظر} /31/: كحظار
من الشجر
محترق. {ازدجر} /9/:
افتعل من
زجرت. {كفر} /14/:
فعلنا به وبهم
ما فعلنا جزاء
لما صنع بنوح
وأصحابه.
{مستقر} /3/: عذاب
حق. يقال:
الأشر المرح والتجبر.
Başka bir müfessir ise şöyle demiştir: فتعاطى
Feteata, "kılıcı eline alıp deveyi kesti" anlamına gelir. المحتظر
keheşimi'I-muhtazir,(Kamer 31) [ifadesinde geçen heşım lafzı] ağıleının
topladığı yanmış ağaçlardan oluşan parçalara denir. ازدجر
Uzducir, zecertu fiilinin ifti'al babına sokulmuş halidir كفر Kufir, [ifadesinin geçtiği ayet şu anlama gelir]: Hz. Nuh'a ve
ona iman edenlere bir ödülolarak, onun için yaptıklarımızı ve onların başlarına
getirdiklerimizi yaptık. مستقر Mustekir,(Kamer 38) "gerçek azab" anlamındadır. أشر Eşer,(Kamer 26)
"şımarık ve küstah" manasını ifade eder.
AÇIKLAMA: İbnu'l-Münzir ve "el-Garib" adlı eserinde
İbrahim el-Harbi, Husayn ve Mücahid kanalıyla İbn Abbas'ın şöyle dediğini
rivayet etmiştir: " ........Elvah 'geminin tahtaları,' ........dusur ise
gemiyi bir arada tutan 'her türlü bağ' demektir." Yine İbnu'l-Münzirve
İbrahim el-Harbi, Ali İbn Ebi Talha kanalıyla İbn Abbas'ın "........dusur
kelimesi, 'çiviler' anlamına gelir," dediğini nakletmiştir. Ebu Ubeyde
kelimenin anlamının bu olduğunu kesin bir dille ifade etmiştir.
İbnu'l-Münzir, Ali İbn Ebi Talha kanalıyla İbn Abbas'ın
"......muhti'in 'bakarlar' anlamına gelir," dediğini nakletmiştir.
Ebu Ubeyde ise ".....muhti' 'hızlı hareket eden' anlamına gelir,"
demiştir.
.........Mustekır, 'gerçek azab' anlamına
gelir," yorumu Fena'ya aittir. Abd İbn Humeyd Katade'nin
............azabun mustekirr (Kamer 38) ayetinin anlamı hakkında şöyle dediğini
nakletmiştir: "Bu azap onları Cehenneme götürür." İbn Ebi Hatim,
Mücahid'in .........ve kullu emrin mustekirr ayeti hakkında "Her şeyin
kıyamet günü karar kılacağını söylediğini," ıbn Cüreyc'in ise bu ayeti
"Her işin ulaşacağı yeri vardır," şeklinde izah ettiğini
nakletmiştir.
"..........Eşer, (Kamer 26) 'şımarık ve küstah' anlamına
gelir," yorumu Ebu Ubeyde'ye aittir. Bu kelimenin geçtiği ayette bulunan
"yarın" kelimesi ile "kıyamet günü" kastedilmiştir.
باب: {وانشق
القمر. وإن
يروا آية
يعرضوا} /1، 2/.
1. "AY YARILDI; ONLAR BiR DELiL GÖRÜNCE HALA YÜZ
ÇEViRiRLER" (Kamer 1-2) AYETiNiN TEFSİRi
حدثنا مسدد:
حدثنا يحيى،
عن شعبة، وسفيان،
عن الأعمش، عن
إبراهيم، عن
أبي معمر، عن
ابن مسعود قال:
انشق
القمر على عهد
رسول الله صلى
الله عليه وسلم
فرقتين: فرقة
فوق الجبل،
وفرقة دونه،
فقال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم:
(اشهدوا).
[-4864-] İbn Mes'ud r.a.'ın şöyle söylediği rivayet edilmiştir:
Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem döneminde ay, bir parçası
dağın üst kısmında, bir parçası da onun alt tarafında olmak üzere ikiye
ayrıldı. Bunun üzerine Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem
"Şahid olun!" dedi.
حدثنا علي بن
عبد الله:
حدثنا سفيان:
أخبرنا ابن
أبي نجيح، عن
مجاهد، عن أبي
معمر، عن عبد
الله قال:
انشق
القمر ونحن مع
النبي صلى
الله عليه
وسلم، فصار
فرقتين، فقال
لنا: (اشهدوا
اشهدوا).
[-4865-] Abdullah İbn Mes'ud'un şöyle söylediği rivayet edilmiştir:
Biz Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile beraber iken ay yarıldı
ve iki parçaya ayrıldı. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bize;
"Şahit olun! Şahit olun!" dedi.
حدثنا يحيى
بن بكير قال:
حدثني بكر، عن
جعفر، عن عراك
بن مالك، عن
عبيد الله بن
عبد الله بن عتبة
بن مسعود، عن
ابن عباس رضي
الله عنهما
قال: انشق
القمر في زمان
النبي صلى
الله عليه
وسلم.
[-4866-] İbn Abbas'ın şöyle söylediği rivayet edilmiştir:
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem zamanında ay yarıldı.
حدثنا عبد
الله بن محمد:
حدثنا يونس بن
محمد: حدثنا
شيبان، عن
قتادة، عن أنس
رضي الله عنه
قال:
سأل
أهل مكة أن
يريهم آية،
فأراهم
انشقاق القمر.
[-4867-] Enes'in şöyle söylediği rivayet edildi:
Mekkeli müşrikler Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den kendilerine
bir mucize göstermesini istediler, Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem de
onlara ayın yarılmasını gösterdi.
حدثنا مسدد:
حدثنا يحيى،
عن شعبة، عن
قتادة، عن أنس
قال:
انشق
القمر فرقتين.
[-4868-] Enes'in şöyle söylediği rivayet edilmiştir: Ay, ikiye yarıldı.
Bu olay hakkındaki ayrıntılı açıklama
"es-Si'retu'n-Nebeviyye"nin başlarında yapılmıştı.
باب: {تجري
بأعيننا جزاء
لمن كان كفر.
ولقد تركناها
آية فهل من
مدكر} /14، 15/.
2. "İNKAR EDİLMİŞ OLANA (NUH'A) BİR MÜKAFAT OLMAK ÜZERE,
GEMİ GÖZLERİMİZİN ÖNÜNDE AKIP GİDİYORDU. ANDOLSUN Kİ, ONU BİR İBRET OLARAK
BIRAKTIK, İBRET ALAN YOK MUDUR?" (Kamer 14-15) AYETİNİN TEFSİRİ
قال قتادة:
أبقى الله
سفينة نوح حتى
أدركها أوائل
هذه الامة.
Katade şöyle demiştir: Allah Teala Hz. Nuh'un gemisinin yok olmadan
kalmasına izin vermiştir. Hatta bu ümmetin ilk temsilcileri onun enkazına
ulaşmıştır.
حدثنا حفص بن
عمر: حدثنا
شعبة، عن أبي
إسحاق، عن
الأسود، عن
عبد الله قال:
كان
النبي صلى
الله عليه
وسلم يقرأ:
{فهل من مدكر}.
[-4869-] Abdullah İbn Mes'ud'un şöyle söylediği rivayet edilmiştir:
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem [şu ayeti dal harfiyle] فهل من مدكر fehel min muddekir şeklinde okurdu. '
باب: {ولقد
يسرنا القرآن
للذكر فهل من
مدكر} /17، 22، 32، 40/.
"ANDOLSUN BİZ KUR'AN'I ÖĞÜT ALINSIN
DİYE KOLAYLAŞTIRDIK. (ONDAN) ÖĞÜT ALAN YOK MU?"(Kamer 17,22,32,40)
AYETİNİN TEFSİRİ
قال مجاهد:
يسرنا: هونا
قراءته.
Mücahid şöyle demiştir: يسرنا Yessema "okunuşunu kolaylaştırdık" anlamına gelir.
4589 - حدثنا
مسدد، عن
يحيى، عن
شعبة، عن أبي
إسحاق، عن
الأسود، عن عبد
الله رضي الله
عنه، عن النبي
صلى الله عليه
وسلم:
أنه
كان يقرأ: {فهل
من مدكر}.
[-4870-] Abduııah İbn Mes'ud'dan, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in [şu
ayeti] فهل من
مدكر fehel min muddekir şeklinde okuduğu rivayet
edilmiştir.
باب: {أعجاز
نخل منقعر.
فكيف كان
عذابي ونذر} /20، 21/.
"[ÖYLE Kİ İNSANLARI,] KÖKÜ SÖKÜLMÜŞ, İÇİ BOŞ HURMA
KÜTÜKLERİ GİBİ FıRLATIP ATIYORDU. NASILMIŞ BENİM CEZALANDIRMAM VE TEHDİDİM,
GÖRSÜNLER BAKALIM!"(Kamer 20-21) AYETİNİN TEFSİRİ
4590
- حدثنا أبو
نعيم: حدثنا
زهير، عن أبي
إسحاق:
أنه
سمع رجلا سأل
الأسود: {فهل
من مدكر} أو
{مذكر}؟ فقال:
سمعت عبد الله
يقرؤها: {فهل
من مدكر}. قال: وسمعت
النبي صلى
الله عليه
وسلم يقرؤها:
{فهل من مدكر}.
دالا.
[-4871-] Ebu İshak'tan rivayet edildiğine göre, o, bir kişinin el-Esved'e
[şu ayetin] فهل
من مدكر
fehel min muddekir şeklinde mi, yoksa مذكر müzzekir şeklinde mi okunduğunu sorduğunu işitmiştir. el-Esved
de şöyle cevap vermiştir:
Abullah İbn Mes'ud'un bu ayeti. فهل
من مدكر
fehel min muddekir şeklinde okuduğunu işittim. O bu hususta şöyle demişti: Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in bu ayeti د dal harfi ile; فهل من
مدكر fehel min muddekir
şeklinde okuduğunu işittim.
باب: {فكانوا
كهشيم
المحتظر. ولقد
يسرنا القرآن
للذكر فهل من
مدكر} /31، 32/.
3. "HEMEN HAYVAN AĞILINA KONAN KURU OT
GİBİ OLUVERDİLER. ANDOLSUN, BİZ KUR'AN'I, ANLAŞILIP ÖĞÜT ALINMASI İÇİN
KOLAYLAŞTIRDIK. O HALDE DÜŞÜNÜP ÖĞÜT ALAN YOK MU?" (Kamer 31-32) AYETİNiN
TEFSİRİ
حدثنا عبدان:
أخبرنا أبي،
عن شعبة، عن
أبي إسحاق، عن
الأسود، عن
عبد الله رضي
الله عنه، عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم قرأ: {فهل
من مدكر}.
الآية.
[-4872-] Abdullah İbn Mes'ud r.a.'dan rivayet edildiğine göre,
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem [şu ayeti]; فهل
من مدكر
fehel min muddekir şeklinde okumuştur.
باب: {ولقد
صبحهم بكرة
عذاب مستقر.
فذوقوا عذابي
ونذر} إلى: {فهل
من مدكر} /38 40/.
4. "BİR SABAH KENDİLERİNE, YAKALARINI BİR DAHA BIRAKMAYACAK
OLAN BİR AZAP GELİP ÇATTI. İŞTE AZABIMI VE UYARILARIMI TADIN! (DENİLDİ).
ANDOLSUN BİZ KUR'AN'I, ÖĞiÜT ALMAK İÇİN KOLAYLAŞTIRDIK. O HALDE DÜŞÜNÜP İBRET
ALAN YOK MU?"(Kamer 38-40) AYETİNİN TEFSİRİ
حدثنا محمد:
حدثنا غندر:
حدثنا شعبة،
عن أبي إسحاق،
عن الأسود، عن
عبد الله، عن
النبي صلى الله
عليه وسلم قرأ: {فهل
من مدكر}.
[-4873-] Abdullah İbn Mes'ud'dan rivayet edildiğine göre, Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem [şu ayeti]. فهل من
مدكر fehel min muddekir
şeklinde okumuştur.
باب: {ولقد
أهلكنا
أشياعكم فهل
من مدكر} /51/.
"ANDOLSUN BİZ, SİZİN BENZERLERİNİZİ HEP HELAK ETTİK. DÜŞÜNÜP
İBRET ALAN YOK MU?" (Kamer 51) AYETİNİN TEFSİRİ
حدثنا يحيى:
حدثنا وكيع،
عن إسرائيل،
عن أبي إسحاق،
عن الأسود بن
يزيد، عن عبد
الله قال:
قرأت
على النبي صلى
الله عليه
وسلم: {فهل من
مذكر}. فقال
النبي صلى
الله عليه
وسلم: {فهل من
مدكر}.
[-4874-] Abdullah İbn Mes'ud'dan rivayet edildiğine göre, o şöyle demiştir:
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem [şu ayeti] فهل
من مذكر
fe hel min muzzekir şeklinde okudum. Bunun üzerine Allah Resulü Sallallahu
Aleyhi ve Sellem bu ayetin okunuşunun فهل
من مدكر fe hel min muddekir şeklinde olduğunu söyledi.
باب: قوله:
{سيهزم الجمع
ويولون الدبر}
/45/.
5. "O TOPLULUK YAKINDA BOZULACAK VE
ONLAR ARKALARINI DÖNÜP KAÇACAKLAR,"(Kamer 45) AYETİNİN TEFSİRİ
حدثنا محمد
بن عبد الله
بن حوشب:
حدثنا عبد الوهاب:
حدثنا خالد، عن
عكرمة، عن ابن
عباس. وحدثني
محمد: حدثنا
عفان بن مسلم،
عن وهيب:
حدثنا خالد،
عن عكرمة، عن
ابن عباس رضي
الله عنهما:
أن رسول الله
صلى الله عليه
وسلم قال وهو
في قبة يوم
بدر:
(اللهم
إني أنشدك
عهدك ووعدك،
اللهم إن تشأ
لا تعبد بعد
اليوم). فأخذ
أبو بكر بيده
فقال: حسبك يا
رسول الله،
ألححت على
ربك، وهو يثب
في الدرع،
فخرج وهو
يقول: {سيهزم
الجمع ويولون الدبر}.
[-4875-] İbn Abbas'tan rivayet edildiğine göre, Rasulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem Bedir savaşının yapıldığı gün küçük bir çadırda şöyle dua
etmiştir:
"Allahım! Senden va'dini ve sözünü yerine getirmeni
istiyorum. Allahım! Eğer sen dilersen bugünden sonra sana ibadet edilmez ...
" Tam bu sırada Hz. Ebu. Bekir Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in
elini tuttu ve
"Yeter Ey Allah'ın elçisi! Rabbine karşı
ısrarcı oldun ... " dedi. O esnada Hz. Nebi zırhlı şekilde ayakta idi.
Birden
"O topluluk yakında bozulacak ve onlar arkalarını dönüp
kaçacaklar," ayetini okuyarak dışarı çıktı.
باب: {بل
الساعة
موعدهم
والساعة أدهى
وأمر} /46/.
6. "BİLAKİS KIYAMET ONLARA VA'DEDİLEN ASIL SAATTİR VE O
SAAT DAHA BELALI VE DAHA ACIDIR, "(Kamer 46) AYETİNİN TEFSİRİ
يعني من
المرارة.
Ayette geçen أمر emerru kelimesi مرارة merara kökünden türemiştir.
حدثنا
إبراهيم بن
موسى: حدثنا
هشام بن يوسف:
أن ابن جريج أخبرهم
قال: أخبرني
يوسف بن ماهك
قال:
إني
عند عائشة أم
المؤمنين،
قالت: لقد
أنزل على محمد
صلى الله عليه
وسلم بمكة،
وإني لجارية ألعب:
{بل الساعة
موعدهم
والساعة أدهى
وأمرا}.
[-4876-] Yusuf İbn Mahek'in şöyle söylediği rivayet edilmiştir: Mu'minlerin
annesi Hz. Aişe'nin yanında idim. O şöyle söyledi:
Ben oyun oynayan küçük bir kız çocuğu iken
"Bilakis kıyamet onlara vadedilen asıl
saattir ve o saat daha belalı ve daha acıdır,''
ayeti Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e Mekke'de nazil olmuştu ..
Hadisin geçtiği diğer yer: 4993.
حدثني إسحاق:
حدثنا خالد،
عن خالد، عن
عكرمة، عن ابن
عباس: أن
النبي صلى
الله عليه
وسلم قال، وهو
في قبة له يوم
بدر:
(أنشدك
عهدك ووعدك،
اللهم إن شئت
لم تعبد بعد اليوم
أبدا). فأخذ
أبو بكر بيده
وقال: حسبك يا
رسول الله،
فقد ألححت على
ربك، وهو في
الدرع، فخرج
وهو يقول:
{سيهزم الجمع
ويولون الدبر
بل الساعة
موعدهم
والساعة أدهى
وأمر}.
[-4877-] İbn Abbas'tan rivayet edildiğine göre, Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem Bedir Savaşı'nın yapıldığı gün kendisine ait bir çadırda şöyle dua
etmişti:
"Allahım! Senden sözünü ve vadini yerine getirmeni istiyorum.
Allahım! Sen dilersen bu günden sonra asla sana ibadet edilmez ... " Tam
bu sırada Hz. Ebu Bekir onun elinden tuttu ve
"Yeter Ey Allah'ın elçisi! Rabbine karşı
ısrarcı oldun ... " dedi. O esnada Hz. Nebi zırhlı şekilde ayakta idi.
Birden
"O topluluk yakında bozulacak ve onlar arkalarını dönüp
kaçacaklar. Bilakis kıyamet onlara vadedilen asıl saattir ve o saat daha belalı
ve daha acıdır, "(Kamer 45-46) ayetlerini okuyarak dışarı çıktı.
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"Ayette geçen .......emerru kelimesi ........merara
kökünden türemiştir," yorumu Ferra'ya aittir. 0, bu ayet [el-Kamer 54/56]
hakkında şöyle demiştir: "Daha belalı ifadesi kıyametin Bedir Savaşı'ndan
azap bakımından daha büyük olduğunu ifade eder. Daha acıdır ifadesi ise
........merara kökünden türemiştir."