SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’T-TEFSİR

<< 1728 >>

EK SAYFA – 1728-4

SAFFAT SURESİ

وقال مجاهد: {ويقذفون بالغيب من مكان بعيد} /سبأ: 53/: من كل مكان. {ويقذفون من كل جانب} /8/: يرمون. {واصب} /9/: دائم. {لازب} /11/: لازم. {تأتوننا عن اليمين} /28/: يعني الحق، الكفار تقوله للشيطان. {غول} /47/: وجع بطن. {ينزفون} /47/: لا تذهب عقولهم. {قرين} /51/: شيطان. {يهرعون} /70/: كهيئة الهرولة. {يزفون} /94/: النسلان في المشي. {وبين الجنة نسبا} /158/: قال كفار قريش: الملائكة بنات الله، وأمهاتهم بنات سروات الجن. وقال الله تعالى: {ولقد علمت الجنة إنهم لمحضرون} /158/: ستحضر للحساب.

Mücahid şöyle demiştir: ويقذفون بالغيب من مكان بعيد ve yakzifune bi'l-ğaybi min mekanin baİd [ayetinde geçen meka.nfn baıd ifadesi] (Sebe' 53) "her taraftan" anlamına gelir. ويقذفون من كل جانب ve yukzefune min kulli canib [ifadesinde geçen yukzerune kelimesi] (Saffat 8) "atılırlar" demektir . واصب vasib (Saffat 9) kelimesi "sürekli, kesintisiz, devamlı" manasını ifade eder. تأتوننا عن اليمين te'tunena ani'l-yemın [ifadesinde geçen yemın kelimesi ile (Saffat 28) hak kastediimiştir. Kafirler bu sözü şeytana söylerler. غول ğavl (Saffat 47) "karın ağrısı" anlamına gelir. ........... Ve la hum anha] yunzefun (Saffat 47) "akılları başlarından gitmez," demektir. قرين Karin (Saffaf 51) "şeytan" anlamına gelir. يهرعون Yuhraun (Saffat 70) "hızlı hızlı koşuyorlardı," demektir. يزفون Yeziffun (Saffat 94) "hızlı adımlarla yürüyorlar" manasına gelir. وبين الجنة نسبا ve beyne'l-cinneti nesebe (Saffat 158) [ayeti müşrikler hakkındadır.] Kureyşli kafiiler meleklerin Allah'ın kızları olduğunu, annelerinin de cinlerin ileri gelenlerinin kızları olduğunu söylüyorlardı. Allah Teala da şöyle buyurmuştur: Anda/sun, cin/er de kendilerinin hesap yerine götürü/ecek/erini bilir/er.

 

وقال ابن عباس: {لنحن الصافون} /165/: الملائكة. {صراط الجحيم} /23/: {سواء الجحيم} /55/: ووسط الجحيم. {لشوبا} /67/: يخلط طعامهم، ويساط بالحميم. {مدحورا} /الأعراف: 18/: مطرودا. {بيض مكنون} /49/: اللؤلؤ المكنون. {وتركنا عليه في الآخرين} /78، 108، 129/: يذكر بخير. {يستسخرون} /14/: يسخرون. {بعلا} /125/: ربا.

İbn Abbas şöyle demiştir: لنحن الصافون lenahnu's-safrun (Saffat 165) [ifadesi] meleklere aittir. صراط الجحيم Siratı'l-cahim (Saffat 23) ve سواء الجحيم sevai'l cahım (Saffat 55) "Cehennemin ortası" anlamına gelir. لشوبا le şevben kelimesi onlann yemeklerinin kanştınldığını, kaynar su ilekanldığını ifade eder. مدحورا Medhura (A'raf 18) ,"kovulmuş," بيض مكنون beydun meknun (Saffat 49) "saklanmış inci" anlamına gelir . تركنا عليه في الآخرين terekna aleyhi fi'l-ahirin  "hayırla anılmayı" ifade eder.  يستسخرون Yesteshirun (Saffat 14) [mezıd fiil olmasına rağmen sülası mücerred manası taşır ve] "alayederler" anlamına gelir. بعلا Ba'la (Saffaı 125) "rab," .......esbab (Sad 10) "sema" demektir .

 

AÇIKLAMA : Firyabı İbn Ebı Nedh kanalıyla ..............ve yakzifune bi'l-ğaybi min mekan ayeti hakkında Mücahid'in şayle 'söylediğini nakletmiştir: Bu ayet Mekkeli müşriklerin Hz. Nebi'e büyücü, kahin ve şair demelerini ifade eder.

 

Yine Firyabı senediyle birlikte Mücahid'in şöyle söylediğini nakletmiştir: .........Te'tu.nena ani'l-yemln. Kafirler bu sözü şeytana söylerler." Ancak yukarıdaki ziyade bu rivayette yoktur. Bu da göstermektedir ki, söz konusu ziyade musannifin bir açıklamasıdır.

 

Bu ziyade iki şekilde bize naklediimiştir: .......Yaıni cinne şeklinde ifadesini esas alanlar, kendisine söz söylenenlerin şeyfanlar olduğunu kastetmiştir. ......Yaini hakka açıklamasını esas alanlar ise, yemın/sağ sözcüğünü tefsır etmeyi amaçlamışlardır. Buna göre ayetin anlamı şu şekilde olur: Siz bize hak tarafından yaklaşıyordunuz ve hakkı bize yanlış gösteriyordunuz. Katade'nin şu tefsiri de bunu desteklemektedir: İnsanlar cinlere şöyle derler: Siz bize cennet tarafından yaklaşıp bizi cennetten uzaklaştırdınız.

 

بعلا Ba'la "rab" anlamına gelir açıklaması sadece Nesef! rivayetinde vardır.

 

İbn Ebı Hatim'in Ata İbnu's-Saib. ve İkrime kanalıyla naklettiği rivayete göre, İbn Abbas bir ineği süren bir adam görmüş ve "Bu ineğin sahibi/ba'li kim?" diye sormuş. Oradakiler ineğin sahibini çağırmışlar. İbn Abbas ona; "Sen kimlerdensin?" diye sormuş. O da; "Yemen halkındanım," diye cevap vermiş. Bunun üzerine İbn Abbas şöyle demiş: İşte .........eted'une ba'la ayeti onların dilinde inmiştir. Ba'l, rab demektir

 

باب: {وإن يونس لمن المرسلين} /139/.

1. "DOĞRUSU YUNUS DA GÖNDERİLEN NEBİLERDENDİ,"(Saffat 139) AYETİNİN TEFSİRİ

 

حدثنا قتيبة بن سعيد: حدثنا جرير، عن الأعمش، عن أبي وائل، عن عبد الله رضي الله عنه قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم:

 (ما ينبغي لأحد أن يكون خيرا من يونس بن متى).

 

[-4804-] Abdullah [İbn Mes'ud] radiyallahu anh, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:

 

"Hiçbir kul’un Yunus bin Matta'dan daha hayırlı olması gerekmez."

 

 

حدثني إبراهيم بن المنذر: حدثنا محمد بن فليح قال: حدثني أبي، عن هلال بن علي، من بني عامر بن لؤي، عن عطاء بن يسار، عن أبي هريرة رضي الله عنه، عن النبي صلى الله عليه وسلم قال:

 (من قال أنا خير من يونس بن متى فقد كذب)

 

[-4805-] Ebu Hureyre radiyallahu anh'dan Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:

 

"Her kim 'Ben Yunus İbn Matta'dan daha üstünüm,' derse yalan söylemiştir."

 

 

İmam Buhari bu başlık altında İbn Mes'ud'dan nakledilen hadis ile Ebu Hureyre'den rivayet edilen hadisi verdi. Bunun açıklaması "Enbiya Bölümü"nde geçmiştL(Hadis no: 3416 da)