SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’T-TEFSİR

<< 1723 >>

AHZAB SURESİ

باب: قوله: {لا تدخلوا بيوت النبي إلا أن يؤذن لكم إلى طعام غير ناظرين إناه ولكن إذا دعيتم فادخلوا فإذا طعمتم فانتشروا ولا مستأنسين لحديث إن ذلكم كان يؤذي النبي فيستحيي منكم والله لا يستحيي من الحق وإذا سألتموهن متاعا فاسألوهن من وراء حجاب ذلكم أطهر لقلوبكم وقلوبهن وما كان لكم أن تؤذوا رسول الله ولا أن تنكحوا أزواجه من بعده أبدا إن ذلكم كان عند الله عظيما} /53/.

8. "Ey iman edenler! Nebi’in evlerine vaktine bakmaksızın ve yemeğe izin verilmedikçe girmeyin. Fakat çağırıldığınız vakit girin. Yemeği yediğinizde de hemen dağılın. Sohbet etmek için de izinsiz girmeyin. Çünkü bu haliniz peygambere eziyet veriyor, ama o sizden utanıyor. Fakat Allah gerçeği söylemekten utanmaz. Hem O'nun hanımlarına bir ihtiyaç soracağınız vakit de perde arkasından sorun. Böyle yapmanız hem sizin kalbleriniz ve hem de onların kalbleri için daha temizdir. Hem sizin Resulullah'a eziyet etmeye hakkınız yoktur. Ondan sonra hanımlarını da ebediyyen nikah edemezsiniz. Çünkü bu Allah katında çok büyük bir günahtır." (Ahzab 53) AYETİNİN TEFSİRİ

 

يقال: إناه: إدراكه، أنى يأني أناة فهو آن. {لعل الساعة تكون قريبا} /63/: إذا وصفت صفة المؤنث، قلت: قريبة، وإذا جعلته ظرفا وبدلا، ولم ترد الصفة، نزعت الهاء من المؤنث، وكذلك لفظها في الواحد والاثنين والجميع، للذكر والأنثى.

إناه  inah kelimesi "yaklaştırılması" anlamına gelir. [Mazi muzari ve masdarı] ölil أنى يأني أناة ena, ye'ni, enah (ism-i faili ise) ........anin şeklinde gelir. "Ne bilirsin, belki de kıyamet yakındır. "(Ahzaıb 63) [قريبا Karib kelimesini] müennes birine sıfat yapmak istersen, )!karibe dersin. Eğer sıfat değil de, zarf ya da bedel yaparsan, sonundaki müenneslik tasını atarsın. Hem müzekkerler, hem de müennesler için müfred, müzekker ve cem'i bu şekilde gelir.

 

حدثنا مسدد، عن يحيى، عن حميد، عن أنس قال: قال عمر رضي الله عنه:

 قلت: يا رسول الله، يدخل عليك البر والفاجر، فلو أمرت أمهات المؤمنين بالحجاب، فأنزل الله آية الحجاب.

 

[-4790-] Enes'ten Hz. Ömer'in şöyle dediği rivayet edilmiştir:

 

"Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e 'Yanına iyi ve kötü kimseler geliyor. Keşke mu'minlerin annelerine örtünmelerini emretsen ... " dedim. Bunun üzerine hicab ayeti nazil oldu.

 

 

حدثنا محمد بن عبد الله الرقاشي: حدثنا معتمر بن سليمان قال: سمعت أبي يقول: حدثنا أبو مجلز، عن أنس بن مالك رضي الله عنه قال:

 لما تزوج رسول الله صلى الله عليه وسلم زينب بنت جحش دعا القوم فطعموا، ثم جلسوا يتحدثون، وإذا هو كأنه يتهيأ للقيام فلم يقوموا، فلما رأى ذلك قام، فلما قام قام من قام وقعد ثلاثة نفر، فجاء النبي صلى الله عليه وسلم ليدخل فإذا القوم جلوس، ثم إنهم قاموا، فانطلقت فجئت، فأخبرت النبي صلى الله عليه وسلم أنهم قد انطلقوا، فجاء حتى دخل، فذهبت أدخل، فألقى الحجاب بيني وبينه، فأنزل الله: {يا أيها الذين آمنوا لا تدخلوا بيوت النبي}. الآية.

 

[-4791-] Enes İbn Malik'ten rivayet edildiğine göre, o şöyle demiştir:

 

"Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Zeyneb bint Cahş ile evlendiği zaman, insanları [ziyafete] davet etti. İnsanlar gelip yediler, sonra oturup konuştular. Allah Resu.ıü sallallahu aleyhi ve sellem kalkmaya hazırlanır gibi oldu, ama onlar kalkmadılar. Hz. Nebi onların bu halini görünce kendisi kalktı. Onun kalkmasıyla cemaatte kalktı. Ancak üç kişi oturmaya devam etti. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem içeri girmek üzere geldi. Bir de ne görsün, adamlar hala orada oturuyorlar.

 

Sonra adamlar kalktı. Hemen Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanına gittim ve ona insanların gittiğini haber verdim. Bunun üzerine Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem geldi ve içeri girdi. Ben de içeri girmek için gittim. Ancak Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem onunla benim arama perde çekti. Bunun üzerine Allah Teala 'Ey iman edenler! Nebiin evlerine girmeyin! .. ' ayetini indirdi."

 

Hadisin geçtiği diğer yerler: 4792, 4793, 4794, 5154, 5163, 5166, 5167, 5170, 5171, 5466, 238, 6239, 6271, 7421.

 

 

حدثنا سليمان بن حرب: حدثنا حماد بن زيد، عنأيوب، عن أبي قلابة: قال أنس بن مالك:

 أنا أعلم الناس بهذه الآية آية الحجاب، لما أهديت زينب بنت جحش رضي الله عنها إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم كانت معه في البيت، صنع طعاما ودعا القوم، فقعدوا يتحدثون، فجعل النبي صلى الله عليه وسلم يخرج ثم يرجع وهم قعود يتحدثون، فأنزل الله تعالى: {يا أيها الذين آمنوا لا تدخلوا بيوت النبي إلا أن يؤذن لكم إلى طعام غير ناظرين إناه - إلى قوله - من وراء الحجاب}. فضرب الحجاب وقام القوم.

 

[-4792-] Ebu Kılabe, Enes İbn Malik'ten, onun şöyle söylediğini rivayet etmiştir:

 

"Hicab ayetini en iyi ben bilirim. Hz. Zeyneb süslenip Rasulullah'a sallalla.hu aleyhi ve sellem getirildiği vakit, Hz. Nebi'le birlikte evde bulunuyordu. Allah Resulü [onunla evlenirken ziyafet olarak] yemek yaptırıp insanları davet etmişti. İnsanlar, konuşmak için oturup kaldılar. Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem dışarı Çıkıyor, sonra tekrar dönüyordu. Çünkü insanlar oturmuş konuşuyorlardı. Bunun üzerine Allah Teala 'Ey iman edenler! Nebiin evlerine girmeyin! .. ' ayetini indirdi." 

 

 

حدثنا أبو معمر: حدثنا عبد الوارث: حدثنا عبد العزيز بن صهيب، عن أنس رضي الله عنه قال:

 بني على النبي صلى الله عليه وسلم بزينب بنت جحش بخبز ولحم، فأرسلت على الطعام داعيا، فيجيء قوم فيأكلون ويخرجون، ثم يجيء قوم فيأكلون ويخرجون، فدعوت حتى ما أجد أحدا أدعوا، فقلت: يا نبي الله ما أجد أحدا أدعوه، قال: (ارفعوا طعامكم) وبقي ثلاثة رهط يتحدثون في البيت، فخرج النبي صلى الله عليه وسلم فانطلق إلى حجرة عائشة، فقال:

( السلام عليكم أهل البيت ورحمة الله). فقالت: وعليك السلام ورحمة الله، كيف وجدت أهلك، بارك الله لك. فتقرى حجر نسائه كلهن، يقول لهن كما يقول لعائشة، ويقلن له كما قالت عائشة، ثم رجع النبي صلى الله عليه وسلم، فإذا ثلاثة من رهط في البيت يتحدثون، وكان النبي صلى الله عليه وسلم شديد الحياء، فخرج منطلقا نحو حجرة عائشة، فما أدري: آخبرته أو أخبر أن القوم خرجوا، فرجع، حتى إذا وضع رجله في أسفكة الباب داخلة وأخرى خارجة، أرخى الستر بيني وبينه، وأنزلت آية الحجاب.

 

[-4793-] Enes İbn Malik'ten şöyle dediği rivayet edilmiştir:

 

"Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem Zeyneb bint Cahş ile evlendiği zaman, ekmek ve etten oluşan ziyafet sofrası kuruldu. Yemeğe davet etmek üzere haberci olarak ben gönderildim. Bir grup gelip yemek yiyor, sonra gidiyordu. Daha sonra başka bir grup gelip yemek yiyor ve gidiyordu. Bu şekilde davet edecek birini bulamayıncaya kadar herkesi yemeğe çağırdım. Sonra Hz. Nebi'e 'Ey Allah'ın Elçisi! Davet edecek kimseyi bulamıyorum,' dedim. O da 'Sofranızı kaldırın!' dedi. Bu esnada üç kiJ evde kalıp konuşmaya devam etti. Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem çıktı ve Hz. Aişe'nin odasına gitti ve ona 'Allah'm selamı ve rahmeti üzerinize olsun ey hane halkd' diyerek selam verdi. Hz. Aişe de şöyle karşılık verdi: Allah'ın selamı ve rahmeti sizin de üzerinize olsun. [Yeni] eşini nasıl buldun? Allah mübarek etsin.

 

Sonra Allah Resu!ü sallallahu a1eyhi ve selle m diğer bütün hanımlarının odalarını yokladı. Hz. Aişe'ye selam verdiği gibi onlara da selam verdi. Onlar da Hz. Aişe gibi karşılıkta bulundular. Daha sonra Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem döndü. Bir de baktı ki, o üç kişi hala evde konuşmaya devam ediyor.

 

Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem son derece hayalı idi. Hz. Aişe'nin odasına gitmek üzere çıktı. İnsanların gittiğini Hz. Aişe mi haber verdi, yoksa başka biri mi, bilemiyorum. Nihayet RasuluIlah sallallahu aleyhi ve sellem döndü ve bir ayağını eşikten içeri attı. Daha diğer ayağı dışarıda iken benimle kendisi arasına perdeyi indirdi ve hicab ayeti nazil oldu."

 

 

حدثنا إسحق بن منصور: أخبرنا عبد الله بن بكر السهمي: حدثنا حميد، عن أنس رضي الله عنه قال:

 أولم رسول الله صلى الله عليه وسلم حين بنى بزينب بنت جحش، فأشبع الناس خبزا ولحما، ثم خرج إلى حجر أمهات المؤمنين، كما كان يصنع صبيحة بنائه، فيسلم عليهن ويسلمن عليه، ويدعو لهن ويدعون له، فلما رجع إلى بيته رأى رجلين جرى بهما الحديث، فلما رآهما رجع عن بيته، فلما رأى الرجلان نبي الله صلى الله عليه وسلم رجع عن بيته

وثبا مسرعين، فما أدري أنا أخبرته بخروجهما أم أخبر، فرجع حتى دخل البيت، وأرخى الستر بيني وبينه، وأنزلت آية الحجاب.

وقال ابن أبي مريم: أخبرنا يحيى: حدثني حميد: سمع أنسا، عن النبي صلى الله عليه وسلم.

 

[-4794-] Enes r.a.'den şöyle dediği rivayet edilmiştir:

 

"Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Zeyneb bint Cahş ile evlendiği zaman, düğün yemeği vermişti. İnsanları et ve ekmekle doyurmuştu. Daha sonra, zifaf gecesinin sabahında yaptığı gibi, mü mini erin annelerinin odalarına gitti. Onlara selam verip dua etti. Onlar da selamını alıp kendisine dua ettiler. Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem evine döndüğü vakit, iki adamın konuşmaya daldığını fark etti. Onları görünce eve girmekten vazgeçti. O iki adam Hz. Nebi'in evine girmekten vazgeçtiğini görünce hemen kalkıp hızlıca uzaklaştı. Onların girtiğini ben mi haber verdim, yoksa RasuluIlah sallallahu a1eyhi ve sellem başka birinden mi öğrendi, hatırlayamıyorum. Nihayet Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem döndü ve evine girdi. Benimle kendisi arasına örtü indirdi ve hicab ayeti nazil oldu."

 

 

حدثني زكرياء بن يحيى: حدثنا أبو أسامة، عن هشام، عن أبيه، عن عائشة رضي الله عنها قالت:

 خرجت سودة بعد ما ضرب الحجاب لحاجتها، وكانت امرأة جسيمة، لا تخفى على من يعرفها، فرآها عمر بن الخطاب، فقال: ياسودة، أما والله ما تخفين علينا، فانظري كيف تخرجين. قالت: فانكفأت راجعة، ورسول الله صلى الله عليه وسلم في بيتي، وإنه ليتعشى وفي يده عرق، فدخلت، فقالت: يا رسول الله، إني خرجت لبعض حاجتي، فقال لي عمر كذا وكذا، قالت: فأوحى الله إليه، ثم رفع عنه، وإن العرق في يده ما وضعه، فقال: (إنه قد أذن لكن أن تخرجن لحاجتكن).

 

[-4795-] Aişe r.anha'dan şöyle dediği rivayet edilmiştir:

 

"Hicab farz kılındıktan sonra Sevde bir ihtiyacından dolayı dışarı çıktı. İri yarı bir kadın olduğu için, hemen tanınırdı. Bu yüzden Hz. Ömer onu tanımıştı ve ona şöyle demişti: Ey Sevde! Allah'a and olsun ki, (iyi örtünemediğin için) bizler tarafından tanınıyorsun. Baksana nasıl dışarı çıkmışsın.

 

Hz. Sevde bundan sonrasını şöyle anlatıyor: Hemen gerisin geri eve döndüm. O esnada Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem evimde idi. Oturmuş öğle yemeği yiyordu. Elinde de bir parça kemikli et vardı. Yanına vardım ve:

 

'Ey Allah'ın Elçisi! Bir ihtiyacımdan dolayı dışarı çıktım. Beni gören Omer, bana şunları şunları söyledi' dedim. Derken Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e vahiy geldi. Daha sonra vahiy tamamlandı. Et parçası, hala elinde idi, onu bırakmamıştı. Sonra şöyle buyurdu:

 

"Sizin ihtiyaçlarınızı gidermek için çıkmanıza izin veri/di,"

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

.......Tekarra (yokladı) ifadesi, Hz. Nebi'in odaları teker teker kontrol ettiği anlamına gelir.

 

Humeyd'in rivayetinde şöyle geçmektedir: Allah Resu.ıü sallalliihu aleyhi ve selle m evine döndüğünde, iki adamın konuşmaya daldığını fark etti. Onları görünce eve girmekten vazgeçti. O iki adam, Hz. Nebi'in evine girmekten vazgeçtiğini görünce hemen kalkıp hızlıca uzaklaştı.

 

Bu olayı şu şekilde özetleyebiliriz: Davete gelenler, konuşmak üzere oturmuşlardı. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem onlara dağılmalarını emretmekten utandı. Bu yüzden, onların kendisiyle birlikte kalkmalarını istediği için, kalkmak üzere hazırlandı. Ne yar ki, lafa daima onları bu şekilde davranmaktan alıkoydu. Bunun üzerine Hz. Nebi kalktı ve çıktı. Onun çıkmasıyla birlikte cemaat de dağıldı. Ancak konuştukları konuya iyice kendilerini kaptıran üç kişi, ayıkmac yarak orda kaldı. Bu esnada, Allah Resu.ıü sallalliihu aleyhi ve sellem son derece haya sahibi olduğu için, o insanların yüzlerine karşı dağılmalarını emretmeden onların oradan ayrılmasını istiyordu. Bu yüzden onların yanından uzun bir süre ayrıldı.

 

Bu arada gidip hanımlarına selam verip onlarla ilgilendi. O üç kişi ise konuşmakla meşguldü. Ancak içlerinden biri, düştüğü gafletten kurtulup oradan ayrıldı. Diğer ikisi ise, orada kaldı. Aradan uzun zaman geçince Hz. Nebi evine geldi. Baktı ki, onlar yine orada. Bunun üzerine geri döndü. Bunu fark eden söz konusu iki kişi, ne yapmaları gerektiğini anlayıp dağıldı. Hz. Nebi de evine girdi ve hicab ayeti nazil oldu. Bunun üzerine hizmetçisi Enes ile kendisi arasına bir perde çekti. Daha önce böyle bir uygulama yapmamıştı.

 

Hadisten çıkan sonuca göre; örtünme müminlerin anneleri için de dini bir zorunluluktur. Bu konuda Kadı [yaz şöyle demiştir: "Hicabın, Hz. Nebi'in hanımlarına özgü tarafı, tartışmasız olarak yüzlerini ve ellerini örtmelerinin farz olması idi. Onların şahitlik ve daha başka konularda yüzlerini ve ellerini; tesettüre bürünmüş olsalar bile kendilerini göstermeleri uygun değildi. Ancak, tuvalet ihtiyaçlarını gidermek için dışarı çıkmalarını gerektiren bir zaruret hali olduğu zaman kendilerini gösterebilirlerdi." Kadı [yaz, "Muvatta"da yer alan ve Hz. Ömer vefat ettiği zaman hanımların Hz. Hafsa'yı perdelemelerini gösteren rivayet ile Hz. Hafsa vefat edince Zeynep bint Cahş'ın bedeni görülmesin diye onun naşının üstüne bir kubbe koymasını anlatan rivayeti delil olarak getirmiştir.

 

Kadı İyad'ın anlattıkları, Hz. Nebi'in hanımlarının bu şekilde örtünmesinin farz olduğu iddiasına delilolmaz. Çünkü onlar, Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in vefatından sonra hacca gidip tavaf ederlerdi. Sahabe ve onlardan sonra gelen nesil, kendilerinden hadis naklederdi. Bütün bu durumlarda, bedenleri saklamak yerine tesettüre bürünmüş bir şekilde idiler. Nitekim "Hac Bölümü"nde şu rivayete yer vermiştik: "İbn Cüreyc, kendisine Hz. Aişe'nin nasıl tavaf ettiğini anlatan Ata'ya 'Onun hac etmesi, hicabdan önce mi oldu, yoksa sonra mı?' diye sormuş. O da şöyle cevap vermişti: Ben, ancak hicabdan sonra onunla karşılaştım.

 

Bu konuda Hz. Aişe'den nakledilen ve müminlerin annesi Hz. Sevde İbn Zem'a'nın hicab ayeti nazil olduktan sonra bir ihtiyaca binaen dışarı çıktığı konusu "Kitabu't-tahare" bölümünde geçmişti.

 

Özetle ifade edecek olursak; Hz. Ömer, yabancıların Hz. Nebi'in mahremlerini görmesinden nefret ediyordu. Hatta Hz. Nebi'e "Hanımlarının örtünmesini sağla!" diyerek açıkça bunu belirtmişti. Hicab ayeti nazil oluncaya kadar da, ısrarla bu düşüncesini savundu. Daha sonra, onların tesettüre girmelerine rağmen, bedenlerini de gizlernelerini istemeye meyletmişti. Bunda da ısrar etmişti. Ancak bu konuda ona mani olundu. Zorluğu ortadan kaldırmak ve zahmeti gidermek için ihtiyaç dolayısıyla dışarı çıkmalarına izin verildi.