SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’T-TEFSİR

<< 1702 >>

EN-AM SURESİ

باب: قوله: {أولئك الذين هدى الله فبهداهم اقتده} /90/.

5. "İŞTE BUNLAR ALLAH'IN DOĞRU YOLA ERİŞTİRDİKLERİDİR, ONLARIN YOLUNA UY!"(En'am 90) AYETİNİN TEFSİRİ

 

حدثني إبراهيم بن موسى: أخبرنا هشام: أن ابن جريج أخبرهم قال: أخبرني سليمان الأحول: أن مجاهدا أخبره:

 أنه سـأل ابن عباس: أفي {ص} سجدة؟ فقال: نعم، ثم تلا: {ووهبنا له إسحق ويعقوب - إلى قوله - فبهداهم اقتده}. ثم قال: هو منهم.

زاد يزيد بن هارون، ومحمد بن عبيد، وسهل بن يوسف، عن العوام، عن مجاهد: قلت لابن عباس، فقال: نبيكم صلى الله عليه وسلم ممن أمر أن يقتدي بهم.

 

[-4632-] Mücahid, İbn Abbas'a "Sad suresinde secde ayeti var mı?" diye sormuş. O da "Evet, var," dedikten sonra "Biz O'na İshak ve (İshak'ın oğlu) Yakub'u da armağan ettik, "(En'am 84) ayetinden başlayarak "Onların yoluna uy" ayetine kadar okumuş, ardından da "Davlıd da onlardan biriydi," demiştir.

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

İmam Buhar! bu başlık altında, "Sad Suresi"ndeki secde ayeti hakkında İbn Abbas'tan gelen hadise yer verdi. Bu hadisin açıklaması "Sad Suresilinin tefsirinde gelecektir. (Hadis no: 4807)

 

Hz. Nebi'in nesheden bir nass ininceye kadar kendisinden önce gönderilmiş şeriatlarla ibadet edip etmediği konusunda alimler farklı görüşler benimsemişlerdir. Kimileri ibadet ettiğini söylemiş, bu ve buna benzer ayetleri delil olarak göstermiştir. Kimileri de ibadet etmediği görüşünü benimsemiştir. Bu ayeti kerimenin delilolarak gösterilmesine de şu şekilde cevap vermişlerdir: Burada "önceki Nebie uymak" ile, kendisine inen şeriata uygun konularda onlara tabi olmak kastedilmiştir. Söz konusu uygunluk iemalen olsa bile, Hz. Nebi ayrıntılarda onlara uyardı. Şafillerin çoğuna göre bu görüş doğrudur. İmamu'l- Harameyn ve ona tabi olanlar da bunu tercih etmiştir. İlk görüşü ise İbn Hacib benimsemiştir.

 

Her şeyin doğrusunu en iyi Allah bilir.

 

باب: {وعلى الذين هادوا حرمنا كل ذي ظفر ومن البقر والغنم حرمنا عليهما شحومهما} الآية /146/.

6. "Yahudilere bütün tırnaklı hayvanları haram kıldık. Sırtlarında, yahut bağırsaklarında bulunan, ya da kemiğe karışan yağlar dışında, sığır ve koyunun da, yağlarını onlara haram ettik. Saldırganlıkları yüzünden onları böyle cezalandırdık. Biz elbette doğru söyleyenleriz."(En'am 146) AYETİNİN TEFSİRİ

 

وقال ابن عباس: {كل ذي ظفر}: البعير والنعامة. {الحوايا}/146/: المباعر.

İbn Abbas şöyle demiştir: "Bütün tırnaklı hayvanlar," deve ve deve kuşudur. حوايا Havaya ise, bağırsaklardır.

 

وقال غيره: {هادوا}: صاروا يهودا. وأما قوله: {هدنا} /الأعراف: 156/: تبنا، هائد تائب.

İbn Abbas dışındaki bir müfessir ise şöyle demiştir: هادواHadu, "Yahudi oldular," هدنا hudna  ise "yöneldik" anlamına gelir. Nitekim ....haid, "yönelen" demektir. -          /

 

حدثنا عمرو بن خالد: حدثنا الليث، عن يزيد بن أبي حبيب: قال عطاء: سمعت جابر بن عبد الله رضي الله عنهما:

 سمعت النبي صلى الله عليه وسلم قال: (قاتل الله اليهود، لما حرم الله عليهما شحومها جملوها، ثم باعوها، فأكلوها).

وقال أبو عاصم: حدثنا عبد الحميد: حدثنا يزيد: كتب إلي عطاء: سمعت جابرا، عن النبي صلى الله عليه وسلم.

 

[-4633-] Cabir İbn Abdillah'dan rivayet edildiğine göre, o, Hz. Nebi'i şöyle derken işitmiştir:

 

Allah Yahudilerin belasını versin! Çünkü Yüce Allah onlara hayvanların iç yağını haram kıldığı zaman,. onu erittiler ve sattılar. Sonra da onun bedelini yediler.

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

İbn Ebı Hatim, Saıd İbn Cübeyr kanalıyla İbn Abbas'ın şöyle dediğini nakletmiştir: "Tırnaklı hayvanlar, tırnaklarının arası açık olmayan yani ayrık olmayan hayvanlardır. Deve ve deve kuşu bunlardandır." Bu rivayetin senedi hasendir.

 

Saıd İbn Cübeyr, .....Havaya "bağırsaklar" anlamına gelir, demiştir. Bu rivayeti İbn Cerir et-Taberi ondan nakletmiştir.

 

Taberi bu kelime hakkında şöyle demiştir: ".....Havaya, .....haviyye kelimesinin çoğuludur. Haviyye de, karnın içeren, toplanan ve yuvarlak hale gelen kısmıdır. Bağırsaklar da bu bölgededir."

 

İmam Buharı bu başlık altında Cabir'den nakledilen hadisi vermiştir. Bu hadisin açıklaması "Kitabu'l-buyu"nun sonlarında yapılmıştı.