SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’T-TEFSİR

<< 1683 >>

BAKARA SURESİ

باب: {لا يسألون الناس إلحافا} /273/.

48. "İNSANLARDAN YÜZSÜZLÜK EDEREK BİR ŞEY İSTEMEZLER."[Bakara, 273] AYETİNİN TEFSİRİ

 

يقال: ألحف علي، وألح علي، وأحفاني بالمسألة. {فيحفكم} /محمد: 37/: يجهدكم.

Israrla itemek için ألحف elhafe aleyye وألح ve elehha aleyye ve وأحفاني بالمسألة ve ehfani bi'l-mes'eleti ifadeleri kullanılır. فيحفكم fe yuhfikum ise isteyerek sizi yorar anlamına gelir.

 

حدثنا ابن أبي مريم: حدثنا محمد بن جعفر قال: حدثني شريك ابن أبي نمر: أن عطاء بن يسار وعبد الرحمن بن أبي عمرة الأنصاري قالا: سمعنا أبا هريرة رضي الله عنه يقول:

 قال النبي صلى الله عليه وسلم: ليس المسكين الذي ترده التمرة والتمرتان، ولا اللقمة ولا اللقمتان، إنما المسكين الذي يتعفف. واقرؤوا إن شئتم). يعني قوله: {لا يسألون الناس إلحافا}

 

[-4539-] Ebu Hureyre Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: Miskin bir iki hurmaya ve bir iki lokmaya razı olan değildir. Gerçek yoksul iffetli davranan kimsedir. Eğer isterseniz Allah'ın ayetini okuyun." Nebi bu sözü ile "İnsanlardan yüzsüzlük ederek bir şey istemezler ... " ayetini kastetmiştir.

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:  

 

.......la yes'eIunen'-nase ilhafen." Ebu Ubeyde bu ayetinde geçen \,;Wı lilhafen kelimesinin ısrarla istemek anlamına geldiğini söylemiştir.

 

Bu ayette oIumsuz karşıIanan ne suretle oIursa oIsun istemek midir, yoksa ısrarlı biçimde istemek midir? Israr oImadan istemenin de hoş karşıIanmamış oIması ihtimaI dahilindedir. Ancak kullanım bakımından diğer mana daha güçIÜc:Iür. Bir de ayetin şu anIama geIme ihtimali vardır: İnsanIardan isteseIer bile ısrarla istekIerini sürdürmezIer. Bu yoruma göre isteme fiilinin onIardan sadır oImasl gerekmez.

 

Bu yorumdan sonra İmam Buhar! Ebu Hureyreden nakIedilen hadisi verdi.

Bu hadisin açıkIamasl "Kitabu'z-zekat" bölümünde geçmişti.

 

باب: {وأحل الله البيع وحرم الربا} /275/.

49."OYSA ALLAH ALIŞVERİŞİ HELAL, FAİZİ HARAM KILDI,"[Bakara 275] AYETİNİN TEFSİRİ

 

المس: الجنون.

eI-messu-eI-cununu المس eI-messu kelimesi cünun anIamına gelir.

 

حدثنا عمر بن حفص بن غياث: حدثنا أبي: حدثنا الأعمش: حدثنا مسلم، عن مسروق، عن عائشة رضي الله عنها قالت:

 لما نزلت الآيات من آخر سورة البقرة في الربا، قرأها رسول الله صلى الله عليه وسلم على الناس، ثم حرم التجارة في الخمر.

 

[-4540-] Aişe radiyallahu anha'dan rivayet edildiğine göre o şöyIe demiştir:

 

"Bakara suresinin sonunda buIunan faizIe ilgi ayetIer inince AlIah ResılIü Sallallahu Aleyhi ve Sellem bunIarı insanlar okudu. Sonra şarap ticaretini haram kıIdı."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:  

 

.....el-messü, cünun anlamına gelir." Bu yorum Ferra'ya aittir. O "Faiz yiyenler (kabirlerinden) şeytan çarpmış kimselerin cinnet nöbetinden kalktığı gibi kalkarlar, "[Bakara 275] ayeti hakkında şöyle demiştir: "Faiz yiyenler ahirette bu şekilde kalkacaklardır. .....el-messü, cünun anlamına gelir. Araplar mecnun olan biri için, .....memsusün derler."

 

Bu lafzın tefsiri hakkında Ebu Ubeyde de şöyle demiştir: .........el-messü cinlerin çarpması anlamına gelir."

 

İbn Ebı Hatim İbn Abbas'ın şöyle dediğini nakletmiştir: "Faiz yiyen kıyamet günü cin çarpmış şekilde diriltilir."

 

Abdullah İbn Mes'ud'un oğlundan, babasının bu ayeti (Bakara 275) şu şekilde okuduğu nakledilmiştir:.........(Faiz yiyeler kıyametgünü (kabirleriden), şeytan çarpmış kimselerin cinnet nöbetinden kalktığı gibi kalkarlar.}

 

Ayet-i kerımede geçen .....ve ehallellahu'l-bey'a ve harreme'r-riba cümlesi, kafirler tarafından dile getirilmiş itirazın bir devamı olabilir. Bu durumda ayete şu anlam verilir: "Kafirler dediler ki: Alışveriş de faiz gibidir. O halde Allah, neden birini helal, ötekini haram kıldı?

 

Bu cümle kafirlere karşı verilmiş bir cevap da olabilir.

Faizi helal kılanlar akıl yolu ile itiraz etmişlerdir. Onlara verilen cevap ise din yoluyla olmuştur. Dinin hükümleri ise değiştirilmez.

 

Müfessirlerin çoğu ikinci görüşü benimsemiştir. Büyük alimler ilk görüşü uzak görmüşlerdir. Bu görüşün pek isabetli görülmemesinin tek haklı gerekçesi ......fe men caehu mev'ızatün min rabbihı şeklinde başlayan cümlenin bu yoruma göre bir takdire ihtiyaç duymasıdır. Halbuki sözde de esas olan takdir yapılmamasıdır.

 

(Sonra şarap ticaretini haram klld1.) Bu kısmın açıklaması "Alış-veriş - Buyu' Bölümünde" geçmişti.

 

باب: {يمحق الله الربا} /276/: يذهبه.

50. "ALLAH FAİZ'İ YOK EDER (FAİZ KARIŞAN MALIN BEREKETİNİ GİDERİR)" [Bakara 276] AYETİNİN TEFSİRİ

 

حدثنا بشر بن خالد: أخبرنا محمد بن جعفر، عن شعبة، عن سليمان: سمعت أبا الضحى يحدث عن مسروق، عن عائشة أنها قالت:

 لما أنزلت الآيات الأواخر من سورة البقرة، خرج رسول الله صلى الله عليه سلم فتلاهن في المسجد، فحرم التجارة في الخمر.

 

[-4541-] Aişe r.anha'dan şöyle dediği rivayet edilmiştir:

 

Bakara suresinin son ayetleri inince Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Mescid'e gidip bunları insanlara okudu. Sonra da şarap ticaretini haram kıldı.

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:  

 

.....yuzhibuhu." Ayette geçen ......yemhaku fiilinin "giderir" şeklinde yapılan tefsiri, Ebu Ubeyde'ye aittir. Nitekim bu konuda İbn Mes'ud'dan şu şekilde bir hadis nakledilmiştir: "Faiz, her ne kadar çok getiri sağlasa da, sonunda paranın azalmasına neden olur." Bu hadisi Ahmed İbn Hanbel ve İbn Mace nakletmiştir. Ayrıca Hakim bu rivayetin sahih olduğunu belirtmiştir.

 

-3- 53 - باب: {فأذنوا بحرب} /279/: فاعلموا

51. "ALLAH VE RESULÜ TARAFINDAN (FAİZCİLERE KARŞI) AÇiLAN SAVAŞTAN HABERİNİZ OLSUN." [Bakara 279] YANİ BUNU BİLİNİZ! AYETİNİN TEFSİRİ

 

حدثني محمد بن بشار: حدثنا غندر: حدثنا شعبة، عن منصور، عن أبي الضحى، عن مسروق، عن عائشة قالت:

 لما أنزلت الآيات من آخر سورة البقر، قرأهن النبي صلى الله عليه وسلم في المسجد، وحرم التجارة في الخمر.

 

[-4542-] Aişe r.anha'dan rivayet edildiğine göre o şöyle demiştir:

 

Bakara suresinin sonlarındaki ayetler inince Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bunları Mescid'de insanlara okudu ve şarap ticaretini haram kıldı.

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:  

 

Bab başlığında geçen ........fa'lemu (biliniz!) ifadesi, ayet-i kerimede geçen ........fe'zenu (haberiniz olsun) ifadesinin açıklamasıdır.

 

.....fe'zenu kelimesi meşhur kıraate göre hemzenin sükunu ve .......zel harfinin fethası ile okunur.

 

Ebu Ubeyde bu ifadeyi şu şekilde tefsır etmiştir: .......fe'zenu iyi bilin anlamına gelir."

Hamza ve Asım'dan rivayet edildiği ne göre Ebu Bekir bu kelimeyi ......feazinu şeklinde okumuştur. Buna göre mana şu şekilde olur: Sizin dışınızdakilere, Allah ve O'nun Resulü'nün faizcilere savaş açtığını haber verin!

 

Cümlenin akışına baktığımız zaman ayetten kastedilen mana açısından ilk kıraatin daha açık ve uygun olduğunu görürüz.

 

باب: {وان كان ذو عسرة فنظرة إلى ميسرة وأن تصدقوا خير لكم إن كنتم تعلمون} /280/.

52. "EĞER (BORÇLU) DARLIK İÇİNDE İSE ELİ GENİŞLEYİNCEYE KADAR ONA MÜHLET VERMEK (GEREKiR). EĞER (GERÇEKLERİ) ANLARSANIZ BUNU SADAKAYA (VEYA ZEKATA) SAYMAK SiZiN iÇiN DAHA HAYIRLIDIR,"[Bakara,280] AVETiNiN TEFSiRi

 

وقال لنا محمد بن يوسف عن سفيان، عن منصور والأعمش، عن أبي الضحى، عن مسروق، عن عائشة قالت:

 لما أنزلت الآيات من آخر سورة البقرة، قام رسول الله صلى الله عليه وسلم فقرأهن علينا، ثم حرم التجارة في الخمر.

 

[-4543-] Aişe r.anha'dan şöyle dediği naklediimiştir:

 

Bakara suresinin sonlarındaki ayetler inince Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem kalktı ve bu ayetleri bize okudu. Sonra şarap ticaretini haram kıldı.

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:  

 

........ve in kane zu usratin fenuzirat?n ila meysarah ayeti her ne kadar form bakımından haber cümlesi olsa da, aslında bir emir cümlesidir. Buna göre ayetin anlamı şu şekilde olur: Faiz yoluyla borçlanmış kimse fakir ise imkan buluncaya kadar ona süre tanıyın!

 

باب: {واتقوا يوما ترجعون فيه إلى الله} /281/.

53. "ALLAH'A DÖNDÜRÜLECEĞİNİZ BİR GÜNDEN SAKININ!"[Bakara 281] AYETİNİN TEFSİRİ

 

حدثنا قبيضة بن عقبة: حدثنا سفيان، عن عاصم، عن الشعبي، عن ابن عباس رضي الله عنهما قال:

 آخر آية نزلت على النبي صلى الله عليه وسلم آية الربا.

 

[-4544-] İbn Abbas r.a.'dan şöyle naklediimiştir:

 

Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e en son inen ayet riba ayetidir.

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:  

 

nebi s.a.v.'e en son inen ayet, İmam Buharı'nin bab başlığında kullandığı ......vetteko. yevmen turceo.ne flhi ilallahi (Allah'a döndürüleceğiniz bir günden sakının!) ayetidir.

 

İmam Buharı yukarıdaki hadisi "Nebi s.a.v.'e en son inen ayet riba ayetidir," şeklinde nakletti. Böyle yapmakla muhtemelen İbn Abbasım iki sözünü birleştirmek istemiştir. Nitekim İbn Abbasltan bu konuda bir başka senet ile şöyle bir rivayet naklediimiştir: "nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e inen en son ayet,....... (Allah'a döndürüleceğiniz bir günden sakının!) ayetidir." Bu rivayeti ıbn Abbas'tan çeşitli senetlerle Taberı nakletmiştir.

 

Bu iki söz şu şekilde uzlaştırılır: Bu ayet, riba konusunda inen ayetlerin sonunda yer almaktadır. Dolayısıyla onlara atfediimiştir. [Böylece riba ayetlerinin bir parçası kabul edilir.]

 

باب: {وإن تبدوا ما في أنفسكم أو تخفوه يحاسبكم به الله فيغفر لمن يشاء ويعذب من يشاء والله على كل شيء قدير} /284/.

54. "İÇİNİZDEKİLERİ AÇIĞA VURSANIZ DA, GİZLESENİZ DE ALLAH ONDAN DOLAYI SİZİ HESABA ÇEKECEKTİR. SONRA DİLEDİĞİNİ AFFEDER, DİLEDİĞiİNE DE AZAB EDER. ALLAH HERŞEYE KADİRDİR,"[Bakara 284] AYETİNİN TEFSİRİ

 

حدثنا محمد: حدثنا النفيلي: حدثنا مسكين، عن شعبة، عن خالد الحذاء، عن مروان الأصفر، عن رجل من أصحاب النبي صلى الله عليه وسلم، وهو ابن عمر:

 أنها قد نسخت: {وإن تبدوا ما في أنفسكم أوتخفوه}. الآية.

 

[-4545-] Merv€ln el-Asfar Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in ashabından birinden -ki o İbn Ömer'dir- bu

 

"İçinizdekileri açığa vursanız da, gizleseniz de ... " ayetinin neshedildiğini nakletmiştir.

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması: 

 

"nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in ashabından birinden -ki o İbn Ömer'dir-." Bu sahabinin İbn Ömer olduğunu kesin biçimde kimin ifade ettiğini tespit edemedim. Çünkü bir sonraki rivayette bu ifade şu şekilde geçmektedir. "Hz. eygamber'in Sallallahu Aleyhi ve Sellem ashabından birinden -öyle sanıyorum ki o, İbn Omer'dir-.... "

 

Kanaatime göre bu sahabinin İbn Ömer olması konusunda tevakkuf edilmelidir. Çünkü sahih bir biçimde onun bu ayetin mensuh olduğunu bilmediği naklediimiştir. Nitekim Ahmed İbn Hanbel Mücahid'den şöyle bir rivayet nakIetmiştir:

 

İbn Abbas'ın yanına gittim. Ona "İbn Ömer'in yanında idim. 'İçinizdekileri açığa vursanız da, gizleseniz de ... ' ayetini okudu ve hemen ağlamaya başladı," dedim. Bunun üzerine İbn Abbas şöyle dedi: "Bu ayet indiği zaman Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in ashabı büyük bir kedere büründü. 'Ey Allah'ın Elçisi! Hepimiz helak olduk. Çünkü kalbimiz bizim elimizde değil,' dediler. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem onlara, 'İşittik ve itaat ettik' demelerini emretti. Onlar da böyle söylediler. Sonunda 'Allah her şahsı, ancak gücünün yettiği ölçüde mükellef kılar, '[Bakara 286] ayeti bu ayeti neshetti."

 

Bu rivayetin aslı İmam Müslim tarafından Saıd İbn Cübeyr kanalıyla İbn Abbas'tan nakledilmiştir. Ancak bu rivayette İbn Ömer'in olayı yoktur.

 

Taberı sahıh bir senetle Zührı'nin Saıd İbn Mercane'den şöyle dediğini rivayet etmiştir: İbn Ömer'in yanında idim. Derken "İçinizdekileri açığa vursanız da, gizleseniz de ... " ayetini okudu ve "Allah'a yemin ederim ki, Yüce Allah bizi bu şekilde sorumlu tutarsa hel ak oluruz," dedi ve ağlamaya başladı. Hatta hıçkırıkları duyulur olmuştu. Sonra oradan ayrıldım ve İbn Abbas'ın yanına gidip İbn Ömer'in ayeti okuyunca söylediklerini ve yaptıklarını ona anlattım. O da şöyle dedi: "Allah Ebu Abdirrahman'a selam et versin! Yemin ederim ki, bu ayet indiği zaman Müslümanlar onun yaşadığı duyguları yaşamıştı. Bunun üzerine Allah Teala "Allah her şahsı, ancak gücünün yettiği ölçüde mükellef kılar, "[Bakara 286]  ayetini indirmişti.

 

باب: {آمن الرسول بما أنزل إليه من ربه} /285/.

55. "NEBİ RABBİ TARAFINDAN KENDİSİNE İNDİRİLENE İMAN ETTİ"[Bakara,285] AYETİNİN TEFSİRİ

 

وقال ابن عباس: {إصرا} /286/: عهدا. ويقال: {غفرانك} /285/: مغفرتك، فاغفر لنا.

İbn Abbas şöyle demiştir: إصرا  isran söz anlamına gelir. غفرانك ğufraneke mağfiretike ifadeleri "Bizi bağışla!" şeklinde tefsir edilmiştir.

 

حدثني إسحاق بن منصور: أخبرنا روح: أخبرنا شعبة، عن خالد الحذاء، عن مروان الأصفر، عن رجل من أصحاب رسول الله صلى الله عليه وسلم، قال: أحسبه ابن عمر: {إن تبدوا ما في أنفسكم أو تخفوه}. قال: نسختها الآية التي بعدها.

 

[-4546-] Mervan el-Asfar Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in İbn Ömer olduğunu sanıyorum –

 

"İçinizdekileri açığa vursanız da, gizleseniz de ... " ayetinin kendisinden sonra gelen ayet ile neshedildiğini nakletmiştir.

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:  

 

"İbn Abbas şöyle demiştir: I;.J>Visran söz anlamına gelir." Taberi bu rivayeti Ali İbn Ebi Talha kanalıyla İbn AbbS.s'tan senediyle birlikte .......ve la tehmil aleyna isran (Ey Rabbimiz! Bize ağır yük yükleme!) ayetinin tefsirinde nakletmiştir. Aslında r"'Visran kelimesi ağır şeyanlamına gelir. Bazen zor şeylere de denir. Bu ayette geçen ...."'Visran kelimesini söz olarak tefsir etmek, bu lafzın lGzımı ile yapılan bir yorumdur. Çünkü söze riayet etmek zordur.

 

İmam Taberi İbn Cüreyc kanalıyla ondan bu ayetin anlamı hakkında şöyle dediğini nakletmiştir: Ey Rabbimiz! Yerine getiremeyeceğimiz sözleri bize yükleme!

 

"Kendisinden sonra gelen ayet ile neshedildiğini" Bu ifade İbn Abbas ve Ebu Hureyre'den nakledilen hadislerle anlaşılır.

 

Nesihten maksat, önceki ayette söz konusu olan zorluğun kaldırılması ve içimizden geçirdiğimiz düşüncelerden dolayı hesaba çekilsek bile, bunlardan dolayı sorumlu tutulmayacağımızın açıklanmasıdır. İmam Taberi de bu yoruma işaret etmiştir. Bu sayede haberi cümlelerde neshin meydana geldiğini söylemekten kurtulmuştur.

 

Ancak bu yoruma şu şekilde karşılık verilebilir: Her ne kadar ayet form bakımından haberi cümle olsa da, yine de bir hüküm içermektedir. Haberi cümleler hüküm içerdiği sürece neshe konu olabilir. Tıpkı hüküm içeren inşai cümlelerde olduğu gibi. Neshin gerçekleşemeyeceği naslar, hiçbir hüküm içermeyen tamamen haber olan ayetlerdir. Önceki milletlerin kıssalannı anlatan ayetler buna örnek olarak verilebilir. Bir de hadiste bahsi geçen nesihten maksat, tahsis olabilir. Çünkü ilk dönem alimleri tahsis yerine çoğu zaman nesih kavramını kullanırlardı.

 

İnsanın içinden geçirdiği düşüncelerden dolayı hesaba çekilmesinden maksat, karar verip yapmaya koyulduğu düşüncelerdir. Yoksa aklından gelip geçen her düşünce değildir.

 

Her şeyin en doğrusunu en iyi Allah bilir.