SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’T-TEFSİR

<< 1673 >>

BAKARA SURESİ

باب: قول الله: {وعلم آدم الأسماء كلها} /31/.

1. "ADEM'E BÜTÜN İSİMLERİ ÖĞRETTİ"[Bakara 31] AYETİNİN TEFSİRİ

"Allah Adem'e bütün isimleri, öğretti. Sonra onları önce meleklere arzedip: Eğer siz sözünüzde sadık iseniz, şunların isimlerini bana bildirin, dedi."

 

حدثنا مسلم بن إبراهيم: حدثنا هشام: حدثنا قتادة، عن أنس رضي الله عنه، عن النبي صلى الله عليه وسلم. قال لي خليفة: حدثنا يزيد ابن زريع: حدثنا سعيد، عن قتادة، عن أنس رضي الله عنه،

 عن النبي صلى الله عليه وسلم قال: (يجتمع المؤمنون يوم القيامة فيقولون: لو استشفعنا إلى ربنا، فيأتون آدم فيقولون: أنت أبو الناس، خلقك الله بيده، وأسجد لك ملائكته، وعلمك أسماء كل شيء، فاشفع لنا عند ربك حتى يريحنا من مكاننا هذا. فيقول: لست هناكم، ويذكر ذنبه فيستحي، ائتونا نوحا، فإنه أول رسول بعثه الله إلى أهل الأرض. فيأتون فيقول: لست هناكم، ويذكر سؤاله ربه ما ليس ليه به علم فيستحي، فيقول: ائتوا خليل الرحمن. فيأتونه فيقول: لست هناكم، ائتوا موسى، عبدا كلمه الله وأعطاه التوراة. فيأتونه فيقول: لست هناكم، ويذكر قتل النفس بغير نفس، فيستحي من ربه فيقول: ائتوا عيسى عبد الله ورسوله، وكلمة الله وروحه. فيقول: لست هناكم، ائتوا محمد صلى الله عليه وسلم، عبدا غفر الله له ما تقدم من ذنبه وما تأخر، فيأتونني، فأنطلق حتى أستأذن على ربي فيؤذن لي، فإذا رأيت ربي وقت ساجدا، فيدعني ما شاء الله، ثم يقال: ارفع رأسك، وسل تعطه، وقل يسمع، واشفع تشفع. فأرفع رأسي، فأحمده بتحميد يعلمنيه، ثم أشفع، فيحد لي حدا فأدخلهم الجنة، ثم أعود إليه، فإذا رأيت ربي، مثله، ثم أشفع فيحد لي حدا فأدخلهم الجنة، ثم أعود الرابعة فأقول: ما بقي في النار إلا من حبسه القرآن، ووجب عليه الخلود).

قال أبو عبد الله: إلا من حبسه القرآن، يعني قول الله تعالى: {خالدين فيها}.

 

[-4476-] Enes Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:

 

"Kıyamet günü mu'minler bir araya gelip 'Rabbimizden şefaat istesek' derler. Bu amaçla Hz. Adem'e gelip 'Sen insanların atasısın, Allah Teala seni eliyle yarattı, melekleri sana secde ettirdi, her şeyin ismini sana öğretti, o halde Rabbinin katında bize şefaat et ki, şu bulunduğumuz yerden bizi rahatlığa erdirsin' diye ricada bulunurlar. O da 'Ben, şefaat makamında değilim' der ve günahını hatırlayıp haya eder. Sonra sözlerine şöyle devam eder: Hz. Nuh'a gidin! Zira o, Allah'ın yeryüzüne gönderdiği ilk resuldür.

 

Bunun üzerine insanlar Hz. Nuh'a gelip ondan şefaat etmesini isterler. O da 'Ben, şefaat makamında değilim' der ve bilgisi olmadığı bir hususu Rabbinden istediğini hatırlar260 ve utanır. Sonra onlara 'HalilurrahmCin'a {RahmCin'ın Dostuna) gidin!' der. Onlar da, Hz. İbrahim'in yanına gidip şefaat etmesini isterler. O da 'Ben, şefaat makamında değilim. Allah'ın kendisiyle konuştuğu ve kendisine Tevrat'ı verdiği Musa kuluna gidin!' der. Onlar da Hz. Musa'nın yanına gidip ondan şefaat etmesini isterler. O da 'Ben, şefaat makamında değilim' der ve bir cana karşılık olmadan birini öldürdüğünü hatırlar ve Rabbinden haya eder. Bu yüzden kendisine gelenlere 'Allah'ın kulu, elçisi, kelimesi ve ruhu olan Hz. İsa'ya gidin i' der. İnsanlar Hz. İsa'ya gelip ondan şefaat etmesini isterler. Hz. İsa da 'Ben, şefaatçi değilim. Allah'ın gelmiş geçmiş bütün günahlarını bağışladığı kulu olan Muhammed'e gidin!' der.

 

Bunun üzerine insanlar bana gelirler. Ben de şefaat için izin verilinceye kadar Rabbimden izin istemek için harekete geçerim. Rabbimi görünce secdeye kapanırım. Allah'ın dilediği kadar bir müddet secdede kalırım. Sonra bana 'Başını kaldır! İste ki; verilsin, söyle ki; dinlensin! Şefaat et ki; şefaatin kabul edilsin!' denir. Sonra başımı secdeden kaldırıp bana öğrettiği şekilde O'na hamd ederim. Daha sonra şefaat ederim. Rabbim benim için bir çizgi çizer, o çizginin berisinde kalanları cennete sokarım. Sonra tekrar Rabbime dönerim. Rabbim yine aynı şekilde bana muamele eder. Derken ben de şefaat ederim. Yine benim için bir çizgi çizer, o çizginin berisinde kalanları cennete sokarım. Daha sonra üçüncü ve dördüncü kez tekrar Rabbime döner ve şöyle derim: Cehennemde Kur'an'ın hapsettikleri ve kendileri için cehennem'de ebedi olarak kalmanın farz olduğu kimseler dışında hiçkimse kalmadı."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması: 

 

"Bakara Suresi" Alimler, bu surenin Medine'de rıazil olan ilk sure olduğu konusunda ittifak etmişlerdir. Bakara suresi Medıne'de nazil olan ilk suredir. ileriki bölümlerde Hz. Aişe'nin "Bakara ve Nisa sureleri ben Hz. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile evliyken nazil oldu," sözü açıklanacaktır. Bilindiği gibi Hz. Nebi Hz. Aişe ile Medıne'de dünya evine girmiştir ..

 

"Adem'e Bütün İsimleri Öğretti" [Bakara 310] ayetinin tefsiri" imam Buharı, Mevkıf ehlinin Hz. Adem'e gelip "her şeyin ismini sana öğretti" diyecekleri için şefaat hadisini burada zikretti.

 

İsimler ile ne kastedildiği konusunda ihtilaf edilmiştir. Kimilerine göre bu ayette geçen isimler ile Hz. Adem'in zürriyetinin isimleri, kimine göre meleklerin isimleri, kimine göre fertler hariç türlerin isimleri kastedilmiştir.

 

"Allah Adem'e bütün isimleri, öğretti. Sonra onları önce meleklere arzedip: Eğer siz sözünüzde sadık iseniz, şunların isimlerini bana bildirin, dedi."

 

Bu hadisin açıklaması "Kitabu'r-rikak"da ayrıntılı olarak zikredilecektir.

 

 

2. BAB

 

قال مجاهد: {إلى شياطينهم} /14/: أصحابهم من المنافقين والمشركين. {محيط بالكافرين} /19/: الله جامعهم. {صبغة} /138/: دين. {على الخاشعين} /45/: على المؤمنين حقا. قال مجاهد: {بقوة} /63/: يعمل بما فيه.

Mücahid Bakara suresindeki bazı kelimeleri şu şekilde tefsır etmiştir: إلى شياطينهم ila şeyatınihim (Şeytanları ile baş başa kalınca) [Bakara 140], münafık ve müşriklerden dostlarıyla bir araya gelince. محيط بالكافرين Muhitun bi'l kafirin (Allah inkarcıları çepeçevre kuşatmıştır) [Bakara 19], Allah kafirleri bir araya getirendir.  "(Bu münafıklar) mu'minlerle karşılaştıkları vakit "(Biz de) iman ettik" derler. (Kendilerini saptıran) şeytanları ile başbaşa kaldıklannda ise: Biz sizinle beraberiz, biz onlarla (mu'minlerle) sadece alayediyoruz, derler." على الخاشعين ale'l-haşiin (Bunlar, Allah'a huşu ile boyun eğenlerden başkasına ağır gelir), gerçek mu'minlerden başkasına. بقوة.Bikuwetin (size verdiğimizi kuwetle tutun!), onun içeriğine göre amel edin!

 

وقال أبو العالية: {مرض} /10/: شك. {وما خلفها} /66/: عبرة لمن بقي. {لا شية} /71/: لا بياض.

Ebu'l-Aliye Bakara suresindeki bazı kelimeleri şu şekilde tefsır etmiştir:

مرض.Maraz (Onların kalplerinde bir hastalıkyardır.), bir şek vardır. وما خلفها  ve ma halfeha (Biz bunu bu olayı (Yahudilerin maymuna çevrilmesi hadisesini) bizzat görenlere ve sonradan gelenlere bir ibret dersi, müttakiler için de bir öğüt vesilesi klldık.), geride kalanlara bir ibret vesilesi kıldık.

 

لا شية Laşiye (hiç alacası bulunmayan), hiç beyazlığı bulunmayan.

 

وقال غيره: {يسومونكم} /49/: يولونكم. الولاية - مفتوحة - مصدر الولاء، الربوبية، وإذا كسرت الواو فهي الإمارة.

Başka bir müfessir يسومونكم yesumunekum (Size azabın en kötüsünü reva görüyorlardı.) ifadesini, "sizi eziyorlardı" şeklinde izah etmiştir. الولاية  velayet kelimesi و (vav)'ın fethalı olması durumunda الولاء el-Vela'nın masdarı olup, rububiyet ve mülkiyet manasına gelir. Eğer و vav harfinin kesrası ile okunursa, imaret anlamına gelir.       '

 

وقال بعضهم: الحبوب التي تؤكل كلها فوم.  وقال قتادة: {فباؤوا} /90/: فانقلبوا.

Bir başka müfessir ise, tamamı yenen danelere فوم fum sarımsak dendiğini ileri sürmüştür,

Katade, فباؤوا febali (Yahudiler gazap üstüne gazaba uğradllar, ifadesini, gazap ile döndüler şeklinde tefsır etmiştir,

 

وقال غيره: {يستفتحون} /89/: يستنصرون. {شروا} /102/: باعوا. {راعنا} /104/: من الرعونة، إذا أرادوا أن يحمقوا إنسانا قالوا: راعنا. {لا تجزي} /48، 123/: لاتغني. {خطوات} /168/: من الخطو، والمعني: آثاره. {ابتلى} /124/: اختبر.

Bir başka müfessir ise bazı kelimeleri şu şekilde tefsır etmiştir: يستفتحون yesteftihune ifadesi "zafer istiyorlar" شروا  Şerav ifadesi "sattllar",

 

"Süleyman'ın hükümranlığı hakkında onlar, şeytanların uydurup söylediklerine tabi oldular. Halbuki Süleyman büyü yapıp kafir olmadı. Lakin şeytanlar kafir oldular. Çünkü insanlara sihri ve Babil'de Harut ile Marut isimli iki meleğe indirileni öğretiyorlardı. Halbuki o iki melek, herkese: Biz ancak imtihan için gönderildik, sakın yanlış inanıp da kafir olmayasınız, demeden hiç kimseye (sihir ilmini) öğretmezlerdi. Onlar, o iki melekden, karı ile koca arasını açacak şeyleri öğreniyorlardı. Oysa büyücüler, Allah'ın izni olmadan hiç kimseye zarar veremezler. Onlar, kendilerine fayda vereni değil de zarar vereni öğrenirler. Sihri satın alanların (ona inanıp para verenlerin) ahiretten nasibi olmadığını çok iyi bilmektedirler. 'Karşılığında kendilerini sattıkları şey ne kötüdür! Keşke bunu anlasalardı!" .......Raina ifadesi ahmaklık anlamına gelen ......ruune kökünden gelir.  Araplar bir insanın ahmak olduğunu belirtmek istedikleri zaman .......raina derlerdi. ........;La yeczi"başkası adına ödemede bulunmak"........Huduvat Bu kelime adım atmak kökünden gelir. Bu ayette ise "izlerini" anlamına gelir.

 

AÇIKLAMA: "Mücahid Bakara suresindeki bazı kelimeleri şu şekilde tefsır etmiştir:" İmam Buharı'nin Mücahid'den naklettiği yukarıdaki tefsırler, İbn Abbas'a dayanır. O bu konuda şöyle demiştir: "Yahudilerden bir grup ashabı kiramla karşılaşınca, onlara 'biz, sizin dininiz üzereyiz,' derlerdi. Daha sonra şeytanlarıyla, yani kendi çevrelerinden insanlarla karşılaşınca onlar da 'biz, sizinle beraberiz' derlerdi."

 

.....Hala fiili bu ayeti kerimede .... harf-i ceri ile müteaddı (geçişli) olmuştur. Oysa genellikle ......ba harf-i ceri ile müteaddı olur. Burada JYila ile müteaddı olmasının hikmeti şu şekilde izah edilir:......ba harf-i ceri ile müteaddı olan .... hala fiili, hem baş başa kalmak, hem de alayetmek anlamına gelir. Bu yüzden biriyle alayettiğini söylemek istersen .......halevtu bihi dersin. JYila harf-i ceri ile müteaddı olan ....hala fiili ise, sadece baş başa kalmak anlamına gelir. Bu yorum Taberı'ye aittir.

 

Bu ayeti kerimede tazmın sanatı da olabilir. Buna göre ....hala fiiline,  ......zehebe fiilinin manası yüklenmiştir. Kufe ekolüne göre harf-i cerler birbirlerinin yerine kullanılırlar.

......muhıtun bi'l-kafirine Allah inkarcıları çepeçevre kuşatmıştır) Bakara 19, Allah kafirleri bir araya getirendir." Abd İbn Humeyd yukarıda zikredilen senetle bu rivayeti Mücahid'den nakletmiştir. İbn Abbas'ın ise bu ayeti şu şekilde tefsır ettiği nakledilmiştir: "Allah kafirlere ceza indirir."

 

.....illa ale'l-haşiın (Bunlar, Allah'a huşu ile boyun eğenlerden başkasına ağır gelir) [Bakara 45], gerçek mu'minlerden başkasına. İbn Ebı Hatim, Ebu'ı-Aliye'nin ayetin bu kısmını "Allah'tan korkanlara" şeklinde tefsır ettiğini nakletmiştir. Mukatil, İbn Hibban'ın ise bu ifadeyi "tevazu gösterenlere" şeklinde tefsır ettiğini rivayet etmiştir.

 

..... (size veriğimizi kuwetle tutun!) [Bakara 63], onun içeriğine göre amel edin!" İbn Ebı Hatim, Ebu'l-Aliye'nin bu ayet hakkında "Kuwet; itaat anlamına gelir" dediğini nakletmiştir. Katade ve Süddı kanalıyla gelen tefsire göre ise kuwet, ciddiyet ve gayret olarak yorumlanmıştır.

......ve ma halfeha (Biz bunu, bu olayı (Yahudilerin maymuna çevrilmesi hadisesini] bizzat görenlere ve sonradan gelenlere bir ibret dersi, müttakiler için de bir öğüt vesilesi kıldık)[Bakara 66], geride kalanlara bir ibret vesilesi kıldık." İbn Ebı Hatim, Ebu Ca'fer er-Razi kanalıyla muttasıl bir senetle Ebu'ı-Aliye'nin bu ayet hakkında şu tefsıri yaptığını nakletmiştir: .....fecealna nekalen !ima biyne yedeyha ifadesi, "(Yahudileri maymuna çevirme olayını) onların

işledikleri günahların bir cezası yaptık"......ve ma halfeha ifadesi ise, "bu olayı onlardan sonra gelen kimselere bir ibret vesilesi kıldık" manasına gelir.

 

"Bir başka müfessir ise, tamamı yenen danelere ......fum (sarımsak) [Bakara 61] dendiğini ileri sürmüştür." Ferra "Maani'l-Kur'an"da Ata'dan bu görüşü nakletmiştir. Katade ise, i yilileı-mm kelimesini ekmek yapılan her türlü dane olarak tefsır etmiştir.

 

"......yesteftihune "zafer istiyorlar"[Bakara 89]." Bu tefsır Ebu Ubeyde'ye aittir.

 

Buna benzer bir tefsiri İmam Taberi, Avfl kanalıyla İbn Abbas'tan nakletmiştir.

Dahhak kanalıyla ise İbn Abbas'ın bu ifadeyi, .......yestezhirune (üstün gelmek) şeklinde yorumladığını rivayet etmiştir.

 

İbn İshak "es-Sfretu'n-Nebeviyye" adlı eserinde Asım İbn Ömer İbn Katade kanalıyla, bazı hocalarından bu ayet hakkında şöyle bir rivayet nakletmiştir: "Bu ayet, Yahudilerle bizim hakkımızda nazil oldu. Cahiliye döneminde onlara karşı üstün geldiğimiz zaman bize, 'bir Nebi gönderilecek, artık gelmesi yakındır. Onunla bir olup sizi öldüreceğiz,' derlerdi. Sonra Allah Teala Nebiini gönderdi. Biz ona iman ettik; onlar ise inkar etti. İşte bu ayet bunun hakkında indL"

 

.....raina ifadesi ahmaklık anlamına gelen  yiruune kökünden gelir.

 

Araplar bir insanın ahmak olduğunu belirtmek istedikleri zaman ......raina derlerdi.) Bu görüş Ijraina kelimesindeki 0'nun harfini tenvinli okuyanların kıraatine göredir. Bu kıraat, Hasan-ı Basrı ve Ebu Hayve'y aittir. Buna göre söz konusu kelime şu şekilde mahzuf bir masdarın sıfatı olur: ............ la teklilli kavlen rainen yani ahmaklığı ifade eden söz söylemeyin!" anlamına gelir.

 

Çoğunluğa göre I)raina kelimesi tenvinsiz okunur. Bu durumda riayet etmek anlamına gelen ........el-muraat kökünden emir fiildir. Ashab-ı kiramın Hz. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e bu şekilde hitap etmesi yasaklanmıştır. Çünkü bu şekilde bir hitap, tarafların eşitliğini gerektirir.

 

Mücahid bu ayeti şu şekilde izah etmiştir: "Bizi dinle ki, biz de seni dinleyelim" demeyin!

Ata ise bu ayetin tefsiri hakkında şunları demiştir: "Bu şekilde hitap etmek Ensar'ın bir lehçesiydi. Ancak onlara böyle hitap etmeleri yasaklanmıştır."

 

 

باب: قوله تعالى: {فلا تجعلوا لله أندادا وأنتم تعلمون} /22/.

3. "BİLE BİLE ALLAH'A ORTAKLAR YAKIŞTIRMAYIN!"[Bakara 22] AYETİNİN TEFSİRİ

 

حدثني عثمان بن أبي شيبة: حدثنا جرير، عن منصور، عن أبي وائل، عن عمرو بن شرحبيل، عن عبد الله قال: سألت النبي صلى الله عليه وسلم: أي الذنب أعظم عند الله؟ قال: ( أن تجعل لله ندا وهو خلقك). قلت: إن ذلك لعظيم، قلت: ثم أي؟ قال: (وأن تقتل ولدك تخاف أن يطعم معك). قلت: ثم أي؟ قال: (أن تزاني حليلة جارك).

 

[-4477-] Abdullah İbn Mes'lid'dan rivayet edildiğine göre, o şöyle demiştir:

 

Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e

 

'Allah katında en büyük günah hangisidir?' diye sordum. Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem 'seni yarattığı halde Allah'a ortak koşmandır' buyurdu.

 

'Gerçekten bu büyük bir günahtır' dedim ve 'sonra hangisidir?' diye sordum. Bunun üzerine 'yemeğine ortak olmasından korktuğun için çocuğunu öldürmendir' buyurdu. Son olarak 'sonra hangisidır?' diye sordum. O da 'Komşunun eşiyle zina etmendir' buyurdu."

 

Hadisin geçtiği diğer yerler: 4761, 6001, 6811, 6861, 7520, 7532.

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması: 

 

"Bile bile Allah'a ortaklar yakıştırmayın!"[Bakara 22] Ayetinin Tefsiri" ......el-endad kelimesi benzer anlamına gelen .......niddun kelimesinin çoğuludur.

 

İmam Buhar!, İbn Mes'Od'dan nakledilen bu hadisi "En Büyük Günah Hangisidir" başlığı altında zikretmiştir. Bu hadisin açıklaması "Tevh!d Bölümünde" gelecektir.