FATİHA SURESİ
باب: ماجاء في
فاتحة الكتاب
1. FATİHA HAKKINDAKİLER
وسميت أم
الكتاب أنه
يبدأ
بكتابتها في
المصاحف،
ويبدأ
بقراءتها في
الصلاة.
والدين: الجزاء
في الخير
والشر، كما
تدين ندان.
Fatiha suresi, "Ümmü'I-Kitab" olarak da
isimlendirilmiştir. Çünkü Kur'an-ı Kerim'in en başında yazılmıştır. Ayrıca
namazıarda önce bu sure okunur. Din, iyi veya kötü karşılık anlamına gelir. Bu
yüzden كما
تدين Kema tedınü tüdanü
(ektiğini biçersin) denir
وقال مجاهد:
{بالدين}
/الماعون: 1/،
/الانفطار: 9/: بالحساب.
{مدينين}
/الواقعة: 86/:
محاسبين.
Mücahid, din, hesap; medın ise hesaba çekilen anlamına gelir,
demiştir.
AÇIKLAMA: "Fatiha Hakkında Nakledilen Hadisler" Bu
ifade Fatiha'nın fazileti veya tefsiri ya da daha geniş bir hususu hakkında
nakledilen hadisler anlamına gelir. Ancak hepsinde de Fatiha kaydı mevcuttur.
"Fatiha suresi, "Ümmü'l-Kitab" olarak da
isimlendirilmiştir. Çünkü Kur'an-ı Kerim'in en başında yazılmıştır." Bu
görüş Ebu Ubeyde'ye aittir. Ebu Ubeyde bu yorumu
"Medızu'l-Kur'an"adlı eserinin baş tarafında şu lafızlarla dile
getirmiştir:
"Kur'an surelerinin (farklı) isimleri vardır. Mesela
Elhamdülillah suresinin bir diğer adı "Ümmü'l-Kitab"dır. Çünkü
Kur'an-ı Kerım bu sure ile başlar. Namazıarda da bu sure tekrar tekrar okunur.
Her re katta zammı sureden önce bu sure tilavet edilir. Ayrıca bu sureye
"Fatihatu'l-Kitab" da denir. Çünkü Mushaflar bu sure ile başlar.
Bütün surelerden önce bu sure yazılmıştır." Bu alıntı ile özet olarak
verdiği bilgiden İmam Buharı'nin maksadının ne olduğu anlaşılmaktadır.
Bu sureye "Ümmü'l-Kur'an" da denmiştir. Çünkü bu sure
Kur'an'ın temel konularından Allah'a hamd, emir ve nehiylerine uyarak O'na
ibadet etmek, va'd ve v aıd , Allah'ın zatı, sıfatları ve fiilleri, dünya
hayatının başlangıcı, dünyanın nasıl devam ettiği ve ahiret gibi hususlardan
bahseder.
Fatiha'nın daha başka isimleri de vardır. Çeşitli rivayetlerden
derlediğimiz bu isimleri şu şekilde sıralayabiliriz: Kenz, Vafiye, Şafiye,
Kafiye, Hamd, Elhamdu lillah, Salat, Şifa, Esas, Şükr ve Dua.
"Din, iyi veya kötü karşılık anlamına gelir. Bu yüzden
.......Kema tedinü tüdanü (ektiğini biçersin) denir." Bu söz de Ebu
Ubeyde'ye aittir. Dinin başka manaları da vardır. Bunları şu şekilde
sıralayabiliriz: Adet, amel, hüküm, durum, ahlak, itaat, üstün gelmek, inanç
esasları, şeriat, takva ve siyaset. Bu manaların delillerini sıralamak konumuzu
uzatır. Bu yüzden sadece isimlerini vermekle yetiniyoruz.
حدثنا مسدد:
حدثنا يحيى،
عن شعبة قال:
حدثني خبيب بن
عبد الرحمن،
عن حفص بن
عاصم، عن أبي
سعيد بن المعلى
قال:
كنت
أصلي في
المسجد،
فدعاني رسول
الله صلى الله
عليه وسلم فلم
أجبه، فقلت:
يا رسول الله،
إني كنت أصلي،
فقال: (ألم يقل
الله:
{استجيبوا لله
وللرسول إذا
دعاكم لما
يحييكم}). ثم
قال لي: (لأعلمنك
سورة هي أعظم
السور في
القرآن، قبل
أن تخرج من
المسجد). ثم
أخذ بيدي،
فلما أراد أن
يخرج، قلت له:
ألم تقل: (لأعلمنك
سورة هي أعظم
سورة في
القرآن). قال:
({الحمد لله رب
العالمين}: هي
السبع
المثاني،
والقرآن العظيم
الذي أوتيته).
[-4474-] Ebu Saıd İbnu'l-Mualla'dan şöyle dediği nakledilmiştir:
Mescidde namaz kılıyordum. O sırada Hz. Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem beni yanına çağırdı. Fakat ben, onun bu çağrısına (hemen) uymadım. (Bir
müddet sonra) yanına gidip
'Ey Allah'ın Elçisi! Namaz kılıyordum' diye mazeret bildirdim.
Bunun üzerine şöyle buyurdu:
Allah Teala'nın 'Hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman Allah
ve Resulü'ne uyun!' [EnfaI 24] buyurduğunu işitmedin mi? Daha sonra 'Mescidden
çıkmadan önce sana Kur'an'daki en büyük sureyi öğreteceğim' dedi. Sonra elimden
tuttu. Mescidden çıkmak istediği zaman ona 'sana Kur'an'daki en büyük sureyi
öğreteceğim buyurmamış mıydın?' diye sordum. Bunun üzerine şöyle dedi: O sure
Elhamdülillahi Rabbi'l-alemin'dir; tekrarlanan yedi ve bana verilen
Kur'an'dır."
Hadisin geçtiği diğer yerler: 4647, 4703, 5006
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"Mescidden çıkmadan önce sana Kur'an'daki en büyük sureyi
öğreteceğim" Bu ifade, Ebu Hureyre'den nakledilen hadiste "Tevrat'ta,
İncil'de, Zebur'da ve Kur'an'da bir benzeri indirilmemiş bir sureyi sana
öğretmemi ister misin?" şeklinde geçmektedir. İbnu't-Tin bu hadiste bahsi
geçen büyüklüğü şöyle izah etmiştir:
"Fatiha'nın sevabı diğer surelerin sevabından daha
fazladır."
Bu hadis, Kur'an ayetIerinin bir kısmının diğer kısmından üstün
olabileceğine delil olarak getirilmiştir. Nitekim "Biz bir ayetin hükmünü
yürürlükten kaldırır veya onu unutturursak mutlaka daha iyisini veya benzerini
getiririz" ayeti de, Kur'an ayetlerinin bir kısmının diğerlerinden üstün
olabileceği görüşünü destekler. İbn Ebi Hatim, Ali ibn Ebi Talha kanalıyla İbn
Abbas'ın bu ayette geçen "daha iyisini" ifadesini, yarar, merhamet ve
yücelik bakımından daha hayırlısı şeklinde tefsir ettiğini nakletmiştir.
"O sure Elhamdülillahi Rabbi'l-alemfn'dir; tekrarlanan yedi
ve bana verilen Kur'an'dır." Bu ifade açıkça "Sana tekrarlanan yediyi
verdik" ayetinde geçen "tekrarlanan yedi"nin Fatiha suresi
olduğunu gösterir. Ancak Nesai, sahih bir senetle İbn Abbas'tan şöyle bir rivayet
nakletmiştir: "Tekrarlanan yedi, es-Seb'u't-tıvaldir." Yani Bakara,
Al-i İmran, Nisa, Maide, En'am, A'raf, Enfal-Tevbe sureleridir. Bazıları ise
yedinci sure olarak Yunus suresini zikretmiştir.
İlk görüşe göre, yedi ile kastedilen ayetlerin sayısıdır. Çünkü
Fatiha suresi yedi ayettir. Bu görüş Said İbn Cübeyr'e aittir. Fatiha suresinin
neden ... Mesani olarak isimlendirildiği konusunda iki görüş vardır:
a) Fatiha, namaz kılınırken her rekatta tekrar okunduğu için b)
Fatiha suresi ile Allah'a hamd edildiği için 255
Mesani tekrarlanan anlamına gelebileceği gibi, övgünün
gerçekleştiği mekan manasina da gelir.
Önemli Not :
es-Sebu'l-mesani'nin Fatiha suresi ile tefsir edilmesinden, bu surenin
Mekke'de nazil olduğu sonucu çıkarılır. Çoğunluğun görüşü bu doğrultudadır. Bu
konuda sadece Mücahid farklı görüştedir.
Bu tefsırin Fatiha suresinin Mekke'de nazil olduğuna delalet
ettiği şu şekilde izah edilir: Allah Teala, bu ayeti256 indirmekle Nebi'ine
verdiği bir nimetini hatırlatmıştır. Hicr suresinin Mekkı olduğu konusunda
ittifak vardır. Bu durum Fatiha'nın bu ayetten önce nazil olduğunu gösterir.
Hüseyin İbn Fadl bu konuda şöyle demiştir: "Fatiha'nın Medine'de nazil
olduğunu söylemesi Mücahid'in bir hatasıdır. Çünkü alimler bu konuda ona
muhalefet etmiştir."
باب: {غير
المغضوب
عليهم ولا
الضالين
2. "GAZABA UĞRAMIŞLARIN VE SAPMIŞLARIN YOLUNA DEĞİL"
AYETİNİN TEFSİRİ
حدثنا عبد
الله بن يوسف:
أخبرنا مالك،
عن سمي، عن
أبي صالح، عن
أبي هريرة رضي
الله عنه:
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال: (إذا
قال الإمام:
{غير المغضوب
عليهم ولا
الضالين}.
فقالوا آمين،
فمن وافق قوله
قول الملائكة
غفر له ما
تقدم من ذنبه).
[-4475-] Ebu Hureyre'den Hz. Nebi'in şöyle buyurduğu
nakledilmiştir:
"İmam, غير
المغضوب
عليهم ولا
الضالين
Ğayri'l-mağdubi aleyhim dediği zaman Amın deyin! Zira kimin, amın demesi
meleklerin amın demesine denk gelirse, o kişinin geçmiş günahlan
bağışlanır."
Fethu'l-Bari Açıklaması:
غير
المغضوب
عليهم ولا
الضالين
Gazaba uğramışların ve sapmışların yoluna değil" Ahmed b. Hanbel ve ıbn
Hibban, Adiyy İbn Hatim kanalıyla Nebi s.a.v.'in şöyle buyurduğunu rivayet
etmişlerdir: "Gazaba uğrayanlar Yahudiler, sapmışlar ise
Hıristiyanlardır." İbn Merdliye de bu rivayeti hasen bir senet ile Ebu
Zerr'den nakletmiştir.
İbn Ebı Hatim bu konuda şöyle demiştir: "Müfessirler
arasında bu ayetin bu şekilde tefsir edilmesi hakkında herhangi bir ihtilaf
olduğunu bilmiyorum." Süheyll ise şöyle demiştir: "Bu tefsırin
delili, Allah'ın Yahudiler hakkında indirdiği
"Onlar gazab üstüne gazaba uğradılar"[Bakara 90] ayeti
ile Hıristiyanlar hakkında indirdiği "Daha önceden sapan, birçoklarını da
saptıran ve yolun doğrusundan uzaklaşan bir topluma uymayın," [Maide 77]
ayetidir.
İmam Buhar! Ebu Hureyre'den nakledilen hadisi "İmamın Amin
Demesine Muvafakat Etmek" başlığı altında zikretmişti. Dolayısıyla bu
hadisin açıklaması "Sıfatu's-salt" bölümünde geçti .