DEVAM: 83. NEBİ S.A.V.'IN HASTALANMASI VE VEFATI
حدثني محمد
بن عبيد:
حدثنا عيسى بن
يونس، عن عمر
ابن سعيد قال:
أخبرني ابن
أبي مليكة: أن
أبا عمرو،
ذكوان، مولى
عائشة أخبره:
أن عائشة كانت
تقول:
إن
من نعم الله
علي: أن رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
توفي في بيتي،
وفي يومي،
وبين سحري
ونحري، وأن
الله جمع بين
ريقي وريقه
عند موته: دخل
علي عبد
الرحمن،
وبيده السواك،
وأنا مسندة
رسول الله صلى
الله عليه وسلم،
فرأيته ينظر
إليه، وعرفت
أنه يحب
السواك، فقلت:
آخذه لك؟
فأشار برأسه:
(أن نعم).
فتناولته،
فاشتد عليه،
وقلت: الينه
لك؟ فأشار
برأسه: (أن نعم).
فلينته،
فأمره، وبين
يديه ركوة أو
علبة - يشك عمر -
فيها ماء،
فجعل يدخل
يديه في الماء
فيمسح بهما
وجهه، يقول:
(لا إله الإ الله،
إن للموت
سكرات). ثم نصب
يده، فجعل
يقول: (اللهم
في الرفيق
الأعلى). حتى
قبض ومالت يده.
[-4449-] Aişe'nin azatlısı Zekvan'dan rivayete göre
"Aişe şöyle derdi:
Allah'ın üzerimdeki nimetleri arasında Resulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem'in evinde benim nöbet günümde ve başı göğsümün üstünde ve
gerdanımın arasında olduğu halde vefat etmesi de vardır ve Allah vefatı
esnasında benim tükürüğüm ile onun tükürüğünü bir araya getirmiştir. (Şöyle ki)
Abdurrahman elinde misvak olduğu halde yanıma geldi. Ben de Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i (göğsüme) dayamış bulunuyordum. Onun o misvaka
baktığını görünce misvakı da çok sevdiğini bildiğimden ötürü o misvakı senin
için alayım mı diye sordum. Başıyla evet diye işaret buyurdu. Misvakı aldım.
Fakat ona sert geldi. Onu sana biraz yumuşatayım mı dedim. Başıyla evet diye
işaret buyurdu. Ben de ona misvakı yumuşattım. O da misvakı alıp, dişleri
arasında götürüp getirdi. Önünde deriden yahut ağaçtan -şüphe eden ravi Ömer b.
Said'dir- içinde su bulunan bir kap vardı. Elini suya sokarak sonra ellerini
yüzüne sürmeye başladı. Bu arada:
La, ilahe illallah, şüphesiz ölümün sekeratı vardır diyordu. Sonra
elini kaldırdı, ruhu kabzedilinceye kadar: Allah'ım er-Refiku'l-A'la arasında,
demeye koyuldu. Sonunda eli düştü."
حدثنا
إسماعيل قال:
حدثني سليمان
بن بلال: حدثنا
هشام بن عروة:
أخبرني أبي، عن
عائشة رضي
الله عنها:
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم كان يسأل
في مرضه الذي
مات فيه،
يقول: (أين أنا
غدا، أين أنا
غدا). يريد يوم
عائشة، فأذن
له أزواجه
يكون حيث شاء،
فكان في بيت
عائشة حتى مات
عندها، قالت
عائشة: فمات
في اليوم الذي
يدور علي فيه
في بيتي، فقبضه
الله وإن رأسه
لبين نحري
وسحري، وخالط
ريقه ريقي. ثم
قالت: دخل عبد
الرحمن بن أبي
بكر، ومعه
سواك يستن به،
فنظر إليه
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم، فقلت
له: أعطني هذا
السواك يا عبد
الرحمن،
فأعطانيه،
فقضمته، ثم
مضغته،
فأعطيته
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم فاستن
به، وهو مستند
إلى صدري.
[-4450-] Aişe r.anha'dan rivayete göre "Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem vefatı ile sonuçlanan hastalığı arasında yarın
neredeyim, yarın ben neredeyim, diye sorup duruyordu. Maksadı Aişeinin
sırasının geleceği günü öğrenmekti. Hanımları ona dilediği yerde kalması
hususunda izin verdiler. O da yanında vefat ettiği vkte kadar Aişe'nin evinde
kaldı.
Aişe dedi ki:
Allah Resulü evimde bulunma sırasının geldiği günde vefat etti.
Yüce Allah onun ruhunu kabzettiğinde başı benim göğsüm ile
gerdanım arasında idi. Onun tükürüğü tükürüğüme karıştı. Sonra dedi ki:
(Kardeşim) Abdurrahman b. Ebi Bekr, beraberinde dişlerini
temizlediği bir misvak bulunduğu halde yanıma girdi. Resulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem ona baktı. Ben de ona:
Ey Abdurrahman o misvakı bana ver dedim. O da onu bana verdi. Onu
alıp ısırdıktan sonra (yumuşatmak üzere) çiğnedim ve misvakı Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e verdim. O da göğsüme dayanmış olduğu halde o
misvakla dişlerini temizledi."
حدثنا سليمان
بن حرب: حدثنا
حماد بن زيد،
عن أيوب، عن ابن
أبي مليكة، عن
عائشة رضي
الله عنها
قالت:
توفي
النبي صلى
الله عليه
وسلم في بيتي
وفي يومي،
وبين سحري
ونحري، وكانت
إحدانا تعوذه
بدعاء إذا
مرض، فذهبت
أعوذه، فرفع
رأسه إلى السماء
وقال: (في
الرفيق
الأعلى، في
الرفيق
الأعلى). ومر
عبد الرحمن بن
أبي بكر، وفي
يده جريدة
رطبة، فنظر
اليه النبي
صلى الله عليه
وسلم، فظننت
أن له بها
حاجة،
فأخذتها،
فمضغت رأسها،
ونفضتها،
فدفعنها
إليه، فاستن
بها كأحسن ما
كان مستنا، ثم
ناولنيها،
فسقطت يده، أو:
سقطت من يده،
فجمع الله بين
ريقي وريقه في
آخر يوم من
الدنيا وأول
يوم من الآخرة.
[-4451-] Aişe r.anha dedi ki: "Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem benim evimde, benim nöbet günümde ve (başı) gerdamm ile göğsüm
arasında bulunduğu halde vefat etti. Hastalandığı vakit bizden herhangi birisi
ona bir dua okurdu. Ben de ona dua okumaya koyulunca, başını semaya kaldırarak:
Refiku'I-A'la arasında diye buyurdu. Bu esnada (kardeşim)
Abdurrahman b. Ebi Bekr elinde soyulmuş nemli bir ağaç parçası bulunduğu halde
geldi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ona baktı. Onun o soyulmuş ağaç
parçasına ihtiyacının olduğunu anladım. Onu alıp, uç tarafını çiğnedim ve onu
yumuşatarak ona verdim. Allah Resulü onunla daha önce dişlerini misvaklayarak
temizlediği en güzel şekilde misvakladı. Sonra onu bana uzattı. Eli düştü -ya
da misvak elinden düştü.- Böylelikle Allah onun dünyadaki son günü ile
ahiretteki ilk gününde benim tükürüğümü, onun tükürüğü ile bir araya getirmiş
oldu."
حدثنا يحيى
بن بكير:
حدثنا الليث،
عن عقيل، عن
ابن شهاب قال:
أخبرني أبو
سلمة: أن
عائشة أخبرته:
أن
أبا بكر رضي
الله عنه أقبل
على فرس من
مسكنه
بالسنح، حتى
نزل فدخل
المسجد، فلم
يكلم الناس
حتى دخل على
عائشة، فتيمم
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم وهو مغشي
بتوب جبرة،
فكشف عن وجهه
ثم أكب عليه
فقبله وبكى،
ثم قال: بأبي
أنت وأمي،
والله لا يجمع
الله عليك
موتتين، أما
الموتة التي
كتبت عليك فقد
متها.
[-4452 - 4453-] Aişe ona (Ebu Seleme'ye) şöyle haber vermiştir:
"Ebu Bekr r.a. es-Sunh denilen yerdeki meskeninden bir at
üzerinde geldi ve atından inip, mescide girdi. Hiç kimseyle konuşmadan Aişe'nin
evine girdi. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e doğru gitti. Resulullahın
yüzü bir Yemen bezi ile örtülü idi. Yüzünü açtı, sonra üzerine kapandı. Onu
öpüp ağladı, sonra: Babam-anam sana feda olsun. Allah'a yemin ederim, Allah
senin üzerinde ölümü iki defa bir araya getirmeyecektir. Senin hakkında
yazılmış olan o ölümü ise işte tatmış bulunuyorsun, dedi,"
قال الزهري:
حدثني أبو
سلمة، عن عبد
الله بن عباس:
أن أبا بكر
خرج وعمر بن
الخطاب يكلم
الناس، فقال:
اجلس يا عمر،
فأبى عمر أن
يجلس، فأقبل
الناس إليه
وتركوا عمر،
فقال أبو بكر:
أما بعد، فمن
كان منكم يعبد
محمدا صلى الله
عليه وسلم فإن
محمدا قد مات،
ومن كان منكم يعبد
الله فإن الله
حي لا يموت.
قال الله: {وما
محمد إلا رسول
قد خلت من
قبله الرسل -
إلى قوله - الشاكرين}.
وقال: والله
لكأن الناس لم
يعلموا أن
الله أنزل هذه
الآية حتى تلاها
أبو بكر،
فتلقاها منه
الناس كلهم،
فما أسمع بشرا
من الناس إلا
يتلوها.
فأخبرني
سعيد بن
المسيب: أن
عمر قال:
والله ما هو
إلا أن سمعت
أبا بكر تلاها
فعقرت، حتى ما
تقلني رجلاي،
وحتى أهويت
إلى الأرض حين
سمعته تلاها،
علمت أن النبي
صلى الله عليه
وسلم قد مات.
[-4454-] Abdullah b. Abbas'tan rivayete göre "Ebu
Bekr dışarı çıktığında Ömer insanlarla konuşuyordu. Ebu Bekr: Otur ey Ömer
dedi. Fakat Ömer oturmak istemedi. Ancak insanlar Ömer'i bırakıp, Ebu Bekr'e
doğru gittiler.
Ebu Bekr dedi ki: İmdi, aranızdan kim Muhammed Sallallahu Aleyhi
ve Sellem'e ibadet ediyor idiyse şüphesiz Muhammed ölmüş bulunuyor. Aranızdan
kim Allah'a ibadet ediyor idiyse şüphesiz Allah haydır, asla ölmez.
"Muhammed ancak bir Rasuldür. Ondan önce nice rasuller gelip geçmiştir ...
Allah şükredenlere mükafat verecektir. "[Ali İmran, 144] diye
buyurmaktadır."
(İbn Abbas) ayrıca dedi ki: "Allah'a yemin ederim, sanki
insanlar Ebu Bekr bu ayeti okuyuncaya kadar Allah'ın bu ayeti indirdiğini
bilmiyorlardı da insanların hepsi bu ayeti ondan öğrenmiş gibi oldular.
İnsanlardan kimi duydumsa mutlaka bu ayeti okuyordu.
(Zühri dedi ki): Said b. el-Müseyyeb'in bana haber verdiğine göre
Ömer şöyle dedi: Allah'a yemin ederim, Ebu Bekr'in bu ayeti okuduğunu işitir işitmez
derhal helak oluverdim. Öyle ki ayaklarım beni taşıyamıyordu. Onun bu ayeti
okuduğunu işitince yere kapandım, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in vefat
ettiğini kesinlikle öğrenmiş oldum."
Fethu'l-Bari Açıklaması:
. "Ömer insanlarla konuşuyordu." Yani onlara:
Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ölmedi diyordu.
İbn İshak, Abdurrezzak ve Taberani, İkrime yoluyla şunu rivayet
etmektedirler: el-Abbas, Ömer'e dedi ki: Sizden herhangi bir kimsede bu hususta
Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den almış olduğu bir ahit var mıdır?
Ömer: Hayır deyince, elAbbas dedi ki: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem
öldü. Ancak o savaştı, barış yaptı, nikahlandı, boşadı ve sizi apaydınlık yol
üzerinde bıraktıktan sonra öldü."
İşte bu da el-Abbas'ın es-Sıddik'a muvafık halleri arasındadır.
İbn Ebi Şeybe'nin kaydettiği İbn Ebi Ömer yoluyla gelen hadiste belirtildiği ne
göre "Ebu Bekr, Ömer'in yanından geçerken Ömer: Resulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem ölmedi ve Allah münafıkları öldürünceye kadar da ölmeyecektir,
diyordu. Çünkü münafıklar sevinçlerini açığa vurmuş ve başlarını kaldırır gibi
olmuşlardı.
Ebu Bekr: Ey Adam şüphesiz Resulullah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem öldü. Sen yüce Allah'ın: "Muhakkak sen de öleceksin. Şüphesiz onlar
da öleceklerdir. "Zumer, 30 diye buyurduğunu duymadın mı? Üstelik yüce
Allah: "Biz senden önce hiçbir beşer için ebediliği takdir
etmedik."[Enbiya, 134] diye buyurmaktadır. Daha sonra minbere gitti,
minbere çıktı, Allah'a hamd-u senada bulundu, deyip hutbesini kaydetmektedir.
"Helak oldum." Bir başka rivayette ayn harfi fethalı
olarak gelmiştir ki dehşete düştüryı, şaşırıp kaldım, demektir.
حدثني عبد
الله بن أبي
شيبة: حدثنا
يحيى بن سعيد،
عن سفيان، عن
موسى ابن أبي
عائشة، عن
عبيد الله بن
عبد الله بن
عتبة، عن
عائشة وابن عباس:
أن
أبا بكر رضي
الله عنه قبل
النبي صلى
الله عليه
وسلم بعد موته.
[-4455 – 4456 - 4457-] Aişe ve İbn Abbas'tan
rivayete göre "Ebu Bekr r.a., Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i
vefatından sonra öptü."
Bu Hadis 5709 numara ile gelecektir.
SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM