SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-MEĞAZİ

<< 1646 >>

باب: وقد بني تميم.

67. TEMİM OĞULLARI HEYETİ(NİN GELMESİ)

 

حدثنا أبو نعيم: حدثنا سفيان، عن أبي صخرة، عن صفوان بن محرز المازني، عن عمران بن حصين رضي الله عنهما قال:

 أتى نفر من بني تميم النبي صلى الله عليه وسلم، فقال: (اقبلوا البشرى يا بني تميم). قالوا: يا رسول الله قد بشرتنا فأعطنا، فرئي ذلك في وجهه، فجاء نفر من اليمن، فقال: (اقبلوا البشرى اذ لم يقبلها بنو تميم). قالوا: قد قبلنا يا رسول الله.

قال ابن إسحاق: غزوة عيينة بن حصن بن حذيفة بن بدر بني العنبر من بني تميم. بعثه النبي صلى الله عليه وسلم إليهم، فأغار، وأصاب منهم ناسا، وسبى منهم نساء.

 

[-4365-] İmran b. Husayn radıyallShu anh dedi ki: "Temim oğullarından bir heyet Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in huzuruna geldi. Onlara:

 

Ey Temim oğulları müjdeyi kabul ediniz, diye buyurdu. Onlar: Ey Allah'ın Resulü bize müjde verdiğine göre bir de bize bir şeyler ver, dediler.

 

Ancak onların bu sözlerinin etkisi Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yüzünde görüldü. Yemen'den bir grup kişi gelince: Madem Temim oğulları kabul etmedi, siz müjdeyi kabul ediniz, diye buyurdu. Onlar da: Onu kabul ettik ey Allah'ın Resulü, dedileL"

 

 

68. BAB

 

İbn İshak dedi ki: Uyeyne b. Hısn b. Huzeyfe b. Bedr (el-Fezarı'n)in Temim oğullarından olan Anber oğullarına yaptığı gazve (şöyle olmuştur):

 

Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem onu Temim oğulları üzerine yolladı. O ve beraberindekiler onlara baskın yaptı, onlardan çok kimseye zarar verdi ve onlardan pek çok kadın da esir aldı.

 

حدثني زهير بن حرب: حدثنا جرير، عن عمارة بن القعقاع، عن أبي زرعة، عن أبي هريرة رضي الله عنه قال:

 لا أزال أحب بني تميم بعد ثلاث سمعتهن من رسول الله صلى الله عليه وسلم يقولها فيهم: (هم أشد أمتي على الدجال). وكانت منهم سبية عند عائشة، فقال: (أعتقيها، فإنها من ولد إسماعيل). وجاءت صدقاتهم، فقال: (هذه صدقات قوم، أو: قومي).

 

[-4366-] Ebu Hureyre r.a. dedi ki: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şu üç hususu Temim oğulları hakkında söylediğini işittiğimden beri Temim oğullarını hep sevmişimdir: Onlar ümmetim arasında Deccal'e karşı en çok mukavemet edecek olanlardır.

 

Onlardan esi alınmış bir kadın Aişe'nin yanında iken Allah Resulü: Onu azad et. Çünkü o ısmail soyundandır, diye buyurmuştu.

 

(Üçüncü hususa gelince) onların zekatları getirildiğinde: Bu bir kavmin -yahut da benim kavmimin- zekatlarıdır, diye buyurmuş olmasıdır."

 

 

حدثني إبراهيم بن موسى: حدثنا هشام بن يوسف: إن ابن جريج أخبرهم، عن ابن أبي ملكية: أن عبد الله بن الزبير أخبرهم:

 أنه قدم ركب من بني تميم على النبي صلى الله عليه وسلم، فقال أبو بكر: أمر القعقاع بن معبد بن زرارة، قال عمر: بل أمر الأقرع بن حابس، قال أبو بكر: ما أردت إلا خلافي، قال عمر: ما أردت خلافك، فتماريا حتى ارتفعت أصواتهما، فنزل في ذلك: {يا أيها الذين آمنوا لا تقدموا}. حتى انقضت.

 

[-4367-] Ebu Muleyke'den rivayete göre Abdullah b. Zubeyr kendilerine şunu haber vermiştir:

 

"Temim oğullarından binekli bir heyet gelmişti. Ebu Bekr: el-Ka'ka b. Mabed b. Zurare'yi emir tayin et, dedi.

 

Ömerise: Hayır, el-Akra b. Habis'i emir tayin et, dedi.

 

Ebu Bekr: Senin bana muhalefet etmekten başka bir isteğin yoktur, dedi. Ömer:

 

Hayır sana muhalefet etmek istemedim diyerek birbirleriyle tartıştılar. Hatta sesleri bir parça yükselmişti. Bunun ile ilgili olarak: "Ey iman edenler! Allah'ın ve Resulünün huzurunda öne geçmeyin ... " buyruğu nihayetine kadar indi."

 

Bu Hadis 4845,4847 ve 7302 numara ile gelecektir.

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

el-Vakidı'nin naklettiğine göre Uyeyne'nin gönderilme sebebi şudur: Temim oğulları Huzaalılardan bir takım insanlara baskın yaptılar. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem de Uyeyne b. Hısn'ı üzerlerine elli kişilik bir birliğin başında gönderdi. Aralarında ne ensardan, ne muhacirden kimse vardı. Uyeyne, Temim oğullarından onbir adam ve onbir kadın ile otuz çocuk esir aldı. İşte bu sebeple onların ileri gelenleri Medine'ye geldiler. İbn Sa'd der ki: Bu olay dokuzuncu yıl Muharrem ayında oldu, demiştir.

 

(Babın) sonundaki Abdullah b. Zubeyr'in rivayet etmiş olduğu: "Temim oğullarından bir binekli kafile gelmişti de Ebu Bekr: Ka'ka') emir tayin et dedi. .. " hadisi ile ilgili yeterli açıklamalar yüce Allah'ın izniyle el-Hucurat suresinin tefsirinin baş taraflarında (4847.hadis) gelecektir.

 

 

69. ABDU'L-KAYS'LILAR HEYETİ(NİN GELMEİ)

 

حدثني إسحاق: أخبرنا أبو عامر العقدي: حدثنا قرة، عن أبي جمرة، قلت لابن عباس رضي الله عنهما:

 إن لي جرة ينتبذ لي نبيذ فيها، فأشربه حلوا في جر، إن أكثرت منه فجالست القوم فأطلت الجلوس خشيت أن أفتضح، فقال: قدم وفد عبد القيس على رسول الله صلى الله عليه وسلم، فقال: (مرحبا بالقوم، غير خزايا ولا الندامى). فقالوا: يا رسول الله إن بيننا وبينك المشركين من مضر، وإنا لا نصل إليك إلا في أشهر الحرم، حدثنا بجمل من الأمر: إن عملنا به دخلنا الجنة، وندعو به من وراءنا. قال: (آمركم بأربع وأنهاكم عن أربع، الإيمان بالله، هل تدرون ما الإيمان بالله؟ شهادة أن لا إله إلا الله، وإقام الصلاة وإيتاء الزكاة، وصوم رمضان، وأن تعطوا من المغانم الخمس. وأنهاكم عن أربع: ما انتبذ في الدباء والنقير والحنتم والمزفت).

 

[-4368-] Ebu Cemre'den: "İbn Abbas r.a.'a dedim ki: Benim testiler arasında nebizini tatlı olarak içtiğim nebiz yaptığım bir testim vardır. Eğer o nebizden çokça içip de (bu halde) arkadaşlarla uzun boylu oturacak olursam rezil ve rüsvay olmaktan korkarım.

 

İbn Abbas dedi ki: Abdu'l-Kayslıların heyeti Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in huzuruna gelince Allah Resutü şöyle buyurdu: Bu gelenlere merhaba! (Allah sizi) utandırmasın, pişmanetmesin ..

 

Onlar da: Ey Allah'ın Resulü dediler. Bizlerle senin aranda Mudarlılardan olan müşrikler bulunmaktadır. Bu sebeple biz sana ancak haram aylarda ulaşabiliyoruz. Sen bize öyle bir takım emirler söyle ki, onları yapacak olursak cennete girelim ve geride bıraktıklarımızı da onları yapmaya davet edelim.

 

Allah Resulü şöyle buyurdu: Size dört şeyi emrediyor, dört şeyi de nehyediyorum:

 

(Emrettiklerim) Allah'a iman -ki Allah'a imanın ne olduğunu biliyor musunuz? Allah'tan başka hiçbir ilah olmadığına şehadet getirmektir.- Namazı dosdoğru kılmak, zekatı vermek, Ramazan orucu nu tutmak ve ganimetlerin beşte birini vermenizdir. Size şu dört hususu da nehyediyorum: (Bunlar) kabaklardan yapılmış kaplarda, içi oyulmuş kütüklerde, sırlı testilerde ve zift ile sıvanmış kaplarda yapılmış nebizleri de (içmek)."

 

 

حدثنا سليمان بن حرب: حدثنا حماد بن زيد، عن أبي جمرة قال: سمعت ابن عباس يقول: قدم وفد عبد القيس على النبي صلى الله عليه وسلم، فقالوا: يا رسول الله، إن هذا الحي من ربيعة، وقد حالت بيننا وبينك كفار مضر، فلسنا نخلص إليك إلا في شهر حرام، فمرنا بأشياء نأخذ بها وندعو إليها من وراءنا، قال: (آمركم بأربع، وأنهاكم عن أربع، الإيمان بالله: شهادة أن لا إله إلا الله - وعقد واحدة - وإقام الصلاة، وإيتاء الزكاة، وأن تؤدوا لله خمس ما غنمتم. وأنهاكم عن الدباء والنقير والحنتم والمزفت).

 

[-4369-] Ebu Cemra'den dedi ki: İbn Abbas'ı şöyle derken dinledim: "Abdu'l-Kayslıların heyeti Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in huzuruna gelerek:

 

Ey Allah'ın ResQlü bizler Rabialılardanız, bizimle senin aranda da Mudar kafirleri bulunmaktadır. O bakımdan biz senin yanına ancak haram ay(lar)da ulaşabiliyoruz. Bize yerine getireceğimiz ve geride bıraktıklarımızı kendilerine (uymaya) davet edeceğimiz bazı hususları emir buyur, dediler.

 

Allah ResQlü şöyle buyurdu: Size dört husus emrediyorum ve size dört husl\su nehyediyorum: (Emrettiklerim) Allah'a iman etmek -Allah'tan başka hiçbir ilah olmadığına şehadet getirmek- (deyip eliyle) bir diye bağladı, namazı dosdoğru kılmak, zekatı vermek ve aldığınız ganimetierin beşte birini Allah için vermektir. Size kabak kaplarda, oyulmuş kaplarda, sırlı testilerde ve ziftlenmiş testilerde (yapılmış şaraplar)ı da nehyederim."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Abdu'l-Kayslıların heyeti" Abdu'l-Kays, Bahreyn'de şayayan büyükçe bir kabiledir. Onların Bahreyn'de yerleştikleri kasaba bu babın son hadisinde sabit olduğu üzere Medine'den sonra Cuma namazının ilk olarak kılındığı kasabadır. İlk olarak gelen heyettekilerin sayısı onüç kişi idi. Bu gelişleri esnasında imana ve içkilere dair sorular sormuşlardı. Aralarında el-Eşec denilen zat da vardı. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem de ona hitaben şöyle buyurmuştu: "Şüphesiz sende Allah'ın sevdiği iki haslet vardır: Bunlar (cahillere karşı tahammülkarlık demek olan) hilm ile teenni ile hareket etmektir." Nitekim bunu Müslim de Ebu Said yoluyla rivayet etmiş bulunmaktadır. Ebu Davud'da el-Vazi' b. ez-Zari'in kızı Üm mü Eban'ın dedesi ez-Zari'den bir rivayet nakletmektedir. ez-Zari' de Abdu'l-Kayslıların heyeti arasında idi. O dedi ki: Biz de hemen bineklerimizden yarışırcasına inmeye koyulduk. -Medine'ye geldikleri zamanı kastetmektedir.- Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in elini öpüyorduk"

 

Ancak el-Eşec -ki adı el-Munzir'dir- elbislerini giyininceye kadar bekledi.

 

Sonra da Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in huzuruna gelince, Allah ResQlü ona:

"Sende ... iki haslet vardır" diye buyurdu.

 

İbn Abbas'a: "Benim içinde nebiz koyduğum bir testim vardır dedi" hadisiyle ilgili açıklamalar yüce Allah'ın izniyle Eşribe (içecekler) bahsinde (5595.hadiste) gelecektir.

 

 

حدثنا يحيى بن سليمان: حدثني ابن وهب: أخبرني عمرو، وقال بكر بن مضر، عن عمرو بن الحارث، عن بكير: أن كريبا مولى ابن عباس حدثه: أن ابن عباس وعبد الرحمن بن أزهر والمسور بن مخرمة:

 أرسلوا إلى عائشة رضي الله عنها فقالوا: اقرأ عليها السلام منا جميعا، وسلها عن الركعتين بعد العصر، فإنا أخبرنا أنك تصلينهما، وقد بلغنا أن النبي صلى الله عليه وسلم نهى عنهما.

قال ابن عباس: وكنت أضرب مع عمر الناس عنهما.

قال كريب فدخلت عليها وبلغتها ما أرسلوني، فقالت: سل أم سلمة، فأخبرتهم، فردوني إلى أم سلمة بمثل ما أرسلوني إلى عائشة، فقالت أم سلمة: سمعت النبي صلى الله عليه وسلم ينهى عنهما، وإنه صلى العصر،

ثم دخل علي وعندي نسوة من بني حرام من الأنصار، فصلاهما، فأرسلت إليه الخادم، فقلت: قومي إلى جنبه، فقولي: تقول أم سلمة: يا رسول الله، ألم أسمعك تنهى عن هاتين الركعتين؟ فأراك تصليهما، فإن أشار بيده فاستأخري، ففعلت الجارية، فأشار بيده فأستأخرت عنه، فلما انصرف قال: (يا بنت أبي أمية، سألت عن الركعتين بعد العصر، إنه أتاني أناس من عبد القيس بالإسلام من قومهم، فشغلوني عن الركعتين اللتين بعد الظهر، فهما هاتان).

 

[-4370-] Amr b. el-Haris, Bukeyr'den rivayet ettiğine göre İbn Abbas'ın azatlısı Kureyb kendisine şunu nakletmiştir: "İbn Abbas, Abdurrahman b. Ezher ile elMisver b. Mahreme (kendisini) Aişe r.anha'ya göndererek dediler ki: Ona hepimizin selamını söyle ve ona ikindiden sonraki iki rekat namazın durumunu sor. Çünkü bize senin bu iki rekat namazı kıldığına dair haber ulaşmış bulunuyor. Oysa Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in de bu iki rekatı kılmayı yasakladığına dair de haber bize ulaşmış bulunuyor. (İbn Abbas devamla) der ki:

 

Halbuki ben Ömer ile birlikte bu namazı kılmasınlar diye insanları dövüyordum.

 

Kureyb dedi ki: Ben de Aişe'nin huzuruna girdim ve benimle gönderdikleri haberi ona ulaştırdım. Aişe: Ümmü Seleme'ye sor, dedi. Ben de gidip onlara durumu haber verince beni daha önce Aişe'ye gönderirken söylediklerinin benzerini söyleyerek Ümmü Seleme'ye geri gönderdiler. Ümmü Seleme dedi ki:

 

Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i bu iki rekatı kılmayı nehyederken dinlemişimdir. (Ama) o (bir defa) ikindi namazını kıldıktan sonra benim yanıma geldi. Yanımda da ensardan Haram oğullarından birkaç kadın vardı. Bu iki rekatı kıldı. Ben de hizmetçiyi ona göndererek: Onun yanıbaşında dur ve şöyle de dedim: Ümmü Seleme diyor ki:

 

Ey Allah'ın Resulü, ben senin bu iki rekati kılmayı yasakladığını duymamış mıydım? Eğer eliyle sana işaret ederse geri çekiL. Cariye (hizmetçi) dediğimi yaptı, eliyle işarette bulununca cariye yanından geri çekildi. Namazını bitirince:

 

Ey Ebu Umeyye'nin kızı sen ikindiden sonra kıldığın iki rekatin durumunu soruyorsun, sebebi şudur: Abdu'l-Kayslılardan bazı kimseler kavimlerinin Müslüman olduklarını söyleyerek geldiler. Bu sebeple onlar beni meşgul ettiklerinden öğleden sonraki iki rekati kılamadım. İşte bu iki rekat onlardır."

 

 

حدثني عبد الله بن محمد الجعفي: حدثنا أبو عامر عبد الملك: حدثنا إبراهيم، هو ابن طهمان، عن أبي جمرة، عن ابن عباس رضي الله عنهما قال: أول جمعة جمعت، بعد جمعة جمعت في مسجد رسول الله صلى الله عليه وسلم، في مسجد عبد القيس بجواثى.

يعني قرية من البحرين.

 

[-4371-] İbn Abbas r.a. dedi ki: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in mescidinde kılınan Cuma namazından sonra bir araya gelinerek kılınan ilk Cuma, Cuvasa denilen yerde -ki bu Bahreyn'de bir kasabadır- Abdu'l-Kayslıların mescidinde kılınmıştır."