SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-MEĞAZİ

<< 1643 >>

EK SAYFA – 1643-2

باب: غزوة ذات السلاسل.

63. ZATU'S-SELASİL GAZVESİ  -Kİ O AYNI ZAMANDA LAHM VE CÜZAM GAZVESİDİR.-

 

وهي غزوة لخم وجذام، قاله إسماعيل بن أبي خالد.       وقال ابن إسحاق، عن يزيد، عن عروة: هي بلاد بلي، وعذرة وبني القين.

 Bunu İsmail b. Ebi Halid b. İshak, Yezid'den, o Urve'den diye nakletmiştir.  Burası da Belli, Uzra ve Beni'l-Kayn'in diyarıdır-

 

حدثنا إسحاق: أخبرنا خالد بن عبد الله، عن خالد الحذاء، عن أبي عثمان:

 أن رسول الله صلى الله عليه وسلم بعث عمرو بن العاص على جيش ذات السلاسل، قال: فأتيته فقلت: أي الناس أحب إليك؟ قال: (عائشة). قلت: من الرجال؟ قال: (أبوها). قلت: ثم من؟ قال: (عمر). فعد رجالا، فسكت مخافة أن يجعلني في آخرهم.

 

[-4358-] Ebu Osman'dan rivayete göre "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Amr b. As'ı Zatu's-Selasil('e gönderdiği) ordusuna (kumandan olarak) göndermişti.

 

(Amr b. el-As) dedi ki: Allah Resulünün yanına gittim ve: En çok sevdiğin insan kimdir diye sordum. O: Aişe'dir dedi. Ben: Ya erkeklerden, diye sordum, babasıdır dedi. Sonra kimdir diye sordum. Ömer deyip, daha sonra da başka bir takım kimseleri saydı. Beni en sonuncuları olarak sayar korkusuyla sustum."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Zatu's-Selasil gazvesi" Denildiğine göre buna Zatu's-Selasil denilmesinin sebebi müşriklerin, kaçarlar korkusuyla birbirlerini zincire bağlamalarından dolayıdır. İbn Sa'd'ın naklettiğine göre burası Vadi'l-Kura'nın ötesinde onunla Medine arasında on günlük mesafede bir yerdir. (İbn Sa'd) der ki: Bu gazve hicretin sekizinci yılı cumade'l-ahire ayında olmuştur.

 

"İbn İshak, Yezid'den, o Urve'den diye rivayet ettiğine göre burası Bem, Uzra ve Benu Kayn'in diyarıdır." Burada sözü geçen Yezid, Yezid b. Ruman olup, Medineli meşhur birisidir. Urve, Zubeyr b. el-Awam'ın oğludur. Sözü edilen kabileler ise Kuzaalılardan üç kolun adıdır. İbn Sa'd'ın naklettiğine göre Kuzaahlardan bir topluluk bir araya gelerek Medine'nin yakın çevresine yaklaşmak istediler. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Amr b. el-As'ı çağırarak ona beyaz bir sancak vermiş ve onu muhacir ve ensarın ileri gelenlerinden üçyüz kişinin başına kumandan tayin etmiştir. Daha sonra ona ikiyüz kişilik bir yardımcı kuwetin başında Ebu Ubeyde b. el-Cerrah'ı da göndermiş, Amr'a yetişmesini ve birbirleriyle herhangi bir anlaşmazlığa düşmemelerini emretmiştir. .

 

İbn İshak'ın naklettiğine göre Amr b. el-As'ın annesi Bem'den idi. Bu sebeple Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Amr'ı insanları İslam için savaşa çıkmaya çağırmak ve bu yolla onların kalplerini İslama ısındırmak istemişti. İshak b. Rahuye (Rahaveyh) ile el-Hakim, Bureyde yoluyla rivayet ettiklerine göre Amr b. el:As onlara bu gazvede onlara (askerlerine) hiçbir ateş yakmamalarını emretmiş idi. Ancak Ömer buna karşı çıkmıştı. Ebu Bekr ise ona: Ona ilişme. Çünkü ResuluIlah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in onu başımıza kumandan olarak göndermesinin tek sebebi savaş ilmini bilmesidir deyince, Ömer susup bir şey söylemekten vazgeçti.

 

İbn Hibban,Kays b. Ebi Hazim yoluyla, onun da Amr b. el-As'tan rivayet ettiğine göre "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem kendisini Zatu's-Selasil'e (kumandan olarak) gönderdi. Arkadaşları ona ateş yakmak istediklerini söyledilerse de o onlara engeloldu. Bu sefer bu hususta Ebu Bekr ile konuştular. Ebu Bekr de buna dair onunla konuşunca Amr: Onlardan kim bir ateş yakarsa onu o yaktığı ateşin içine atarım, dedi. (Ravi) dedi ki: Sonra düşmanla karşılaştılar. (Amr) onları yendi. Düşmanın peşine takılmak istediler, Amr onlara engeloldu. Geri döndüklerinde bu hususları Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e anlatınca ona sebebini sordu. Amr da şu cevabı verdi: Benim onlara ateş yakmalarına müsaade etmeyişimin sebebi, düşmanlarının onların sayıca az olduklarını görmelerini istemeyişim idi. Arkalarından onları takip etmelerinden hoşlanmayışım ise, o kaçanların yardımcı kuwetlerinin bulunma ihtimalini düşündüğümden idi, diye cevap verince Allah Resulü onun bu yaptıklarını övdü."

 

 

Hadisten Çıkarılan Bazı Sonuçlar

 

1-faziletçe dahaı,aşağıda olan kimsenin -başına getirildiği o görev ile alakah ayrı bir niteliğe sahip olduğu biliniyor ise- daha faziletli olana amir tayin edilmesi caizdir.

 

2- Ebu Bekr'in erkekler üzerinde, kızı Aişe'nin de kadınlara göre bir üstünlüğü vardır. Buna daha önce Menkıbeler bölümünde işaret edilmiş bulunmaktadır.

 

3- Aralarından Ebu Bekr ile Ömer'in bulunduğu bir orduya kumandan tayin edilmesi Amr b. el-As için bir menkıbe değerindedir. Her ne kadar bu onun onlardan daha faziletli olmasını gerektirmiyar ise de belli bir hususta onun bir üstünlüğe sahip olmasını da gerektirmektedir.

 

 

64. CERİR'İN YEMEN'E GİDİŞİ

 

حدثني عبد الله بن أبي شيبة العبسي: حدثنا ابن إدريس، عن إسماعيل ابن أبي خالد، عن قيس، عن جرير قال:

 كنت باليمن فلقيت رجلين من أهل اليمن: ذا كلاع وذا عمرو، فجعلت أحدثهم عن رسول الله صلى الله عليه وسلم، فقال لي ذو عمرو: لئن كان الذي تذكر من أمر صاحبك، لقد مر على أجله منذ ثلاث، وأقبلا معي حتى إذا كنا في بعض الطريق، رفع لنا ركب من قبل المدينة فسألناهم، فقالوا: قبض رسول الله صلى الله عليه وسلم، واستخلف أبو بكر، والناس صالحون. فقالا: أخبر صاحبك أنا قد جئنا ولعلنا سنعود إن شاء الله، ورجعا إلى اليمن، فأخبرت أبا بكر بحديثهم، قال: أفلا جئت بهم، فلما كان بعد قال لي ذو عمرو: يا جرير إن بك علي كرامة، وإني مخبرك خبرا: إنكم، معشر العرب، لن تزالوا بخير ما كنتم إذا هلك أمير تأمرتم في آخر، فإذا كانت بالسيف كانوا ملوكا، يغضبون غضب الملوك، ويرضون رضا الملوك.

 

[-4359-] Kays, Cerir'den rivayetle dedi ki: "Yemen'de bulunuyordum. Yemenlilerden -Zulkela' ve zi Amr adında- iki adam ile karşılaştım. Onlarla Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem hakkında konuşmaya koyuldum. zi Amr bana:

 

Eğer senin o arkadaşının durumu hakkında söylediklerin doğru ise, onun ecelinin gelişi üzerinden üç (gün) geçmiş bulunuyor, dedi. ikisi de benimle birlikte geldi.

 

Nihayet yolun bir kısmında iken Medine tarafından gelen bir kafile ile karşılaştık. Onlara sorduk, onlar bizlere: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in ruhu kabzedildi, Ebu Bekr halifelik makamına getirildi, insanların durumu da iyidir, dediler. (Medine'ye vardığımızda) Zu Kela ile Zu Amr bana: Arkadaşına gelmiş olduğumuzu haber ver. inşallah belki hemen döneriz deyip, Yemen'e geri döndüler. Ben de Ebu Bekr'e onların söylediklerini haber verdim. Niçin onları alıp gelmedin, dedi. Daha sonra Zu Amr bana dedi ki:

 

Ey Cerir, senin benim nezdimde bir değerin vardır ve ben sana bir şeyi haber vereceğim. Sizler ey Araplar bir emiriniz vefat etti mi hemen onun arkasından bir başkasını seçtiğimiz sürece hayır içinde kalmaya devam edersiniz. Fakat bu iş kılıçla (ele geçirilen bir şey) olursa onlar melik olurlar, meliklerin öfkelenmesi gibi öfkelenir, meliklerin hoşnut olmaları gibi hoşnut olurlar."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Senin arkadaşının durumu ile anlattıkların eğer" gerçek "ise ... "

 

"Ecelinin üzerinden üç gün geçmiş demektir." Yani eğer sen bana bunun durumunu haber veriyorsan, ben de sana bunu haber vermiş olayım. Bu sözü zi Amr eski kitaplara dair bilgisinden hareketle söylemiştir. Çünkü Yemen'de Yahudilerden bir topluluk yerleşmiş ve Yemen ahalisinden pek çok kimse Yahudi dinine girmiş ve onlardan bilgi öğrenmişlerdi. Bu husus Nebi s.a.v. Muaz'ı Yemen 'e gönderdiğinde ona söylediği şu sözlerinde açıkça ifade edilmiştir: Sen kitap ehli olan bir kavmin yanına gideceksin ...

 

Kermani der ki: O Medine'den gelmiş bazı kimselerden bunu gizlice öğrenmiş de olabilir. Yahut da o cahiliye döneminde bir kahin de olabilirdi ya da o islama girdikten sonra muhaddes (bir takım ilhami bilgilere mazhar olan) birisi de olmuş olabilir. Muhaddes kelimesinin daha önce ilhama mazhar olan kimse diye açıklandığı geçmiş bulunmaktadır.

 

Derim ki: Hadisin anlatımı benim tespit ettiğim hususa delil teşkil etmektedir. Çünkü onun Nebiin vefatı ile ilgili verdiği haberi, Cerir'in onun halleri ile alakalı verdiği haberlere bağlı olarak söylemiştir. Eğer bu husus benim sözünü ettiğim hususlar dışında anlaşılan bir şeyolsaydı, ayrıca bunu o noktaya dayandırmasına ihtiyacı olmazdı. Çünkü ilk iki ihtimal katıksız bir habere dayalıdır. Üçüncüsü ise kastıolmayan bir şekilde insanın içine doğmasıyla alakalı olan bir şeydir.

 

"Eğer" emirlik (yöneticiliğe gelmek) "kılıçla" yani diğerlerini kahretmek ve onlara galip gelmek suretiyle "olursa onlar melik olurlar." Yani artık halifeler melikleşirler. Bu da benim tespit ettiğim şekilde Zu Amr'ın eski kitaplarda bulunan haberleri bildiğinin bir delilidir. Bu sözleriyle işareti Ahmed'in ve Sünen sahiplerinin rivayet ettiği, İbn Hibbanlın da başkalarının da sahih olduğunu söyledikleri Sefinelnin rivayet ettiği Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şu hadisine de uygun düşmektedir: "Halifelik benden sonra otuz yıldır. Ondan sonra ise ısırıcı bir meliklik olur."