باب: غزوة ذي
الخلصة.
62. ZU'L-HALASA GAZVESİ
حدثنا مسدد:
حدثنا خالد:
حدثنا بيان،
عن قيس، عن
جرير قال:
كان
بيت في
الجاهلية
يقال له ذو
الخلصة، والكعبة
اليمانية،
والكعبة
الشامية،
فقال لي النبي
صلى الله عليه
وسلم: (ألا
تريحني من ذي
الخلصة).
فنفرت في مائة
وخمسين راكبا
فكسرناه. وقتلنا
من وجدنا
عنده، فأتيت
النبي صلى
الله عليه
وسلم
فأخبرته،
فدعا لنا
ولأحمس.
[-4355-] Kays, Cerir'den rivayetle dedi ki:
"Cahiliye döneminde Zulhalasa, el-Kabetu'I-Yemaniye ve el-Kabetu'ş-Şamiye
diye anılan bir ev vardı. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bana: Beni
Zulhalasa'dan kurtarıp, rahat ettirmez misin, dedi. Ben de yüzelli atlı ile
birlikte yola koyuldum. Onu kırdık, yanında bulduklarımızı da öldürdük. Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem'in yanına dönerek ona durumu haber verince, bize v.Ahmesle dua
etti."
حدثنا محمد
بن المثنى:
حدثنا يحيى:
حدثنا إسماعيل:
حدثنا قيس
قال: قال لي
جرير رضي الله
عنه:
قال
لي النبي صلى
الله عليه
وسلم: (ألا
تريحني من ذي
الخلصة). وكان
بيتا في خثعم،
يسمى الكعبة
اليمانية،
فانطلقت في
خسمين ومائة
فارس من أحمس،
وكانوا أصحاب
خيل، وكنت لا
أثبت على
الخيل، فضرب
صدري حتى رأيت
أثر أصابعه في
صدري وقال:
(اللهم ثبته،
واجعله هاديا
مهديا).
فانطلق إليها
فكسرها
وحرقها، ثم
بعث إلى رسول
الله صلى الله
عليه وسلم،
فقال رسول
جرير: والذي
بعثك بالحق،
ما جئتك حتى
تركتها كأنها
جمل أجرب،
قال: فبارك في
خيل أحمس
ورجالها خمس
مرات.
[-4356-] Kays Cerir r.a.'ın kendisine şöyle dediğini
nakletti: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bana: Beni Zulhalasa'dan
kurtarıp, rahat ettirmez misin, dedi. -Zulhalasa, Has'am diyarında
el-Kabetu'l-Yemaniyye diye adlandırılan bir evdi.- Ben de Ahneslilerden yüz
elli atlı ile birlikte yola koyuldum. Onlar ata iyi binen kimseler idi. Ben ise
atın üzerinde sebat edemiyordum. (Nebi sallallhu aleyhi ve sellem) göğsüme öyle
bir vurdu ki parmaklarının bıraktığı izleri göğsümde gördüm ve şöyle buyurdu:
Allah'ım, ona sebat ver, onu hidayete ileten ve hidayete erdirilmiş kıl.
(Cerir) Zulhalasa üzerine gitti, onu kırıp yaktı. Daha sonra
Resulullah sallallahu aleyhi ve selle m da haberci gönderdi. Cerir'in elçisi
dedi ki: Seni hak ile gönderene yemin ederim ki onu uyuz bir deve imiş gibi bir
halde bırakmadan yanına gelmedim.
(Ravi) dedi ki: (Resulullah) Ahmeslilerin atlarının da,
adamlarının da mübarek kılınmaları için beş defa dua buyurdu."
حدثنا يوسف
بن موسى:
أخبرنا أبو
أسامة، عن إسماعيل
بن أبي
خالد، عن قيس،
عن جرير قال:
قال
لي رسول الله
صلى الله عليه
وسلم: (ألا ترحني
من ذي الخلصة).
فقلت: بلى،
فانطلقت في
خمسين ومائة
فارس من أحمس،
وكانوا أصحاب
خيل، وكنت لا
أثبت على
الخيل، فذكرت
ذلك للنبي صلى
الله عليه
وسلم، فضرب
يده على صدري
حتى رأيت أثر
يده في صدري،
وقال: (اللهم
ثبته، واجعله
هاديا مهديا).
قال: فما وقعت
عن فرس بعد.
قال: وكان ذو الخلصة
بيتا باليمن
لخثعم
وبجيلة، فيه
نصب تعبد،
يقال له
الكعبة، قال:
فأتاها فحرقها
بالنار
وكسرها.
قال: ولما قدم
جرير اليمن،
وكان بها رجل
يستقسم
بالأزلام،
فقيل له: إن
رسول رسول
الله صلى الله
عليه وسلم ها
هنا، فإن قدر
عليك ضرب
عنقك، قال:
فبينما هو
يضرب بها إذ
وقف عليه
جرير، فقال:
لتكسرنها
ولتشهدن: أن
لا إله إلا
الله، أو لأضربن
عنقك؟ قال:
فكسرها وشهد،
ثم بعث جرير
رجلا من أحمس
يكني أبا
أرطاة إلى
النبي صلى
الله عليه
وسلم يبشره
بذلك، فلما
أتى النبي صلى
الله عليه وسلم
قال: يا رسول
الله، والذي
بعثك بالحق،
ما جئت حتى
تركتها كأنها
جمل أجرب،
قال: فبرك
النبي صلى
الله عليه
وسلم على خيل
أحمس ورجالها
خمس مرات.
[-4357-] Kays, Cerir'den rivayetle dedi ki:
"Resulullah sallallahu aleyhi ve selle m bana:
Beni Zulhalasa'dan kurtarıp, rahata erdirmez misin, dedi. Ben:
Olur diyerek Ahmeslilerden yüzelli atlı ile birlikte yola koyuldum. Onlar ata iyi
binen kimselerdi. Ben ise atın üzerinde sebat edemiyordum. Durumu Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e söyleyince eli göğsümde iz bırakacak şekilde
eliyle göğsüme vurdu ve:
Allah'ım ona sebat ver, onu hidayete ileten ve hidayete erdirilmiş
birisi kıl, diye buyurdu.
(Cerir) dedi ki: Bundan sonra asla bir atın üzerinden düşmedim.
(Cerir) dedi ki: Zulhalasa Yemen'de Has'amlılar ile Becile'ye ait ve içinde
ibadet olunan dikili putların bulunduğu bir ev idi. Ona Kabe adı veriliyordu.
(Ravi) der ki: Cerir o Zulhalasa'ya gitti, onu ateşle yaktı ve
kırıp parçaladı.
Cerir Yemen'e gelince, orada fal oklarıyla kısmet arayan bir adam
vardı. Ona:
Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in elçisi buradadır. Seni
ele geçirecek olursa boynunu vurur, denildi. (Ravi) der ki: O falcı faloklarını
çekerken Cerir de onun yanıbaşına geliverdi ve: Ya bu okları kırar ve Allah'tan
başka hiçbir ilah olmadığına şehadet getirirsin yahut da boynunu vururum dedi.
Bunun üzerine falcı akları kırdı ve şehadet getirdi. Daha sonra Cerir Ahmes'den
Ebu Ertee künyeli bir adamı Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e bu müjdeyi
vermek üzere gönderdi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanına varınca
adamdedi ki: Ey Allah'ın Resulü, seni hak ile gönderene yemin ederim ki ben onu
(Zulhalasa'yı) uyuz bir deve gibi bir halde bırakmadan gelmedim. Bunun üzerine
Nebi s.a.v. Ahmeslilerin atlarının da, adamlarının da mübarek kılınmaları için
beş defa dua etti. "
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"Cahiliye döneminde Zulhalasa diye anılan bir ev
vardı." Zulhalasa, hakkında Buhari ve Müslim tarafından kaydedilmiş Fiten
bölümünde Ebu Hureyre yoluyla gelmiş ve Nebie merfu olarak nakledilen şu
rivayet de yer almaktadır: "Devs kadınlarının kalçaları Zulhalasa
etrafında sallanmadıkça kıyamet kapmayacaktır." Zulhalasa cahiliye
döneminde Devslilerin ibadet ettikleri bir put idi. Anladığım kadarıyla burada
kastedilen ile bu başlıkta kastedilen farklıdır.
İbn Dihye'nin naklettiğine göre Ebu Hureyre yoluyla gelen
hadiste kastedilen Zulhalasa'yı Amr b. Luhay Mekke'nin alt tarafında dikmiş
idi. Onlar da buna gerdanlıklar takıyordu. Böylelikle farklı oldukları ortaya
çıkmış, birden çok Zulhalasa olduğu görüşü güç kazanmış olmaktadır. Doğrusunu
en iyi bilen Allah'tır.
"Beni ondan kurtararak rahat ettirmez misin?" Bu, emir
ihtiva eden bir istektir. Özellikle Cerir'e bu emri vermesinin sebebi bu putun
kavminin bulunduğu diyarda bulunması ile kendisinin de onların eşrafı
olmasındandI.
Rahata kavuşmaktan maksat da kalbin rahat etmesidir. Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in kalbini en çok rahatsız eden şey ise Allah'ın
dışında ona ortak koşulan şeylerin varlıklarını sürdürmeleridir.
"Bize ve Ahneslilere dua etti." Ahnesliler Bedle'nin
kardeşleri olup, Cerir'in mensup olduğu kabiledir. Bunların nesebi Ahnes b.
el-Gavs b. Enmar'a ulaşır.
"Onu kırıp yaktL." Yani Zulhalasa'nın üzerindeki
binayı yıktı ve içinde bulunan keresteleri ateşe verdi.
Üçüncü rivayetteki: "Cerir Yemen'e gelince ... "
ifadesi Zulhalasa gazvesindeki olaylar ile onun Yemen'e gidişi ile ilgili
olayın aynı olduğu izlenimini vermektedir. Sanki o Zulhalasa'nın işini bitirip,
elçisini müjdelemek üzere Allah Resulüne gönderdikten sonra bir başlık sonra
zikredilecek olan sebepten ötürü Yemen'e gitmeye devam etmiş görünmektedir.
"Kısmet arayan" yani yapmak istediği işin hayır mı,
şer mi olduğuna dair gaybi bilgiyi ortaya çıkarmaya çalışan ... Yüce Allah ise:
"Ve fal oklarıyla kısmet aramanız." [Maide, 3] buyruğu ile bu işi
haram kılmıştır.
"Uyuz bir deve gibi" Bu putla{ın ziynetlerinin
alınarak onların gözalıcı halIerinin giderildiğini anlatan kinayeli bir
ifadedir.
Hadisten Çıkarılan Sonuçlar
1- İnsanların kendisi sebebiyle fitneye maruz kaldıkları bina ve
daha başka şeylerin ortadan kaldırılması meşrudur. Bunun insan, hayvan ya da
cansız bir varlık olmaları arasında fark yoktur.
2- İnsanların kalplerini onlardan birisini kumandanlık konumuna
getirmek suretiyle kazanmak, zaferlerde dua, övgü ve müjdelemelerde bulunmakla
kalplerini kazanmak meşrudur.
3- Savaşta ata binmek faziletli bir iştir.
4- Vahid haber (bir kişinin getirdiği haber) kabul edilebilir.
5- Düşmanlara ibretli cezalar vermekte ileri gitmek (meşrudur).
6- Cerir'in ve kavminin bir takım menkıbeleri olduğu da
anlaşılmaktadır. 7 - Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in eli ve duası bereketli
kılınmıştır.