SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-MEĞAZİ

<< 1643 >>

باب: غزوة ذي الخلصة.

62. ZU'L-HALASA GAZVESİ

 

حدثنا مسدد: حدثنا خالد: حدثنا بيان، عن قيس، عن جرير قال:

 كان بيت في الجاهلية يقال له ذو الخلصة، والكعبة اليمانية، والكعبة الشامية، فقال لي النبي صلى الله عليه وسلم: (ألا تريحني من ذي الخلصة). فنفرت في مائة وخمسين راكبا فكسرناه. وقتلنا من وجدنا عنده، فأتيت النبي صلى الله عليه وسلم فأخبرته، فدعا لنا ولأحمس.

 

[-4355-] Kays, Cerir'den rivayetle dedi ki: "Cahiliye döneminde Zulhalasa, el-Kabetu'I-Yemaniye ve el-Kabetu'ş-Şamiye diye anılan bir ev vardı. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bana: Beni Zulhalasa'dan kurtarıp, rahat ettirmez misin, dedi. Ben de yüzelli atlı ile birlikte yola koyuldum. Onu kırdık, yanında bulduklarımızı da öldürdük. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanına dönerek ona durumu haber verince, bize v.Ahmesle dua etti."

 

 

حدثنا محمد بن المثنى: حدثنا يحيى: حدثنا إسماعيل: حدثنا قيس قال: قال لي جرير رضي الله عنه:

 قال لي النبي صلى الله عليه وسلم: (ألا تريحني من ذي الخلصة). وكان بيتا في خثعم، يسمى الكعبة اليمانية، فانطلقت في خسمين ومائة فارس من أحمس، وكانوا أصحاب خيل، وكنت لا أثبت على الخيل، فضرب صدري حتى رأيت أثر أصابعه في صدري وقال: (اللهم ثبته، واجعله هاديا مهديا). فانطلق إليها فكسرها وحرقها، ثم بعث إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم، فقال رسول جرير: والذي بعثك بالحق، ما جئتك حتى تركتها كأنها جمل أجرب، قال: فبارك في خيل أحمس ورجالها خمس مرات.

 

[-4356-] Kays Cerir r.a.'ın kendisine şöyle dediğini nakletti: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bana: Beni Zulhalasa'dan kurtarıp, rahat ettirmez misin, dedi. -Zulhalasa, Has'am diyarında el-Kabetu'l-Yemaniyye diye adlandırılan bir evdi.- Ben de Ahneslilerden yüz elli atlı ile birlikte yola koyuldum. Onlar ata iyi binen kimseler idi. Ben ise atın üzerinde sebat edemiyordum. (Nebi sallallhu aleyhi ve sellem) göğsüme öyle bir vurdu ki parmaklarının bıraktığı izleri göğsümde gördüm ve şöyle buyurdu: Allah'ım, ona sebat ver, onu hidayete ileten ve hidayete erdirilmiş kıl.

 

(Cerir) Zulhalasa üzerine gitti, onu kırıp yaktı. Daha sonra Resulullah sallallahu aleyhi ve selle m da haberci gönderdi. Cerir'in elçisi dedi ki: Seni hak ile gönderene yemin ederim ki onu uyuz bir deve imiş gibi bir halde bırakmadan yanına gelmedim.

 

(Ravi) dedi ki: (Resulullah) Ahmeslilerin atlarının da, adamlarının da mübarek kılınmaları için beş defa dua buyurdu."

 

 

حدثنا يوسف بن موسى: أخبرنا أبو أسامة، عن إسماعيل بن أبي خالد، عن قيس، عن جرير قال:

 قال لي رسول الله صلى الله عليه وسلم: (ألا ترحني من ذي الخلصة). فقلت: بلى، فانطلقت في خمسين ومائة فارس من أحمس، وكانوا أصحاب خيل، وكنت لا أثبت على الخيل، فذكرت ذلك للنبي صلى الله عليه وسلم، فضرب يده على صدري حتى رأيت أثر يده في صدري، وقال: (اللهم ثبته، واجعله هاديا مهديا). قال: فما وقعت عن فرس بعد. قال: وكان ذو الخلصة بيتا باليمن لخثعم وبجيلة، فيه نصب تعبد، يقال له الكعبة، قال: فأتاها فحرقها بالنار وكسرها.

قال: ولما قدم جرير اليمن، وكان بها رجل يستقسم بالأزلام، فقيل له: إن رسول رسول الله صلى الله عليه وسلم ها هنا، فإن قدر عليك ضرب عنقك، قال: فبينما هو يضرب بها إذ وقف عليه جرير، فقال: لتكسرنها ولتشهدن: أن لا إله إلا الله، أو لأضربن عنقك؟ قال: فكسرها وشهد، ثم بعث جرير رجلا من أحمس يكني أبا أرطاة إلى النبي صلى الله عليه وسلم يبشره بذلك، فلما أتى النبي صلى الله عليه وسلم قال: يا رسول الله، والذي بعثك بالحق، ما جئت حتى تركتها كأنها جمل أجرب، قال: فبرك النبي صلى الله عليه وسلم على خيل أحمس ورجالها خمس مرات.

 

[-4357-] Kays, Cerir'den rivayetle dedi ki: "Resulullah sallallahu aleyhi ve selle m bana:

 

Beni Zulhalasa'dan kurtarıp, rahata erdirmez misin, dedi. Ben: Olur diyerek Ahmeslilerden yüzelli atlı ile birlikte yola koyuldum. Onlar ata iyi binen kimselerdi. Ben ise atın üzerinde sebat edemiyordum. Durumu Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e söyleyince eli göğsümde iz bırakacak şekilde eliyle göğsüme vurdu ve:

 

Allah'ım ona sebat ver, onu hidayete ileten ve hidayete erdirilmiş birisi kıl, diye buyurdu.

 

(Cerir) dedi ki: Bundan sonra asla bir atın üzerinden düşmedim. (Cerir) dedi ki: Zulhalasa Yemen'de Has'amlılar ile Becile'ye ait ve içinde ibadet olunan dikili putların bulunduğu bir ev idi. Ona Kabe adı veriliyordu.

 

(Ravi) der ki: Cerir o Zulhalasa'ya gitti, onu ateşle yaktı ve kırıp parçaladı.

 

Cerir Yemen'e gelince, orada fal oklarıyla kısmet arayan bir adam vardı. Ona:

 

Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in elçisi buradadır. Seni ele geçirecek olursa boynunu vurur, denildi. (Ravi) der ki: O falcı faloklarını çekerken Cerir de onun yanıbaşına geliverdi ve: Ya bu okları kırar ve Allah'tan başka hiçbir ilah olmadığına şehadet getirirsin yahut da boynunu vururum dedi. Bunun üzerine falcı akları kırdı ve şehadet getirdi. Daha sonra Cerir Ahmes'den Ebu Ertee künyeli bir adamı Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e bu müjdeyi vermek üzere gönderdi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanına varınca adamdedi ki: Ey Allah'ın Resulü, seni hak ile gönderene yemin ederim ki ben onu (Zulhalasa'yı) uyuz bir deve gibi bir halde bırakmadan gelmedim. Bunun üzerine Nebi s.a.v. Ahmeslilerin atlarının da, adamlarının da mübarek kılınmaları için beş defa dua etti. "

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Cahiliye döneminde Zulhalasa diye anılan bir ev vardı." Zulhalasa, hakkında Buhari ve Müslim tarafından kaydedilmiş Fiten bölümünde Ebu Hureyre yoluyla gelmiş ve Nebie merfu olarak nakledilen şu rivayet de yer almaktadır: "Devs kadınlarının kalçaları Zulhalasa etrafında sallanmadıkça kıyamet kapmayacaktır." Zulhalasa cahiliye döneminde Devslilerin ibadet ettikleri bir put idi. Anladığım kadarıyla burada kastedilen ile bu başlıkta kastedilen farklıdır.

 

İbn Dihye'nin naklettiğine göre Ebu Hureyre yoluyla gelen hadiste kastedilen Zulhalasa'yı Amr b. Luhay Mekke'nin alt tarafında dikmiş idi. Onlar da buna gerdanlıklar takıyordu. Böylelikle farklı oldukları ortaya çıkmış, birden çok Zulhalasa olduğu görüşü güç kazanmış olmaktadır. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.

 

"Beni ondan kurtararak rahat ettirmez misin?" Bu, emir ihtiva eden bir istektir. Özellikle Cerir'e bu emri vermesinin sebebi bu putun kavminin bulunduğu diyarda bulunması ile kendisinin de onların eşrafı olmasındandI.

 

Rahata kavuşmaktan maksat da kalbin rahat etmesidir. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in kalbini en çok rahatsız eden şey ise Allah'ın dışında ona ortak koşulan şeylerin varlıklarını sürdürmeleridir.

 

"Bize ve Ahneslilere dua etti." Ahnesliler Bedle'nin kardeşleri olup, Cerir'in mensup olduğu kabiledir. Bunların nesebi Ahnes b. el-Gavs b. Enmar'a ulaşır.

 

"Onu kırıp yaktL." Yani Zulhalasa'nın üzerindeki binayı yıktı ve içinde bulunan keresteleri ateşe verdi.

 

Üçüncü rivayetteki: "Cerir Yemen'e gelince ... " ifadesi Zulhalasa gazvesindeki olaylar ile onun Yemen'e gidişi ile ilgili olayın aynı olduğu izlenimini vermektedir. Sanki o Zulhalasa'nın işini bitirip, elçisini müjdelemek üzere Allah Resulüne gönderdikten sonra bir başlık sonra zikredilecek olan sebepten ötürü Yemen'e gitmeye devam etmiş görünmektedir.

 

"Kısmet arayan" yani yapmak istediği işin hayır mı, şer mi olduğuna dair gaybi bilgiyi ortaya çıkarmaya çalışan ... Yüce Allah ise: "Ve fal oklarıyla kısmet aramanız." [Maide, 3] buyruğu ile bu işi haram kılmıştır.

 

"Uyuz bir deve gibi" Bu putla{ın ziynetlerinin alınarak onların gözalıcı halIerinin giderildiğini anlatan kinayeli bir ifadedir.

 

 

Hadisten Çıkarılan Sonuçlar

 

1- İnsanların kendisi sebebiyle fitneye maruz kaldıkları bina ve daha başka şeylerin ortadan kaldırılması meşrudur. Bunun insan, hayvan ya da cansız bir varlık olmaları arasında fark yoktur.

 

2- İnsanların kalplerini onlardan birisini kumandanlık konumuna getirmek suretiyle kazanmak, zaferlerde dua, övgü ve müjdelemelerde bulunmakla kalplerini kazanmak meşrudur.

 

3- Savaşta ata binmek faziletli bir iştir.

 

4- Vahid haber (bir kişinin getirdiği haber) kabul edilebilir.

 

5- Düşmanlara ibretli cezalar vermekte ileri gitmek (meşrudur).

 

6- Cerir'in ve kavminin bir takım menkıbeleri olduğu da anlaşılmaktadır. 7 - Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in eli ve duası bereketli kılınmıştır.