SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-MEĞAZİ

<< 1639 >>

DEVAM: 60. EBU MUSA İLE MUAZ'IN VEDA HACCINDAN ÖNCE YEMEN'E GÖNDERİLMELERİ

 

حدثني إسحاق: حدثنا خالد، عن الشيباني، عن سعيد بن أبي بردة، عن أبيه، عن أبي موسى الأشعري رضي الله عنه:

 أن النبي صلى الله عليه وسلم بعثه إلى اليمن، فسأله عن أشربة تصنع بها، فقال: (وما هي). قال: البتع والمزر، فقلت لأبي بردة: ما البتع؟ قال: نبيذ العسل، والمزر نبيذ الشعير، فقال: (كل مسكر حرام).

رواه جرير وعبد الواحد، عن الشيباني، عن أبي بردة.

 

[-4343-] Ebu Musa el-Eş'ari r.a.'dan rivayete göre "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem kendisini Yemen'e gönderdi. Ebu Musa, ona Yemen'de yapılan bir takım içkilere dair soru sordu. Nebi: Onlar nedir diye sorunca, Ebu Musa:

Bunlar el-bit' ve el-mizr'dir, dedi."

 

-Ben (Said b. Ebi Burde), Ebu Burde'ye: Bit' nedir diye sordum. O: Bal nebizidir dedi. Mizr ise arpanın nebizidir.-

 

Bunun yerine Allah Resulü: "Sarhoşluk verici her bir şey haramdır" diye buyurdu.

 

 

حدثنا مسلم: حدثنا شعبة، حدثنا سعيد بن أبي بردة، عن أبيه قال:

 بعث النبي صلى الله عليه وسلم جده أبا موسى ومعاذا إلى اليمن، فقال: (يسرا ولا تعسرا، وبشرا ولا تنفرا، وتطاوعا). فقال أبو موسى: يا نبي الله إن أرضنا بها شراب من الشعير المزر، وشراب من العسل البتع، فقال: (كل مسكر حرام). فانطلقا، فقال معاذ لأبي موسى: كيف تقرأ القرآن، ؟ قال: قائما وقاعدا وعلى راحلتي، وأتفوقه تفوقا، قال: أما أنا فأنام وأقوم، فأحتسب نومتي كما أحتسب قومتي. وضرب فسطاطا، فجعلا يتزاوران، فزاد معاذ أبا موسى، فإذا رجل موثق، فقال: ما هذا؟ فقال أبو موسى: يهودي أسلم ثم ارتد، فقال معاذ: لأضربن عنقه.

تابعه العقدي ووهب عن شعبة، وقال وكيع والنضر وأبو داود، عن شعبة، عن سعيد، عن أبيه، عن جده، عن النبي صلى الله عليه وسلم. رواه جرير ابن عبد الحميد، عن الشيباني، عن أبي بردة.

 

[-4344 - 4345-] Said b. Ebi Burde, o babasından rivayetle dedi ki: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem dedesi Ebu Musa ile Muaz'ı Yemen'e göndererek: Kolaylaştırın, zorlaştırm ay ın , müjdeleyin, nefret ettirmeyin ve birbiriniz ile uyumlu olun, diye buyurdu.

 

Ebu Musa: Ey Allah'ın nebisi! Bizim topraklarımlZda arpadan yapılan ve el-mizr diye bilinen bir içki ile baldan yapılan ve el-bit' diye adlandırılan bir içki vardır, dedi.

 

Allah Resulü: Sarhoşluk veren her bir şey haramdır diye buyurdu.

 

Sonra her ikisi de yola koyuldu. Muaz, Ebu Musa'ya: Kur'fm'ı nasılokursun diye sordu. (Ebu Musa): Ayakta iken, otururken, bineğimin üzerinde iken (hep okurum) ve onu zaman zaman okurum, dedi.

 

(Muaz) dedi ki: Ben ise önce uyurum, sonra kalkarım. Ayakta duruşumun ecrini ümit ettiğim gibi uyumamın da ecrini ümit ederim. Büyükçe bir çadır kurdu. Birbirlerini ziyaret etmeye başladılar. Muaz, bin defa Ebu Musa'yı ziyaret ettiğinde zincirlere bağlı bir adam görünce: Bu da ne, diye sordu.

 

Ebu Musa: Müslüman olduktan sonra irtidad eden bir yahudidir dedi. Muaz:

Andolsun onun boynunu vuracağım, dedi."

 

 

حدثني عباس بن الوليد، هو النرسي: حدثنا عبد الواحد، عن أيوب بن عائذ: حدثنا قيس بن مسلم قال: سمعت طارق بن شهاب يقول: حدثني موسى الأشعري رضي الله عنه قال:

 بعثني رسول الله صلى الله عليه وسلم إلى أرض قومي، فجئت ورسول الله صلى الله عليه وسلم منيخ بالأبطح، فقال: (أحججت يا عبد الله بن قيس). قلت: نعم يا رسول الله، قال: (كيف قلت). قال: قلت: لبيك إهلالا كإهلالك، قال: (فهل سقت معك هديا). قلت: لم أسق، قال: (فطف بالبيت، واسع بين الصفا والمروة، ثم حل). ففعلت حتى مشطت لي امرأة من نساء بني قيس، ومكثنا بذلك حتى استخلف عمر.

 

[-4346-] Ebu Musa el-q'ari r.a. dedi ki: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem beni kavmimin diyarına gönderdi. (Geri geldiğimde) Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i devesini el-Abtah'da çöktürmüş buldum. Allah Resulü bana: Ey Abdullah b. Kays hac ettin mi, diye sordu. Ben: Evet ey Allah'ın Resulü dedim. Nasıl dedin, diye sordu. Ben: Senin ihlalin (ihrama girişin) gibi bir ihlal ile lebbeyk (buyur Allah'ım) dedim. Peki beraberinde hediyelik kurbanı getirmiş miydin, diye sordu. Ben: Getirmedim dedim. O halde Beyt'i tavaf et. Safa ile Merve arasında sa'y et, sonra ihramdan çık, dedi.

 

Ben de onun dediğini yaptım. Hatta Kays oğulları hanımlarından olan benim bir hanım ım saçlarımı taradı. Biz, Ömer halifeliğe getirilinceye kadar bu şekilde (haccetmeye) devam ettik."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

(Buhari) bu hadisi Hac bölümünde de zikretmiş bulunmaktadır. Buna dair yeterli açıklamalar orada geçmiştir. (Hadis no, 1795)

 

 

حدثني حبان: أخبرنا عبد الله، عن زكرياء بن إسحاق، عن يحيى بن عبد الله بن صيفي، عن أبي معبد، مولى ابن عباس، عن ابن عباس رضي الله عنهما قال:

 قال رسول الله صلى الله عليه وسلم لمعاذ بن جبل حين بعثه إلى اليمن: (إنك ستأتي قوما من أهل الكتاب، فإذا جئتهم فادعهم إلى أن يشهدوا أن لا إله إلا الله وأن محمدا رسول الله، فإن هم أطاعوا لك بذلك، فأخبرهم أن

الله قد فرض عليهم خمس صلوات في كل يوم وليلة، فإن هم أطاعوا لك بذلك، فأخبرهم أن الله قد فرض عليهم صدقة، تؤخذ من أغنيائهم، فترد على فقرائهم، فإن هم أطاعوا لك بذلك، فإياك وكرائم أموالهم، واتق دعوة المظلوم، فإنه ليس بينه وبين الله حجاب).

قال أبوعبد الله: طوعت طاعت، وأطاعت لغة، طعت وطعت وأطعت.

 

[-4347-] İbn Abbas radıyaııtıhu anh dedi ki: Resulullah sallaııtıhu aleyhi ve sellem Muaz b. Cebel'e onu Yemen'e gönderdiği sırada dedi ki:

 

Sen kitap ehlinden olan bir kavmin yanına gideceksin. Onlara vardığında onları Allah'tan başka hiçbir ilah olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın ResCdü olduğuna dair şehadette bulunmaya davet et. Eğer bu hususta sana itaat edecek olurlarsa kendilerine yüce Allah'ın her gün ve gecede beş vakit namaz farz kılmış olduğunu haber ver. Eğer bu hususta da sana itaat ederlerse onlara yüce Allah'ın zenginlerinden alınıp fakirlerine verilen bir sadakayı (zekatı) üzerlerine farz kılmış olduğunu haber ver. Eğer bu hususta da sana itaat edecek olurlarsa sakın mallarının değerli olanlarını almaya kalkışma. Mazlumun bedduasından da kendini koru. Çünkü onun (bedduası) ile Allah arasında bir perde yoktur."

 

 

حدثنا سليمان بن حرب: حدثنا شعبة، عن حبيب بن أبي ثابت، عن سعيد بن جبير، عن عمرو بن ميمون: أن معاذا رضي الله عنه لما قدم اليمن، صلى بهم الصبح، فقرأ: {واتخذ الله إبراهيم خليلا}. فقال رجل من القوم: لقد قرت عين أم إبراهيم.

زاد معاذ، عن شعبة، عن حبيب، عن سعيد، عن عمرو: أن النبي صلى الله عليه وسلم بعث معاذا إلى اليمن، فقرأ معاذ في صلاة الصبح سورة النساء، فلما قال: {واتخذ الله إبراهيم خليلا}. قال رجل خلفه: قرت عين أم إبراهيم.

 

[-4348-] Amr b. Meymun'dan rivayete göre "Muaz r.a. Yemen'e ulaşınca onlara sabah namazını kıldırdı:

 

"Allah İbrahim'i Halil edindi. "[Nisa, 125] buyruğunu okudu. Cemaat arasından bir adam: İbrahim'in anasının gözü aydın olmuştur, dedi."

 

Muaz (b. Muaz el-Basri), Şube'den, o Habib'den, o Said'den, o Amr'dan şu fazlalığı zikretmektedir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Muaz'ı Yemen'e gönderdi. Muaz sabah namazında Nisa süresini okudu. "Allah İbrahim'i Halil edindi" buyruğunu okuyunca arkasından bir adam: İbrahim'in anasının gözü aydın olmuştur, dedi."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Amr b. Meymun" el-Evdi olup, Muhadramlardandır (Nebi zamanına erişmekle birlikte ashabdan olmak şerefine nail olmamış kimselerdendir).

 

"Cemaatten bir adam: İbrahim'in anasının gözü aydın olmuştur, dedi." Yani o pek mesrur olmuştur.

 

Muaz'ın namazda bu şekilde söz söyleyene ilişmeyip, ona namazını tekrar iade etmesini emretmemiş olması, izahı zor bir konu olarak görülmüştür. Ancak buna şöyle cevap verilmektedir. Ya hükmü bilmeyen bir kimse mazur görüldüğü içindir yahut da ona namazını iade etmesini emrettiği halde bu bize rivayetle nakledilmemiştir ya da bu sözleri söyleyen kişi arkalarında olmakla birlikte onlarla beraber namaza iştirak etmemiştir.