SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-MEĞAZİ

<< 1635 >>

DEVAM: 56. TAİF GAZVESİ

 

حدثني عبد الله بن محمد، حدثنا هشام: أخبرنا معمر، عن الزهري قال: أخبرني أنس بن مالك رضي الله عنه قال:

 قال ناس من الأنصار، حين أفاء الله على رسوله صلى الله عليه وسلم ما أفاء الله من أموال هوازن، فطفق النبي صلى الله عليه وسلم يعطي رجالا المائة من الإبل، فقالوا: يغفر الله لرسول الله صلى الله عليه وسلم يعطي قريشا ويتركنا، وسيوفنا تقطر من دمائهم. قال أنس: فحدث رسول الله صلى الله عليه وسلم بمقالتهم، فأرسل إلى الأنصار فجمعهم في قبة من أدم، ولم يدع معهم غيرهم، فلما اجتمعوا قام النبي صلى الله عليه وسلم فقال: (ما حديث بلغني عنكم). فقال فقهاء الأنصار: أما رؤساؤنا يا رسول الله فلم يقولوا شيئا، وأما ناس منا حديثة أسنانهم فقالوا: يغفر الله لرسول

الله صلى الله عليه وسلم يعطي قريشا ويتركنا، وسيوفنا تقطر من دمائهم. فقال النبي صلى الله عليه وسلم: (فإني أعطي رجالا حديثي عهد بكفر أتألفهم، أما ترضون أن يذهب الناس بالأموال، وتذهبون بالنبي صلى الله عليه وسلم إلى رحالكم، فوالله لما تنقلبون به خير مما ينقلبون به). قالوا: يا رسول الله قد رضينا، فقال لهم النبي صلى الله عليه وسلم: (ستجدون أثرة شديدة، فاصبروا حتى تلقوا الله ورسوله - صلى الله عليه وسلم - فإني على الحوض). قال أنس: فلم يصبروا.

 

[-4331-] Zühri dedi ki: Bana Enes b. Malik r.a. haber vererek dedi ki:

 

"Yüce Allah, Resulüne Hevazinlilerin mallarını fey' olarak verip, o da bazı kimselere yüz deveyi vermeye başlayınca ensardan bazıları: Allah Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e mağfiret et. Kılıçlarımızdan kanları damlıyorken Kureyş'e (bunca mal) veriyor da bizi bırakıyor, dedi.

 

Enes dedi ki: Onların söyledikleri bu sözler Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e aktarılınca ensara haber gönderdi. Onları deriden yapılmış bir çadırda topladı. Beraberlerinde onlardan olmayan kimseyi de çağırmadı. Ensar bir araya gelince, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ayağa kalkarak şöyle buyurdu: Söylediniz diye hakkınızda bana nakledilen sözler ne oluyor?

 

Ensardan derin bilgi sahibi olanlar: Ey Allah'ın Resulü, bizim ileri gelenlerimiz hiçbir şey söylemiş değildir. Fakat aramızdan yaşı genç bazı kimseler: Allah Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e mağfiret etsin, onların kanları kılıçlarımızdan damlıyorken Kureyş'e veriyor da, bizi bırakıyor demişler, dediler.

 

Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: Şüphesiz ben küfürden henüz yeni dönmüş bir takım kimselere kalplerini ısındırmak için bir şeyler veriyorum. Diğer insanların mal alıp giderken sizler evlerinize Nebi s.a.v. ile birlikte gitmeye razı olmaz mısınız? Allah'a yemin ederim, sizin beraberinizde alıp gittiğiniz onların beraberlerinde alıp gittiklerinden daha hayırlıdır.

 

Ensar: Ey Allah'ın Resulü, biz buna razı olduk deyince, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem onlara şöyle dedi: Pek yakında başkalarının size oldukça ileri derecede tercih edildiğini göreceksiniz. Allah'a ve Resulüne Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e kavuşuncaya kadar sabrediniz. Ben Havz'ın başında olacağım.

 

Enes dedi ki: Fakat sabretmediler."

 

 

حدثنا سليمان بن حرب: حدثنا شعبة، عن أبي التياح، عن أنس قال:

 لما كان يوم فتح مكة قسم رسول الله صلى الله عليه وسلم غنائم بين قريش، فغضبت الأنصار، قال النبي صلى الله عليه وسلم: (أما ترضون أن يذهب الناس بالدنيا، وتذهبون برسول الله - صلى الله عليه وسلم - ) قالوا: بلى، قال: (لو سلك الناس واديا أو شعبا، لسلكت وادي الأنصار أو شعبهم).

 

[-4332-] Enes dedi ki: "Mekke fethedildiği günde Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Kureyşliler arasında bazı ganimetIeri paylaştırdı. Ensar öfkelendi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: Diğer insanların dünyalık alıp giderken sizler Resulullah saIlaIl&hu aleyhi ve sellem ile birlikte gitmeye razı değil misiniz?

 

Onlar: Razıyız, deyince: Sair insanlar bir vadiden yahut bir dağ yolundan geçecek olsa şüphesiz ben ensarın gittikleri vadiden yahut onların dağ yolundan giderim, buyurdu."

 

 

حدثنا علي بن عبد الله: حدثنا أزهر، عن ابن عون: أنبأنا هشام بن زيد بن أنس، عن أنس رضي الله عنه قال:

 لما كان يوم حنين، التقى هوازن ومع النبي صلى الله عليه وسلم عشرة آلاف، والطلقاء، فأدبروا، قال: (يا معشر الأنصار). قالوا: (لبيك يا رسول الله وسعديك، لبيك نحن بين يديك، فنزل النبي صلى الله عليه وسلم فقال: (أنا عبد الله ورسوله). فانهزم المشركون، فأعطى الطلقاء والمهاجرين، ولم يعط لأنصار شيئا، فقالوا، فدعاهم فأدخلهم في قبة، فقال (أما ترضون أن يذهب الناس بالشاة والبعير، وتذهبون برسول الله صلى الله عليه وسلم). فقال النبي صلى الله عليه وسلم: (لو سلك الناس واديا، وسلكت الأنصار شعبا، لاخترت شعب الأنصار).

 

[-4333-] Enes r.a. dedi ki: "Huneyn gününde Hevazinliler (Müslümanlarla) karşılaştılar. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte onbin asker ve aynıca tulaka bulunuyordu. Fakat gerisin geri döndüler.

 

Allah Resulü: Ey ensar topluluğu, diye seslendi. Onlar: Buyur ey Allah'ın Resulü, emrine hazırız, buyur biz senin huzurunda bulunuyoruz deyince, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bineğinden indi ve: Ben Allah'ın kulu ve Resulüyüm, dedi.

 

Müşrikler bozguna uğrayıp geri çekildi. Tulaka'ya ve muhacirlere (ganimetIerden) verdiği halde ensara hiçbir şey vermedi. Bu sebeple onlar (ileri geri sözler) söylediler.

 

Bunun üzerine onları çağırdı ve bir çadıra alarak dedi ki: Sair insanlar koyunlar ve develerle çekip giderken siz Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte gitmeye razı olmaz mısınız? Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem sonra şöyle buyurdu:

 

Eğer sair insanlar bir vadiden gitse, ensar da bir dağ yolundan gitse hiç şüphesiz ensarın gittiği dağ yolunu tercih ederim."

 

 

حدثني محمد بن بشار: حدثنا غندر: حدثنا شعبة قال: سمعت قتادة، عن أنس بن مالك رضي الله عنه قال: جمع النبي صلى الله عليه وسلم ناسا من الأنصار فقال: (إن قريشا حديث عهد بجاهلية ومصيبة، وإني أردت أن أجبرهم وأتألفهم، أما ترضون أن يرجع الناس بالدنيا وترجعون برسول الله صلى الله عليه وسلم إلى بيوتكم). قالوا: بلى، قال: (لو سلك الناس واديا، وسلكت الأنصار شعبا، لسلكت وادي الأنصار، أو شعب الأنصار).

 

[-4334-] Enes r.a. dedi ki: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ensardan bir takım insanları toplayarak şöyle buyurdu:

 

Kureyş henüz cahiliyeden yeni kurtuldu ve kısa bir süre önce bir musibete uğradı. Ben de onların kırılan gönüllerini onarmak ve kalplerini ısındırmak istedim. Sair insanlar dünyalık ile geri dönerken siz Resulullah sallallahu aleyhi ve selle m ile birlikte evlerinize dönmeye razı değil misiniz?

 

Onlar: Razıyız deyince, şöyle buyurdu: Sair insanlar bir vadiden gitse, ensar ise bir dağ yolundan gitse şüphesiz ben ensarın gittiği vadiyi ya da dağ yolunu tercih eder,ordan giderim."

 

 

حدثنا محمد بن بشار: حدثنا معاذ بن معاذ: حدثنا ابن عون، عن هشام بن زيد بن أنس بن مالك، عن أنس بن مالك رضي الله عنه قال:

 لما كان يوم حنين، أقبلت هوازن وغطفان وغيرهم بنعمهم وذراريهم، ومع النبي صلى الله عليه وسلم عشرة الآف، ومن الطلقاء، فأدبروا عنه حتى بقي وحده، فنادى يومئذ نداءين لم يخلط بينهما، التفت عن يمينة فقال: (يا معشر الأنصار). قالوا: لبيك يا رسول الله أبشر نحن معك، ثم التفت عن يساره فقال: (يا معشر الأنصار). قالوا: لبيك يا رسول الله أبشر نحن معك، وهو على بغلة بيضاء فنزل فقال: (أنا عبد الله ورسوله). فانهزم المشركون، فأصاب يومئذ غنائم كثيرة، فقسم في المهاجرين والطلقاء ولم يعط الأنصار شيئا، فقالت الأنصار: إذا كانت شديدة فنحن ندعى، ويعطى الغنيمة غيرنا. فبلغه ذلك فجمعهم في قبة فقال: (يا معشر الأنصار، ما حديث بلغني عنكم). فسكتوا، فقال: (يا معشر الأنصار، ألا ترضون أن يذهب الناس بالدنيا، وتذهبون برسول الله - صلى الله عليه وسلم - تحوزونه إلى بيوتكم). قالوا: بلى، فقال النبي صلى الله عليه وسلم: (لو سلك الناس واديا وسلكت الأنصار شعبا لأخذت شعب الأنصار). فقال هشام: يا أبا حمزة، وأنت شاهد ذاك؟ قال: وأين أغيب عنه.

 

[-4335-] Enes b. Malik r.a. dedi ki: "Huneyn gününde Hevazinliler, Gatafanlılar ve başkaları davarlarıyla ve çoluk çocuklarıyla birlikte geldiler. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile beraber de onbin kişi ve tulakadan bazıları vardı. Allah Resulünü bırakıp geri kaçtılar ve nihayet tek başına kaldı. İşte o gün birini diğerine karıştırmaksızın iki defa nida ederek: Sağına dönerek:

 

Ey ensar topluluğu diye seslendi. Onlar: Buyur ey Allah'ın Resulü! Müjde olsun sana, biz seninle beraberiz dediler. Daha sonra soluna dönerek:

 

Ey ensar topluluğu, diye seslendi, onlar: Buyur ey Allah'ın Resulü, müjde olsun sana biz seninle beraberiz, dediler.

 

Allah Resulü beyaz katırı üzerinde idi. Bineğinden inerek: Ben Allah'ın kulu ve Resulüyüm dedi. Müşrikler bozguna uğrayıp geri çekildi.

 

O gün çok miktarda ganimet aldı. Ganimetieri muhacirlerle, tulaka arasında paylaştırdığı halde ensara hiçbir şey vermedi. Bundan dolayı ensar dedi ki: Zorlu ve sıkıntılı bir iş olursa biz çağınlınz. Fakat ganimetler bizden başkalarına verilir.

 

Bu sözler ona ulaşınca onları bir çadırda toplayıp şöyle buyurdu: Ey ensar topluluğu, sizden bana ulaşan sözler ne oluyor? Ensar sustu. Ey ensar topluluğu, diye buyurdu. İnsanlar dünyalığ! alıp giderken sizler Resulullah sallallahu aleyhi vesellem ile birlikte onu alıp evlerinize gitmeye razı değil misiniz? Onlar: RazıylZ deyince, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: Sa ir insanlar bir vadiden gitseler, ensar ise bir dağ yolundan gitse elbette ki ben ensarın gittiği dağ yolundan giderim."

 

Hişam dedi ki: "(Ben Enes radıyallahu an he hitaben:) Ey Ebu Hamza, dedim ve sen bu olaya tanık oldun mu? O: Ben nasıl bu olayda hazır olmayabilirdim ki, dedi."

 

 

حدثنا قبيضة: حدثنا سفيان، عن الأعمش، عن أبي وائل، عن عبد الله قال:

 لما قسم النبي صلى الله عليه وسلم قسمة حنين، قال رجل من الأنصار: ما أراد بها وجه الله، فأتيت النبي صلى الله عليه وسلم فأخبرته، فتغير وجهه ثم قال: (رحمة الله على موسى، لقد أوذي بأكثر من هذا فصبر).

 

[-4336-] Abdullah (b. Mes'ud) dedi ki: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Huneyn (ganimetini) paylaştırınca ensardan bir adam:

 

Bununla Allah'ın rızasını murad etmedi, dedi. Ben de Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e gidip ona (bunu) haber verdim. Yüzü değişti, sonra: Allah'ın rahmeti Musa'nın üzerine olsun. Andolsun ona bundan daha çok eziyet edildiği halde sabretmişti, dedi."

 

 

حدثنا قتيبة بن سعيد: حدثنا جرير، عن منصور، عن أبي وائل، عن عبد الله رضي الله عنه قال:

 لما كان يوم حنين آثر النبي صلى الله عليه وسلم ناسا، أعطى الأقرع مائة من الإبل، وأعطى عيينة مثل ذلك، وأعطى ناسا، فقال رجل: ما أريد بهذه القسمة وجه الله، فقلت: لأخبرن النبي صلى الله عليه وسلم، قال: (رحم الله موسى، قد أوذي بأكثر من هذا فصبر).

 

[-4337-] Abdullah (b. Mes'ud) r.a. dedi ki: "Huneyn gününde Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bazı kimseleri tercih etti. (Kimisine) yüz deve verdi, Uyeyne'ye de o kadar verdi. Bir takım kimselere de (çok miktarda) verdi.

 

Bir adam: Bu paylaştırma ile Allah'ın rızası gözetilmemiştir, dedi. Ben: Andolsun Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e haber vereceğim, dedim.

 

Allah Resulü şöyle buyurdu: Allah'ın rahmeti Musa'nın üzerine olsun, ona bundan daha çok eziyet edildiği halde sabretmişti."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

Mansur yoluyla gelen rivayette "bir adam, dedi" şeklinde, el-A'meş yoluyla gelen rivayette: "Ensardan bir adam dedi" şeklindedir. el-Vfıkid'i'nin rivayetinde ise bu kişi Amr b. Avf oğullarından Muattib b. Kuşeyr idi, münafıklardandı.

 

Hadis-i şeriften anlaşıldığına göre, paylaştırmakta bazılarına daha fazla vermek caizdir, cahilden yüz çevirmek, yapılan eziyetleri affetmek ve kendisi gibi durumlarla karşılaşmış geçmiş kimselere uymak, caizdir.

 

باب: السرية التي قبل نجد.

57. NECİD TARAFINA SERİYE

 

حدثنا أبو النعمان: حدثنا حماد: حدثنا أيوب، عن نافع، عن ابن عمر رضي الله عنهما قال: بعث النبي صلى الله عليه وسلم سرية قبل نجد فكنت فيها، فبلغت سهامنا اثني عشر بعيرا، ونفلنا بعيرا بعيرا، فرجعنا بثلاثة عشر بعيرا.

 

[-4338-] İbn Ömer r.a. dedi ki: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Necid tarafına bir seriye (askeri birlik) gönderdi. Ben de o seriyede bulunuyordum. Bize düşen paylarımız onikişer deveyi buldu, ayrıca her birimize birer deve de nefil olarak verildi. Böylece onüçer deve ile geri dönmüş olduk."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Necid taraflarına seriye" (Buhari) bu seriyeyi bu şekilde Taif gazvesinden sonra zikretmiş bulunmaktadır. Megazi sahiplerinin zikrettiklerine göre ise bu seriye Mekke fethine gitmeden önce olmuştur.

 

Seriye, geceleyin yola çıkan (kafile) demektir, ordunun bir bölümü olup, ordunun bulunduğu yerden çıkar ve tekrar ona geri döner. Yüz kişi ile beşyüz kişiden oluşur.