SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-MEĞAZİ

<< 1625 >>

DEVAM: 48. FETİH GÜNÜ NEBİ S.A.V. SANCAĞI NEREDE DiKTi?

 

حدثنا أبو الوليد: حدثنا شعبة، عن معاوية بن قرة قال: سمعت عبد الله بن مغفل يقول: رأيت رسول الله صلى الله عليه وسلم يوم فتح مكة على ناقته، وهو يقرأ سورة الفتح يرجع، وقال: لولا أن يجتمع الناس حولي لرجعت كما رجع.

 

[-4281-] Muaviye b. Kurra dedi ki: "Abdullah b. Muğaffel'i şöyle derken dinledim:

 

Ben Mekke'nin fethedildiği günü Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i devesi üzerinde fetih suresini okuyup, terci' yaparken gördüm. Ayrıca (Abdullah) dedi ki:

 

Şayet insanlar etrafımda toplanmayacak olsalardı, onun terci' yaptığı gibi ben de terci' yapardım."

 

Bu Hadis  4835,5034,5047 ve 7540 numara ile gelecektir.

 

 

حدثنا سليمان بن عبد الرحمن: حدثنا سعدان بن يحيى: حدثنا محمد بن أبي حفصة، عن الزهري، عن علي بن حسين، عن عمرو بن عثمان، عن أسامة بن زيد: أنه قال زمن الفتح:

 يا رسول الله، أين تنزل غدا؟ قال النبي صلى الله عليه وسلم: (وهل ترك لنا عقيل من منزل). ثم قال: (لا يرث المؤمن الكافر، ولا يرث الكافر المؤمن).

قيل للزهري: ومن ورث أبا طالب؟ قال: ورثه عقيل وطالب.

قال معمر، عن الزهري: أين تنزل غدا؟ في حجته، ولم يقل يونس: حجته، ولا زمن الفتح.

 

[-4282-] Usame b. Zeyd'den rivayete göre o Mekke fethi sırasında şöyle demiştir:

 

Ey Allah'ın Resulü yarın (Mekke'de) nerede konaklayacaksın? Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem:

 

"Akil bize konaklayabileceğimiz bir ev bıraktı mı ki, diye buyurdu."

 

 

[-4283-] "Sonra da: mu'min kafire mirasçı olmaz, kafir de mu'minden miras almaz, diye buyurdu."

 

Zühri'ye: Peki, Ebu Talib'e kim mirasçı oldu diye soruldu. Ona Akil ve Talib mirasçı oldu, dedi. Ma'mer de Zühri'den şöyle dediğini nakletmektedir: -Haecettiği sırada- yarın nerede konaklayacaksın (diye soruldu). Fakat (ravilerden) Yunus, haccettiği zamandan da, fetih zamanından da sözetmemiştir.

 

 

حدثنا أبو اليمان: حدثنا شعيب: حدثنا أبو الزناد، عن عبد الرحمن، عن أبي هريرة رضي الله عنه قال:

 قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (منزلنا - إن شاء الله، إذا فتح الله - الخيف، حيث تقاسموا على الكفر).

 

[-4284-] Ebu Hureyre r.a. dedi ki: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

 

İnşallah Allah fethi nasip ettiğinde konaklagacağımız yer, küfür üzere yeminleştikleri yer olan el-Hayf olacaktır."

 

 

حدثنا موسى بن إسماعيل: حدثنا إبراهيم بن سعد: أخبرنا شهاب، عن أبي سلمة، عن أبي هريرة رضي الله عنه قال:

 قال رسول الله صلى الله عليه وسلم حين أراد حنينا: (منزلنا غدا إن شاء الله بخيف بني كنانة، حيث تقاسموا على الكفر).

 

[-4285-] Ebu Hureyre r.a. dedi ki: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Huneyn'e gitmek isteyince şöyle buyurdu:

 

Yarın inşallah konaklayacağımız yer, küfür üzere yeminleştikleri yer olan Kinane oğullarının Hayri olacaktır."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Tercı'" okuyanın harfi boğazında terdidi demektir.

 

"Ona Akil ve Talib mirasçı oldu." Hac bahsinde ve Yunus'un, ez-Zühri'den naklettiği rivayette şu lafızia geçmişti: "Akiı, Talib ile birlikte Ebu Talib'e mirasçı olmuştu. Fakat Cafer de, Ali de ondan hiçbir miras almamışlardı. Çünkü onlar Müslüman idiler. Akil ile Talib kafirdiler."

 

İşte bu, bu hükmün İslamın ilk dönemlerinde de bulunduğunun delilidir.

 

Çünkü Ebu Talib hicretten önce ölmüştü. Hicret gerçekleştikten sonra Akil ile Talib'in, Ebu Talib'in geriye bıraktığı malları ellerine geçirmiş olması ihtimali de vardır. Ebu Talib Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in babası Abdullah'ın bıraktığı terikeyi de eline almıştı. Çünkü onun öz kardeşi idi, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem da dedesi Abdulmuttalib'in ölümünden sonra Ebu Talib'in yanında kalmıştı. Ebu Talib ölüp de arkasından hicret gerçekleşince Talib de Müslüman olmayıp, Akil'in Müslüman oluşu da gecikince her ikisi Ebu Talib'in geriye bıraktığı malı ellerine geçirdiler. Talib Bedir'den önce öldüğü halde Akil daha s.onra yaşadı. İslamın müslümanın kafirden miras almayacağı hükmü de ortaya gelince, bu mallar Akil'in elinde kalmaya devam etti. İşte Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem buna işaret etmektedir. Akil de bütün bu evleri satmış bulunuyordu. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in kendisine ait olanları Akil'e bırakmış olması hususunda da görüş ayrılığı vardır. Onun bunları Akil'e bir lütuf olmak üzere Akil'in elinde bıraktığı söylendiği gibi, onu İslama yaklaştırıp kalbini ısındırmak için böyle yaptığı da söylenmiştir.

 

Cahiliye dönemi nikahları sahih kabul edildiği gibi, o dönemin tasarruflarının da sahih kabul edileceği şeklinde de açıklanmıştır.

 

"Küfür üzere" Kureyş'in "yeminleştikleri yer." Yani Kureyşliler Haşim oğulları ile alışveriş yapmamaya, onlardan kız alıp vermemeye, onları evlerinde barındırmamaya yeminleşmiş ve Haşim oğullarını Şi'b'e sığınmak zorunda bırakmışlardı.

 

İkinci rivayet yolunda geçen: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Huneyn'e gitmek isteyince ... buyurdu." Yani Mekke'nin fethi gazvesinde. Çünkü Huneyn gazvesi Mekke'nin fethi gazvesinin akabinde olmuştu.

 

Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in konaklamak için o yeri seçmesinin sebebi ile ilgili olarak şu açıklama yapılmıştır: Bu vesile ile önceki hallerini hatırlayıp, yüce Allah'ın kendisine vermiş olduğu bu pek büyük fetihle Mekke'ye onu oradan çıkarmak istemiş olanların burunlarının yere sürtülmesine rağmen muzaffer olarak girme imkanını bulma nimetine ve kötülük yapmış olanları affetmekteki ileri mertebesini onları karşılıksız serbest bırakmak ve onlara iyilikte bulunmak ile karşılık verebilme nimetine şükretmesi içindi. Bu ise Allah'ın lutfudur, onu dilediğine verir.

 

 

حدثنا يحيى بن قزعة: حدثنا مالك، عن ابن شهاب، عن أنس بن مالك رضي الله عنه:

 أن النبي صلى الله عليه وسلم دخل مكة يوم الفتح على رأسه المغفر، فلما نزعه جاءه رجل فقال: ابن خطل متعلق بأستار الكعبة، فقال: (اقتله). قال مالك: لم يكن النبي صلى الله عليه وسلم فيما نرى - والله أعلم - يومئذ محرما.

 

[-4286-] Enes b. Malik r.a.'dan rivayete göre "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem fetih günü Mekke'ye başında miğfer bulunduğu halde girdi. Miğferi başından çıkarınca bir adam ona gelerek: İbn Hatal Kabe'nin örtülerine asılmış bulunuyor dedi. Allah Resulü: Onu öldür dedi."

 

(Ravilerden) Malik dedi ki: "Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır ya, görüşümüze

göre o gün Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ihramlı değildi."   .