DEVAM: 48. FETİH GÜNÜ NEBİ S.A.V. SANCAĞI NEREDE DiKTi?
حدثنا صدقة
بن الفضل:
أخبرنا ابن
عيينة، عن ابن
أبي نجيح، عن
مجاهد، عن أبي
معمر، عن عبد
الله رضي الله
عنه قال: دخل
النبي صلى
الله عليه
وسلم مكة يوم
الفتح، وحول البيت
ستون
وثلاثمائة
نصب، فجعل
يطعنها بعود في
يده ويقول:
({جاء الحق
وزهق الباطل}.
{جاء الحق وما
يبدئ الباطل
وما يعيد}).
[-4287-] Abdullah r.a.'dan dedi ki: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem
fetih günü Mekke'ye girdiğinde Beyt'in etrafında üçyüz altmış dikili put vardı.
Elinde bulunan bir sopa ile o putları dürterken: Hak geldi, batıl da can
çekişerek yok oldu. Hak geldi, batıl ise ne bir şeyi baştan var edebilir, ne de
tekraren bir şeyi iade edebilir, diyordu."
حدثني إسحاق:
حدثنا عبد
الصمد قال:
حدثني أبي: حدثنا
أيوب، عن
عكرمة، عن ابن
عباس رضي الله
عنهما: أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم لما قدم
مكة، أبى أن
يدخل البيت
وفيه الآلهة،
فأمر بها فأخرجت،
فأخرج صورة
إبراهيم
وإسماعيل في
أيديهما من
الأزلام، فقال
النبي صلى
الله عليه
وسلم: (قاتلهم
الله، لقد
علموا: ما
استقسما بها
قط). ثم دخل
البيت، فكبر
في نواحي
البيت، وخرج
ولم يصل فيه.
تابعه معمر،
عن أيوب.وقال
وهيب: حدثنا
أيوب، عن
عكرمة، عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم.
[-4288-] İbn Abbas r.a. rivayete göre "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem Mekke'ye gelince içinde putlar bulunduğu halde Beyt'e girmek istemedi.
Emir vererek o putlar dışarı çıkartıldı. Beytin içinden İbrahim'in ve İsmail'in
suretleri ellerinde falokları bulunduğu halde çıkartılınca Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
Allah kahretsin onları! Onlar da biliyor ki her ikisi de asla bu
fal oklarıyla kısmet aramamlşlardır. Daha sonra Beyt'in içine girdi, Beyt'in
etrafında tekbir getirdi ve içinde namaz kılmaksızın dışarı çıktı."
Fethu'l-Bari Açıklaması:
İbn Hatal'ın Kabe'nin örtülerine asılmış olduğu halde
öldürülmesi emri, Kabe'nin öldürülmesi gereken bir kimseyi koruma altına
almayacağına delil gösterilmiştir. Aynı şekilde öldürülmesi gereken kimsenin
Harem bölgesinde öldürülmesinin caiz olduğuna da delil gösterilmiştir. Fakat
bunun delil gösterilmesi su götürür. Çünkü bu kanaate muhalif olanlar şunu
delil göstermişlerdir: Bu ancak Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e Mekke'de
savaşması helal kılınan o saat (kısa süre) zarfında meydana gelmiştir. Ondan
sonra ise Allah Resulü onun hurmetinin önceki haline döndüğünü açıkça ifade
etmiştir. Sözü geçen bu saate (süreye) gelince, Ahmed('in Müsned'in)de Amr b.
Şuayb'ın, babasından, onun dedesinden naklettiği rivayete göre Mekke'nin
fethedildiği günü sabahından ikindi vaktine kadar devam etmiştir.
"360 tane dikili put." Bunlar yüce Allah'tan başkasına
ibadet edilsin diye dikilmişti.
"Elindeki bir sopa ile işaret ediyor ve hak geldi. ..
diyordu." Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in bunu yapması putları ve
onlara ibadet edenleri zelil düşürmek ve putların hiçbir fayda ve zarar
vermediklerini, kendilerini dahi hiçbir şekilde koruyamadıklarını açıkça
göstermek içindi.
"Falokları" Bunlar hayır ve şer için kendileri ile
kısmet aradıkları oklardı. Hadisten anlaşıldığına göre suret bulunan bir
mekanda namaz kılmak mekruhtur. Çünkü dışarıdan bir şirk izlenimi verir. Diğer
taraftan ümmetierin çoğunlukla kafir olmaları, suret cihetiyle olmuştur.
باب: دخول
النبي صلى
الله عليه
وسلم من أعلى
مكة.
49. NEBİ S.A.V.'iN MEKKE'NiN ÜST TARAFINDAN GiRMESi
وقال الليث:
حدثني يونس
قال: أخبرني
نافع، عن عبد
الله بن عمر
رضي الله
عنهما:
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم أقبل يوم
الفتح من أعلى
مكة على
راحلته،
مردفأ أسامة
بن زيد، ومعه
بلال، ومعه
عثمان بن طلحة
من الحجبة،
حتى أناخ في
المسجد،
فأمره أن يأتي
بمفتاح
البيت، فدخل
رسول الله صلى
الله عليه وسلم
ومعه أسامة بن
زيد وبلال
وعثمان بن
طلحة، فمكث
فيه نهارا
طويلا، ثم خرج
فاستبق
الناس، فكان
عبد الله بن
عمر أول من
دخل، فوجد
بلالا وراء
الباب قائما،
فسأله: أين
صلى رسول الله
صلى الله عليه
وسلم؟ فأشار
إلى المكان
الذي صلى فيه.
قال عبد الله:
فنسيت أن
أسأله كم صلى من
سجدة.
[-4289-] Abdullah b. Ömer r.a.'dan rivayete göre
"Resuluilah Sallallahu Aleyhi ve Sellem fetih günü bineği üzerinde
arkasına Usame b. Zeyd'i bindirmiş olduğu halde Mekke'nin üst tarafından geldi.
Onunla beraber Bilal ve yine onunla beraber Haciblerden Osman b. Talha da
vardı. Nihayet mescidde (devesini) çöktürdü. (Osman'a) Beyt'in anahtarlarını
getirmesini emretti. Resuluilah Sallallahu Aleyhi ve Sellem beraberinde Usame
b. Zeyd, Bilal ve Osman b. Talha bulunduğu halde (Beyt'e) girdi. Orada gündüzün
uzun bir süre kaldıktan sonra çıktı. İnsanlar da birbirleriyle yarışırcasına
ileri atıldılar. İçeriye ilk giren kişi Abdullah b. Ömer oldu. Bilal'in kapının
arkasında ayakta durduğunu görünce ona: Resuluilah Sallallahu Aleyhi ve Sellem
nerede namaz kıldı, diye sordu. Bilal ona Allah Resulünün namaz kıldığı yeri
işaret etti. Abdullah: Ona kaç rekat namaz kıldığını sormayı unuttum
dedi."
حدثنا
الهيثم بن
خارجة: حدثنا
حفص بن ميسرة،
عن هشام بن
عروة، عن
أبيه: أن عائشة
رضي الله عنها
أخبرته: أن
النبي صلى
الله عليه
وسلم دخل عام
الفتح من كداء
التي بأعلى
مكة.تابعه
أسامة ووهيب
في كداء.
[-4290-] Hişam b. Urve, babasından rivayete göre "Aişe r.anha'nın
kendisine haber verdiğine göre Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Mekke fethi
yılında Mekke'nin üst tarafındaki Keda denilen yerden girdi."
Ebu Usame ve Vuheyb "Keda" lafzında ona (Hafs b.
Meysere'ye) mutabaat etmişlerdir.
حدثنا عبيد
بن إسماعيل:
حدثنا أسامة،
عن هشام، عن
أبيه: دخل
النبي صلى
الله عليه
وسلم عام
الفتح من أعلى
مكة من كداء.
[-4291-] Hişam, babasından rivayetine göre "Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem Mekke fethi yılında Mekke'nin üst taraflarından Keda'dan
girmiştir."
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in" orayı
fethettiğinde "Mekke'nin üst tarafından girişi." Hakim, Ca'fer b.
Süleyman'dan, o Sabit b. Enes yoluyla şöyle dediğini rivayet etmektedir:
"Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Mekke'nin fethi günü huşu'undan
dolayı çenesi devesinin üzerindeki eğere değmiş olduğu halde girdi."
"Ona Beyt'in anahtarını getirmesini emretti."
Abdurrezzak ve Taberanı onun yoluyla fakat ez-Zührl'nin mürseli olarak şunu
rivayet etmektedirler: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Mekke'nin fethi
günü Osman'a: Bana Kabe'nin anahtarını getir, dedi. Ancak getirmekte biraz
gecikti. Resulullah da onu bekleyip durdu. Öyle ki üzerinden inci taneleri gibi
ter damlıyor ve: Niçin gelmiyor, diye soruyordu. Bir adam koşup yanına gitti.
Anahtarın yanında bulunduğu kişi olan ve Said kızı Sülafe adındaki Osman'ın
annesi şöyle demeye koyuldu: Eğer onu sizden alırsa ebediyyen onu size geri
vermeyecektir. Fakat anahtarı vermesi için ısrar edip durdu ve nihayet anahtarı
verdi. Anahtarı getirdi ve kapıyı açtı. Sonra Beyt'e girdi, sonra dışarı çıktı.
Zemzem suyu verilen yere yakın oturdu. Ali dedi ki: Bize nübüwet de, sikayet
de, hicabet de verildi. Payı bizden daha büyük hiçbir kavim daha yoktur. Ancak
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem onun bu sözlerinden hoşlanmadı. Daha sonra Osman
b. Talha'yı çağırdı ve anahtarı ona verdi.
İbn İshak der ki: İlim ehli birisinin bana anlattığına göre Nebi
s.a.v. Kabe'nin kapısında durdu ... Ve hadisin geri kalan böıür.ıünü zikretti.
Hadiste şu ifadeler de yer almaktadır: "Sonra: Ey Kureyş topluluğu, sizce
ben size ne yapacağım? Onlar:
Hayır, sen kerim bir kardeşsin ve kerim bir kardeşin oğlusun.
Allah Resulü: Gidin, siz Tulaka (serbest bırakllanlar)sınız, dedi."
باب: منزل
النبي صلى
الله عليه
وسلم يوم
الفتح.
50. FETİH GÜNÜ NEBİ S.A.V.IİN KONAKLADIĞI YER
حدثنا أبو
الوليد: حدثنا
شعبة، عن
عمرو، عن ابن
أبي ليلى: ما
أخبرنا أحد
أنه رأى النبي
صلى الله عليه
وسلم يصلي
الضحى غير أم
هانئ، فإنها ذكرت: أنه
يوم فتح مكة
اغتسل في
بيتها، ثم صلى
ثماني ركعات،
قالت، لم أره
صلى صلاة أخف
منها، غير أنه
يتم الركوع
والسجود.
[-4292-] Amr b. Ebi Leyla dedi ki: "Ümmü Hani dışında Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem'i kuşluk namazını kılarken gördüğümü bize hiç kimse haber
vermiş değildir. O, onun Mekke'nin fethedildiği günü evinde yıkandıktan sonra sekiz
rekat namaz kıldığını söylemiştir ve şunları eklemiştir:
Onun bu namazdan daha çabuk namaz kıldığını görmüş değilim.
Bununla birlikte o rüku' ve süclidunu da eksiksiz yapardL"
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"Mekke'nin fethi günü Nebi s.a.v.'in konakladığı yer."
Az önce üçüncü hadis (4282 no'lu hadis) açıklanırken onun el-Muhassab'da
konakladığına dair açıklamalar geçmişti. Burada ise onun Ümmü Hani'nin evinde
konakladığı belirtilmektedir. Her iki hadis arasında bir farklılık yoktur.
Çünkü o Ümmü Hani'nin evinde ikamet etmemiş, sadece yıkanıncaya kadar orada
konaklamıştır. Daha sonra ise Ebu Talib'in Şi'b'i yakınında çadırının kurulduğu
yere dönmüştür. Burası ise Kureyşlilerin Müslümanları muhasara ettiği yerdir.
51. BAB
4042 - حدثني
محمد بن بشار:
حدثنا غندر:
حدثنا شعبة،
عن منصور، عن
أبي الضحى، عن
مسروق، عن
عائشة رضي
الله عنها
قالت:
كان
النبي صلى
الله عليه
وسلم يقول في
ركوعه وسجوده:
(سبحانك اللهم
ربنا وبحمدك،
اللهم اغفر لي).
[-4293-] Aişe r.anhas dedi ki: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem rüku'
ve sücudunda:
سبحانك
اللهم ربنا
وبحمدك،
اللهم اغفر لي
'Subhanekellahumme Rabbena ve bi hamdike
Allahummağfirli' derdi.
Meali: Allah'ım, Rabbimiz seni hamd ile tesbih ederiz. Allah'ım,
bana mağfiret et.
حدثنا أبو
النعمان:
حدثنا أبو
عوانة، عن أبي
بشر، عن سعيد
بن جبير، عن
ابن عباس رضي
الله عنهما
قال:
كان
عمر يدخلني مع
أشياخ بدر،
فقال بعضهم:
لم تدخل هذا
الفتى معنا
ولنا أبناء
مثله؟ فقال: إنه
ممن قد علمتم،
قال: فدعاهم
ذات يوم
ودعاني معهم،
قال: وما
رأيته دعاني
يومئذ إلا
ليريهم مني،
فقال: ما
تقولون في:
{إذا جاء نصر
الله والفتح .
ورأيت الناس
يدخلون في دين
الله أفواجا}
حتى ختم
السورة، فقال
بعضهم: أمرنا
أن نحمد الله
ونستغفره إذا
نصرنا وفتح
علينا، وقال
بعضهم، لا
ندري، أو لم
يقل بعضهم شيئا،
فقال لي: يا
ابن عباس،
أكذلك قولك؟
قلت: لا، قال:
فما تقول؟
قلت: هو أجل
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم أعلمه
الله له: {إذا
جاء
نصر الله
والفتح} فتح
مكة، فذاك
علامة أجلك: {فسبح
بحمد ربك
واستغفره إنه
كان توابا}.
قال عمر: ما
أعلم منها إلا
ما تعلم.
[-4294-] İbn Abbas r.a. dedi ki: "Ömer beni Bedir'e katılmış
yaşlılarla birlikte (meclisine) sokuyordu. Onlardan birisi: Bu genç delikanlıyı
-bizim onun gibi oğullarımız varken- ne diye bizimle birlikte (meclisine)
sokuyorsun, dedi.
Ömer: Bu sizin de bildiğiniz bir sebepten dolayıdır, dedi. Bir gün
onları çağırdı. Beni de onlarla birlikte çağırdı.
(İbn Abbas) dedi ki: Kanaatime göre o günde
beni çağırmasının tek sebebi benim durumumu onlara göstermekti. Sizler
"Allah'ın yardımı ve fethi geldiğinde insanların da Allah'ın dinine fevc
fevc girdiklerini gördüğünde ... " -diye sureyi sonuna kadar okuduktan
sonra- buyruğu hakkında ne dersiniz, diye sordu. Onlardan birisi: Bize yardım
edilip, zafer nasip edildiği takdirde Allah'a hamdetmemiz, ondan mağfiret
dilememiz emredildi, dedi.
Bir başkaları: Bilemiyoruz dedi -ya da onlardan kimisi bir şey demedi-o
Bunun üzerine (Ömer) bana: Ey İbn Abbas, sen de böyle mi diyorsun, diye sordu.
Ben: Hayır, dedim. Peki, sen ne diyorsun dedi.
Ben: Bu Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in ecelidir. Allah
ecelini ona Allah'ın yardımı geldiği zaman diyerek (yaklaştığını) bildirmiş
oldu dedim. Buradaki fetih ise Mekke'nin fethidir. Mekke'nin fethi onun
ecelinin alameti idi.
"Rabbini hamd ile tesbih et ve ondan mağfiret dile. Çünkü o
tövbeleri pek çok kabul edendir."
Ömer de: Ben de bunun hakkında senin bildiğinden başkasını
bilmiyorum, dedi."
حدثنا سعيد
بن شرحبيل:
حدثنا الليث،
عن المقبري،
عن أبي شريح
العدوي، أنه
قال لعمرو بن
سعيد، وهو
يبعث البعوث
إلى مكة: ائذن
لي أيها الأمير،
أحدثك قولا
قام
به رسول الله
صلى الله عليه
وسلم الغد من يوم
الفتح، سمعته
أذناي ووعاه
قلبي،
وأبصرته
عيناي، حين
تكلم به: أنه
حمد الله
وأنثى عليه،
ثم قال: (إن مكة
حرمها الله، ولم
يحرمها
الناس، لا يحل
لامرئ يؤمن
الله واليوم
الآخر أن يسفك
بها دما، ولا
يعضد بها شجرا،
فإن أحد ترخص
لقتال رسول
الله فيها،
فقالو له: إن
الله أذن
لرسوله ولم
يأذن لكم، وإنما
أذن لي فيها
ساعة من نهار،
وقد عادت حرمتها
اليوم
كحرمتها
بالأمسن
وليبلغ
الشاهد الغائب).
فقيل لأبي
شريح: ماذا
قال لك عمرو؟
قال: قال: أنا
أعلم بذلك منك
يا أبا شريح،
إن الحرم لا
يعيذ عاصيا،
ولا فارا بدم
ولا فارا
بخربة.
قال أبو عبد
الله: الخربة:
البلية.
[-4295-] Ebu Şureyh el-Adevl'den rivayete göre o, Amr b. Said'e Mekke
üzerine asker birlikleri gönderirken şöyle dedi: Ey emir, bana müsaade et de
Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in Mekke fethinin ertesi günü ayağa kalkıp
söylediği sözleri sana nakledeyim. O bu sözlerini söylerken bu iki kulağı m onu
işitmiş, kalbim o sözlerini bellemiş, gözlerim kendisini görmüştü: O Allah'a
hamd ve sena ettikten sonra şöyle buyurdu: Şüphesiz Allah Mekke'yi haram
kılmıştır. Fakat insanlar onun haram kılınmış olmasına riayet etmediler.
Allah'a ve ahiret gününe iman eden bir kimsenin Mekke'de bir kan dökmesi helal
değildir. Mekke'nin bir ağacını koparamaz. Eğer herhangi bir kimse Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in bu şehirde savaşmış olduğunu ileri sürerek buna
dair bir ruhsat olduğunu kabul edecek olursa ona deyiniz ki: Şüphesiz Allah,
Resulüne izin verdiği halde size izin vermemiştir. Hem ona bir günün bir
saatinde izin vermiştir. Artık dünkü haramlığı ne ise bugün de hürmeti aynı
şekilde geri gelmiştir. Burada hazır olan, hazır olmayana bildirsin."
Ebu Şureyh'e: Peki, Amr sana ne dedi, diye soruldu. Ebu Şureyh
dedi ki:
"Bana: Ey Ebu Şureyh, ben bunu senden
daha iyi biliyorum dedi. Şüphesiz harem bölgesi bir isyankarı, bir kan
davasıyla kaçmış olan birisini yahut da bir tahribat yaparak kaçmış olanı
himaye etmez."
Ebu Abdullah (Buhari) dedi ki: Tahribat'tan kasıt beliyedir.
حدثنا قتيبة:
حدثنا الليث،
عن يزيد بن
أبي حبيب، عن
عطاء بن أبي
رباح، عن جابر
بن عبد الله رضي
الله عنهما:
أنه
سمع رسول الله
صلى الله عليه
وسلم يقول عام
الفتح وهو
بمكة: (إن الله
ورسوله حرم
بيع الخمر).
[-4296-] Cabir b. Abdullah r.a.'dan rivayete göre "Mekke fethi yılında
Mekke'de iken Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i şöyle derken
dinlemiştir: Şüphesiz Allah da, Resulü de içki alışverişini haram
kılmıştır."
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"O sizin" faziletini "bildiğiniz
kimselerdendir" demektir: "Benden onlara" faziletinin bir
kısmını "göstermek için ... "