SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-MEĞAZİ

<< 1595 >>

DEVAM: 31. ZATU'R-RİKA' GAZVESİ

 

حدثنا اسماعيل قال: حدثني أخي، عن سليمان، عن محمد بن أبي عتيق، عن ابن شهاب، عن سنان بن أبي سنان الدؤلي، عن جابر بن عبد الله رضي الله عنهما أخبره: أنه غزا مع رسول الله صلى الله عليه وسلم قبل نجد، فلما قفل رسول الله صلى الله عليه وسلم قفل معه، فأدركتهم القائلة في واد كثير العصاه، فنزل رسول الله صلى الله عليه وسلم وتفرق الناس في العضاه يستظلون بالشجر، ونزل رسول الله صلى الله عليه وسلم تحت سمرة فعلق بها سيفه. قال جابر: فنمنا نومة، ثم إذا رسول الله صلى الله عليه وسلم يدعونا فجئناه، فإذا عنده أعرابي جالس، فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (أن هذا اخترط سيفي وأنا نائم، فاستيقظت وهو في يده صلتا، فقال لي: من يمنعك مني؟ قلت: الله، فها هو ذا جالس). ثم لم يعاقبه رسول الله صلى الله عليه وسلم.

 

[-4135-] Cabir b. Abdullah r.a.'dan rivayete göre "o, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte Necid taraflarına doğru bir gazaya katılmıştı. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem geri döndüğünde kendisi de onunla birlikte geri dönmüştü. Arabistan kirazı gibi oldukça yüksek ağaçların bulunduğu bir vadide gün ortası sıcağı vaktinde yetişmiş oldular. Reslilullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bineğinden indi. Herkes ağaçların gölgesinden istifade etmek üzere ağaçların altına çekilerek dağılmış oldu. Reslilullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem da bir Arabistan kirazı ağacının altına oturdu ve kılıcını da o ağaca astı.

 

Cabir dedi ki: Bir uykuya daldık ki uyandığımızda Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in seslenerek bizi çağırdığını işittik. Onun yanına vardık. Yanında bedevi bir arap oturuyordu.

 

Reslilullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

 

Ben uyuyorken bu gelip benim kılıcımı çekti. Uyandığımda kılıcımın kınından sıyrılmış olduğu halde elinde olduğunu gördüm. Bana:

 

Seni elimden kim kurtarabilir, dedi. Ben: Allah deyiverdim. İşte şu oturan adam odur. Daha sonra Allah Reslilü Sallallahu Aleyhi ve Sellem onu cezalandırmadı. "

 

Tekrarı (2910, 2913, 4139),

 

Diğer tahric: Hadisi Nesai (s.kübra) siyer (8719, 8801) Müslim 4/1786 (13), Ahmed, Müsned (14335) ve İbn Hibban (4537) rivayet etmişlerdir.

 

 

وقال أبان: حدثنا يحيى بن أبي كثير، عن أبي سلمة، عن جابر قال: كنا مع النبي صلى الله عليه وسلم بذات الرقاع، فإذا أتينا على شجرة ظليلة تركناها للنبي صلى الله عليه وسلم، فجاء رجل من المشركين وسيف النبي صلى الله عليه وسلم معلق بالشجرة فاخترطه، فقال: تخافني؟ قال: (لا). قال: فمن يمنعك مني؟ قال:(الله). فتهدده أصحاب النبي صلى الله عليه وسلم وأقيمت الصلاة، فصلى بطائفة ركعتين، ثم تأخروا، وصلى بالطائفة الأخرى ركعتين، وكان للنبي صلى الله عليه وسلم أربع، وللقوم ركعتان.

وقال مسدد، عن أبي عوانة، عن أبي بشر: اسم الرجل غورث بن الحارث، وقاتل فيها محارب خصفة.

 

[-4136-] Cabir dedi ki: "Zatu'r-Rika"da Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte idik. Gölgesi etrafa iyice yayılmış bir ağacın yanından geçtik. Onu Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e bıraktık. Müşriklerden bir adam geldi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in kılıcı da ağaca asılı bulunuyordu. O kılıcı kınından sıyırdı ve ona:

 

Benden korkuyor musun, dedi. Allah Reslilü ona: Hayır diye cevap verdi.

 

Adam: Peki, seni elimden kim kurtarabilir, dedi. Allah Reslilü: Allah diye buyurdu.

 

Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in ashabı onu tehdit ettiler. Sonra namaz için kamet getirildi. Bir kesim ile iki rekat kıldı. Sonra onlar geri çekildiler. Diğer kesime de iki rekat kıldırdı. Böylelikle Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem dört rekat, diğerleri ikişer rekat kılmış oldular."

 

Müsedded'in, Ebu Avane'den, onun da Ebu Bişr'den rivayetine göre "bu adamın adı Gavres b. el-Haris'tir. (Allah Resulü) onda (o gazvede) Hasfelilerden olan Muhariblilere karşı savaşmıştı."

 

 

وقال أبو الزبير، عن جابر: كنا مع النبي صلى الله عليه وسلم بنخل، فصلى الخوف.

وقال أبو هريرة: صليت مع النبي صلى الله عليه وسلم في غزوة نجد صلاة الخوف، وإنما جاء أبو هريرة إلى النبي صلى الله عليه وسلم أيام خيبر.

 

[-4137-] Cabir'den rivayete göre "Biz Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte Nahl denilen mevkide bulunuyorduk. Korku namazı kıl(dır)dı."

 

Ebu Hureyre de şöyle demiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte Necid gazvesinde korku namazını kıldım."

 

Ebu Hureyre de Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanına Hayber günlerinde gelmiştir.

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Gün ortası sıcağında yetiştiler." Gün ortasında ve sıcağın ilerlediği bir zamanda yetiştiler.

 

"İri ağaçları bol bir yer" oldukça iri dikenleri olan her bir ağaç için "el-İdah" ifadesi kullanılır.

 

"Resulullah sallall€ıhu aleyhi ve sellem" yaprakları pek çok bir ağaç olan "bir Arabistan kirazı altında konakladı."

 

"Resulullah sallall€ıhu aleyhi ve sellem bizi çağırıyordu. Yanına gittik. Yanında bir bedevi vardı." Bu anlatılanlar Yahya yoluyla gelen rivayetin mahiyetini açıklamaktadır. Çünkü o rivayette:

 

"Müşriklerden bir adam eldi. .. " denilmektedir.

 

(Sözü edilen 4136 nolu hadisteki rivayettir)

 

"Bana: Seni benim elimden kim kurtarabilir dedi." Yahya yoluyla gelen (4136 nolu hadisteki) rivayette şöyle denilmektedir: "Benden korkuyor musun, dedi. Allah Resulü: Hayır diye cevap verdi. Peki, seni benim elimden kim kurtarabilir, dedi."

 

Bu soruyu Ebu'l-Yeman yoluyla gelen ve Cihad bölümündeki rivayette üç defa tekrarlamış olduğu belirtilmektedir. Böyle bir soru inkar anlamını ihtiva eden bir istifhamdır. Yani seni kimse benim elimden kurtaramaz. Çünkü bedevi arap kılıç elinde bulunduğu halde ayakta duruyordu. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem da oturuyordu ve kılıcı da yoktu.

 

Bedevi arabın sözlerini birkaç defa tekrarlamış oluşundan şu anlaşılmaktadır: Şam yüce Allah ona karşı Nebiini korumuş bulunuyordu. Yoksa Nebii öldürmek suretiyle kavmi arasında üstün bir mevkiye ulaşmaya gerek görmekle birlikte sözlerini birkaç defa tekrarlamasına hiç de ihtiyaç olmazdı. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in ona "Allah" diye cevap vermesi yani beni senin elinden Allah kurtarabilir demesi de buna bir işarettir. Bundan dolayı bedevi arap bu sorusunu tekrarlamış, fakat Allah Resulü de ona bundan farklı bir cevap vermemiştir. Bu şekildeki cevap ile adamın o halini alabildiğine küçümsediği ve hiçbir şekilde ona aldırmadığı da görülmektedir.

 

"İşte o kişi burada oturuyor. Sonra Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem onu cezalandırmadı bile." Sanki bedevi arap Allah Resulünün o pek büyük sebatını görünce kendisinin de ona yapmak istediğinin engellendiğini anlayınca Allah Resulünün doğru olduğundan emin olmuş ve hiçbir şekilde ona zarar veremeyeceğini anlamış olduğundan silahı elinden bırakmış ve kendisinin teslim alınmasına hazır olduğunu izhar etmişti.

 

el-Vakidı buna yakın bir şekilde olayı zikretmiş ve bu kişinin Müslüman olduğunu belirtmiş, kavminin yanına geri dönerek onun vasıtası ile pek çok kimsenin hidayete erdiğini de bildirmiştir. İşaret ettiğimiz İbn İshak rivayetinde de "bundan sonra o adam Müslüman oldu" denilmektedir.

 

Hadis-i şeriften, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in aşırı derecede kahraman olduğu, çok güçlü bir yakıninin bulunduğu, eziyetlere karşı sabırlı olduğu, cahillere karşı da halim (cehaletlerini affedici ve bağışlayıcı) olduğu anlaşılmaktadır.

 

Yine hadisten anlaşıldığına göre konaklama halinde askerlerin etrafa dağılıp uyumaları caizdir. Ancak bu onların korkmalarım gerektirecek herhangi bir durum olmadığı takdirde sözkonusu olabilir.