DEVAM: 25. İSLAM DÖNEMİNDE NÜBUVVET ALAMETLERİ
حدثنا معلى
بن أسد: حدثنا
عبد العزيز بن
مختار: حدثنا
خالد، عن
عكرمة، عن ابن
عباس رضي الله
عنهما: أن
النبي صلى
الله عليه
وسلم دخل على
أعرابي يعوده،
قال: وكان
النبي صلى الله
عليه وسلم إذا
دخل على مريض
يعوده قال:
(لابأس، طهور
إن شاء الله).
فقال له:
(لابأس طهور
إن شاء الله).
قال: قلت:
طهور؟ طلا، بل
هي حمى تفور،
أو تثور، على
شيخ كبير،
تزيره
القبور، فقال
النبي صلى
الله عليه
وسلم: (فنعم
إذا).
[-3616-] İbn Abbas r.a.'dan rivayete göre "Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem hasta ziyaretinde bulunmak üzere bedevi bir arabın yanına girdi. Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem ziyaret etmek amacıyla bir hastanın yanına girdiği
vakit: Hayırdır, inşallah (günahlardan) bir arınmadır, dedi. Bedeviye de:
Hayırdır, inşallah (günahlarından) bir arınmadır, dedi. Bedevi:
Sen arınmadır mı dedin? Hayır, aksine o oldukça yaşlı bir ihtiyar
üzerine kaynayıp taşan ve ona kabirleri ziyaret ettirecek bir hummadır, dedi.
Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: O zaman öyle olsun, diye
buyurdu."
Tekrar: 5656, 5662 ve 7470