22. ALDATAN / SÖZÜNDE DURMAYIP HIYANET EDEN KİMSE İSTER İYİ
İSTER KÖTÜ (FACİR) BİRİ OLSUN GÜNAHKARDIR
حدثنا
أبو الوليد:
حدثنا شعبة،
عن سليمان الأعمش،
عن أبي وائل،
عن عبد الله.
وعن ثابت، عن
أنس، عن النبي
صلى الله عليه
وسلم قال: (لكل
غادر لواء يوم
القيامة، قال
أحدهما: ينصب،
وقال الآخر:
يرى يوم القيامة،
يعرف به).
[-3186 - 3187-] Enes İbn Malik r.a.'in naklettiğine göre Resulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Verdiği sözde durmayıp hainlik eden
herkesin kıyamet gününde bir sancağı olacaktır. Bu sancak kıyamet günü
dikilecek - başka bir rivayete göre "oradakiler tarafından görülecek"
- ve onun tanınmasını sağlayacaktır."
حدثنا
سليمان بن
حرب: حدثنا
حماد، عن أيوب،
عن نافع، عن
ابن عمر رضي
الله عنهما
قال:
سمعت
النبي صلى
الله عليه
وسلم يقول:
(لكل غادر
لواء ينصب
بغدرته).
[-3188-] Abdullah İbn Ömer r.a. şöyle demiştir: "Resulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu işittim: "Sözünde durmayıp hıyanet eden
herkes için kıyamet gününde hıyaneti ölçüsünde sancak dikilecektir."
Tekrar: 6177,6178,6966 ve 7111
حدثنا
علي بن عبد
الله: حدثنا
جرير، عن
منصور، عن
مجاهد، عن
طاوس، عن ابن
عباس رضي الله
عنهما قال: قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم يوم فتح
مكة: (لا هجرة،
ولكن جهاد
ونية، وإذا
استنفرتم
فانفروا). وقال
يوم فتح مكة:
(إن هذا البلد
حرمه الله يوم
خلق السماوات
والأرض، فهو
حرام بحرمة
الله إلى يوم
القيامة،
وإنه لم يحل
القتال فيه
لأحد قبلي،
ولم يحل لي
إلا ساعة من
نهار، فهو
حرام بحرمة
الله إلى يوم
القيامة، لا
يعضد شوكه،
ولا ينفر
صيده، ولا
يلتقط لقطته
إلا من عرفها،
ولا يختلى
خلاه). فقال
العباس: يا
رسول الله،
إلا الإذخر،
فإنه لقينهم
ولبيوتهم، قال:
(إلا الإذخر).
[-3189-] Abdullah İbn Abbas r.a.'ın naklettiğine göre Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem Mekke'nin fethedildiği gün şöyle buyurmuştur: "Artık
hicret yoktur. Ancak cihad ve niyet vardır. Siz eğer savaş için çağırılacak
olursanız derhal bu çağrıya uyun!" Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve
Sellem aynı gün yine şöyle buyurdu:
"Allah Teala işte bu beldeyi, gökleri ve yeri yarattığı
günden beri haram kılmıştır ve burası yine Allah’ın haram kılması ile kıyamet
gününe kadar haram olmaya devam edecektir. Burada savaşmak için benden önce hiç
kimseye musaade edilmediği gibi bana da müsaade edilmemiştir. Burada savaşmak
sadece bir günün kısa bir süresi için helal kılınmıştır. Burası Allah'ın haram
kılması ile kıyamet gününe kadar haram olmaya devam edecektir. Buranın otu
koparılmaz, avları ürkütülmez, buluntu malları sadece özellikleri belirtilip
sahibine iade edilmek üzere alınabilir."
Bu sırada Abbas şöyle dedi: "Ey Allah'ın Resulü, izhir otunun
toplanmasını bundan istisna edelim. Çünkü onlar bunu evleri için
kullanırlar." Abbas bunu söyleyince Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem de:
"izhir hariç" buyurdu.
AÇIKLAMA: İmam Buhari
kullandığı bu başlık ile anlaşmaya hıyanet etmenin günah olması bakımından iyi
insanlarla kötü insanlar arasında veya kötü bir kimsenin iyi ya da kötü
birisine hıyanet etmesi arasında herhangi bir fark bulunmadığını göstermek
istemiştir.
("Bu sancak kıyamet günü dikilecek - başka bir rivayete
göre "oradakiler tarafından görülecek" - ve onun tanınmasını
sağlayacaktır.") İmam Müslim'in Günder İbn Şu'be yoluyla naklettiği aynı
hadiste şu ek bilgi bulunmaktadır: "Denir ki:
İşte bu, falan kişinin hıyanetidir!" Yine İmam Müslim'in
Ebu Saıd'den naklettiğine göre Resulullah (s.a.v.): "Bu sancak o kişinin
hıyanetinin büyüklüğü ölçüsünde yukarı kaldırılır." Bir başka rivayet de
şöyledir: "Bu sancak onun arkasına takılır!" İbnü'l-Müneyyir bu hadis
hakkında şu değerlendirmeyi yapmıştır:
"Bu kişi adeta asıl ulaşmak istediği hedefin tam tersi ile
cezalandırılmıştır. Çünkü sancak genel bir uygulama olarak en başta taşınır ve
eğer bu sancağı taşıyanlar küçük düşürülmek isteniyorsa sancak ayaklar altına
alınır. Bir yerde sancak taşınıyorsa insanlar özellikle ona bakar. Bu bakımdan
sancağı taşıyan kişi de önemlidir. Zira sancağa bakan insanlar daha sonra onu
seyretmeye koyulurlar. İşte kıyamet gününde de insanlar önce hıyanet edenin
sancağına bakacak ve ardından da onu fark edeceklerdir. Böylece o kişi kıyamet
gününde rezil ve rüsvay olacaktır."
("Sözünde durmayıp hıyanet eden herkes için kıyamet gününde
hıyaneti ölçüsünde sancak dikilecektir.") Kurtubı bu konuda şöyle der:
"Resulullah (s.a.v.) burada Arap toplumunun uygulama haline getirdiği için
rahatlıkla anlayabileceği bir üslup kullanmıştır. Zira Araplar verilen söze
bağlılığı ifade etmek üzere beyaz sancakla işaret verir, buna karşılık sözün
bozulması durumunda hıyanet eden tarafı kınamak için siyah sancak
kullanırlardı. Bu bakımdan hadis hıyanet eden kişi için de aynı durumun söz
konusu olacağını bildirmektedir. Böylece hıyanet eden kimsenin kıyamet gününde
bu özelliğiyle tanınması ve orada bulunanlar tarafından kınanması mümkün
olacaktır. Sözünde sadık olanları övmek için kıyamet gününde sancak dikilmesi
konusunda herhangi bir rivayet bulunmamaktadır. Fakat onların da buna benzer
bir uygulama ile taltif edilmeleri hiç de uzak bir ihtimal değildir. Nitekim
Resul-i Ekrem'in (s.a.v.) "Hamd Sancağı (livai hamd)" adında bir
sancağının olacağı sabittir."
Hadisten Çıkarılan Dersler
1. Bu hadis başta devlet başkanı ve idari' makamları işgal eden
kimselerin hıyaneti olmak üzere her türlü hıyanetin haram olduğunu
göstermektedir. Çünkü idari' makamlarda görevli olanların hainlik etmesi bir
çok kişiyi olumsuz yönde etkileyen kötü sonuçlar doğurur. Hele de bu kimselerin
verdikleri sözü tutma güç ve imkanına sahip oldukları düşünülürse böyle bir
vefasızlığın olumsuzlukları daha iyi kavranabilecektir.
Kadi' Iyaz bu hadis hakkında şunları söylemiştir:
"Yukarıdaki hadisin özellikle sözünde durmayıp hıyanet eden devlet
başkanının kınanması hakkında varid olduğu genel kabul gören bir anlayıştır.
Buna göre bir devlet başkanı halkına, harp halinde bulunduğu ülkelere ve üstlenmiş
olduğu başkanlık görevine sadık kalmaz, verdiği sözleri gereği gibi yerine
getirmezse tam anlamıyla hainlik etmiş olur. Buna karşılık hadiste kasdedilen
anlam "halkın devlet başkanına karşı hainlik etmesinin
yasaklanmasıdır" diyenler de olmuştur. Buna göre halk devlet başkanına
karşı isyankar bir tutum içinde olmayacak ve onun işlediği günahları ileri
sürerek baş kaldırmayacaktır. Zira tüm bunlar toplumda kargaşa ve kaos meydana
getirir. Ancak ilk görüş daha doğrudur."
Fakat ben hadisin daha genel bir anlamda yorumlanması
gerektiğini düşünüyorum; böyle bir yorumu engelleyecek bir sebep de bilmiyorum.
Bu hadisle ilgili ayrıntılı açıklama "Kitabü'l-fiten"de yapılacaktır.
2. Kıyamet gününde insanlar babalarına isnad edilerek,
babalarının isimleriyle çağırılacaklardır. Nitekim hadisin başka varyantlarında
geçen "falanca kişi- . nin oğlu" ifadesi bunu göstermektedir.
Bu başlık altında tam olarak zikredilen "Fetih'ten sonra
hicret yoktur" şeklindeki İbn Abbas'ın hadis hakkında daha önce
"Cihad" Bölümünün son kısımlarında açıklama yapılmıştı. Fakat bu
hadisin başlıkla ilişkisi açık değildir. İbn Battal'ın konu hakkındaki
açıklamaları bu kapalılığa ışık tutmaktadır: "Allah'ın yasakları kullarına
yönelik birer anlaşma maddesi niteliğindedir. Bir kimse bu ilahi emir ve
yasaklardan veya anlaşma maddelerinden birini çiğneyecek olursa Allah'a verdiği
söze ihanet etmiş sayılır. Hz. Nebi (s.a.v.) de Mekke'yi fethettiği zaman
herkesin güvende olduğunu beyan etmiş ve Mekke'de savaşmanın haram olduğunu
açıkça ilan etmişti. Böylece onlara elde ettikleri bu güven ve emanı hiç
kimsenin ihanet yoluyla bozamayacağını duyurmuştu."