-3- 119 - باب:
الأجير.
120. SAVAŞ İÇİN ADAM TUTMAK (PARALI ASKER) VE MALZEME KİRALAMAK
وقال الحسن
وابن سيرين:
يقسم للأجير
من المغنم.
وأخذ عطية بن
قيس فرسا على
النصف، فبلغ
سهم الفرس
أربعمائة دينار،
فأخذ مائتين،
وأعطى صاحبه
مائتين.
Hasan-ı Basri ve İbn Sirin, paralı askere ganimetten pay
verileceğini söylemişlerdir. Atiyye İbn Kays ganimetteki payının yarısı
karşılığında birisinden bir at kiraladı. Bu ata ganimetten dört yüz dinar pay düştü.
Atiyye iki yüz dinarı kendi aldı kalan iki yüz dinarı da atın sahibine verdi.
حدثنا
عبد الله بن
محمد: حدثنا
سفيان: حدثنا
ابن جريج، عن
عطاء، عن
صفوان بن
يعلى، عن أبيه
رضي الله عنه
قال: غزوت
مع رسول الله
صلى الله عليه
وسلم غزوة تبوك،
فحملت على
بكر، فهو أوثق
أعمالي في
نفسي،
فاستأجرت
أجيرا، فقاتل
رجلا، فعض
أحدهما
الآخر،
فانتزع يده من
فيه ونزع
ثنيته، فأتى
النبي صلى
الله عليه وسلم
فأهدرها،
فقال: (أيدفع
يده إليك
فتقضمها كما
يقضم الفحل).
[-2973-] Safvan İbn Ya'la babasının şöyle dediğini
nakletmiştir: Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte Tebuk
savaşında bulundum. Bu savaşa malzemelerimi yüklediğim genç bir deve ile
katılmıştım. Bu deve benim en çok güvendiğim hayvanım idi. Bu sırada ücret
karşılığı bir de adam tutmuştum. Benim tuttuğum adam birisiyle kavga etti ve
dövüştüğü kişinin elini ısırdı. Adam da can havliyle elini çekince onun ön
kesici dişi söküldü. Sonra Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e gelerek
durumu arz etti. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem de kendisine kanının heder
olduğunu, herhangi bir diyet alamayacağını söyleyerek şöyle buyurdu: "Ne
sandın ya! Devenin otu ağzında çiğneyip ezdiği gibi çiğnemen için adam elini
sana mı bırakacaktı!"
AÇIKLAMA: Ücret karşılığında
savaşa katılan paralı askerlerin iki durumu vardır:
1. Hizmet için tutulmuştur: Evzaı, Ahmed İbn Hanbel ve İshak İbn
Rahu.ye'ye göre hizmet için tutulan ve savaş sırasında kendisini tutan kimseye
hizmet edene ganimetten pay verilmez. Fakat alimlerin çoğunluğu Seleme hadisine
dayanarak hizmet için tutulan kişilere de ganimetten pay verileceğini
söylemişlerdir. İmam Müslim'in naklettiğine göre Seleme şöyle demiştir:
"Talha bir savaşta beni ücretli olarak tutmuştu. Ben onun atın ın
bakımıyla ilgileniyordum." İşte bu rivayette Hz. Nebi'in (s.a.v.) SelemeIye
ganimetten pay verdiği ifade edilmektedir. Sevrı ise hizmet için tutulan kişiye
savaşmadıkça ganimetten pay verilmeyeceği görüşündedir.
2. Savaş için tutulmuştur: Malikilere ve Hanefllere göre
savaşması için paralı olarak tutulan kimselere ganimetten pay verilmez.
Alimlerin çoğunluğu ise böyle kimselerin pay alabilecekleri görüşündedir. Ahmed
İbn Hanbel şöyle demiştir: "Devlet başkanı/komutan paralı askerler tutup
bir birlik oluşturmuşsa bu kimselere anlaşılan ücret dışında ganimetten
herhangi bir pay verilmez." İmam Şafii konu hakkındaki görüşlerini şöyle
açıklamaktadır: "Cihad ile yükümlü olmayan kimseler hakkındaki hüküm
böyledir. Fakat hür, ergenlik çağına girmiş bir Müslüman savaş için ordu
saflarına katılmışsa artık cihad etmek ona farz-ı ayn olur. Dolayısıyla
kendisine ganimetten pay verilir ancak bunun dışında herhangi bir ücret
alamaz."
(Atiyye İbn Kays'ın miktarı belirli olmayan bir ücret
karşılığında at kiralaması): Böyle bir uygulamada muhabereyj caiz görenlere
göre herhangi bir sakınca bulunmamaktadır. Ebu Hanife, İmam Şafii ve İmam
Malik'in aksine Ahmed İbn Hanbel ile Evzaı bu tür bir sözleşmenin geçerli
olacağını söylemişlerdir.
İmam Buhari bu konu başlığı altında Safvan hadisine de yer
vermiştir. Çünkü bu rivayette Safvan bir adam tuttuğundan bahsetmektedir.
Mühelleb şöyle demiştir: "İmam Buharı bu hadise dayanarak cihad sırasında
hür kimselerin ücretli olarak tutulabilecekleri hükmünü çıkarmıştır. Zaten
Allah Teala mü'minlere genelolarak hitap etmiştir: "Şunu iyi biliniz ki,
ganimet olarak ele geçirdiğiniz her şeyin beşte biri Allah'ındır ... '' İşte
ücretli olarak savaşa katılan kimseler de bu hitabın kapsamına girerler."
Ebu Davud bu rivayeti Ya'la İbn Ümeyye yoluyla buradakinden daha
açık bir şekilde nakletmiştir: "Resulullah (s.a.v.) savaşa çıkılması için
çağrı yapmıştı. Benim yaşım da ilerlemişti. Bana yardımcı olacak bir hizmetçim
de yoktu. Ben de bunun için bir adam aramaya koyuldum. Ganimetten alacağım pay
ile hem onun ücretini verecektim hem de kendi ihtiyaçlarımı karşılayacaktım.
Sonunda birisini buldum. Adam bana doğru gelip bineğe yaklaştı ve:
"Ganimetten sana ne kadar pay düşeceğini bilemem" diyerek ganimet
ister ele geçirilsin isterse geçirilmesin kendisine baştan belirlenecek bir
bedel verilmesini istedi. Ben de ona üç dinar vereceğimi söyledim."